15 Kasım 2020 Pazar

Aşı meselesi

COVID19 aşısının bulunduğuna dair haberler medyada müjde gibi sunulurken aşı konusunda bazı soruların cevaplarının detaylı ve net olarak verilmesi de önem arzetmektedir. Aksi halde insanların kobaya, dünyanın da açık hava laboratuarına dönüşme riski söz konusudur.

DSÖ'nün ve Küresel Partnerleri! 21.03.2019 tarihinde, yani pandemiden bir yıl önce, 2021 - 2030 yıllarını kapsayan "DIFFERENT APPROACH For Post 2020 Vaccine Strategy" ( 2020 Sonrası İçin Aşı Stratejisine FARKLI YAKLAŞIM*) konulu toplantı yapmışlardır.

* "Farklı yaklaşım" pandemi vakası mı olmuştur?

İlgili haber aşağıdaki linktedir.

https://healthpolicy-watch.news/who-stakeholders-meet-to-establish-a-different-approach-for-post-2020-vaccine-strategy/#:~:text=The%20new%20plan%20of%20action,decade%2C%E2%80%9D%20the%20release%20states.

Ayrıca 05.03.2019 tarihinde hazırlanan "The Global Vaccine Action Plan" ( Küresel Aşılama Aksiyon Planı ) başlıklı dökümandaki şu bölüm dikkat çekmektedir. 

"Ninety five percent of EPI managers and Regional Advisors were supportive of a new or updated GVAP strategy for 2021 - 2030." ( EPI yöneticilerinin ve Bölgesel Danışmanların yüzde doksanbeşi, 2021 - 2030 yılları için yeni veya güncellenmiş bir Küresel Aşılama Aksiyon Planı'nı desteklemektedirler. )

GVAP plan dökümanı aşağıdaki linkten indirlebilir.

https://www.researchgate.net/publication/334524946_The_Global_Vaccine_Action_Plan_-_insights_into_its_utility_application_and_ways_to_strengthen_future_plans

Mayıs 2010 tarihinde Rockefeller Foundation ( Rockefeller Enstitüsü ) tarafından yayımlanan "Scenarios for the Future of Technology and International Development" ( Uluslararası Gelişim ve Teknolojinin Geleceği İçin Senaryolar ) isimli dökümanda 2012 yılına ilişkin bir pandemi senaryosu da aynı COVID19 pandemisine benzer şekilde yer almaktadır. Senaryo kapsamında "Lock down" ( Kapanma ), "Tighter government control and more authoritarian leadership" ( Sıkılaştırılmış hükümet kontrolü ve daha otoriter liderlik ), "Economocally depressed world" ( Ekonpmik depresyon içindeki dünya ) gibi kavramlar da açıkça yer almaktadır. Öte yandan dökümanın kapağında "dijital dönüşüm ve tüm dünyanın kodlanması" mesajını veren bir görsel yer almaktadır. Görselde dünya haritasındaki kıtaların üstü binary kodlarıyla yani 1 ve 0 ile doldurulmuştur.

Avrupa Birliği Komisyonu'nun 2019 yılının 3. çeyreğinde yayımladığı "Roadmap on Vaccination" ( Aşılama Yol Haritası ) başlıklı dökümanda 2018 - 2022 dönemini kapsayan aşılama aksiyon planları yer almaktadır. Başlıca aksiyon planları "Vaccination Card / Passport" ( Aşı Kartı / Pasaportu ), "Guidance and Projects on Vaccine Hesitancy" ( Aşı Tereddütüne Karşı Rehberlik ve Projeler ) olup, Coronavirus pamdemisi öncesinde belirlenem bu planların mevcut gelişmeler ile olan uyumu oldukça dikkat çekicidir. Çok başarılı bir öngörü mü söz konusudur yoksa planlar pandemi kurgusu vasıtasıyla uygulamaya mı konmuştur.

- Türkiye'nin 11. Kalkınma Planı 2019 - 2023 dönemini ( pandemi projesi uygulama dönemi ) kapsamakta olup, planın 8. sayfasındaki 61. maddede şu cümleler yer almaktadır. "Sağlık bilimlerinin gelişimiyle biyoteknolojik ürün ve bireyselleştirilmiş ilaçlar gelişmekte, vücut değerlerini ölçen DERİ ALTI ÇİPLER, akıllı saatler ve bileklikler gibi giyilebilir sağlık teknolojilerinin çeşitlenmesi ve kitlesel kullanımlarının yaygınlaşması beklenmektedir." 

- Sağlık Bakanlığı tarafından 2019 yılında ( pandemi öncesinde! ) "Pandemik Influenza Ulusal Hazırlık Planı" başlıklı bir eylem planı dökümanı hazırlanmıştır.

Sonuç itibarıyla mevcut COVID19 pandemisinin, evvelce planlanan küresel dijital dönüşüm projesini hızlandırmak amacıyla kurgulamış ve 2019 yılı sonunda uygulamaya konmuş bir senaryo olduğuna ilişkin veriler güçlenmektedir.

Dolayısıyla yukarıdaki küresel hedeflere ve plan tarihlerine uygun!? olarak 2021 yılında yaygınlaştırılacak gibi görünen ve özünde “dijital kimlik uygulamasını“ barındıran aşılama operasyonuna ilişkin medikal ve sosyal bağlamdaki bazı sorular yanıt beklemektedir.

- Ölü veya zayıflatılmış virüs içeren inaktif aşı için virüsün çoğaltılması gerekmektedir. Bu işlem için ölü fetüsten veya hayvanlardan alınan hücreler kullanılmakta olup, inaktif aşının otizm ilintisi olduğu belirtilmektedir.

- Tüm aşıların içeriğinde olduğu gibi coronavirus inaktif aşısının içeriğinde de alzheimer sebebi olan aluminyum bulunmaktadır. 

- Tarihte bir ilk olan genetik madde transferine dayalı mRNA* ( messenger Ribonucleicacid ) aşısının, insanın DNA yapısını değiştirmek suretiyle bağışıklık sistemini zayıflatma potansiyeli var mıdır?

* Uzun yıllar onay alınamayan ancak şimdi "acil kullanım onayı" verilerek alelacele uygulamasına geçilen "mRNA" aşısı genetik mühendislerinin ve mikrobiyologların dizayn ettiği bir yazılımdır. "Messenger RNA" ( Mesajcı RNA ) hücreye "mesaj" iletir ve hücre de bu "mesaja" göre protein üretir. Üretilen proteinler bağışıklık hücrelerini tetikleyerek onlara antikor ürettirir. Vücuda COVID19 virüsü girdiğinde antikorlar virüsün proteinlerini tanır ve böylelikle immün sistem virüsü tespit ve imha eder. Aşının işleyiş algoritması böyle olsa da sonuçta bir "yazılım" olan bu "mesajın" içeriğine farklı "mesajlar" da eklenirse ne olur? Cevap: Genetik koda yani DNA yazılımına müdahale söz konusu olur. Dolayısıyla yazılım istenildiği gibi algoritmalandırılabilir. Mesela immün hücrelere farklı "mesaj" iletilerek vücudun kendi hücrelerini düşman addetmesi sağlanabilir ve böylelikle zaman içinde bünye kendisini yiyip bitirebilir. Güveni sarsan ve insanların herşeye şüphe ile bakmalarına neden olan şu dezenformasyon ortamı aşılama sürecinin, filmlerdeki "zombileri" yaratma projesi olduğu düşüncesini dahi oluşturabilmektedir.

- mRNA aşısının doğurganlık üzerindeki etkilerinin bilinmediği belirtilmektedir. Yani bu aşının kısırlığa sebep olma potansiyeli bulunmaktadır. Zira bağışıklık kazanılan protein virüsteki sivri kısım olan spike ( başak ) proteindir. Spike protein spermde ve rahimdeki plasentada bulunan syncytin proteinine benzemektedir. Dolayısıyla bağışıklık kazanıldığında immün hücreler syncytin proteinini yokederek kısırlığa sebep olabilirler.

- Aşının bağışıklık sistemini zayıflatması durumunda insanlar, vücutlarında zaten mevcut olan virüslerden dolayı hastalanmaya başlayabilirler mi?

- İnsanlar hem bağışıklık sistemlerinin zayıflaması, hem de sürekli gündeme getirilen "yeni virüsler" nedeniyle her yıl aşılanmak zorunda kalabilirler mi?

- Tarihte ilk kez bir virüs, ortaya çıktığı yıl ile kodlanmıştır. Bu durumda COVID22, COVID25 vb. gibi "yazılım güncellemeleri!" mi olacaktır? 

- Basında her gün Coronavirus'ün "uzun dönemde" yeni bir hastalığa daha sebep olduğu yönünde haberler çıkmaktadır. Bugüne kadar şunlar dile getirilmistir. Felç, Kalp krizi, Kalp tahribatı, Böbrek tahribatı, Karaciğer tahribatı, Bağırsak tahribatı, İktidarsızlık, Beyinde kalıcı hasar, Alzheimer'ı ilerletme, Diyabet, Körlük, Sağırlık, Deri döküntüleri, Saç döküntüsü ....tüm bunların sebebi virüs müdür yoksa aşı mı olacaktır?

- Aşının koruma süresinin en fazla üç ay olmasından ve yukarıdaki diğer sebeplerden dolayı her yıl aşılanmak durumunda bırakılan insanlar bir süre sonra aşısız yaşayamaz hale gelebilirler mi? 

- Aşılanılsa dahi virüs yayma ve hastalanma riski olduğu belirtilmektedir. Yani aşılanmak ile aşılanmamak arasında fark yok denilmektedir.

- Aşılanılsa dahi maske ve kodla takip uygulamasının devam etmesi hatta uygulama kapsamının genişletilmesi planlanmaktadır. Neden?

- Aşının olumsuz etkisi olursa aşı şirketleri kanunen dava edilememektedir. İlk aşılama sonrası iki kişi ölmüş olup, ayrıca alerjik reaksiyonlar, yüksek ateş, deri döküntüleri gibi erken etkiler görülmüştür. 

