23 Ağustos 2017 Çarşamba

Şefaatçi ( Af Vesilecisi ) Melekler

Yunus 10/3 - İnne rabbekümüllahüllezı halekas semavati vel erda fı sitteti eyyamin sümmesteva alel arşi yüdebbirul emr ma min şefıın illa min ba'di iznih zalikümüllahü rabbüküm fa'büduh e fe la tezekkerun ( Kesinlikle Rabb' iniz o Allah'tır ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı. Sonra arş, taht üzerine seviyelendi. İşi düzenler, yönetir. O’nun izninden sonra olması haricinde af vesilecisi olamaz. İşte Rabb' iniz Allah budur. O halde O’na kulluk edin. Hatırlamaz mısınız? )
 
Allahü Teala Yunus suresinin 3. suresinde, "hesap gününde"* ancak kendisinin izin verdiklerinin "Şefi" ( Şefaatçi / Af Vesilecisi ) olabileceğini bildirmektedir. ( "Hesap Günü" bir süreçtir ve başlamıştır. )
 
Mü'min suresinin aşağıdaki ayetlerinde Meleklerin ve özellikle Rabb'in arşını taşıyan 8 meleğin *, hesap gününde "Şefi" ( Af Vesilecisi ) niteliğiyle icraatta bulunmaları tasvir edilmektedir.
 
Mü'min 40/7 - Elllezıne (1) yahmilune (2) el (3) arşe (4) ve (5) men (6) havle (7) hu (8) yüsebbihune (9) bi (10) hamdi (11) rabbi (12) him (13) ve (14) yü'minune (15) bi (16) hı (17) ve (18) yestağfirune (19) li (20) ellezıne (21) amenu (22) rabbe (23) na (24) vesı'te (25) külle (26) şey'in (27) rahmeten (28) ve (29) ılmen (30) fe (31) ağfir (32) li (33) ellezıne (34) tabu (35) ve (36) ittebeu (37) sebıle (38) ke (39) vekı (40) him (41) azabe (42) el (43) cehım (44) 
 
( O arşı, tahtı yüklenip taşıyanlar ve onun çevresindekiler övgü sözleri söyleyerek Rabb' lerini överler. O’na inanırlar ve o inananlar için af isterler. Rabb' imiz, herşeyi rahmet olarak ve ilim olarak kapsamışsındır. O halde, o tevbe edenler için ve senin yoluna tabi olanlar için af eyle. Onları cehennem azabından koru. )

Mü'min 40/8 - Rabbena ve edhılhüm cennati adninilletı veadtehüm ve men salehü min abaihim ve ezvacihim ve zürriyyatihim inneke entel azızül hakım ( Rabb' imiz, onları, onlara, babalarından, eşlerinden ve soylarından iyi olan kimselere vaad ettiğin ikamet bahçelerine sok. Kesinlikle sen yücesin hakimsin.  )

Mü'min 40/9 - Vekıhimüs seyyiat ve men tekıs seyyiati yevmeizin fe kad rahımteh ve zalike hüvel fevzül azım ( Onları kötülükten koru. Kimi kötülükten korursan, o gün ona merhamet etmişsindir. İşte bu, o büyük kurtuluştur. )
 
- 40/7 kodlu ayet 44 kelimeden oluşmaktadır. 4+4 = 8
 
* Hakka 69/17 - Ve (1) el (2) meleku (3) ala (4) ercai (5) ha (6) ve (7) yahmilu (8) arşe (9) rabbi (10) ke (11) fevka (12) hüm (13) yevme (14) izin (15) semaniyet (16) ( Ve melek onun çevresindedir. O gün onların sekizi, üstlerinde Rabb' inin arşını, tahtını taşırlar. )
 
- Ayet numarasında 8 nümerolojisi bulunmaktadır. 17 ... 1+7 = 8
- Ayette 16 kelime bulunmaktadır. 8+8 = 16 ... 88 nümerolojisi ( Melek kelimesinin Kur2an'daki frekansı 88'dir. )
 
 
 
 
 
 
 

İki Kere Ölme ve İki Kere Dirilme

Allahü Teala, ayetlerinde her insan için doğru yola yönelme imkanının sunulacağını, bunun için her insana yeterli ömür süresi verileceğini bildirmektedir.
 
Fatir 35/37 - Ve hüm yastarihune fıha rabbena ahricna na'mel salihan ğayrallezı künna na'mel e ve lem nüammirküm ma yetezekkeru fıhi men tezekkera ve caekümün nezır fe zuku fe ma liz zalimıne min nesır ( Ve onlar orada yakarıp feryad ederler. "Rabb' imiz bizi çıkar. O yapmış olduklarımızın dışında iyilik yapalım." Size, içinde hatırlayan kimsenin hatırlamasına yetecek ömür vermedik mi? Size uyarıcı da geldi. O halde tadın. Artık zalimler için yardımcı yoktur. )
 
Bu durumda akla gelen ilk soru "Henüz 3 yaşında hayatını kaybeden bir çocuğun günahı ne?" olmaktadır.
 
Mü'min suresinin 11. ayetinde her nefis için söz konusu olan yaratılış döngüsü nümerolojik olarak bildirilmektedir. Ayette her nefise 2 kere imkan tanınacağı bildirilmektedir. ( Yani 1. imkanında 3. yılında ölen bir nefise ( insana ), 2. yaşamında en az 40 yıl ve üzeri ömür imkanı verilecektir ki idrak yaşlarındayken Kur'an ile karşılaşsın ve "bir seçim yapma" aşamasına gelsin. Söz konusu seçim de zaten insanın kaderi olmaktadır. )

Bakara 2/28 - Keyfe tekfürune billahi ve küntüm emvaten fe ahyaküm sümme yümıtüküm sümme yuhyıküm sümme ileyhi türceun ( Allah’ ı nasıl inkar edersiniz? Ve ölülerdiniz de sizi diriltti. Sonra sizi öldürür. Sonra sizi diriltir. Sonra O'na döndürülürsünüz. )
 
Mü'min 40/11 - Kalu rabbena emettena esneteyni ve ahyeytena esneteyni fe i'terafna bi zünubina fe hel ila hurucin min sebıl ( “Rabb' imiz bizi iki kere öldürdün ve bizi iki kere dirilttin de günahlarımızı itiraf ettik. Artık çıkmaya yol var mı?” dediler. )
 
İnsan, Allah'ın yaratışı sonrasında bir "ruh ve kelime" olarak ebedi yaşamına başlamışken, İblis'in "Soyağacıma yaklaşırsan ölümsüz olacaksın" aldatmasına kanmış ve zaten ölümsüz olduğu cennet ortamından, "ölmek" suretiyle dünya / yer ortamına atılmıştır. Zümer suresinin 30. ayetinde aldatıcı dünya ortamının aslında ölüler diyarı olduğu açıkça bildirilmektedir.
 
Zümer 39/30 - İnneke meyyitün ve innehüm meyyitun ( Kesinlikle sen ölüsün ve kesinlikle onlar da ölüler. )
 
40/11 kodlu ayet kodundaki 4 ve 2 ( 1+1 ) rakamları 4 aşamalı bir süreçteki 2 deneyim kategorisini temsil etmektedir. Cennet'te "ruh ve kelime" olarak yaşamına başlamış insan için aşağıdaki döngü söz konusudur. Söz konusu döngüde 4 ve 2 rakamlarından oluşan 8 nümerolojisi ( 2 x 4 = 8 ) bulunmaktadır.
 
