Bu blogda, yaratılışın kaynak kodları olan kelimelerin ve ayetlerin semantik, nümerolojik ve etimolojik açıdan incelenmesi ve bilimsel veriler ile ilişkilendirilmesi sonucunda ortaya çıkan tespitlere yer verilmektedir.
Çeviri
Saturday, December 2, 2017
Dönüşünüz O'nadır.
Friday, December 1, 2017
Bilenler ve Bilmeyenler
30/6 - Va'dellah la yuhlifüllahü va'dehu ve lakinne EKSERAN NASİ LA YA'LEMUN ( Ve Allah' ın vaadidir. Allah vaadine ihtilaf etmez. İNSANLARIN ÇOĞU BİLMEZLER. )
.......
.......
Adem ( Yokluk )
"İnsan" adı verilen, ruh tesiri altında kaba madde planı / alemi dünyada tezahür etmiş varlığın temel var olma ( yaratılmış olma ) amacı sonsuza dek sürecek ruhsal tekamül ( gelişim, evrim ) sürecinde ADEM* ( Yokluk ) mertebesine erişmektir. Zira, her ruh belirli bir tekamül sürecine ihtiyaç duyar ve varlığını bu süreç doğrultusunda kainat ( evren ) adı verilen kaba, yarı süptil ve süptil niteliklerden oluşan madde aleminde defalarca bedenlenmek ( ölüp**-dirilmek ) suretiyle devam ettirir. Bir ruhun tekamül etmiş olabilmesi için de öncelikle madde ile ilişkisini kesmesi, saf ruh kalması, akabinde "var olma" niteliğinden sıyrılması yani "yokluk" mertebesine erişmesi gerekir.
Yaratılışın temel niteliği olan "düalite" ( ikilik ) kavramı yaratılışın gerçekleşmesi ile birlikte tezahür etmiştir. Zira "Yokluk - Varlık" olarak anılan iki zıt kavram ilahi nizamdaki temel "düalite" unsurlarıdır. Yaratılış planlarının yani varlık safhasının iki temel zıt kavramı ise “Ruh” ve “Madde” kavramlarıdır. "Ünite" kavramı ise sadece Allahü Teala'nın indindeki bir kavram olup, yaratılmış varlıklar bulundukları alemler içinde bu kavramı deneyimlememekle birlikte ruhsal tekamül seviyelerine bağlı olarak ancak çok az seviyede sezgisine ulaşabilmektedirler. Yaratılmış olan yani "yokluk" safhasından "varlık" safhasına geçmiş her olgu tekamüle ihtiyaç duyar. Dolayısıyla varlıkların temel amacı muhtelif idrak seviyelerinde deneyimleyecekleri muhtelif yaşam döngüleri neticesinde ruhsal tekamüllerini tamamlayarak madde aleminden ruh alemine geçmek ve akabinde de ait oldukları "yokluk" safhasına geri dönebilmektir. Bu "dönüş" kavramı, Kur'an'da "Rab'be dönmek", "Allah'a dönmek" ifadesiyle zikredilmekte ve tekamül seviyesi ne olursa olsun yaratılmış varlıklar tarafından ancak “yok oluş” olarak algılanabilmektedir. Zira “Allah’a dönüş” ifadesinin içeriğinin yaratılmış varlıklar tarafından idraki mümkün değildir.
7/29 Kul emera rabbi bil kisti ve ekimu vucuhekum inde kulli mescidin ved’uhu muhlisine lehud din KEMA BEDEEKUM TEUDUN
( De ki: "Rab’bim bana adaleti emretti. Her mescidde yüzünüzü O’na doğrultun ve dini O’na halis kılarak O’nu çağırın. O SİZİ YARATTIĞI GİBİ DÖNERSİNİZ." )
** Ölmek, belirli bir alemdeki / plandaki / boyuttaki bir varlığın o alemdeki varlığının son bulmasını ve başka aleme geçişini ifade eden bir kavram olup, esas itibarıyla ruh, ebedi varlığa, diriliğe sahip bir olgu, bir kelimedir. )
Wednesday, November 29, 2017
Cennet ( Gökler ) ve Cehennem ( Yer )
Bu ayetler, açık bir şekilde farklı bir ortamdaki farklı yaşam formunun tanımlamasını içermektedir. ( Meşhur Roswell olayı akabinde medyaya otopsi görüntüleri yansıyan ve bir tanesiyle medyum aracılığıyla iletişim kurulan dünya dışı varlıkların bedensel özellikleri hatırlanabilir. )
Necm ( Yıldız ) suresinin aşağıdaki ayetlerinde ise cennetin bir yıldız sistemi içinde olduğu belirtilmektedir. Aynı surede Şi'ra'dan da ( Sirius ) bahsedilmesi, tekamül eden insanın farklı bir maddi varlık olarak Sirius yıldız sisteminde yaşamına ve sınav sürecine devam edeceği hususunu gündeme getirmektedir.