- Aşının içeriğinde hangi bileşenler bulunmaktadır? 

- Bir aşının etkinliğinin tespiti için en az iki yıl gibi bir süre gerekirken neden COVID19 aşısında süreç bu kadar çabuk ilerletilmekte ve "aşı bulundu" beyanatlarıyla topluma telkinde bulunulmaktadır? Bildirilmeyen başka bir plan ve bir hedef tarih mi söz konusudur? ( Aşının "effectivness"'i laboratuar ortamındaki performansını, "efficacy'si ise sahadaki performansını tanımlayan kavramlardır. )

- Aşının -70-80 C derecede stoklanması gerektiği bildirilmekte olup, çok kritik olan bu sürece tam uyum nasıl kontrol edilecektir?

- Aşının yan etkileri nelerdir?

- Aşının kalıcı etkiler yaratma potansiyeli var mıdır?

- Aşının yaş gruplarına ve kronik hastalık türlerine göre farklı riskleri bulunmakta mıdır?

- Dünya nüfusunu azaltma planıyla uyumlu olarak aşının kısırlaştırıcı etkisi bulunmakta mıdır?

İrlanda'nın Sovereign Independent gazetesi Haziran 2011 baskısının kapağında "Zorunlu aşılama yoluyla nüfus azaltma" ifadesine yer vermiştir.

- Sürekli mutasyon geçirdiği söylenen bir virüse ve sürekli gündeme getirilen yeni virüslere karşı aşı yoluyla nasıl bir koruma sağlanabilecektir? Bu açıkça sürekli aşılanmak anlamına gelmektedir.

- Aşılanma bir zorunluluk ve sosyal ayrışım unsuru olacak mıdır?

- Aşının içinde luciferase vb. gibi kişinin aşı olup olmadığını gösterecek maddeler bulunacak mıdır?

- Aşıdaki nano parçacıklar vasıtasıyla insanların biometrik verileri bulutta mı toplanacaktır?

- Biometrik veriler ile kripto para sistemi ilişkilendirilecek midir?

- İnsanların fiziksel ve zihinsel durumlarının yapay zeka vasıtasıyla takibini sağlayacak biometrik veriler sosyal skorlama unsuru olarak kullanılacak mıdır?

- Afrikadaki çocukları yıllarca denek olarak kullanan, bunu açıkça söyleyen ve halen tüm aşılama sürecinin yöneticisi konumunda olan yazılım şirketi sahibi şahıs şöyle diyebilmektedir. "You don't have choice. People think they have choice. Normalcy only returns when we largely vaccinated the entire global population." ( Seçim şansınız yok. Millet seçme haklarının olduğunu sanıyor. Normalleşme ancak tüm küresel nüfusun geniş çaplı olarak aşılanması durumunda geri gelebilir. ) 

Yani özetle şöyle denmektedir. "Bu aşılar bir muamma, sonuçları ve etkileri hakkında hiçbir şey bilmiyoruz!? Ama sizi yine de aşılayacağız." 

Yaptığı yanlış değerlendirmeler ve verdiği yanlış kararlar nedeniyle yaratılıştan bu yana başına gelen her sorunun yegane müsebbibi olan insan, akıl tutulmasının her alanda zirve yaptığı bu döngü sonunda yine büyük bir sınavdan geçmektedir. İnsanın bu sefer gerçekleri algılayıp doğru kararı vermesi ümit edilir.




Kaderin bir tecellisi ... Fasl ( Ayrışım )

"Fasl" kelimesi "Ayrışım, Ayrıntı, Ayrıntılandırma" anlamlarını içeren bir kelime olup Kur'an'da, idrak seviyesi yükselmesi akabinde gerçek ile batılın, doğru ile yanlışın net olarak algılanabilir hale gelmesini ifade etmektedir.

"Fasl" veya Türkçedeki telaffuzu ile "Fasıla" kelimesi batı dillerinde aynı kökten türemiş olan "Phase" ( Aşama, Safha, Kesim ) kelimesiyle ifade edilmektedir.

Kur'an'da, içinde "Fasl" kelimesinin yer aldığı ifadeler şöyledir.

a- Faslel Hitab ( Söylemdeki ayrışım )

38/17 - Isbir ala ma yekulune vezkür abdena davude zel eyd innehu evvab ( O söylediklerine sabret. Kuvvetli kulumuz Davud' u hatırla. Kesinlikle o tevbe edip döndü. ) 

38/20 - Ve şededna mülkehu ve ateynahül hıkmete ve FASLEL HİTAB ( Ve onun mülkünü şiddetlendirdik. Ona sırrı ve SÖYLEMDEKİ AYRIŞIMI* verdik. )

b- Kelimetül Fasl ( Ayrışım Kelimesi / Kavlün Fasl ( Ayrışım Sözü )

42/21 - Em lehüm şürakaü şerau lehüm mined dıni ma lem ye'zen bihillah ve lev la KELİMETÜL FASLİ le kudıye beynehüm ve innez zalimıne lehüm azabün elım ( Onlara, Allah' ın dinden o izin vermediklerini onlara meşru yol kılan ortaklar mı var? Ve şayet AYRIŞIM KELİMESİ olmasaydı, onların aralarında hüküm verilirdi. Kesinlikle zalimler, elim azap onlaradır. )

86/13 - İnnehu le KAVLÜN FASL ( Kesinlikle o AYRIŞIM SÖZÜ. )

c- Faslül Ayat ( Ayetlerin Ayrıntılandırılması )

41/44 - Ve lev cealnahü kur'anen a’cemiyyen le kalu lev la FUSSİLET AYATÜH a'cemiyyün ve arabiyy kul hüve lillezıne amenu hüden ve şifa vellezine la yü'minune fı azanihim vakrun ve hüve aleyhim ama ülaike yünadevne min mekanin beıyd ( Ve şayet onu yabancı Kur'an kılsaydık, "AYETLERİNİ AYRINTILANDIRMALI değil miydi?" derlerdi. Yabancı ve Araplara? De ki: "O, inananlar için yönlendirmedir ve şifadır. O inanmayanlar, onların kulaklarının içinde ağırlık vardır. O onlara körlüktür. İşte onlara uzak mekandan seslenilir.” )

d- "Yevmel Fasl" ( Ayrışım Günü )

İnsanların ruhi ve idraki tekamüllerine göre ayrıştıkları döngü sonu süreci "Yevmel Fasl" olarak da zikredilmektedir.

Aşağıdaki ayetlerde "Fasl" kelimesi döngü sonunu ifade eden süreci nitelemektedir. 

37/21 - Haza YEVMÜL FASLillezı küntüm bihı tükezzibun ( Bu, o yalanlamış olduğunuz AYRIŞIM GÜNÜDÜR. )

44/40 - İnne YEVMEL FASLİ mıkatühüm ecmeın ( Kesinlikle AYRIŞIM GÜNÜ, onların toplanma zamanlarıdır. )

77/13 - Li YEVMİL FASLİ ( AYRIŞIM GÜNÜ için. )

77/14 - Ve ma edrake ma YEVMÜL FASLİ ( Ve AYRIŞIM GÜNÜnün ne olduğunu sana ne bildirir? )

77/15 - Veylün yevmeizin lil mükezzibin ( Vay o gün yalanlayanlar için. )

77/37 - Veylün yevmeizin lil mükezzibin ( Vay o gün o yalanlayanlar için. )

77/38 - Haza YEVMÜL FASLİ cema'naküm vel evvelin ( Bu, sizi ve evvelkileri topladığımız AYRIŞIM GÜNÜdür. )

78/17 - İnne YEVMEL FASLİ kane mikaten ( Kesinlikle AYRIŞIM GÜNÜ tayin edilen vakit olmuştur. )

78/18 - Yevme yunfehu fis suri fe te'tune efvacen ( O gün borunun içine üflenir de bölükler olarak gelirsiniz. )

78/19 - Ve futihatis semau fe kanet ebvaben ( Ve gök açılmıştır da kapı kapı olmuştur. )

Gerçek hazine 

"Hazine" ( Haznedilmiş, Depolanmış ) kelimesi "Hazn / Hazne" ( Sağlam yer, Depo) kökünden türemiş bir kelimedir.

Türkçe'de yer alan "Kazan" ( İçine yiyecek konan hazne ) ve "Kazanmak" ( Elde etmek, Alıp depolamak ) kelimeleri de "Hazn" kökünden türemedir. Ayrıca batı dillerindeki "Casino" ( Kazançhane, Kumarhane ) kelimesi de "Hazn" kökünün farklı telaffuz edilmiş halini içermektedir.

Arapçada "Kazanmak" kelimesinin karşılığı "Kesb" kelimesi olup muhtelif dillerdeki "Kesber" / "Kaspar" / "Casper" / "Gizbar" kelimeleri de "Hazineci" anlamına gelmektedir.

Aldatıcı madde alemi dünyada maddi "hazine" toplama saplantısına yakalanmış olan gafiller gerçek hazinenin Allahü Teala'nın indinden insanlara bahşettiği ilahi kozmik bilgiler olduğunu, bunun yanında görme, duyma, hissetme, idrak etme ve anlama nimetlerinin de tamamlayıcı unsurlar olduğunu farkedememektedirler. Şükretme olgusunu da bloke eden bu farkındasızlık, obsesyon ve hırs onları, yanlış yol üzerinde helake sürüklemektedir. Anılan gafillerin bu yanlış yol üzerinde "kazanç" addettikleri herşey yolun sonunda birer helak yani meşakkatli reenkarnasyon vesilesi olarak karşılarına çıkmakta ancak onlar bu durumu idrak ettiklerinde onlar için çok geç olmaktadır.