1- Ölme ( İblis'in aldatması sonucu dünya deneyiminin 1. kez başlaması )
2- Dirilme ( Dünya deneyiminin 1. kez sonlanması )
3- Ölme ( Dünya deneyiminin 2. kez başlaması )
4- Dirilme ( Dünya deneyiminin 2. kez sonlanması )
 
Ayrıca insanın genel olarak 40 yaşı sonrasında hidayete ererek, Allah yoluna yönlendirildiği Ahkaf suresinin 15. ayetinde bildirilmektedir. 
 
Ahkaf 46/15 - Ve vassaynel insane bi valideyhi ihsana hamelethu ummuhu kurhen ve vadaathu kurha ve hamluhu ve fisaluhu selasune şehra hatta iza belega eşuddehu ve belega erbaine seneten kale rabbi evzı’ni en eşkure ni’metekelleti en’amte aleyye ve ala valideyye ve en a’mele salihan terdahu ve aslıh li fi zurriyyeti inni tubtu ileyke ve inni minel muslimin ( Ve insana, ana babasına iyilik yapmasını emrettik. Annesi onu zorlanarak taşıdı ve onu zorlanarak doğurdu. Onu taşıması ve sütten kesmesi otuz aydır. Nihayet olgunluğuna eriştiğinde ve kırk senesine eriştiğinde "Rabb' im, o bana ve anne babama bol bol verdiğin nimetine şükredeyim ve razı olduğun, hoşlandığın iyilik yapayım diye bana öğüt ver. Benim için, soyumdan olanları iyileştir. Kesinlikle ben sana tabi oldum. Kesinlikle ben teslim olanlardanım." der. )
 
 
 

22 Ağustos 2017 Salı

Tek Mevla ... Tek Dost

Kur'an insanlara gerçek anlamda yardımcı olacak tek ve biricik dostun Allahü Teala olduğunu 10 ( 1+0 = 1 ) ayette haber verir.
 
Bakara 2/286 - La yükellifüllahü nefsen illa vüs'aha leha ma kesebet ve aleyha mektesebet rabbena la tüahızna in nesına ev ahta'na rabbena ve la tahmil aleyna ısran kema hameltehu alellezine min kablina rabbena ve la tühammilna ma la takate lena bih va'fü anna vağfir lena verhamna ente mevlane fensurna alel kavmil kafirın ( Allah nefisleri genişliklerinin haricinde kefil tutmaz. Ne kazandılarsa onlaradır. Kazanmış oldukları onların üzerlerinedir. "Rabb' imiz eğer unutursak veya hata edersek Rabb' imiz bizi sorumlu tutup sorgulama. O bizden öncekilerin üzerine yükleyip taşıttığın gibi, üzerimize ağırlık yükleme Rabb' imiz. O takatımız olmayanı bize yükleme. Bizi affet ve bize af ve bize rahmet eyle. Sen dostumuzsun. İnkarcılar kavmine karşı bize yardım et." )
 
Al'i İmran 3/150 - Belillahü mevlaküm ve hüve hayrun nasırın ( Bilakis Allah dostunuz ve o yardım edenlerin en hayırlısıdır. )
 
En'am 6/62 - Sümme ruddu ilellahi mevlahümül hakk ela lehül hukmü ve hüve esraul hasibın ( Sonra gerçek dostları Allah’a  döndürülürler. İyi bilin ki hüküm O’nadır. O hesap görenlerin en hızlısıdır. )
 
Enfal 8/40 - Ve in tevellev fa'lemu ennellahe mevlaküm nı'mel mevla ve nı'men nesır ( Ve eğer yüz çevirirlerse, bilin ki kesinlikle Allah dostunuzdur. Ne iyi dost ve ne iyi yardımcıdır. )
 
Tevbe 9/51 - Kul len yüsıbena illa ma ketebellahü lena hüve mevlana ve alellahi fel yetevekkelil mü'minun ( "Bize Allah' ın yazdığından başkası isabet etmez. O dostumuzdur. İnananlar Allah’a  sığınıp dayansınlar." de.  )
 
Yunus 10/30 - Hünalike teblu küllü nefsin ma eslefet ve ruddu ilellahi mevlahümül hakkı ve dalle anhüm ma kanu yefterun ( Burada tüm nefisler o geçmişte yaptıklarını denerler. Gerçek dostları Allah’a  döndürülürler. O uydurdukları onlardan sapmıştır. )
 
acc 22/78 - Ve cahidu fillahi hakka cihadil hüvectebüküm ve ma ceale aleyküm fid dıni min harac millete ebıküm ibrahım hüve semmakümül müslimıne min kablü ve fı haza li yekuner rasulü şehıden aleyküm ve tekunu şühedae alen nas fe ekımüs salate ve atüz zekate va'tesımu billah hüve mevlaküm fe nı'mel mevla ve nı'men nesır ( Ve Allah hakkında cihadın hakkını vererek cihad edin. Sizi o seçti ve babanız İbrahim' in milletinin dininde üzerinize darlık, sıkıntı getirmedi. Bunun hakkında resulün üzerinize şahit olması ve insanların üzerine şahit olmanız için o size önceden teslim olan olarak isim verdi. O halde duaya kalkın, zekatı verin ve Allah’a  sarılıp bağlanın. O dostunuzdur. Artık ne güzel dosttur ve ne güzel yardımcıdır.  )
 
Şura 42/9 - Em ittehazu min dunihı evliya' fellahü hüvel veliyyü ve hüve yuhyil mevta ve hüve ala külli şey'in kadır ( O’ndan başka dostlar mı edindiler? Oysa Allah, O'dur dost. Ölüyü O diriltir. O herşeye gücü yetendir. )
 
Muhammed 47/11 - Zalike bi ennellahe mevlellezine amenu ve ennel kafirıne la mevla lehüm ( İşte böyle, kesinlikle Allah o inananların dostudur. Kesinlikle inkarcılara, onlara dost yoktur. )
 
Tahrim 66/2 - Kad feredallahü leküm tehıllete eymaniküm vallahü mevlaküm ve hüvel alimül hakimu ( Allah yeminlerinizi çözmeyi size farz kılmıştır. Allah dostunuzdur. O bilendir hakimdir. ) 
 
Ancak, İblis'in takipçisi müşrik satanistler inanan insanları, kendilerinin Allah'a inançları varmış gibi söylemlerle aldatırlar ve şirklerine Allah'ı alet etmeye çalışırlar. Buna en güzel örnek Zümer suresinin 3. ve Lokmam suresinin 33. ayetinde yer almaktadır.
 
Zümer 39/3 - Ela lillahid dınül halıs vellezinettehazu min dunihı evliya' ma na'büdühüm illa li yükarribuna ilallahi zülfa innallahe yahkümü beynehüm fıma hüm fıhi yahtelifun innallahe la yehdı men hüve kazıbün keffar
 
( İyi bil ki halis din Allah içindir. O’ndan başka dostlar edinenler, "Bizi Allah’a  yakın olarak yaklaştırmaları haricinde onlara kulluk etmeyiz." Kesinlikle Allah hakkında o ihtilaf ettikleri hakkında aralarında hüküm verir. Kesinlikle Allah yalancı ve inkarcı kimseyi yönlendirmez. )
 
*Yani ayette satanistler şeytana kulluk etmelerinin sebebinin "Allah'a yakınlaşabilmek" olduğunu söylemektedirler. Böyle bir söylem ancak İblis tarafından hipnotizma yoluyla zihin kontrolüne alınmış insanların ve cinlerin sarfedebilecekleri tutarsız bir söylemdir. 
 