Zira, "Yerin başka yere dönüşeceğini" bildiren aşağıdaki ayetler de esas itibarıyla Cehennem * adı verilen ortamın dünyanın ( Yerin ) ta kendisi olduğunu bildirir niteliktedir. ( * Cehennem kelimesi Latin kökenli bir kelime olup, Ge ( Vadi ) ve Hinnom ( Kral ismi ) kelimelerinden oluşmuştur. Hinnom Vadisi, büyük ateş yakılmak suretiyle çöplerin imha edildiği yer için kullanılmaktadır. )
Ayrıca Hud suresinin aşağıdaki ayetlerinde Cennet ve Cehennem tanımları yapılmaktadır. Ayetlerde Ateşin ( Cehennem ) ve Cennetin "Gökler ve Yer daim olduğu sürece" var olacakları bildirilmektedir. Bu bildiriye istinaden, Göklerin Cennet, Ateşin de Yer olduğu anlaşılmaktadır.
11/106 - Fe emmellezine şeku fe fin NARİ lehüm fıha zefırun ve şehik ( O bedbaht olanlar ATEŞİN içindedirler. Onlara orada hıçkırıkla nefes vererek inlemeler ve haykırışlar vardır. )
11/107 - Halidıne fıha MADEMATİS SEMAVATÜ VEL ERDU illa ma şae rabbük inne rabbeke fe'alün li ma yürıd ( Rab’binin dilemesi hariç, GÖKLER VE YER DAİM OLDUĞU SÜRECE onun içinde ebedidirler. Kesinlikle Rab’bin ne isterse yapar. )
11/108 - Ve emmellezine süıdu fe fil CENNETİ halidıne fıha MADEMATİS SEMAVATÜ VEL ERDU illa ma şae rabbük ataen ğayra meczuz ( Ve o mesud olanlar artık CENNETİN içindedirler. Rab’binin dilemesi hariç, GÖKLER VE YER DAİM OLDUĞU SÜRECE kesintisiz bağış olarak, onun içinde ebedidirler. )
Monday, November 27, 2017
70 ( 7 ve 10 )
Sonsuz Sevgi ... Allah Sevgisi
Sunday, November 26, 2017
Meleklerin Vefat ve Reenkarne Ettirmesi
Friday, November 24, 2017
Ruhsal Tekamül Döngüsü
Bu çerçevede İnsan, kendisine tesir eden ruhun yönlendirmesiyle yaşam adı verilen sınav sürecini deneyimleyen bilinçli maddi bir varlıktır. Kainat olarak adlandırılan madde aleminin farklı seviyelerinde bir çok yıldız sistemleri yer almakta olup, bu sistemlerde madde deneyimi yaşamakta olan birçok varlık türü bulunmaktadır.
14/19 - E lem tera ennellahe halekas semavati vel erda bil hakk in yeşe' yüzhibküm ve ye'ti bi halkın cedid ( Görmez misiniz ki, kesinlikle Allah gökleri ve yeri gerçekten yarattı. Eğer dilerse sizi giderir ve yeni yaratış getirir. )
Yaratılış döngüsünün "Gökler ve Yer var olduğu sürece devam edeceği." yani madde alemi var olduğu müddetçe cennet ve cehennem kavramlarının da var olacağı Hud suresinin ilgili ayetlerinde bildirilmektedir.