6/70 - Ve zerillezınettehazu dınehüm leıben ve lehven ve ğarrathümül hayatüd dünya ve zekkir bihı EN TÜBSELE nefsün bima KESEBET leyse leha min dunillahi veliyyün ve la şefiy' ve in ta'dil külle adlin la yü'haz minha ülaikellezine ÜBSİLU bima KESEBU lehüm şerabün min hamımin ve azabün elımün bima kanu yekfürun ( Ve dinlerini oyun ve eğlence edinen ve kendilerini dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak. Nefsin kendini o KAZANDIĞINDAN dolayı HELAK ETMEMESİNİ, ona Allah’tan başka dost ve af vesilecisi olmadığını onunla hatırlat. Eğer bütün fidyeleri verse bile ondan alınmaz. İşte onlar o KAZANDIKLARINDAN dolayı HELAK EDİLMİŞLERDİR. Onlara, inkar ettiklerinden dolayı kaynar sudan içecek ve elim azap vardır. )

Kur'an'da "Hazine" kelimesinin yer aldığı bazı ayetler şöyledir.

Hicr suresinin 22. ayetindeki "Su" kelimesi batıni olarak ilahi kozmik bilgileri temsil etmektedir.

15/22 - Ve erselner riyaha levakıha fe enzelna mines semai maen fe eskaynakümuh ve ma entüm lehu bi HAZİNIN ( Ve rüzgarları onu aşılamaya gönderdik de gökten su indirip sizi onunla suladık. Siz ona HAZNELEYİCİLER değilsiniz. )

En'am suresinin 50. ve Hud suresinin 31. ayetlerindeki "Allah'ın hazineleri / hazinesi" ifadeleri yine yaratılışın kodları niteliğinde olan ilahi kozmik bilgileri temsil etmektedir. 

6/50 - Kul la ekulü leküm ındı HAZAİNüllahi ve la a'lemül ğaybe ve la ekulü leküm innı melek in ettebiu illa ma yuha ileyy kul hel yestevil a'ma vel besır e fe la tetefekkerun ( De ki: "Size Allah' ın HAZİNELERİ benim indimdedir." demiyorum. Gaybı da bilmiyorum. Size, kesinlikle ben meleğim de demiyorum. Kesinlikle ben ancak o bana vahyedilene tabi oluyorum." De ki: "Kör ile gören eşit midir? Fikretmez misiniz?" )

11/31 - Ve la ekulü leküm ındı HAZİNüllahi ve la a'lemül ğaybe ve la ekulü innı melekün ve la ekulü lillezıne tezderı a'yünüküm len yü'tiyehümüllahü hayra allahü a'lemü bima fı enfüsihim innı izen le minez zalimın ( Ve "Ben sizlere Allah' ın HAZİNESİ indimdedir demiyorum. Gaybı da bilmiyorum. Kesinlikle ben meleğim de demiyorum. O gözünüzde hakir olanlar için, Allah onlara asla hayır vermez de demiyorum. O nefislerinin içinde olanı Allah bilir. O zaman kesinlikle ben zalimlerden olurum." )

Yusuf suresinin 55. ayetindeki "Yerin hazineleri" ifadesi ise insanlar arasında adil dağılım yapması için Haberci Yusuf'a bahşedilen maddi, dünyevi ve manevi nimetleri tanımlamaktadır.

12/55 - Kalec'alnı ala HAZAİNil ard innı hafıyzun alim ( "Beni yerin HAZİNELERİ üzerine getir. Kesinlikle ben koruyucuyum bilenim." dedi. )

Hicr suresinin 21., Sad suresinin 9., Tur suresinin 37. ve Münafikun suresinin 7. ayetlerinde de tüm maddi ve ruhi hazinelerin tek bir kaynağı olduğu, onun da Rab'bin indi olduğu hatırlatılmaktadır.

15/21 - Ve in min şey'in illa ındena HAZİNÜhu ve ma nünezzilühu illa bi kaderin ma'lum ( Ve HAZİNESİ indimizde olmayan hiçbir şey yoktur. Onu bilinen ölçü haricinde indirmeyiz. )

38/9 - Em ındehüm HAZİNÜ rahmeti rabbikel azızil vehhab ( Yoksa, yüce ve bağışlayan Rab’binin rahmet HAZİNESİ onların yanında mı? )

52/37 - Em ındehüm HAZAİNU rabbike em hümül musaytırun ( Rab’binin HAZİNELERİ onların indinde midir? Onlar zorlayıcılar, zorbalar mıdır? )

63/7 - Hümüllezine yekulune la tünfiku ala men inde resulillahi hatta yenfaddu ve lillahi HAZAİNÜs semavati vel ardı ve lakinnel münafikın la yefkahun ( Onlar "Onlar gidene kadar, o Allah' ın resulünün indindeki kimselere harcamayın." derler. Göklerin ve yerin HAZİNELERİ Allah içindir. Lakin ikiyüzlüler anlamazlar. )

İsra suresinin 100. ayetinde ise nimetleri gaspetme hırsına kapılmış küresel şeytanlara işaret edilmektedir.

17/100 - Kul lev entüm temlikune HAZİNE rahmeti rabbi izen le emsektüm HEŞYETEL İNFAK ve kanel insanü katura ( De ki: "Şayet sizler Rab’bimin rahmet HAZİNESİNE malik olsaydınız, o zaman dahi HARCAMA ve FAKİRLİK KORKUSUNU tutardınız. İnsan cimridir." )

Ayette işaret edilen şeytanlar hazneledikleri maddi unsurları kaybetme korkusuyla çocuklarını satanik ritüeller vasıtasıyla İblis'e adak verebilmektedirler. Bu hususa ilişkin ayet şöyledir.

17/31 - Ve la taktülu evladeküm HAŞYETE İMLAK nahnü nerzükuhüm ve iyyaküm inne katlehüm kane hit'en kebira ( Ve FAKİRLİK KORKUSUYLA çocuklarınızı öldürmeyin. Onları ve sizleri biz rızıklandırırız.

14 Kasım 2020 Cumartesi

Altın, Boyut portalı ve G harfi ilintisi... 

"İspanyol istilacılar Peru'ya İnka'ların altını yağmalamak için geldiler. Amaru Meru isimli bir rahip Hayu Marca'yı kaçış portalı olarak kullandı. Meru yuvaya, "Yedi ışının ilahlarına erişim anahtarı" adı verilen altın bir disk yerleştirdi. Açılan portalden geçti ve bir daha hiç görülmedi. 

https://www.gaia.com/article/did-our-ancestors-know-how-to-open-a-portal-to-another-dimension

"Altın" elementinin boyutlar arası portal açıcı özelliği mi bulunmaktadır?

Altının çok değerli ve hatta bazı pagan kültürlerde kutsal addedilmesinin sebebi bu mudur?

Altının, elementlerin periyodik tablosundaki "Grup" numarası "11"'dir. ( 11 sayısı farklı boyuta geçiş portalının nümerik sembolüdür. )

Arapça'da "Altın" kelimesinin karşılığı "Zeheb" kelimesi olup bu kelime "Ayrılmak, Gitmek" anlamına da gelmektedir. "Zeheb" kelimesi ayetlerde hem "Altın", hem de "Gitmek, Ayrılmak" anlamında yer almaktadır.

3/14 Züyyine (1) li (2) en (3) nasi (4) hubbü (5) eş (6) şehevati (7) min (8) en (9) nisai (10) ve (11) el (12) benıne (13) ve (14) el (15) kanatıri (16) el (17) mükantarati (18) min (19) ez (20) ZEHEB (21) ve (22) el (23) fiddati (24) ve (25) el (26) hayli (27) el (28) müsevvemeti (29) ve (30) el (31) en'ami (32) ve (33) el (34) hars (35) zalike (36) metau (37) el (38) hayati (39) ed (40) dünya (41) ve (42) allahü (43) ınde (44) hu (45) husnü (46) el (47) meab (48) ( Kadınlardan, oğullardan, kantarlarca biriktirilmiş ALTINdan ve gümüşten, salınmış işaretli atlardan, hayvanlardan, ekinlerden şehvetle sevilenler insanlar için süslenmiştir. Bunlar dünya hayatının faydasıdır. Allah ki varış yerinin güzeli O' nun indindedir. )

Kur'an'da ilk "Zeheb" kelimesi 3/14 kodlu ayetin 21. kelimesidir. * 3+1+4+2+1 = 11 ) ( 3+1+4+2+1 = "11" )

"Zeheb" kelimesinin "Gitmek" kök anlamını içerdiği bir ayet örneği aşağıdadır.

2/17 Meselü (1) hüm (2) ke (3) meseli (4) ellezi (5) istevkade (6) nara (7) fe (8) lemma (9) edaet (10) ma (11) havle (12) hu (13) ZEHEBe (14) allahü (15) bi (16) nuri (17) him (18) ve (19) terake (20) hüm (21) fı (22) zulümatin (23) la (24) yübsırun (25) ( Onların misali o ateş yakmayı isteyenin misali gibidir. Yakıp da çevresindekileri aydınlattığında Allah aydınlıklarını GİDERİR ve onları karanlıkların içinde terkeder de onlar görmezler. )

İngilizcede ve Almancada "Altın" kelimesinin karşılığı sırasıyla "Gold" ve "Geld" kelimeleridir. Star Gate isimli dizide de portalden gelen varlıkların ismi "Goauld" idi. Bu kelime "Altın" anlamına gelen "Gold" ve "Aurum" kelimelerinin bir sentezidir. )

"G" harfini içeren birçok kelimede hep "Gelmek, Gitmek, Geçmek" anlamları barınmaktadır.