Lokman 31/33 - Ya eyyühen nasütteku rabbeküm vahşev yevmen la yeczı validün an veledihı ve la mevludün hüve cazin an validihı şey'a inne va'dellahi hakkun fe la teğurrannekümül hayatüd dünya ve la yeğurranneküm billahül ğarur ( Ey insanlar, Rabb' inizden sakının. Ne babanın çocuğuna, ne de çocuğun babasına bir şey karşılık veremediği günden korkun. Kesinlikle Allah' ın vaadi gerçektir. O halde, dünya hayatı sizi kesinlikle aldatmasın. Aldatıcı sizi kesinlikle Allah ile aldatmasın. )
 
*"Allah ile aldatan satanistler", insanları Allah yolundan saptırmak amacıyla kurdukları cemaatlerde ve örgütlerde insanlara, Allah yoluna erişmenin ancak ilim sahibi!!! aracı bir başka insan ile mümkün olabileceği telkininde bulunurlar. Bu metod "usta-çırak", "mürşid-mürid" gibi ilişki formatlarıyla ile tezahür etmektedir.
 
 
 
 

Mukarrebun ( Yakınlaşanlar / Yaklaştırılanlar )

Allahü Teala, iyilik yapan, inanan, teslim olan, her koşulda doğruluktan sapmayan, adil olan, adaleti koruyan, yüksek ahlak üzerinde olan, ilimde derinleşen yaratılmışların “Mukarreb” ( Yakınlaşan ) olacaklarını yani maddesel dünya hayatından kurtularak cennet olarak tanımlanan ruhsal frekansta yaşama aşamasına gelenler olacaklarını ayetlerinde bildirmektedir.
Kur’an’da “Karib” ( Yakın / Yakınlaşan ) kökü kullanılarak indirilmiş ve “Yakınlaşma” mesajını veren toplam 8 ayet bulunması dikkat çekicidir.
Al'i İmran 3/45 - İz kaletil melaiketü ya meryemü innellahe yübeşşiruke bi kelimetin minhü ismühül mesıhu ıysebnü meryeme vecıhen fid dünya vel ahırati ve minel mükarrabın ( Zamanında melekler, "Ey Meryem, kesinlikle Allah sana kendinden kelimeyi müjdeliyor ki onun ismi Meryemoğlu mesih İsa’ dır. Dünyada ve ahirette saygındır ve yakınlaşanlardandır." dediler. )
Nisa 4/172 - Len yestenkifel mesıhu en yekune abden lillahi ve lel melaiketül mükarrabun ve men yestenkif an ıbadetihı ve yestekbir fe seyahşüruhüm ileyhi cemıa ( Mesih ve yakınlaşmış melekler Allah için kul olmaktan çekinmezler. Kim O’na kulluk etmekten çekinir ve kibirlenirse, onların hepsini kendine toplayacaktır. )
Sebe 34/37 - Ve ma emvalüküm ve la evladüküm billetı tükarribüküm ındena zülfa illa men amene ve amile salihan fe ülaike lehüm cezaüd dı'fi bima amilu ve hüm fil ğurufati aminun ( Ve mallarınız ve çocuklarınız sizi indimize yakınlık sağlayarak yaklaştıracak değildir. Ancak o inanmış olanlar ve iyilik yapmış olanlar, işte onlar, o yaptıklarının onlara kat kat karşılığı vardır. Onlar köşkler içinde güvendedirler. )
Vakia 56/11 - Ulaikel mukarrabun ( İşte onlar yaklaştırılanlar. )
Vakia 56/88 - Fe emma in kane minel mukarrebin ( Böylece ama eğer yaklaştırılanlardan ise, )
Mutaffifin 83/21 - Yeşhedühül mukarrebun ( Yaklaştırılanlar ona şahit olurlar. )
Mutaffifin 83/28 - Aynen yeşrebu bihel mukarrebun ( Yaklaştırılanların içtikleri pınardır. )
Alak 96/19 – Kella (1) la (2) tütı' (3) hü (4) ve (5) escüd (6) ve (7) akterib (8) ( Ona asla itaat etme. Yere kapan ve yakınlaş. )
“Karib” ( Yakın / Yakınlaşma ) kelimesinin “Allah’ın indine yakınlaşma” anlamında kullanıldığı son ayet Alak suresinin 19 kodlu ayetidir. ( 1+9 = 10 …1+0 = 1 ) Ayetteki 19 nümerolojisi 1 rakamını yani Allah’ın birliğini, tekliği, singülariteyi, üniteyi temsil etmekte olup, yakınlaşanların birliğe, tekliğe erişmek suretiyle mutlak iyilik ( singülarite ) algısının mevcut olduğu ebedi ve huzurlu yaşama kavuşacaklarını haber vermektedir.
Ayrıca bu ayetteki kelime adedinin 8 olması ve ayetteki “Akterib” ( Yakınlaş ) kelimesinin de 8. Kelime olması döngü, melek ve yeni yaşam mesajları açısından önem arzetmektedir.

Kendilerine zulmedenler...

Allahü Teala insanları "tek nefisten yarattığını" ayetlerinde bildirmektedir.

Nisa 4/1 - Ya eyyühen nasütteku rabbekümüllezı halekaküm min nefsin vahıdetin ve haleka minha zevceha ve besse minhüma ricalen kesıran ve nisaa vettekullahellezi tesaelune bihı vel erham innellahe kane aleyküm rakıba

( Ey insanlar sizi tek nefisten yaratan, ondan eşini yaratan ve onlardan çokça erkekler ve kadınlar diriltip gönderen Rabb' inizden sakının. Onunla sual ettiğiniz Allah’ tan ve akrabalıktan sakının. Kesinlikle Allah üzerinize gözetleyendir. )

En'am 6/98 - Ve hüvellezi enşeeküm min nefsin vahıdetin fe müstekarrun ve müstevda kad fassalnel ayati li kavmin yefkahun

( Ve sizi tek nefisten inşa eden O'dur. Artık durak yeri ve emanet yeri vardır. Ayetleri, anlayan kavim için ayrıntılandırdık. )

A'raf 7/189 - Hüvellezi halekaküm min nefsin vahıdetin ve ceale minha zevceha li yesküne ileyha fe lemma teğaşşaha hamelet hamlen hafıfen fe merrat bih fe lemma eskalet deavellahe rabbehüma lein ateytina salihan lenekunenne mineş şakirın

( Sizi tek nefisten yaratan, onunla sükunet bulması için eşini de ondan yaratan O’dur. O, onu örttüğünde o hafif bir yük yüklendi. Böylece onunla bir müddet geçti. Ağırlaştığında, Rabb' leri Allah' ı "Eğer bize iyisini verirsen, kesinlikle şükredenlerden olacağız." diye çağırdılar. )

Zümer 39/6 - Halekaküm min nefsin vahıdetin sümme ceale minha zevceha ve enzele leküm minel en'ami semaniyete ezvac yahlükuküm fı bütuni ümmehatiküm halkan min ba'di halkın fı zulümatin selas zalikümüllahü rabbüküm lehül mülk la ilahe illa hu fe enna tusrafun

( Sizi tek nefisten yarattı. Sonra ondan eşini oluşturdu. Size hayvanlardan sekiz eş indirdi. Sizi annelerinizin karınlarında üç karanlıkta yaratıştan yaratışa yaratır. Rabb' iniz Allah budur. Mülk O’nadır. O’nun haricinde ilah yoktur. O halde nasıl döndürülüp çevriliyorsunuz?  )

İnsanın kalbindeki en büyük hastalık olan "kibir" hastalığının semptomları ( belirtileri ) olarak ortaya çıkan hükmetme, gasp etme, baskılama, kontrol etme, daha fazlasına sahip olma, aşağılama, yönetme arzusunun sonucu daima acı, kan ve gözyaşı yani zulüm olmaktadır.