11/106 - Fe emmellezine şeku fe fin nari lehüm fıha zefırun ve şehik ( O bedbaht olanlar ateşin içindedirler. Onlara orada hıçkırıkla nefes vererek inlemeler ve haykırışlar vardır. )
11/107 - Halidıne fıha madametis semavatü vel erdu illa ma şae rabbük inne rabbeke fe'alün li ma yürıd ( Rab’binin dilemesi hariç, gökler ve yer daimi olduğu sürece onun içinde ebedidirler. Kesinlikle Rab’bin ne isterse yapar. )
11/108 - Ve emmellezine süıdu fe fil cenneti halidıne fıha madametis semavatü vel erdu illa ma şae rabbük ataen ğayra meczuz ( Ve o mesud olanlar artık cennetin içindedirler. Rab’binin dilemesi hariç, gökler ve yer daim olduğu sürece, kesintisiz bağış olarak, onun içinde ebedidirler. )
Dünya hayatında, "İnsan" ismi altındaki madde deneyimini başarıyla tamamlayan varlıkların göklerin kapılarından geçerek üst realitelere ( üst frekans, üst gök seviyesi ) geçecekleri, başarısız olanların ise yerde kalacakları hatta yerin alt seviyelerine inecekleri ve böylelikle insanlar arasında bir ayrışımın gerçekleşeceği Tarık suresinin ilgili ayetlerinde bildirilmektedir.
86/11 - Ves semai zatir rec' ( Ve geri dönüşlü gök, )
86/12 - Vel ardı zatis sad' ( Ve çatlamalı yer, )
86/13 - İnnehu le kavlün fasl ( Kesinlikle o ayrışım sözüdür. )
Tarık suresinin sıra numarası 86 olup, "İkili Yedi" nümerolojisi içermektedir. ( 8+6 = 14 ... 2x7 veya 7+7 )
Dünya hayatı deneyimini tamamlayamamış olan varlıkların, reenkarne olarak dünya hayatı ( cehennemi ) deneyimini tekrar yaşayacakları Nahl suresinin aşağıdaki ayetinde "Ömrün en rezil dönemine geri döndürülmek." ifadesiyle bildirilmektedir.
16/70 - Vallahü halekaküm sümme yeteveffaküm ve minküm men yüraddü ila erzelil umuri li keyla ya'leme ba'de ılmin şey'a innellahe alimün kadır ( Ve Allah sizi yarattı. Sonra sizi vefat ettirir. Sizden kimileri, ilimden sonra eşyayı aynısı gibi bilmesin diye ömrün en rezil dönemine erdirilir, döndürülür. Kesinlikle Allah bilendir gücü yetendir. )
İnsanın yaratılışı ve tekamül döngüsünü, 7 ve 8 nümerolojisi içerecek şekilde betimleyen İnsan suresi 76. sure olup, 31 ayet içermektedir. Surenin ilk ayeti olan 76/1 kodlu ayetin kod numarasının nümerolojik değeri 14 olup, bu ayette İkili Yedi kavramı zikredilmektedir.
76/1 - Hel eta alel insani hıynün mined dehri lem yekun şey'en mezkura ( ( İnsana uzun zamandan hatırlanacak bir şey olmadığı zaman gelmedi mi? )
76/12 - Ve cezahüm bima saberu cenneten ve hariren ( Ve o sabırlarından dolayı onların karşılığı cennettir ve ipektir. )
Ayette inanan ve sabreden kulların sınav döngüsünü başarıyla tamamlamaları durmunda cennet yaşamına nail olacakları bildirilmektedir. Ayet kodunun nümerolojik değeri döngü sonunu simgeleyen "7" sayısı olmaktadır. ( 7+6+1+2 = 16 ... 1+6 = 7 )
76/13 - Muttekiine fiha alel eraiki la yerevne fiha şemsen ve la zemheriren ( Orada, koltuklar üzerinde yaslanıp otururlar. Orada ne Güneş’i, ne de şiddetli soğuğu görmezler. )
Ayette cennet olarak tanımlanan ortamda "Güneş'in olmayacağı" bildirilmektedir. Yani bu ortam Güneş Sistemi dışında bir ortam olacaktır. Ayet kodunun nümerolojik değeri döngüyü ve yeni döngü başlangıcını simgeleyen "8" sayısı olmaktadır. ( 7+6+1+3 = 17 ... 1+7 = 8 )
76. surede 31 ayet olması da "8" nümerolojisi açısından önem arzetmektedir. 76/31 ... 7+6+3+1 = "8"
Thursday, November 23, 2017
Parmak Uçları ( Enamile )