Gelmek

Gitmek

Geçmek

Getirmek

Götürmek

Get ( İng. ) = Elde etnek, Getirmek

Gap ( İng. ) = Boşluk, Aralık

Gape ( İng. ) = Aralamak

Gate ( İng. ) = Kapı ( "Gate" kelimesi ile Türkçe'deki "Gitmek / Gidermek", "Getirmek" ve "Götürmek" kelimelerinin fonetik benzerliği bulunmaktadır. )

Kapı / Gapı = Geliş, Gidiş ve Geçiş noktası ( "Gapı" kelimesi İngilizcedeki "Gap" ve "Gape" kelimeleriyle aynı kelimedir. )

Go ( İng. ) = Gitmek

Gehen ( Alm. ) = Gitmek

Gök ( Gök bir portaldır. )

Göz ( Göz de farklı boyuta açılan ve görüş sağlayan bir portaldır. )

Görmek

Genetic / Generation ( İng. ) = Gelişsel / Gelme durumu ( "Soyun gelişi" anlamında. ) Gayb ( Bilinmeyen )

Gayya ( Bilinmezlik kuyusu ( teşbihi ) )

"G noktası", uyarılması halinde yoğun orgazm sağlayan hatta "vajinal sıvı boşalmasına" ( female ejaculation ) dahi sebebiyet veren vajinal bir bölgedir. ( Vajinal sıvı gelmesi ve ayetlerde yer alan "göğün kapılarının suyla açılması" ifadesi arasında da ilinti söz konusudur. ) "G noktası" terimi jinekolog Ernst Gräfenberg'in isminden geliyor olsa dahi nihayetinde batıni bir "G" harfi ilintisi dikkat çekmektedir.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2018/05/tyn-altn-cag-ve-din-gunu.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/11/gozyas-ve-boyut-portal.html

13 Kasım 2020 Cuma

Kuzu postuna bürünmüş kurtlar

Filantrop ( İnsansever ), hayırsever, kanaat önderi, toplum gönüllüsü, ruhani lider gibi sıfatların ardına gizlenerek sinsi planlarını uygulamaya çalışan ikiyüzlü küresel şeytanlara ilişkin uyarılar ayetlerde yer almaktadır.

İncil;

40 Matthew 7-15 "Sahte peygamberlerden sakının! Onlar size kuzu postuna bürünerek yaklaşırlar, ama özde yırtıcı kurtlardır.

47 2 Corinthians 11-14 Buna şaşmamalı. Şeytan da kendisine ışık meleği süsü verir. 

Aşağıdaki Kur'an ayetlerinde de ikiyüzlü şeytanların inananları güzel söz, sahte iyi niyet söylemi veya eylemiyle aldatmaya çalıştıkları bildirilmekte ve bu taktik karşısında inananların nasıl bir yaklaşım sergilemeleri gerektiği hatırlatılmaktadır. 

58/8 - Gizli fısıltılı konuşmadan menedilip de sonra o menedildiklerine dönenleri, günah ile gizli fısıltılı konuşmalarını, düşmanlığı ve o resule isyanı görmedin mi? Ve sana geldiklerinde, Allah' ın "Haydi gel." demediği gibi "Haydi gel." diyorlar sana. Nefislerinin içinde, "Allah o söylediklerimizden dolayı azap etmeli değil miydi?" derler. Onların gereği cehennemdir. Oraya yakınlaşıp yaslanacaklar. Artık ne kötü varış yeridir. ) 

60/1 - Ey o inananlar, düşmanlarımı ve düşmanlarınızı dostlar edinmeyin. Onlara sevgi atıyorsunuz. O size gerçekten geleni inkar ettiler. Rab’biniz Allah’a inanıyorsunuz diye Resulü ve sizi ancak çıkardılar. Eğer rızamı, hoşnutluğumu aramaya, yolumda cihada çıkmaktaysanız onlara sevgi mi, arzu mu gizliyorsunuz? Ben o gizlediğinizi ve o açıkladığınızı bilirim. Onu sizden kim yaparsa, düz yoldan sapmıştır.

Münafikun ( İkiyüzlüler ) suresinin 4. ayetinde "Münafık" ( İkiyüzlü ) kelimesinin tanımı yer almaktadır.

63/4 - Ve onları gördüğünde cisimlerinden hoşlanırsın. Eğer konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Kesinlikle onlar yaslanmış keresteler gibidirler. Her çığlığı onların üzerlerine sanarlar. Onlar düşmanlardır. Onlardan çekin, korun. Allah onları öldürsün. Nasıl da döndürülüyorlar.

Al'i İmran ve Muhammed surelerinin aşağıdaki ayetlerinde inananların, mücadelelerinde ve duruşlarında gevşeklik ve yılgınlık göstermemeleri, sahte iyi niyet hamlelerine aldanmamaları gerektiği bildirilmektedir. Zira şeytanlar daima bu fırsatı kollamaktadırlar.

3/139 - Ve gevşemeyin ve hüzünlenmeyin. Eğer inananlarsanız sizler üstünsünüz.

47/35 - O halde gevşemeyin ve sizler üstünken barışa çağırmayın. Allah sizinle birliktedir. Çalışmalarınızı size yitirmez.

12 Kasım 2020 Perşembe

Dar Kapı ve Sarp Yokuş

Kaba madde alemi olan dünya, varlıklar için bir sınav ve ruhsal tekamül vasıtası niteliğindedir. Daha yaratılış safhasında malum hataya düşen insanın da bu hatasını telafi edebilmesi için kaba madde aleminde nefsine yönelik  muhtelif sınavlara tabi olması, zorluklarla mücadele etmesi ve bu ilahi sınavda başarılı olması gerekmektedir. Zira esasen ilahi nizamda af yok telafi vardır. Yapılan bir kötülüğün, işlenen bir günahın telafisi olmadan, yani iyilik ve hayırlara vesile söylemler ve eylemler gerçekleştirilmeden Rab tarafından affın bahşedilmesini beklemek zaten rasyonel görünmemektedir.

Yukarıda anılan ve üst boyuta ( plan ) geçiş vesilesi, ( geçiş kapısı ) niteliğinde olan "zorluklar", Kur'an'da "Akabet" ( Sarp yokuş ), İncil'de ise "Dar kapı" olarak zikredilmektedir.

Beled suresinin aşağıdaki ayetlerinde "Akabet" ( Sarp yokuş ) kavramına ilişkin bazı misali tanımlamalar yer almaktadır.

90/11 - Fe laktehamel AKABET ( Böylece SARP YOKUŞA tahammül edemedi. )

90/12 - Ve ma edrake mel AKABET ( Ve SARP YOKUŞUN ne olduğunu sana ne bildirir? )

90/13 - Fekkü rekabet ( Köleyi, boyunduruğu, rekabeti bırakmak. )

90/14 - Ev ıt'amün fi yevmin zi mesğabet ( Veya açlık, meşakkat gününde yedirmek. )

90/15 - Yetimen za makrebet ( Yakınlığı olan yetime. )

90/16 - Ev miskinen za metrebet ( Veya fakirliği olan yoksula. )

90/17 - Sümme kane minellezine amenu ve tevasav bis sabri ve tevasav bil merhamet ( Sonra sabrı tavsiye eden ve merhameti tavsiye eden o inananlardan olmak. )

İncil;

40-Matthew-7-13 "DAR KAPIdan girin. Çünkü yıkıma götüren kapı geniş ve yol enlidir. Bu kapıdan girenler çoktur. 

"Sarp yokuş" ve "Dar kapı" kavramlarının geçtiği ayetlerin kodlarında "11" nümerolojisi bulunmaktadır. ( Bilindiği üzere 11 sayısı farklı boyuta geçiş portalının nümerik sembolüdür. )

"Akabet" ( Sarp yokuş ) ifadesinin Kur'an'da ilk ve son kez geçtiğğ ayetin kodu 90/11'dir. ( 9+0+1+1 = 11 )

"Dar kapı" ifadesinin yer aldığı Matta suresinin ilgili ayetinin numarasu 7-13'tür. ( 7+1+3 = 11 )




Şekiller ve Karakterler

"Şekil" daha doğrusu "Şekl" kelimesi "Biçim, Görünüş" anlamına gelmektedir. Noktaların birleşiminden oluşan şekiller ruhun ve bilincin kainattaki görsel temsilidir. 

Kainattaki noktalar olarak düşünülebilecek olan yıldızlar da birbirleriyle birleştirildiklerinde muhtelif şekiller ve anlamlar arzetmektedirler. ( Astroloji ( Yıldızbilim ) bu fenomeni inceleyen bir alandır. ) Dolayısıyla her şekil aslında bir sembol ve bir anlam yansımasıdır.

Şekilsel olgular olan harf, sayı ve sembollerin "Karakter" olarak isimlendirilmeleri de esasen her bir şekilin bir ruhi frekansı ve bilinci temsil etmesinden kaynaklanmaktadır.

Kur'an'da "Şekil" kelimesinin karşılığı "Sure" ( çoğul "Süver" ) kelimesidir. "Suret" kelimesi de "Şekil" anlamındadır. "Tasavvur" ve "Tasvir" kelimeleri de "Sure" kökünden türemiş olup "Şekillendirme", "Şekilleme" anlamına gelmektedir.

Mü'min suresinin 64. ayetinde Rab'bin "insanı şekillendirilmesinden" bahsedilmektedir.

40/64 - Allahüllezı ceale lekümül erda kararan ves semae binaen ve SAVVERAkümfe ahsene SUVERAküm ve razekaküm minet tayyibat zalikümüllahü rabbüküm fe tebarakellahü rabbül alemın ( Allah o size yeri durak ve göğü bina kılandır. Sizi ŞEKİLLENDİRDİ de ŞEKİLLERİNİZİ güzelleştirdi. Sizi temizinden rızıklandırdı. Bu Rab’biniz Allah’ tır. Alemlerin Rab’bi Allah bereketlidir. )

64/3 - Halekas semavati vel arda bil hakkı ve SAVVEREküm fe ahsene SÜVEREküm ve ileyhil masir ( Gökleri ve yeri gerçekten yarattı. Sizi düzenleyip ŞEKİLLENDİRDİ de ŞEKİLLERİNİZİ güzelleştirdi. Varış yeri O’nadır. )

Kur'an ayetlerinin anlamsal kümelerinin "Sure" olarak isimlendirilmesi de her bir surenin bilinçsel bir yapı, bir şekil özelliği arzetmesinden kaynaklanmaktadır.