Oysa Kur'an ayetleri açıkça bildirmektedir ki "kibir" saplantısına yakalanmış olan insanlar esas itibarıyla kendilerinden başkasına zarar vermemektedirler. Çünkü her insan aslında bir başka insandır. Bir insanın bir başka insana uyguladığı zulüm aslında kendisine uyguladığı zulümdür. Zira tüm insanlar "tek nefisin" yansıması olup, tüm olumlu veya olumsuz düşünce ve eylemler döngü sistemiyle bireyin kendisinde sonuçlanmaktadır. İnanan ve ilim sahibi insanlar başka insanları kontrol etme, onlar üzerinde hakimiyet kurma ve onları yönetme arzusu taşımazlar. Çünkü o insanların da kendileri olduklarını bilirler.

"Nefsine / Kendine Zulmetme" kavramı Kur'an'da 28 kere tekrarlanmaktadır. ( 2+8 = 10 ... 1+0 = 1) 10 yani 1 sayısı "Birliği", "Tekliği", "Üniteyi" temsil etmektedir. Bir başka deyişle Allah'ın birliği ve tekliği, insanların / nefislerin birliği ve tekliği sonucunu doğurmaktadır. 

Bakara 2/57 - Ve zallelna aleykümül ğamame ve enzelna aleykümül menne ves selva külu min tayyibati ma razaknaküm ve ma zalemuna ve lakin kanu enfüsehüm yazlimun

( Ve bulutu üzerinize gölgeledik. Üzerinize helva ve bıldırcın indirdik. O sizi rızıklandırdıklarımızın temizlerinden yiyin. Biz zulmetmedik. Ve lakin nefislerine / kendilerine zulmetmekteydiler. )

Al'i İmran 3/117 - Meselü ma yünfikune fı hazihil hayatid dünya ke meseli rıhın fıha sırrun esebet harse kavmin zalemu enfüsehüm fe ehleketh ve ma zalemehümüllahü ve lakin enfüsehüm yazlimun

( Bu dünya hayatında harcadıklarının misali, içinde şiddetli kavurucu soğuk olan rüzgarın misali gibidir. Nefislerine zulmeden kavmin ekinlerine isabet eder de onları helak eder. Allah onlara zulmetmez ve lakin nefisleri zulmeder. )

Al'i İmran 3/135 - Vellezine iza fealu fahışeten ev zalemu enfüsehüm zekerullahe festağferu li zünubihim ve men yağfiruz zünube illellah ve lem yüsırru ala ma fealu ve hüm ya'lemun 

( Ve onlar ahlaksızlık yaptıklarında ve nefislerine zulmettiklerinde Allah’ ı hatırlarlar da günahları için af isterler. Allah’ ın haricinde günahları kim affeder? Ve onlar o yaptıklarında bile bile ısrar etmezler. )

Yunus 10/44 - İnnellahe la yazlimün nase şey'en ve lakinnen nase enfüsehüm yazlimun 

( Kesinlikle Allah insanlara şey kadar bile zulmetmez. Lakin insanlar nefislerine zulmederler. )
.........
.........

20 Ağustos 2017 Pazar

H2O, O2 … 1, 8 ve 10

Yaratılışın kaynağı olan “Su” ( H2O ) ve “Oksijen”in ( O ) kimyasal formasyon değerleri incelendiğinde ilahi nümeroloji rakamları olan 1, 8 ve 10 rakamları ortaya çıkmaktadır.

Su H ( Hidrojen ) ve O ( Oksijen ) atomlarından oluşmaktadır. Hidrojenin ( H ) atom numarası 1, Oksijenin ( O ) atom numarası ise 8’dir. Atom numaraları olan 1 ve 8, üniteden ( birlikten / teklikten ) döngü yoluyla ( 8 ) düaliteye geçişi simgeler niteliktedir.
Bir su molekülünün formülü olan H2O’nun atom numarası yani elektron sayısı H2 ( 1x2 = 2 ) + O ( 8 ) = 10 olmaktadır. Herşeyi sudan yaratan Allahü Teala suyun kimyasal formülünde de ilahi 10 nümerolojisini tezahür ettirmiştir.
Allah’ın herşeyi sudan yarattığını bildiren ilk ayet Nur suresinin 45. ayetidir. Ayet kodunu oluşturan rakamlar ile ayetteki kelime adedini oluşturan rakamların toplamlarının nümerolojik değeri 10 olmaktadır. ( 2+4+4+5+4+0 = 19 … 1+9 = 10 )
Nur 24/45 – Ve (1) allahü (2) halekü (3) külle (4) dabbetin (5) min (6) ma' (7) fe (8) min (9) hüm (10) men (11) yemşı (12) ala (13) batni (14) h (15) ve (16) min (17) hüm (18) men (19) yemşı (20) ala (21) ricl (22) eyn (23) ve (24) min (25) hüm (26) men (27) yemşi (28) ala (29) erba' (30) yahlüku (31) allahü (32) ma (33) yeşa' (34) inne (35) allahe (36) ala (37) külli (38) şey'in (39) kadır (40)
( Ve Allah her debeleneni sudan yarattı. Böylece onlardan kimisi karnının üstünde yürür. Onlardan kimisi iki ayağı üstünde yürür. Onlardan kimisi dördünün üstünde yürür. Allah ne dilerse yaratır. Kesinlikle Allah herşeye gücü yetendir. )
Aynı şekilde hayat kaynağı olan Oksijenin de bir molekülünde ( O2 ) iki Oksijen atomu bulunmaktadır.  O2 yani OO formülü, yaratılış sayesinde üniteden düaliteye geçişin bir başka sembolü olarak dikkat çekmektedir. O2 ifadesinin, üniteden düaliteye geçişin okült ezoterik sembolü olan Vesica Piscis ( Balık İdrar Torbası ) şekliyle olan uyumu önem arzetmektedir.
                                                                                                                 Vesica Piscis


Ayrıca Oksijen, Tekvir suresinin 81/18 kodlu ayetinde "Nefeslenme" kelimesiyle ve kimyasal nümerolojiyle vurgulanmakta gibidir. Ayet kodunda iki adet 1 ve iki adet 8 sayısı bulunmaktadır. Oksijen molekülünün sembolü O2 olup, iki Oksijen atomunun her birinde 1 adet çekirdek ve çekirdek etrafında dönen 8 elektron bulunmaktadır.

81/18 - Ves subhı iza teneffese ( Ve sabah nefeslendiğinde, )





Ğaşiyet … Cennet

Sure numarasını, Melek kelimesinin Kur’an’daki frekansı olan 88 sayısından alan Ğaşiyet suresi “Melek” kelimesiyle ilintili olan 8 nümerolojisi açısından dikkat çekicidir. Zira “Ğaşiyet” kelimesi “Örten, Kaplayan” anlamına gelmekte olup “Cennet” kelimesiyle benzer anlam içermektedir.