Wednesday, November 22, 2017
70 Kere af dilesen de...
9/80 - İstağfir (1) lehüm (2) ev (3) la (4) testağfir (5) lehüm (6) in (7) testağfir (8) lehüm (9) SEB'INE (10) MERRATEN (11) fe (12) len (13) yağfir (14) allahü (15) lehüm (16) zalike (17) bi (18) enne (19) hüm (20) keferu (21) bi (22) allahi (23) ve (24) rasuli (25) h (26) ve (27) allahü (28) la (29) yehdi (30) el (31) kavm (32) el (33) fasikın (34) ( Onlara af iste veya onlara af isteme. Onlar için YETMİŞ KERE af istesen de Allah onlara af eylemeyecektir. Bu, kesinlikle onların Allah' ı ve resulünü inkar etmelerinden dolayıdır. Allah günahkarlar kavmini yönlendirmez. )
Ayette "70" tekrar veya "70" birimlik bir periyod sonunda bir değişim olması beklentisinden bahsedilmektedir. Bir başka deyişle "70" kere "Mağfiret" zikri yapılması neticesinde Allahü Teala'nın "Mağfiret" nimetine erişilebileceği beklentisi tasvir edilmektedir.
Ayette öncelikle bir şeyin sadece ve sadece Allahü Teala'nın istemesi sonucunda gerçekleşebileceği vurgulanmaktadır. Yani ister 70 ister 70,000 kere zikir yapılsın Allah istemediği ve izin vermediği müddetçe herhangi bir değişiklik oluşması mümkün değildir. Zira, ayetteki "Seb'ıne" ( Yetmiş ) kelimesinin sıra numarasının "10" ( İlahi mühür ) olması da bu hususu teyid etmektedir. Ancak, aynı zamanda "70" sayısının, kelime zikrine dayalı oluşum / değişim açısından bir döngü olduğu ve Allahü Teala'nın rızası durumunda değişimin tezahür etmesinin mümkün olabileceği de bildirilmektedir.
Ayette verilen bir diğer mesaj ise "70" sayısının döngü kavramını sembolize eden "7" kaynaklı bir başka ilahi sayı olduğudur.
Ayetin kod numarasını ( 9/80 ) oluşturan sayıların toplamı ise döngü ve yeni döngü başlangıcını sembolize eden "8" sayısını vermektedir. ( 9+8+0 = 17 ... 1+7 = "8" )
Ayetin 34 kelimeden müteşekkil olması da "7" ( 3+4 = 7 ) nümerolojisi açısından ayrıca önem arzetmektedir.
"7" sayısının Kur'an'da 31 kere tekrarlanıyor olması ile Allah kelimesinin Kur'an'daki tekrar adedi olan 2701 sayısının nümerolojik değeri arasında da ilişki bulunmaktadır. Zira ;
7 x 31 = 217 ... Bu sayı 2701 sayısındaki rakamlardan oluşmakta ve nümerolojik değer olarak "10" sayısını vermektedir. ( 2+1+7 = 10 )
Aldatıcı Dünya Hayatı ( Cehennem ), Reenkarnasyon Döngüsü ve Vazifeli Varlıklar
56/60 - Nahnü kadderna beynekümül mevte ve ma nahnü bi mesbukın ( Aranızda ölümü biz takdir edip ölçülendirdik. Önüne geçilebilecek olanlar değiliz. )
56/61 - Ala en nubeddile emsaleküm ve nunşieküm fi ma la ta'lemun ( Misallerinizi değiştirmemize ve sizi o bilmediğinizle inşa etmemize. )
Nihai ölüme yani dirilme nimetine nail olan ruhların Vazifeli Varlık olarak yaşamlarına devam ettiklerine ilişkin bilgi ise Al'i İmran suresinin 3/170 kodlu ayetinde bildirilmektedir.