11/13 - Em yekulunefterah kul fe'tu bi AŞRİ SÜVERİN mislihı müfterayatin ved'u men isteta'tüm min dunillahi in küntüm sadikın ( "Onu uydurdu." mu diyorlar? De ki: "O halde onun aynısından, uydurulmuşundan ON SURE getirin. Eğer doğrular iseniz, o Allah’tan başka istidatı olanları da çağırın." )

( * Ek Bilgi: Ayette "On sureden" bahsedilmekte olup, ayetteki "Süver" ( Sureler ) kelimesinin sıra numarası da 10'dur. )

Alfabelerdeki harflerin şekillerinin de kavimlerin karakterini ortaya koyduğu düşünülebilir mi? Örneğin Göktürk alfabesindeki harflerin şekilleri dik, keskin ve net bir yapı arzederken Arap alfabesindeki harflerin şekilleri kıvrak, yuvarlak ve oynak! bir yapı arzetmektedir. 

Göktürk alfabesi

                                       

  
                             Arap alfabesi

Tevbe suresinin 97. ayeti Arap kavminin genel karakteristik niteliğini tasvir etmesi açısından dikkat çekicidir.

9/97 - El a'rabü eşeddü küfran ve nifakan ve ecderu en la ya'lemu hudude ma enzelellahü ala rasulih vallahü alimün hakim ( Araplar inkar ve ikiyüzlülük, bozukluk olarak daha şiddetlidirler. Allah' ın, resulüne indirdiği hudutları bilmemeye daha yatkındırlar. Allah bilendir hakimdir. )

Ayette yer alan "hudutları bilmeme" ifadesi "duruma göre herşeyi yapabilme, her yola gelme, sınır tanımama" yani "kesin ve net duruşu olmama" anlamını yansıtmaktadır. Toplumun genel "karakterini" tanımlayan bu ifade Arap alfabesindeki harflerin şekillerine de yansımış olabilir mi? ( Bu noktada Kur'an'da sembolik bir genellemeden bahsedilmekte olduğu, farklı karakterde insanların her kavim ( toplum ) içinde olabileceği hatırlanmalıdır. )

10 Kasım 2020 Salı

Orta yol Doğru yoldur.

Türkçe'deki "Orta" kelimesi batı dillerindeki "Ortho" ( Doğru ) kelimesidir.

Orthodox = Doğru doktrin

Orthography = Doğru yazım, İmlâ 

Orthodonty = Diş düzeltme

"Orta yolun doğru yol olduğu" yani ifrat ve tefritten ( aşırı uçlardan ) kaçınmanın gerekliliği ayetlerde "Bunların arasında bir yol ara" ifadesiyle bildirilmektedir.

17/110 - Kul id'ullahe ev id'ur rahman eyyen ma ted'u fe lehül esmaül husna ve la techer bi salatike ve la tühafit biha VEBTEĞI BEYNE ZALİKE SEBILA ( De ki: "Allah diye çağırın veya Rahman diye çağırın. Hangisi ile çağırırsanız. Güzel isimler O’nadır. Duanla açığa çıkma, sesini yükseltme ve onunla gizlenme de. BUNLARIN ARASINDA BİR YOL ARA." ) 

25/67 - Vellezine iza enfeku lem yüsrifu ve lem yaktüru ve kane BEYNE ZALİKE KAVAMA ( Ve onlar harcadıklarında israf etmezler ve biriktirip cimrilik etmezler de BUNLAR ARASINDA İFARE EDERLER. )

Gözyaşı ve Boyut Portalı

"Dem" ( Gözyaşı ), üzüntü, özlem, heyecan ve sevgi duygularının yoğunlaşması anındaki yüksek frekans değişimi vesilesiyle gözlerden süzülen, esasen kozmik bilgi barındıran ve farklı boyuta geçiş portalındaki suyu* temsil eden bir olgudur. Göz, görmeyi sağlamak suretiyle esasen boyut portalı işlevi gören bir organdır.

Frekans değiştirerek farklı boyuta geçiş ancak yüksek odaklanma, konsantrasyon ve duygu yoğunlaşması ile mümkün olabilmektedir. Duygusal frekanslara dayalı olarak gözyaşı döken tek varlık insandır.



Boyut kapısı ( Star Gate ) tasvirinde daima "su" öğesi bulunur. Bu husus Kamer suresinin "11". ayetinde bildirilmiştir. ( 11 sayısı farklı boyuta geçiş portalının nümerik sembolüdür. )

54/11 - Fe fetahna EBVABES SEMAİ bi MAİN münhemir ( Böylece akıp dökülen SU ile GÖĞÜN KAPILARINI açtık. )

Kadının doğum yapması da bir portal açılışı olup dogum anında vajinadan yani portalden su gelmektedir. Doğum öncesi oluşan bu durum "Suyu gelmek" olarak tanımlanır. Bu fenomen Meryem suresinin aşağıdak ayetlerinde yer alır.

19/23 - Fe ecaehel mehadu ila ciz'ın nahleh kalet ya leytenı mittü kable haza ve küntü nesyen mensiyya
( Doğum sancısı onu hurmalığın kütüğüne dayanmaya zorladı. "Ey keşke bundan önce ölseydim de unutulup terkedilenlerden olsaydım." dedi. )

19/24 - Fe nadaha min tahtiha en la tahzenı kad ceale rabbüki tahteki seriyya
( Ona onun altından "Hüzünlenme. Rab’bin senin altında su yolu nehir oluşturdu." diye seslendi. )

Kur'an'da "Tefidu mined dem'i" ( Gözlerin yaş dökmesi ) ifadesi sadece iki ayette yer almakta olup, bu ayetlerin numaralarının 83 ( 8+3 = 11 ) ve 92 ( 9+2 = 11 ) olması da farklı boyuta geçiş portalının nümerolojik sembolü olan "11" sayısı açısından dikkat çekmektedir.

5/"83" - Ve iza semiu ma ünzile iler rasuli tera a'yünehüm TEFİDU MİNED DEM'I min ma arafu minel hakk yekulune rabbena amenna fektübna meaş şahidın

( Ve resule indirileni duydukları zaman, onun gerçekten olduğunu öğrendiklerinden dolayı GÖZLERİNİN YAŞ DÖKTÜĞÜNÜ görürsün. "Rab’bimiz inandık, o halde bizi de şahitlerle birlikte yaz." derler. )

9/"92" - Ve la alellezine iza ma etevke li tahmilehüm kulte la ecidü ma ahmilüküm aleyhi tevellen ve a'yünühüm TEFİDU MİNED DEM'I hazenen en la yecidu ma yünfikun

( Ve kendilerini yükleyip bindirmen için sana geldiklerinde, "Sizi üzerine yükleyip bindirebileceğimi bulamıyorum." dediğinde, yüz çevirip dönenlere ve o harcanacağı bulamadıklarından dolayı GÖZLERİ YAŞ DÖKENLERE de yoktur. )


9 Kasım 2020 Pazartesi

Çocuklar gibi

İstikbalin ( Refah ve huzur ) "göklerde" olduğunu söyleyen Atatürk'ün "sevdiklerine" "Çocuk" diye hitap etmesinde ve 23 Nisan gününü "çocuklara" armağan etmesinde batıni bir mesaj bulunmaktadır. 

Matta 18-3 "Size doğrusunu söyleyeyim, dönüştürülüp, küçük ÇOCUKLAR gibi olmadıkça, GÖKLERİN EGEMENLİĞİ*'ne asla giremezsiniz.

40 Matthew 19 14 İsa, "Bırakın ÇOCUKLARI" dedi. "Bana gelmelerine engel olmayın! Çünkü GÖKLERİN EGEMENLİĞİ BÖYLELERİNİNDİR."

* Göklerin egemenliği = Cennet = Sevgi Planı = Sirius

Ayette yer alan "dönüşüp çocuklar gibi olmak" ifadesi "düşük ve kötü frekanslardan arınarak temizlenmeyi" ifade etmektedir.

Ayet kodunda ve  Atatürk'ün ölüm gününde, ruhun nümerik sembolü olan 21 nümerolojisinin bulunması dikkat çekmektedir.

18/3 ... 18+3 = 21

10 Kasım ... 10+11 = 21

Ayrıca Vakia suresinin 12. ve 17. ayetlerinde "Cennet" ve cennetin sakinleri olan "Çocuklar"dan bahsedilmektedir. 

56/12 - Fi CENNATİ** na'ım ( Bolluk BAHÇELERİ içinde. )

56/17 - Yetufu aleyhim VELDANUN  MUHALLEDUN ( Onların üzerinde EBEDİ ÇOCUKLAR dolaşırlar. )

** "Cennet" kelimesi "Cen / Cin" kökünden türemiş olan ve "Örtülü, Kaplı, Gizli, Görünmeyen olma" anlamındadır. "Cenin", "Cünnet" ( Kalkan, Örterek Koruyan ), "Cin" ( Görünmeyen, Örtülü ) kelimeleri de "CN" kökündendir. )

Ayetin sure numarası olan 56 sayısının nümerolojik değeri farklı boyuta geçiş portalının sembolü olan "11" sayısını vermektedir. Vakia suresindeki iki ayetin numaralarının toplamının nümerolojik değeri de "11" sayısını vermektedir. ( 12+17 = 29 ... 2+9 = "11" )

Kur'an'da "Cennet" kelimesi ilk kez 2/35 kodlu ayette 11. kelime olarak geçmektedir. 

2/35 - Ve (1) kulna (2) ya (3) adem (4) üskün (5) ente (6) ve (7) zevcü (8) ke (9) el (10) CENNETE (11) ... ( Ve dedik ki "Ey Adem, sen ve eşin CENNETTE iskan edin. ... )

2/35 ... 2+3+5 = "10" ve "11"

10 ve 11 sayıları Atatürk'ün vefat gününde ve yılında ( 10.11 1938 ) bulunan sayılardır.