-          Ğaşiyet suresinin numarası 88’dir.
-          Ğaşiyet suresi 26 ayetten oluşmaktadır. ( 2+6 = 8 )
-          “Cennet” kelimesi Kur’an’da 152 kere tekrarlanmaktadır. ( 1+5+2 = 8 )

Sure “Cehennem ehlinin” yüz tanımlamasıyla başlamakta olup, “Cennet ehlinden” ilk kez bahsedilmeye başlanan ayetin kodu 88/8’dir.

Ğaşiye 88/8 - Vücuhün yevmeizin na'ımet ( O gün yüzler nimetlenmiştir. )

Surenin son ayeti olan 88/26 ( 2+6 = 8 ) kodlu ayet te ise “Hesap Görülmesinden” bahsedilmektedir.

Ğaşiye 88/26 - Sümme inne aleyna hısabehüm ( Sonra kesinlikle onların hesapları üzerimizdedir. )

Hesap görme süredinde Meleklerin aktif sorumluluk üstlendikleri ayetlerde bildirilmektedir.

Nebe 78/38 * - Yevme yekümur ruhu vel melaiketu saffen la yetekellemune illa men ezine lehür rahmanu ve kale savaben ( O gün ruh ve melekler saflar halinde ayakta dururlar. Rahman' ın kendilerine izin verdiği kimseler haricindekiler kelam edemezler, söz söyleyemezler. Ve o da doğruyu söyler. ) ( * Ayet kodunda 8 nümerolojisi bulunmaktadır. 7+8+3+8 = 26 … 2+6 = 8 )

Uhra

Allahü Teala, özünde “ruhsal” ve “ebedi” bir varlık * olan insanın sınav ve deneyim amaçlı gönderildiği ve ait olmadığı madde frekansından ( yerdeki dünya hayatı ) çıkışını İnşikak ( Yarılış ) suresinde “Semaun Şakkat” ( Göğün Yarılması / Göklerin Kapılarının Açılması ), “Uhra” ( Diğer tarafa Geçiş ) ve “Terkebune tabekan an tabekın” ( Tabakadan tabakaya geçiş ) kavramlarıyla bildirmektedir.

İnşikak 84/1 - İzes semaun şakkat ( Gök yarıldığında, )
………………………
………………………
İnşikak 84/14 - İnnehu zanne en len YEHURE     ( Kesinlikle o diğer tarafa geçmeyeceğini, ahirete ermeyeceğini zannetmişti. )
İnşikak 84/15 - Bela inne rabbehu kane bihi basiren ( Bilakis kesinlikle Rabb' i onu görmekteydi. )
İnşikak 84/16 - Fe la uksimü biş şefekı ( O halde şafaka yemin ederim ki, )
İnşikak 84/17 - Vel leyli ve ma veseka ( Ve gece ve o barındırdıkları, )
İnşikak 84/18 - Vel kameri izet teseka ( Ve Ay dizilip derlendiğinde, )
İnşikak 84/19 - Le terkebunne tabekan an tabekın ( Kesinlikle tabakadan tabakaya binip karışacaksınız. ) 

Uhra” ( Diğer tarafa geçmek ) fiili Kur’an’da ilk ve son kez 84/14 kodlu ayette “Yehure” olarak yer almaktadır. Ayet kodundaki 8 nümerolojisiyle ( 8+4+1+4 = 17 … 1+7 = 8 ) diğer tarafa geçiş yani “Uhra” fiili sonucunda  madde aleminin terk edildiği ve ruh alemine geçişin gerçekleştiği bildirilmektedir. 

*İnsanın “ruhsal” ve “ebedi bir varlık” olduğu hem “Ruh” ( 21 nümerolojisi ) hem de “Melek” ( 8 nümerooljisi ) kavramlarını çağrıştıracak şekilde sırasıyla “Yemek yemeyen gövde” ve “Ebedi” kavramlarıyla 21/8 kodlu ayette geçmektedir. Ayette insan olarak gönderilen resullere vurgu yapılmaktadır.                          

Enbiya 21/7 - Ve ma erselna kableke illa ricalen nuhıy ileyhim fes'elu ehlez zikri in küntüm la ta'lemun ( Ve senden önce, onlara vahyettiğimiz erkekler haricinde göndermedik. Haydi, eğer bilmiyorsanız, hatırlama sahiplerine sual edin. )

Enbiya 21/8 - Ve ma cealnahüm ceseden la ye'külunet taame ve ma kanu halidın ( Ve onları yemek yemeyen gövdeler, vücutlar kılmadık. Ebedi de değillerdi. )

Eğirilik ( Iveca )

İnanan ve teslim olmuş kulların tek arzusu, Allah’ın yardımıyla, “Sıratal Müstekim” yani “Doğru Yol” üzerinde olabilmektir. Şeytanların tek arzusu ise insanı bu doğru yoldan uzaklaştırabilmektir. Şeytanlar bu arzularımı son derece sinsi bir şekilde “ilmi eğrilterek, çarpıtarak” yani kitaptaki ayetlerin anlamlarını çarpıtmak, eğriltmek suretiyle gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Şeytanların uyguladıkları bu metod Kur’an’da “Iveca” ( Eğrilik ) olarak tanımlanmıştır.
Iveca” ( Eğrilik ) kelimesi Kur’an’da 9 kere tekrarlanmaktadır. 9 rakamı okült nümeroloji de Allah’ü Teala’nın ilahi mühür rakamı olan 6’ nın tersi olmak üzere şeytanın rakamı olarak temsil edilir.

Iveca” ( Eğrilik ) kelimesi ilk kez Al’i İmran suresinin 99. ayetinde geçmektedir. 99 sayısı da Allah kelimesini oluşturan Arapça harflerin ebced değerleri toplamı olan 66 sayısının tersidir.
Al'i İmran 3/99 - Kul ya ehlel kitabi lime tesuddune an sebılillahi men amene tebğuneha ıvecen ve entüm şüheda ve mallahü bi ğafilin an ma ta'melun ("Ey kitap sahipleri, şahit olmanıza rağmen, onu eğriltmeyi arayarak, neden o inananları Allah yolundan döndürüyorsunuz. Allah o yaptıklarınızdan habersiz değildir." de. )

A'raf 7/45 - Ellezine yesuddune an sebılillahi ve yebğuneha ıveca ve hüm bil ahırati kafirun ( Onlar, Allah yolundan döndürürlerdi ve onu eğriltmeyi isterlerdi. Ahireti de inkar ederlerdi. )
A'raf 7/86 - Ve la tak'udu bi külli sıratın tuıdune ve tesuddune an sebılillahi men amene bihı ve tebğuneha ıveca vezküru iz küntüm kalılen fe kesseraküm venzuru keyfe kane akıbetül müfsidın ( Ve tehdit ederek, vaad ederek, O’na inananları Allah yolundan menederek ve o yolun eğriliğini arayarak her yola oturmayın. Hatırlayın, zamanında azdınız da o sizi çoğalttı. Bakın bozguncuların sonu nasıl oldu. )

Hud 11/19 - Ellezine yesuddune an sebılillahi ve yebğuneha ıveca ve hüm bil ahırati hüm kafirun ( O Allah yolundan döndürenler ve onu eğriltmeyi arayanlar ve onlar ahirete de inkarcılardır. )
İbrahim 14/3 - Ellezine yestehıbbunel hayated dünya alel ahırati ve yesuddune an sebılillahi ve yebğuneha ıveca' ülaike fı dalalin beıyd ( Onlar dünya hayatını ahiret üzerine severler. Allah yolundan döndürürler ve onu eğriltmeyi ararlar. Onlar uzak, derin sapıklık içindedirler. )