"3/169" - Ve la tahsebennellezine kutilu fı sebılillahi emvate bel ahyaün ınde rabbihim yürzekun ( Ve kesinlikle o Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanmayın. Bilakis diridirler, Rab’lerinin indinde rızıklanırlar. )
Ayet kodundaki "19" nümerolojisi dikkat çekmektedir. ( 3+1+6+9 = 19 ... 1+9 = "10" )
Ayrıca ayetteki "Emvat" ( Ölüler ) kelimesinin sıra numarasının "10" olması da ilahi mühür sayısı açısından önem arzetmektedir. )
3/170 - Ferihıne bima atahümüllahü min fadlihı ve yestebşirune billezıne lem yelhaku bihim min halfihım en la havfün aleyhim ve la hüm yahzenun ( Allah’ ın onlara üstünlüğünden lütfundan verdiklerinden dolayı sevinirler. O arkalarında kalıp onlara katılamamış olanlara, üzerlerine korku olmadığını, hüzünlenmeyeceklerini müjdelemeyi isterler. )
Bir sonraki ayette de nihai ölüme yani dirilişe nail olmuş ruhların geride ( dünya hayatı / cehennem ) geride kalanlara Allah'ın izniyle bilgi aktarma ve rehberlik etme istekleri bildirilmektedir.
Nahl suresinin aşağıdaki ayetlerinde de kainat realitesinde ( gökler, evren ) vazifelendirilmiş varlıklardan ( Vazifeli Varlık ) bahsedilmektedir.
"16/49" - Ve (1) li (2) allahi (3) yescüdü (4) ma (5) fi (6) es (7) semavati (8) ve (9) ma (10) fi (11) el (12) erdı (13) min (14) dabbetin (15) ve (16) el (17) melaiketüe (18) hüm (19) la (20) yestekbirun "(21)" ( Ve debelenenlerden o göklerdekiler ve o yerdekiler ve melekler Allah için yere kapanırlar. Onlar kibirlenmezler. )
16/50 - Yehafune rabbehüm min fevkıhim ve yef'alune ma yü'merun ( Onların üzerinde olan Rab’lerinden korkarlar ve o emrolunduklarını yaparlar. )
Ayet kodunda ( 16/49 ) "7" ( 1+6 = 7 ) ve "İkili Yedi" ( 49 ... 7x7 ) nümerolojisi bulunmaktadır. Ayrıca 16/49 kodlu ayette "21" kelime bulunması "Ruh" kavramına işaret edilmekte olduğunun delili niteliğindedir.
https://atlantisjavasea.com/2017/03/05/lemuria-and-mu/
"Karn" kelimesi "Et, Nesil" anlamına da gelmekte olup Batı dillerinde "Et" anlamına gelen "Carn" veya "Charne" kelimelerine de kök teşkil etmektedir.
Allahü Teala'nın "yaratışı başlatıp döndürmesine" ilişkin ayetlerde reenkarnasyon döngüsünü tasvir eder niteliktedir.
30/11 - Allahü yebdeül halka sümme yüıydühu sümme ileyhi türceun ( Allah yaratışı ortaya çıkarıp başlatır. Sonra onu tekrarlayıp döndürür. Sonra O'na döndürülürsünüz. )
30/27 - Ve hüvellezi yebdeül halka sümme yüıydühu ve hüve ehvenü aleyh ve lehül meselül a'la fis semavati vel ard ve hüvel azızül hakım ( Ve yaratışı ortaya çıkarıp başlatan sonra onu tekrarlayıp döndüren O’dur. O O’na olağandır. Göklerde ve yerde en yüksek misaller O'nadır. O yücedir hakimdir. )
Hizalanma
Bilindiği üzere, Maya takvimindeki son gün olan 21.12.2012* tarihi Güneş sisteminin, ait olduğu Samanyolu Galaksisi'nin ekseniyle hizalanmasını yani "Kozmik Hizalanma"'yı ( Kuantum Sıçraması ) belirten tarihtir. Bu kozmik fenomen sonrasında bir portal açılmış, farklı ve yeni bir döngü başlamıştır. Bu döngü Yevmel Kıyameh ( Ayağa Kalkış Günü ) olarak da isimlendirilen ve 70,000 yıllık büyük döngünün kapanışı olan süreçtir. ( * 21.12.2012 tarihini oluşturan rakamların toplamı, farklı boyuta geçiş portalının sembolü olan 11 sayısını vermektedir. )
Kozmik hizalanmayı müteakip insanların algı ve bilinç seviyelerinde de bir yükseliş, bir kuantum sıçraması, oluşmuştur. "Hizalanma" kavramı, insanlar arasındaki bilinç ve algı farklılıkların azalmaya başlaması, bilinç ve algının eş seviyeye gelme süreci olarak tanımlanabilir. Kur'an'da "Gün" olarak tanımlanan bu süreçte, bir ayrışım da ( Yevmel Fasl / Ayrışım Günü ) yaşanmakta olup, "İyilerin" ve "Kötülerin" algıları ve bilinçleri bir üst seviyeye yükselerek kendi aralarında eş seviyeye gelmektedir. Böylelikle, insanlar arasında çok net bir ayrışım oluşmakta, farklı iki yolda düşünsel olarak hizalanan insanlar ortaya çıkmakta, iyi olan daha iyi, kötü olan daha kötü olmaktadır.