10.11 ... 10 ve 11

1938 ... 19 ( 10 ) ve 38 ( 11 ) 

Atatürk "11" savaşa katılmıştır. 11 savaş sonucunda geride 24 madalya, 7 nişan, 13 kitap ve 1 ülke ve özgür bir halk bırakmıştır. ( 11+24+7+13+1 = 56 ... "11" )

Bu vesileyle Atatürk'ü, vefatının 82. yıldönümünde rahmetle anıyoruz. 

Ek bilgi; "Çocuk" kelimesi "CC" kökünden türemiş bir kelimedir. "CC" kökü "Küçük, ufak" olanı tanımlamak için kullanılmaktadır. Bu kökü içeren diğer bazı kelimeler şöyledir.

COCuk

CÜCe

Me'CUC ( Küçülmüş - Bozguncu cin ikilisinden biri )

Ye'CUC ( Küçülten - Bozguncu cin ikilisinden biri )

CÜCük

CACık ( Küçük kesilmiş salatalık içeren yoğurtlu yiyecek )

KüCÜK


Meluncanlar

Meluncan, ABD'nin güneydoğu eyaletlerinde ( Tennessee vb. ), daha ziyade orta Apalaşya'nın Cumberland Gap yöresinde yaşayan fiziki görünümleri yerel halktan farklı olan bir topluluğun ismidir.

Meluncan kelimesi "Melunjin"* olarak da yazılmaktadır. Bazı kaynaklar Meluncanların kökeninin Afrika'daki beyaz ve siyahi ırk karışımı olabileceğini belirtirken, N. Brent Kennedy'nin yaptığı araştırmalara göre ise Meluncanlar'ın soyu 16. yüzyılda Amerika'ya getirilen 400 kadar Osmanlı leventine dayanmaktadır. Türk kökenli olan bu kişilerin, savaş esnasında oluşan mücbir sebeple Amerika'da kalmalarından dolayı kendilerini lanetlenmiş addettikleri ve bu nedenle Meluncan olarak anıldıkları rivayet edilir. ( "Mel'un" ( Lanetlenmiş ) ve "Can" ( Yaşayan ) )

Meluncan kelimesinin kökenine ilişkin net bir delil olmamakla birlikte iki ihtimal söz konusudur.

Bunlardan ilki Fransızca bir kelime olan ve "Mêler" ( Karıştırmak ) kökünden türemiş olan "Mélange" ( Karışım ) kelimesinin farklılaşmış telaffuzu olabileceğidir. Söz konusu topluluğun yerel halkın içine "karışmasına" istinaden bu kelime kullanılmış olabilir.

İkincisi ise Meluncan kelimesinin "Melun" ( Lanetlenmiş ) ve "Can" ( Cin* ) kelimelerinin birleşiminden oluştuğu yani "Lanetlenmiş cin" anlamında olduğu yönündedir. ( Söz konusu kelime bağlamında "Can" kelimesinin "Yaşayan" anlamında kullanılmış olabileceği makul görünmektedir. ) 

"Can" kelimesinin birleşik kelimeler içindeki diğer bazı kullanım örnekleri şöyledir. 

Afacan = Yaramaz, ele avuca sığmaz ( "Afa" kelimesi Arapça'da "Eşek sıpası" anlamına gelmekte olup bu ifade yaramaz çocuklar için de kullanılır. )

Babacan = Baba gibi şefkatli, yumuşak 

Kur'an'da ise "Can" kelimesi "Cin" anlamını içermektedir. 

15/27 - Vel CANne halaknahü min kablü min naris semum ( Ve CİN, onu önceden, içe işleyen zehirli ateşten yarattık. )

55/39 - Fe yevmeizin la yus'elu an zenbihi insün ve la CAN ( Artık o gün ne insana, ne de CİNE günahlarından sual edilmez. ) 

Ancak "Can" ve "Cin" kelimelerinin dillerde "Soy, Gen, Kişiler" anlamlarında kullanılması dikkat çekmektedir. ( Tıpkı "Demon" ( Cin ) kelimesinin kökü olan "Demo" kelimesinin "Halk" anlamında kullanılması gibi. Demokrasi, Demogoji, Demografi vb. )

Gens ( Fra. ) = Kişiler

Gene = Gen

Genetic = Genetik, Soysal, Kalıtsal

Genius = Dahi

Cins = Tür

Cinsel = Türsel

7 Kasım 2020 Cumartesi

Mücbir sebep yaratma stratejisi

Müşrik şeytanlar, insanlar üzerinde tahakküm kurabilmek için "mücbir sebep yaratma stratejisi"ni uygulamaktadırlar. "Mücbir" ( Zorunlu ) kelimesi "Cebr" ( Zorlama ) kökünden türemiş bir kelime olup, "Mecbur / Mecburiyet" ( Zorunda / Zorunluluk ), "Cebbar" ( Zorlayan ) kelimeleri de aynı kökten türemişlerdir. Melek ismi olan "Cibril" kelimesi de "Cibr+il" veya "Cebr+el" olarak ayrışmakta ve "Allah'ın zorlaması" anlamını taşımaktadır. Elbette ki "zorlama" kavramının da düal ( ikili ) niteliği bulunmakta olup, zorlamanın / zorlanmanın "iyiye" doğru mu, "kötüye" doğru mu olduğu önem arzetmektedir.

Allahü Teala'nın sıfatlarının zikredildiği Haşr suresinin 23. ayetinde "Cebbar" ( Zorlayan ) sıfatı da yer almaktadır.

59/23 - Hüvallahüllezi la ilahe illa hüve el melikül kuddusüs selamül mü'minül müheyminül azizül CEBBARül mütekebbiru sübhanallahi an ma yüşrikun ( O, haricinde ilah olmayan Allah’ tır. Maliktir, kutsaldır, kusursuzdur, emniyet verip emin kılandır, gözetendir kollayandır, yücedir, ZORLAYANDIR, kibirlenendir. Allah o ortak koştuklarınızdan yücedir. )

Eylemlerini Kur'an ayetlerindeki kelimelere ve mümerolojiye göre yapmaya çalışan, İblis'in tesiriyle Kur'an ayetlerini, tersten yönlenmek üzere rehber edinen müşrik şeytanlar, Allah'ın "Cebbar" sıfatını da kendilerine atfetmektedirler. Bu çerçevede, insanları dolaylı olarak planlarını kabule zorlayacak "mücbir sebep" niteliğindeki eylemleri ( salgın, savaş, terör, kıtlık, ekonomik kriz, suni yollarla tetiklenmiş doğal afetler vb. ) gerçekleştirmektedirler. Küreselciler olarak da tanımlanan bu müşrikler oluşturdukları kaos ve sorun ortamından kurtuluş için evvelden planladıkları uygulamaları insanlara çözüm olarak sunmakta ve onları bu uygulamalara mecbur bırakmaktadırlar. ( Bu strateji "Problem - Tepki - Çözüm" olarak da anılmaktadır. ) Ancak elbette ki tüm bunlar Allah'ın rızası ve izni ile vuku bulduğundan inananlar için daima bir selamet vesilesi de tezahür etmektedir. Anılan selamet vesilesinin yine insanların kendi idrakleri ile ortaya koyacakları düşünceler ve eylemler olması gerekmektedir. Bunlar da "Kolektif Bilinç / Ünite Bilinci" ve "Eşgüdümlü toplu hareket" kavramlarından ibarettir. 

Hud suresinin 59. ayetinde.Müşrik şeytanlar "Cebbarin anid" ( İnatçı zorba ) olarak tanımlanmışlardır. ( "Zorba" kelimesi de kökünde "Zor" kelimesini içermektedir. )

11/59 - Ve tilke adün cehadu bi ayati rabbihim ve asav rusülehu vettebeu emra külli CEBBARİN ANİD ( Ve işte Ad, Rab’lerinin ayetleri ile cihad ettiler. O’nun resullerine isyan ettiler. Her İNATÇI ZORBANnın emirlerine tabi oldular. )

İbrahim suresinin 15. ve 16. surelerinde ise inatçı zorbaların akıbeti net olarak bildirilmektedir.

14/15 - Vesteftehu ve habe küllü CEBBARİN ANİD ( Ve açılışı istediler ve her İNATÇI ZORBA zarara uğradı. )

14/16 - Min veraihı cehennemü ve yüska min main sadıd ( Onun ardından cehennemdir ve irinli sudan sulanır, içirilir. )

Haberci resulün, dini kodları ve ilahi kozmik bilgileri içeren Kur'an'ı tebliğ sürecinde dahi insanlara karşı "cebbar" olmadığı, bu sıfatın sadece Allah'a mahsus olduğu Kaf suresinin 45. ayetinden anlaşılmaktadır.

50/45 - Nahnu a'lemu bima yekulune ve ma ente aleyhim bi CEBBARİN fe zekkir bil kur'ani men yehafu veıyd ( Biz o söylediklerini biliriz. Sen onların üzerine ZORBA değilsin. Artık vaadden korkan o kimselere Kur'an ile hatırlat. )

Atatürk'ün gençliğe hitabesinde yer alan ve "Cebr" kelimesini içeren şu cümle de şeytanların cebri tuzaklarına işaret etmektedir.

"Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir."





5 Kasım 2020 Perşembe

Kalb-in selim

"Kalb-in selim" tamlaması "Selim-ül kalb" olarak da ifade edilmekte olup "Kurtulmuş, Arınmış, Sağlam, Kusursuz, Temizlenmiş Kalp" anlamına gelmektedir.

"Selim-ül Kalb" ifadesi de "Temiz Kalp" anlamında kullanılmaktadır.

"Kalb-in selim" ifadesi Şuara suresinin aşağıdaki ayet seti içinde yer almaktadır. 