Kehf 18/1 - El hamdü lillahillezı enzele ala abdihil kitabe ve lem yec'al lehu ıveca ( Övgü, kuluna kitabı indiren ve ona eğrilik kılmayan Allah içindir. )
Taha 20/107 - La tera fıha ıvecen ve la emta ( Orada eğrilik ve tümsek görmezsin. )

Taha 20/108 - Yevmeizin yettebiuned daıye la ıvece leh ve haşeatil asvatü lir rahmani fe la tesmeu illa hemsa ( O gün, ona eğrilmeden çağırıcıya tabi olurlar. Rahman için sesler kısılır da fısıltılı gizli ses haricindekini duymazsın. )
Zümer 39/28 - Kur'anen arabiyyen ğayra zı ıvecin leallehüm yettekun (Eğriliği olmayan Arapça Kur'an. Umulur ki sakınırlar. )









 

İlim Üzerine Sapanlar

Şeytanların yönlendiricisi İblis’in, cahillerin sandığı üzere, kendisine özgü bir ilmi olmayıp, takipçilerini, Allah’ın Kur’an kanalıyla bahşettiği ilmi çarpıtarak, saptırarak ve eğrilterek aldatmaktadır. Bu durum hem ayetlerin anlamlarının çarpıtılması, hem de ilmin kötü amaçlı olarak kullanılması yoluyla tezahür etmektedir.

İblis’in ve neferi şeytanların kendilerine özgü ayrı bir ilimlerinin olmadığı, meleklerin aşağıdaki ayetlerde bildirilen söylemleriyle açıklık kazanmaktadır.
Bakara 2/31 - Ve alleme ademel esmae külleha sümme aradahüm alel melaiketi fe kale enbiunı bi esmai haülai in küntüm sadikın ( Ve Adem’e isimlerin hepsini öğretti. Sonra onları meleklere gösterdi. "O halde, eğer doğrular iseniz, bunları bana isimleriyle haber verin." dedi. )
Bakara 2/32 - Kalu sübhaneke la ilme lena illa ma alemtena inneke entel alimül hakim ( "Yücesin sen. O bize öğrettiğinin haricinde bize ilim yoktur. Kesinlikle sen bilensin hakimsin." dediler. )
Zira ilim nötr olup, onu pozitif veya negatif doğrultuda kullanmak seçenekleri ayrıştırıcıdır. ( Örnek : Bıçak tek başına iyi midir, kötü müdür? Nötrdür. Kullanıcının kullanım amacı önemlidir. Pasta kesilmesi veya cinayet aleti olarak kullanılması gibi…
İşte İblis ve takipçisi şeytanlar yaratılışın ve tüm bilimlerin kaynak kodlarını içeren Kur'an'daki ilmi insanlığın zararına olacak şekilde kullanmaktadırlar. Özellikle son dönemde iyice hız kazanan dijital teknoloji ve genetik ilmi ( moleküler biyoloji ) insanları kontrol altına alma, köleleştirme ve sonunda helak etmek amaçlı olarak kullanılmaktadır. Konuya ilişkin ayetler aşağıdadır.
Casiye 45/23 - Fe raeyte men ittehaze ilahehu hevahü ve edallehüllahü ala ılmin ve hateme ala sem'ıhı ve kalbihı ve ceale ala besarihı ğışaveh fe men yehdıhi min ba'dillah fe la tezekkerun ( Heveslerini ilahı edinen kimseyi görmez misin? Allah onu ilim üzerine saptırır. Kulağının ve kalbinin üzerine mühür basar. Gözünün üzerine perde oluşturur. Artık Allah' tan sonra onu kim yönlendirebilir? O halde hatırlamaz mısınız? )

Allah’ın verdiği ilmi insanlardan gizleyen, ilimle güç elde eden, ilmi kötü amaçlı olarak kullanarak insanlara tuzaklar kuran şeytanların hedefinin ne olduğu Bakara suresinin 2/205 kodlu ayetinde bildirilmektedir. ( “Bozgun yoluyla ekini ve nesli helak etme” kavramının ilk ve son kez geçtiği 22/05 kodlu ayetin kodundaki 9 nümerolojisi dikkat çekmektedir. 2+2+0+5 = 9 )
Bakara “2/205” - Ve iza tevella sea fil erdı li yüfside fıha ve yühlikel harse ven nesl vallahü la yühıbbül fesada ( Ve yüz çevirip başa geçtiğinde, yerde bozgun yapmak, ekini ve nesli helak etmek için çabalar. Allah bozgunu sevmez. )
Yerde güç sahibi olmanın İblis’e hizmet etmek olduğu, bunun da hile ve suç işlemek anlamına geldiği  En’am suresinin aşağıdaki ayetinde bildirilmektedir.  
En'am 6/123 - Ve kezalike cealna fı külli karyetin ekabira mücrimıha li yemküru fıha ve ma yemkürune illa bi enfüsihim ve ma yeş'urun     ( Ve işte böyle, her şehrin büyüklerini, orada hile yapmaları için, oranın suçluları kıldık. Nefislerinden başkasına hile yapmazlar ve farketmezler. )




15 Ağustos 2017 Salı

Bakılanlar ( Münzarin )

"Bakmak" ( Nazar ) ve "Görmek" ( Ra ) kelimelerinin anlamsal ayrışımı kur'an ayetlerinde bildirilmektedir.
 
Bakara 2/104 - Ya eyyühellezine amenu la tekulu RAINA ve kul ÜNZURNA vesmeu ve lil kafirıne azabün elım ( Ey o inananlar, "Bizi GÖR." demeyin ve "Bize BAK." deyin ve dinleyin. Elim azap inkarcılar içindir. ) *
 
* "Görmek" eylemi istemeden de gerçekleşebilir. Ancak "Bakmak" için istek gerekir. Rabb'in kullarına "bakması" O'nun "bakmayı" istemesi inananlar için bir kurtuluş vesilesidir.
 
"Münzarin" ( Bakılanlar ) kelimesi Kur'an'da 3 ayette geçmekte olup, her ayette 8 nümerolojisi dikkat çekmektedir. "Münzarin" kelimesinin ilk kez geçtiği ayette "Melek" kelimesinin de bulunması 8 nümerolojisini daha da önemli hale getirmektedir.
 
Hicr 15/"8" - Ma nünezzilül MELAİKETE illa bil hakkı ve ma kanu izen MÜNZARİN ( MELEKLERİ gerçek dışında indirmeyiz. O zaman BAKILANLAR olamazlar. )
 
Şuara "26"/203 - Fe yekul hel nahnü MÜNZARUN ( "Bizler BAKILANLAR olur muyuz?" derler. )
 
Ayet kodu 26 ... 2+6 = 8
 
Duhan "44"/29 - Fe ma beket aleyhimüs semaü vel erdu ve ma kanu MÜNZARİN ( Gök ve yer onlar üzerine ağlamadı *. Gözetilenler, BAKILANLAR da olmadılar. )
 
Ayet kodu 44 ... 4+4 = 8
 
* "Göklerin ağlaması" ifadesi, göklerin kapılarının su ile açılması ve inananların aldatıcı madde frekansını / boyutunu terketmeleri anlamına gelmektedir.