Allah zulmetmez. İnsan kendisine zulmeder.
Tuesday, November 21, 2017
Tek Nefis / Ortak Bilinç ... Ben = Sen = O = Biz = Siz = Onlar
"Tek nefisten yaratılmış olmak" kavramı esas itibarıyla "Tek Bilinç" veya "Kolektif / Ortak Bilinç"'in varlığının delili niteliğindedir. Bu durumda, insanlar arasında ben, sen, o ayrımının olmadığı, herkesin aslında tek bir benlik ( nefis ) olduğu ortaya çıkmaktadır.
"Tek nefisten yaratılış" kavramının ilk kez geçtiği 4/1 kodlu ayette 43 ( 4+3 = 7 ) kelime bulunması yaratılıştaki döngüsel periyodu simgeleyen "7" sayısı açısından önem arzetmektedir.
Dolayısıyla insanın, "diğerleri", "başkaları" için oluşturduğunu veya gerçekleştirdiğini sandığı tüm olumlu, olumsuz düşünceler ve eylemler ( İyilik veya Zulüm ) esas itibarıyla kendisi hakkındaki düşünceleri ve eylemleridir. Bu husus Bakara ve En'am surelerinin aşağıdaki ayetlerinde bildirilmektedir.
"Kendilerinden başkasını aldatmamak" kavramının ilk kez geçtiği 2/9 kodlu ayette 14 ( 2x7 veya 7+7 ) kelime bulunması yaratılıştaki düaliteyi simgeleyen "İkili Yedi" kavramı nümerolojisi açısından önem arzetmektedir.
Ayrıca, "Nefs" ( Benlik, Kendisi ) kelimesinin 293 kere tekrarlanıyor olması da "İkili Yedi" nümerolojisi açısından dikkat çekicidir. ( 293 ... 2+9+3 = 14 ... 2x7 veya 7+7 )
"Tek Nefis" kavramı, muhteif ayetlerde "İnsanın kendisine zulmetmesi" ifadesiyle de dolaylı olarak vurgulanmaktadır. "Zulüm" kelimesi "İnatçı ve zorba bir şekilde haksızlık yapılması ve bu haksızlığın sürdürülmesi" anlamına gelmektedir. Allah'ın ruhundan üfleyerek yaratmış olduğu insanın zulmetmesi ve özellikle bu zulmü kendisinden başkasına yapmıyor olması, zulmün Allah'ın indinde en büyük günahlardan olmasını sebebiyet vermektedir. İnsanın kendisine zulmetmekte olduğundan bahseden 22 ayet bulunmaktadır. Konuya ilişkin ilk ayet Bakara suresinin 2/57 kodlu ayetidir.
2/57 - Ve zallelna aleykümül ğamame ve enzelna aleykümül menne ves selva külu min tayyibati ma razaknaküm ve ma zalemuna ve lakin kanu enfüsehüm yazlimun ( Ve bulutu üzerinize gölgeledik. Üzerinize helva ve bıldırcın indirdik. O sizi rızıklandırdıklarımızın temizlerinden yiyin. Bize zulmetmediler. Ve lakin nefislerine zulmetmekteydiler. )
Ayetin kodundaki "İkili Yedi" nümerolojisi dikkat çekmekedir. ( 2/57 ... 2+5+7 = 14 ... 2x7 veya 7+7 )