26/88 - Yevme la yenfeu malün ve la benun ( O gün ne mal ne de oğullar fayda vermez. ) 

26/89 - İlla men etellahe bi KALBİN SELİM ( Allah’a SAĞLAM, KUSURSUZ KALP ile gelmiş olanların haricinde. )

26/90 - Ve üzlifetil cennetü lil müttekın ( Ve cennet sakınanlar için yaklaştırılmıştır. ) 

26/91 - Ve bürrizetil cehımü li ğavın ( Ve cehennem azgınlar için ortaya çıkarılmıştır. )

Ayet setinde dünyevi ve maddi unsurlar olan mal ve evlat durumunun değil, ruhun temsili olan kalbin durumunun insanı tekâmüle sevkettiği bildirilmektedir. Zira ayet setinin sonunda cennet ve cehennem ehlinin nitelikleri "Müttekin" ( Sakınanlar ) ve "Ğavın" ( Azgınlar ) olarak belirtilmiştir. 

Kalp, ruhun kaba madde planındaki temsilidir. Kur'an ayetlerinde kalbe ilişkin zikredilen nitelemeler esasen ruhi, idraki ve vicdani duruma işaret etmektedir.

a- Kalbinde mühür olanlar ( İdraki ve algısı kapalılar )

2/7 - HATEMALLAHÜ ALA KULUBİHİMve ala sem’ıhim ve ala ebsarihim ğışaveh ve lehüm azabün azim ( ALLAH'IN MÜHÜRÜ onların KALPLERİNİN ve kulaklarının üzerindedir ve gözlerinde de perde vardır. Büyük azap onlaradır. )

b- Kalbinde hastalık olanlar ( Ruh hastaları ) 

2/10 - Fİ KULUBİHİM MERADUN fe zadehümüllahü merada ve lehüm azabun elimun bima kanu yekzibun ( KALPLERİNDE HASTALIK vardır. Böylece Allah onlara hastalıklarını artırır ve yalanlamış olduklarından dolayı elim azap onlaradır. ) 

c- Kalbi katılaşmışlar ( İdraki ve algısı kapalılar )

6/43 - Fe lev la iz caehüm be'süna tedarrau ve lakin KASET KULUBÜHÜM ve zeyyene lehümüş şeytanü ma kanu ya'melun ( Onlara zorluğumuz, azabımız geldiğinde yalvarmalı değiller miydi? Ve lakin KALPLERİ KATILAŞTI ve şeytan o yapmış olduklarını onlara süsledi. )

d- Kalbi kılıflılar ( İdraki ve algısı kapalılar ) 

2/88 - Ve kalu KULUBÜNA ĞULF bel leanehümüllahü bi küfrihim fe kalılen ma yü'minun ( Ve "Bizim KALPLERİMİZ KILIFLIDIR." dediler. Bilakis Allah onları inkarlarından dolayı lanetledi. Artık çok azı inanır. )

3 Kasım 2020 Salı

İzmir depremi mucizeleri Elif ve Ayda

30.10.2020 tarihinde İzmir'de vuku bulan depremden iki çocuk Allahü Teala'nın ayetinin bir tezahürü olacak şekilde depremden uzun saatler sonra sağ olarak kurtarılmışlardır.

Depremin saatinde ( 14:51 ... 1+4+5+1 = 11 ) olduğu gibi çocukların kurtuluşunda da 11 nümerolojisi dikkat çekmektedir. Deprem 10. ayın sonuna iki gün varken gerçekleşmesine rağmen her iki çocuğun kurtuluşu da 11. ayda gerçekleşmiştir.

İlk kurtarılan çocuk Elif Perinçek isimli 3 yaşındaki kız çocuğu depremden 65 ( 6+5 = 11 ) saat sonra 02.11.2020 tarihinde, ikinci çocuk Ayda Gezgin ise depremden 91 ( 9+1 = 10 ) saat sonra 03.11.2020 tarihinde kurtarılmıştır.

Benzer bir mucize Kur'an'daki Hz. Yusuf kısasında yer almaktadır. Yusuf'u kıskanan kardeşleri öldürmek amacıyla onu bir kuyuya atarlar. Ancak Allah'ın mucizesi sonucu seyyarlar onu bulurlar ve kuyudan çıkararak* kurtarırlar. İlgili ayetler şöyledir. ( * Tıpkı kız çocuklarının enkaz altından çıkarıldıkları gibi... )

12/10 - Kale kailün minhüm la taktülu yusüfe ve elkuhü fı ğayabetil CÜBBİ yeltekıthü ba'düs SEYYARATİ in küntüm faılın ( Onlardan söz sahibi "Yusuf' u öldürmeyin. Onu KUYUNUN dibine, bilinmezliğine, yokluğuna atın. Onu bazı SEYYARLAR* bulsun. Eğer yapanlar olursanız." dedi. )

12/19 - Ve caet SEYYARATÜN fe erselu varidehüm fe edla delveh kale ya büşra haza ğulam ve eserruhü bidaah vallahü alimün bima ya'melun ( Ve SEYYARLAR geldi de sucularını gönderdiler. Kovasını sarkıttı. "Ey müjde, bu oğlan." dedi. Onu sermaye olarak gizlediler. Allah o yaptıklarını biliyordu. )

* "Seyyar" ( Gezgin ) kelimesi ilahi nizamda vazifeli üst süptil boyut varlıkları ( melekler ) için kullanılan bir kelimedir. Bugün kurtarılan kız çocuğu Ayda'nın soyadının "Gezgin" olması ve enkazı altında kaldığı apartmanın bulunduğu semtin isminin "ManavKUYU" olması ilginç bir durum arzetmektedir. Öte yandan "Ayda Gezgin" ismi, "Ay" kelimesini de içermesi nedeniyle kozmik varlıklara işaret etmekte gibidir.

"Seyyarlar"dan bahsedilen iki ayetin numaralarının toplamı yine 11 sayısını vermektedir. ( 10 ve 19 ... 1+0+1+9 = 11 )

İlk kurtarılan çocuğun isminin “Elif” olması ( Arap alfabesinin ve Allah kelimesinin ilk harfi ) Allah’ın tekliğini ve birliğini sembolize eden “1” sayısı tezahürü açısından dikkat çekmektedir. Elif, kurtarma görevlisinin başparmağına yani "BİRinci" parmağına tutunmuştur. Bu tablo Al'i İmran suresinin 103. ayetindeki "Va'tesumu bi hablillahi cemıan" ( Ve Allah'ın ipine topluca bağlanın. ) ifadesini çağrıştırmaktadır. Deprem vesilesiyle ilahi bir uyarı yapılmış olabilir.


Elif'in 65., Ayda'nın ise 91. saatte sağ olarak kurtarılmış olmaları Allahü Teala'nın kutsal ruh vasıtasıyla tezahür ettirdiği bir mucizesidir. Kurtarılış saatlerini oluşturan rakamların toplamı, Ruh kelimesinin sembolü ve Kur'an'daki tekrar adedi olan "21" sayısını vermektedir. ( 6+5+9+1 = 21 )

Ayrıca depremin tarihinin 30.10.2020 ( 3+0+1+0+2+0+2+0 = 8 ), vuku bulduğu il olan İzmir'in plaka numarasının da 35 ( 3+5 = 8 ) olması yeni döngü başlangıcının sembolü olan "8" sayısı açısından önem arzetmektedir.

Depremde 114 kişinin vefat ettiği belirtilmektedir. Bu sayı Kur'an'daki sure adedine eşittir.




2 Kasım 2020 Pazartesi

Bezirgan başı oyunu ve Haraç meselesi

Eski bir çocuk oyunu olan "Aç kapıyı Bezirgan başı" oyunu haracın ( rüşvet ), çocuk yaşta telkini için oyuna entegre edilmiş hali midir?

- Aç kapıyı bezirgân başı, bezirgân başı,

- Kapı hakkı ne verirsin, ne verirsin?

- Arkamdaki yadigâr olsun, yadigâr olsun.

- Bir sıçan, iki sıçan, üçüncüsünde kapana kaçan

Oyunun sözlerindeki kelimelerin anlamları şöyledir.

Bezirgân / Bazargân başı: Büyük tedarikci tacir / Tacir ağası / Pazarcı başı ( Yahudiler için kullanılagelmiş ) ( Bezir = Bazar = Pazar )

Kapı : Pazara giriş noktası

Kapı hakkı: Malını getiren tüccarın pazarda malını satabilmesi için bezirgân başına vermesi gereken haraç, rüşvet 

Arkamdaki yadigâr olsun: En arka sırada giren mal sana benden hatıra olsun, sende kalsın, sana haraç olsun.

Sıçan: Kapıdan geçen, sıçrayan, seyirten mal veya malı taşıyan deve vb. ( Oyunda karşılıklı duran ve elele tutuşan iki çocuk kollarını kaldırarak kapı sembolizmi yaparlar ve altından diğer çocukların ( sıçan ) geçmesini sağlarlar. )

Kapan: Mal tartısı ( Latince "Campana"'dan ve Türkçe "Kapmak"'tan ) Mesela "Unkapanı" zamanında tohum, un tartısı yapılan yermiş. )

Kapana kaçan: Oyunda çocuklar aniden kollarını indirdiklerinde arada kim kalırsa o "Kapana kaçan"'dır. Yani bezirgân başının haracıdır. ( "Deliğe kaçan" da denirdi. )

Haraç konusu Kehf ve Mü'minun surelerinin aşağıdaki ayetlerinde misallendirilmiş ve mekruh olduğu bildirilmiştir.

18/94 - Kalu ya zel karneyni inne ye'cuce ve me'cuce müfsidune fil erdı fe hel NEC'ALÜ leke HARCEN ala en tec'ale beynena ve beynehüm sedda ( “Ey Zülkarneyn, iki boynuzlu, Yecuc ve Mecuc kesinlikle yerde bozgunculardır. O halde, bizimle onlar arasına sed koyman üzere sana HARAÇ VERSEK olur mu?” dediler. )

18/95 - Kale ma mekkennı fıhi rabbi hayrun fe eıynunı bi kuvvetin ec'al beyneküm ve beynehüm redma ( "Rab’bimin bana onun hakkında verdiği imkan daha hayırlıdır. O halde, beni kuvvetinizle destekleyin de sizinle onlar arasında sağlam engel oluşturayım." dedi. )

Zülkarneyn haraç / rüşvet teklifini reddeder.