13 Ağustos 2017 Pazar

Melekler … Göklerin Görünmeyen Orduları

İblis’in ve ona bağlı cin kabilesinin ( kürsel elit ) iyice azdığı ahır zamanda ( son dönemlerde ) Allahü Teala, meleklerden oluşan ordularını insanlara yardım etmek üzere sevk edeceğini ayetlerinde “Melekler” ve “Ordular / Göklerin Orduları” kelimelerini kullanarak bildirmektedir.
“Melekler” kelimesi kullanılarak bildirilen ayetler
Al'i İmran 3/124 - İz tekulü lil mü'minıne e len yekfiyeküm en yümiddeküm rabbüküm bi selaseti alafin minel melaiketi münzelın ( Zamanında inananlara, "Rabb' inizin, indirilen üçbin melek ile size yardım etmesi size kafi değil mi?" diyordun. )
Al'i İmran 3/”125” - Bela in tasbiru ve tetteku ve ye'tuküm min fevrihim haza yümdidküm rabbüküm bi hamseti alafin minel melaiketi müsevvimın ( Evet. Eğer sabrederseniz ve sakınırsanız, onlar size aniden yetip gelirler. Rabb' iniz size beşbin işaretli melek ile bu şekilde yardım eder. )
Yukarıdaki ayetlerde toplm 8,000 melekten ( 3,000 + 5,000 ) bahsedilerek 8 nümerolojisi vurgulanmaktadır. Melek adedini 8,000’e tamamlayan ayetin kodu 125’tir. ( 1+2+5 = 8 )
“Ordular / Göklerin Orduları” kelimesi kullanılarak bildirilen ayetler
-          “Ordular / Göklerin görünmeyen orduları” ifadesi toplam 10 ayette geçmektedir.
-          “Ordular / Göklerin görünmeyen orduları” ifadesinin ilk kez geçtiği ayetin kodu ise  9/26’dır. ( 9+2+6 = 17 ... 1+7 = 8 ve  sadece ayet numarası 26 ... 2+6 = )
Tevbe 9/26 - Sümme (1) enzele (2) allahü (3) sekınete (4) hu (5) ala (6) rasuli (7) hı (8) ve (9) ala (10) el (11) mü'minıne (12) ve (13) enzele (14) cünuden (15) lem (16) terav (17) ha ve azzebellezine keferu ve zalike cezaül kafirın ( Sonra Allah, resulünün üzerine ve inananların üzerine sükunetini indirdi. Görmediğiniz ordular indirdi ve o inkarcılara azap verdi. İnkarcıların karşılığı budur.

Ayette "Görmediğiniz ordular" ifadesinin geçtiği ilk cümledeki "Görmek" kelimesine kadar 17  ( 1+7 = 8 ) kelime bulunmaktadır.

Tevbe 9/40 - İlla tensuruhü fe kad nesarahüllahü iz ahracehüllezıne keferu saniyesneyni iz hüma fil ğayri iz yekül li sahıbihı la tahzen innallahe meana   fe enzelellahü sekınetehu aleyhi ve eyyedehu bi cünudin lem teravha ve ceale kelimetellezine keferus süfla ve kelimetüllahi hiyel ulya vallahü azızün hakım ( Eğer siz ona yardım etmezseniz, Allah ona yardım eder. Zamanında, o inkarcılar onu çıkardıkları zaman sadece iki kişinin ikincisi iken, mağarada olduklarında arkadaşına "Üzülme, kesinlikle Allah bizimledir." diyordu. Allah onun üzerine sükunetini indirmişti. Onu görmediğiniz ordularla destekleyip kuvvetlendirmişti. O inkarcıların kelimelerini alçak kılmıştı. Allah' ın kelimesi, yüce olan O'dur. Allah yücedir hakimdir.
Meryem 19/75 - Kul men kane fid dalaleti fel yemdüd lehür rahmanü medda hatta iza raev ma yuadune immel azabe ve immes saah fe seya'lemune men hüve şerrun mekanen ve ad'afü cünda ( "Kim sapıklık içinde olursa, Rahman onlara yayıp uzatarak müddet verir. Nihayet o vaad edilen ya azabı ve ya da saati gördüklerinde, kimin mekan olarak daha kötü ve asker, ordu olarak daha zayıf olduğunu bilecekler." de. )
Ahzab 33/9 - Ya eyyühellezine amenüzküru nı'metellahi aleyküm iz caetküm cünudün fe erselna aleyhim rıhan ve cünuden lem teravha ve kanellahü bima ta'melune besıra ( Ey o inananlar, Allah' ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Zamanında size ordular, askerler gelmişti de onların üzerine rüzgar ve onları görmediğiniz ordular gönderdik. Allah ne yaptığınızı görendir. )
Yasin 36/28 - Ve ma enzelna ala kavmihı min ba'dihı min cündin mines semai ve ma künna münzilin ( Ve onun ardından kavminin üzerine gökten ordu indirmedik. İndirenler olmadık. )
Saffat 37/173 - Ve inne cündena lehümül ğalibun ( Ve kesinlikle ordumuz, askerlerimiz onlara galip olanlardır.
Fetih 48/4 - Hüvellezi enzeles sekınete fı kulubil mü'minıne li yezdadu imanen mea ımanihim ve lillahi cünudüs semavati vel ard ve kanellahü alimen hakıma ( İnananların inançlarını inançlarıyla artırmak için kalplerinin içine sükuneti indiren O'dur. Göklerin ve yerin orduları, askerleri Allah içindir. Allah bilendir hakimdir. )
Fetih 48/7 - Ve lillahi cünudüs semavati vel ard ve kanellahü azızen hakıma ( Ve göklerin ve yerin orduları, askerleri Allah içindir. Allah yücedir hakimdir.
Mülk 67/20 - Em men hazellezi hüve cündun leküm yensurüküm min dunir rahmani inil kafirune illa fi ğurur ( Rahman' dan başka size yardım edecek o ordunuz, askerleriniz kimlerdir? Kesinlikle inkarcılar ancak aldanma içindedirler. )
Müddessir 74/31 - Ve ma cealna ashaben nari illa melaiketen ve ma cealna iddetehüm illa fitneten lillezine keferu li yesteykınellezine utül kitabe ve yezdadellezine amenu imanen ve la yertabellezine utül kitabe vel mü'minune ve li yekulellezine fi kulübihim meradun vel kafirune maza eradallahü bi haza meselen kezalike yudillullahü men yeşa'u ve yehdi men yeşa ma ya'lemu cünude rabbike illa hüve ve ma hiye illa zikra lil beşeri ( Ateşin sahiplerini melekler haricindekiler yapmadık. Onların adetlerini o kitap verilenlerin doğru bilgi edinmeleri, o inananların inançlarının artması, o kitap verilenlerin ve inananların şüphe etmemeleri, o kalplerinde hastalık olanların ve inkarcıların "Allah bu misal ile ne istedi?" demeleri için, o inkar edenler için sınav haricindeki kılmadık. Allah dilediği kimseyi işte böyle saptırır ve dilediği kimseyi yönlendirir. O’nun haricinde Rabb' inin ordularını, askerlerini kimse bilmez. O insanlar için hatırlamanın haricindeki değildir. )

12 Ağustos 2017 Cumartesi

Zilzal ve 8

Allahü Teala'nın emriyle Melekler tarafından gönderilmekte olan "gerçeğin titreşimleri" insanı bilinçsel olarak etkilediği ve koılektif bilinci harekete geçirdiği gibi yerküreyi de etkilemektedir. Yerkürenin tepkisi ise zilzal ( zelzele ) şeklinde olmaktadır.

99 sure olan Zilzal suresinin 8 ayetten, surenin son ayetinin de 8 kelimeden oluşması dikkat çekicidir. Ayrıca surede, "insana görüş ve gerçeğin algısının gelmesi" sonucunda hesap  gününün vaki olması bildirilmektedir. ( İnsanın kendisinin hesap görücü olması kavramı 17. sure olan ( 1+7 = 8 ) İsra suresinde bildirilmektedir. * ) 
Zilzal 99/1 - İza zülziletil erdu zilzaleha ( Yer zelzelesiyle sarsıldığında. )
Zilzal 99/2 - Ve ahracetil erdu eskaleha ( Ve yer ağırlıklarını çıkardığında. )
Zilzal 99/3 - Ve kalel insanü ma leha ( Ve insan "Ona ne oluyor?" dediğinde. )
Zilzal 99/4 - Yevmeizin tühaddisü ahbaraha ( O gün haberlerini anlatır. )
Zilzal 99/5 - Bi enne rabbeke evha leha ( Kesinlikle Rabb' inin ona vahyetmesiyle. )
Zilzal 99/6 - Yevmeizi yasdürun nasü eştaten li yürav a'malehüm ( O gün insanlar, çalışmalarının gösterilmesi için bölükler halinde meydana çıkarlar. )
Zilzal 99/7 - Fe men ya'mel miskale zerratin hayran yerah ( Artık kim zerrelerin ağırlığı ölçüsünde hayır yapmışsa onu görür. )
 Zilzal 99/8 - Ve (1) men (2) ya'mel (3) miskale (4) zerratin (5) şerran (6) year (7) h (8) ( Ve kim zerrelerin ağırlığı ölçüsünde kötülük yapmışsa onu görür. )

İlginçtir ki Türkiye’nin İzmit ilinde 17.08.1999 tarihinde, saat 03:05'te Gölcük Depremi olarak anılan büyük bir deprem gerçekleşmiştir. Depremin tarihi olan 1999 yılının Zilzal suresinin numarası olan 99 sayısıyla uyumu ve deprem günündeki, ayındaki ve saatindeki “8” nümerolojisinin ( 17 ... 1+7 = 8, 8 ve 03:05 ... 3+5 = 8 ) 

Zilzal suresindeki ayet adedi olan 8 sayısıyla olan uyumu dikkat çekmektedir. Ayrıca deprem tarihi olan 17.08.1999 tarihinin tam nümerolojik değeri de "8" sayısını vermektedir. / 1+7+0+8+1+9+9+9 = 44 ... 4+4 = "8" )

Negatif frekanslı eylemlere işaret edilen 9/9 kodlu surenin 17 ( 1+7 = 8 ) kelimeden oluşması da konu bağlamında dikkat çekmektedir.

9/9 İşterav (1) ve (2) ayati (3) allahi (4) semenen (5) kalilen (6) fe (7) saddu (8) an (9) sebili (10) h (11) inne (12) hum (13) sae (14) ma (15) kanu (16) ya'melun (17)

( Allah' ın ayetlerini az değere sattılar da Allah yolundan engelleyip döndürdüler. Kesinlikle onların o yapmış oldukları kötüdür. )

Milattan sonra kayıtlara geçmiş olan ilk depremin "17" ( 1+7 = "8" ) yılındaki "Lidya Depremi" olduğu bildirilmektedir. Milattan sonra kayıtlara geçmiş olan ilk depremin "17" ( 1+7 = "8" ) yılındaki "Lidya Depremi" olduğu bildirilmektedir. Bu deprem, bugünkü Türkiye sınırları içinde olan ve o zamanki adıyla Philadelphia olarak bilinen Alaşehir / Manisa'da vuku bulmuştur. 

* İsra 17/14 - İkra' kitabek kefa bi nefsikel yevme aleyke hasıba ( Kitabını oku. O gün nefsin, hesap görücü olarak sana yeter. )






10 Ağustos 2017 Perşembe

Ejderha ... 8 ve 9

Sürüngen nitelikli cin şeytanı soyunun sembolü yılan / ejderhadır. Cin şeytanı insanı, melek taklidi yaparak, "melek" algısı oluşturarak aldatır. ( Ejderha kanatlı yılan şeklinde resmedilir. )

Kur'an'da "Sü'ban" ( Ejderha ) kelimesi 2 kere geçmektedir.

A'raf 7/"107" - Fe (1) elka (2) asa (3) hü (4) fe (5) iza (6) hiye (7) SU'BANÜN ("8") mübın (9)
( Böylece asasını attı da o zaman o apaçık EJDERHA oldu. )

"Su'ban" kelimesinin ilk kez geçtiği ayetin kodu 7/107 ... 107 ( 1+0+7 = "8" ) ve "Su'ban" ( Ejderha ) kelimesi ayetteki "8". kelimedir.

Ayet 9 kelimeden oluşmaktadır. 9 rakamı ilahi mühür olan 6 rakamının tersi olup, satanizmin sembolik rakamıdır. Melek taklidi yapan Şeytan'ın bir nevi tezahürüdür.

Ayetteki SU'BANÜN kelimesinde 8 karakter bulunmaktadır.

Sü'ban ( Ejderha ) kelimesi ikinci ve son kez 26. ( 2+6 = 8 ) surede yine 8. kelime olarak geçmektedir. İki kere 8. kelime olması yani 88 olması şeytanın melek taklidi yapmasının delili niteliğindedir. ( Melek ve Şeytan kelimeleri kitapta 88 kere geçmektedir. )

Şuara 26/32 - Fe (1) elka (2) asa (3) hü (4) fe (5) iza (6) hiye (7) SÜ'BANÜN ("8") mübın (9)
( Asasını attı da o zaman o apaçık ejderha oldu.)

Sü'ban kelimesinin ikinci kez geçtiği ayette de 9 kelime bulunmaktadır. Bu furum 99 sayısını yani Allah kelimesini oluşturan harflerin ebced değerleri toplamı olan 66  sayısının tersi, şeytanın nümerolojisi ve aldatma sayısıdır. ( Markette fiyat etiketinde 4 tl demezlerde 3."99" tl derler. Yani 3'müş algısı yaratarak aldatırlar. )
 
Şeytan'ın 9 rakamıyla ilintisini bildiren 27. sure olan ( 2+7 = 9 ) Neml suresinin aşağıdaki ayetleri de dikkat çekicidir.
 
Neml 27/48 - Ve kane fil medıneti TİS'ATÜ rahtın yüfsidune fil erdı ve la yuslihun ( Ve şehirin içinde, yerde bozgun yapan ve iyileştirmeyen, iyileşmeyen DOKUZ çete vardı.
 
Neml 27/12 - Ve edhıl yedeke fı ceybike tahruc beydae min ğayri suin fı TİS'I ayatin ila fir'avne ve kavmih innehüm kanu kavmen fasikın ( Ve elini koynuna sok. Firavun' a ve kavmine yönelik DOKUZ ayetin içinde olarak kusursuz beyaz olarak çıkacaktır. Kesinlikle onlar günahkarlar kavmi oldular. )
 
Şeytanın ejderha/yılan soyu olduğu İncil'de aşağıdaki ayet ile bildirilir.

40 Matthew 3 7 Ne var ki, birçok Ferisi'yle Saduki'nin vaftiz olmak için kendisine geldiğini gören Yahya onlara şöyle seslendi: "Ey ENGEREKLER SOYU! Gelecek gazaptan kaçmak için sizi kim uyardı?