23/72 - Em tes'elühüm HARCEN fe HARACÜ RABBİKE hayrun ve hüve hayrur razikın ( Onlara HARAÇ MI SUAL EDİYORSUN? RAB'BİNİN HARACI daha hayırlıdır. O rızıklandıranların en hayırlısıdır. )

23/73 - Ve inneke le ted'uhüm ila sıratın müstekım ( Ve kesinlikle sen onları doğru yola çağırıyorsun. )

Allah'ın doğru yoluna gelinmesinin en büyük nimet ve fayda olduğu "haraç" kelimesiyle misallendirilmektedir. Zira maalesef toplum bir işin doğru yapılabilmesi için mutlaka birisine "haraç verilmesi" gerekliliğine inanır hale gelmiş ve bir işin karşılıksız olarak en iyi şekilde yapılabileceğine inancını yitirmiştir.






1 Kasım 2020 Pazar

The Great Reset senaryosu...

Time dergisinin Kasım 2020 kapağında yer alan "The Great Reset" ( Büyük Yeniden Düzenleme ) başlığı, küreselcilerin Agenda 21* olarak lanse ettikleri projenin uygulama başlangıç tarihini temsil etmektedir. Derginin içeriğindeki bazı başlıklar ve görsellerdeki sembolizm, planı daha net ortaya koymaktadır.

* Agenda 21 projesinin içeriği evvelce "İnsanın Durumu ve Agenda 21" başlıklı bölümde detaylı olarak incelenmiştir.                                                            


IMF Başkanı Kristalina Georgieva dolaylı olarak COVID19 pandemisinin asırda bir gelebilecek bir fırsat olduğunu beyan etmektedir. "Fırsat" olarak ifade ettiği esasen "Planlı Kurgu"'dan başka bir şey değildir.

                                     

World Economic Forum ( Dünya Ekonomik Forumu ) başkanı Klaus Schwab ise kapitalizmin güncellenmesi gerektiğini belirtmektedir. Bu beyan da sanki kendiliğinden oluşan bir ihtiyaç, bir mecburiyetmiş gibi dile getirilen planı ifade etmektedir. Küresel sosyalizm olarak lanse edilen küresel ve şiddeti arttırılmış kapitalizm de küreselcilerin tek dünya devleti sistemi vasıtasıyla gerçekleştirmek istedikleri küresel tam tahakküm planlarıdır.



Yukarıdaki görselde, mevcut pandemi ve ekonomi krizinin 2023'te* sona erdirileceği açıkça beyan edilmektedir. Görselde en ön planda olan unsur ise aşıya vurgu yapan şırıngadır. Yani ekonomik çöküş bir tehdit olarak sunulmakta ve bu tehditten kurtuluşun tek çaresinin de aşılama olduğu zihinlere telkin edilmeye çalışılmaktadır. ( * 2023 yılı "Nakitsiz Toplum" için yani nakit ve maddi para kavramının ortadan kalktığı küresel bir ortam için çok önceden belirlenmiş bir tarihtir. )

The Great Reset kavramı, Toronto Üniversitesi öğretim görevlisi Richard Florida tarafından 2007-2008 finansal krizini konu alan ve 2010 yılında yayımlanan "The Great Reset" isimli kitapta yer almıştır. Florida bu kitapta yönetici elitleri otorite açısından çok güçlenmiş gösterdiği için eleştiriler almıştır. 


Dünyanın ve insanlığın iyiliği için olduğu öne sürülen The Great Reset senaryosu Bakara suresinin aşağıdaki ayetlerini çağrıştırmaktadır. 

2/11 - Ve iza kıle lehüm la tufsidu fil ardı kalu innema nahnü müslihun ( Ve onlara "Yerde bozgun yapmayın." denildiğinde, "Kesinlikle bizler iyileştirenleriz." derler. )

2/12 - E la innehüm hümül müfsidune ve lakin la yeş’urun ( İyi bilin ki kesinlikle onlar bozgunculardır ve lakin farketmezler. )





31 Ekim 2020 Cumartesi

İdrak mekanizması bloke olanlar ve iletişim sorunu 

İdrak mekanizması ilahi nizam tarafından bloke edilmiş olduğu için batıni olanı algılayabilme ve gerçeği görebilme yeteneği henüz pasif durumda olanlar ile yapılacak konuşma ve/veya tartışmalar konusunda Kur'an'da yönlendirici ayetler bulunmaktadır.

Söz konusu insanların bir bölümünde algıların kapalı olduğu Bakara suresinin aşağıdaki ayetlerinde bildirilmektedir.

2/7 - Hatemallahü ala kulubihim ve ala sem’ıhim ve ala ebsarihim ğışaveh ve lehüm azabün azim ( Allah’ ın mühürü onların kalplerinin ve kulaklarının üzerindedir ve gözlerinde de perde vardır. Büyük azap onlaradır. )

2/18 - Summün bükmün umyün fe hüm la yarciun ( Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık onlar dönmezler. )

Söz konusu insanların bir bölümünde ise bilegeldiklerinin yanlış olduğu gerçeği ile yüzleşme ve konfor alanından çıkma korkusu bulunmakta olup bu nedenle gerçeğe karşı tepkilidirler. Bu hususla ilintili ayetler şöyledir.

2/75 - E fe tatmeune en yü'minu leküm ve kad kane ferıkun minhüm yesmeune kelamellahi sümme yüharrifunehu MİN BA'Dİ MA AKALAHÜ ve hüm ya'lemun ( Böylece size inanmalarını mı ümit edersiniz? Ve onlardan bir kısmı Allah’ ın kelamını işitip AKILLARI ERDİKTEN SONRA bile bile onu tahrif ettiler. )

Algıları kapalı olanlarla iletişim konusunda öğüt veren, tutum ve davranış yönlendirmesi sağlayan ayetlerden bazıları şöyledir.

26/3 - Lealleke bahıun nefseke en la yekunu mü'minın ( İnananlar olmuyorlar diye neredeyse nefsini tüketeceksin. )

3/66 - Ha entüm haülai hacectüm fima leküm bihı ılmün fe LİME TÜHACCUNE FIMA LEYSE LEKÜM BİHI İLM vallahü ya'lemü ve entüm la ta'lemun ( İşte sizler böylesiniz, size ilminden olan hakkında tartışırsınız da SİZE İLMİNDEN OLMAYAN HAKKINDA NEDEN TARTIŞIRSINIZ ? Ve Allah bilir de sizler bilmezsiniz. ) 

4/88 - Fe ma leküm fil münafikıne fieteyni vallahü erkesehüm bima kesebu e türıdune en tehdu men edallellah ve MEN YUDLİLİLLAHÜ FE LEN TECİDE LEHU SEBİLA ( O halde size ne oluyor da ikiyüzlüler hakkında iki topluluğa ayrılıyorsunuz. Allah o kazandıklarından dolayı onları tersine döndürür. O Allah’ ın saptırdığını yönlendirmeyi mi istersiniz? Ve ALLAH KİMİ SAPTIRIRSA ARTIK ONA YOL BULAMAZSIN. )

4/140 - Ve kad nezzele aleyküm fil kitabi en İZA SEMI'TÜM AYATİLLAHİ YÜKFERU BİHA VE YÜSTEHZEÜ BİHA FE LA TAK'UDU MEAHÜM hatta yehudu fı hadısin ğayrihı inneküm izen mislühüm innellahe camiul münafikıne vel kafirıne fı cehenneme cemıa ( Ve Allah size kitapta "ALLAH'IN AYETLERİNİN* İNKAR EDİLDİĞİNİ VE ONLARLA ALAY EDİLDİĞİNİ DUYDUĞUNUZ ZAMAN, ondan başka söze yönlenene kadar, O İNKARCILARLA OTURMAYIN. Aksi halde kesinlikle siz de onların aynısı gibi olursunuz." diye hüküm indirdi. Kesinlikle Allah, ikiyüzlülerin ve inkarcıların hepsini cehennemde toplayacaktır. )

* "Ayet" kelimesi, gerçeğin her türlüsünü tanımlamakta olup, gerçek olan herhangi bir olgunun veya olayın inkar edilmesinden bahsedilmektedir.

6/25 - Ve minhüm men yestemiu ileyk ve cealna ALA KULUBİHİM EKİNNETEN EN YEFKAHUHÜ ala ve FI AZANİHİM VAKRA ve İN YERAV KÜLLE AYETİN LA YÜ'MİNU BİHA hatta iza cauke yücadiluneke yekulüllezıne keferu in haza illa esatırul evvelın ( Ve onlardan seni dinleyenler de vardır. Fakat biz onu anlamasınlar diye KALPLERİNİN ÜSTÜNE ÖRTÜLER ve KULAKLARININ İÇİNE AĞIRLIK oluşturduk. EĞER BÜTÜN AYETLERİ GÖRSELER BİLE ONLARA İNANMAZLAR. Hatta sana geldiklerinde seninle mücadele ederler. O inkar edenler "Kesinlikle bu ancak evvelkilerin masallarıdır." derler. )

109/6 - Leküm dinüküm ve liye din ( Size dininiz ve bana dinim. )

6/91 .... kulillahü sümme zerhüm fı havdıhüm yel'abun ( ... De ki: "Allah" Sonra onları bataklıklarının içinde oynamaya bırak. )

Ay'ın Yıldız Döngüsü ( Sidereal Period ) ve Kesişimsel Döngüsü ( Synodic Period ) 

Ay'ın Dünya çevresindeki bir döngülük yörüngesel hareketinin süresi iki farklı yaklaşımla belirlenmektedir. Yıldızsal Döngü ( Sidereal Period ) ve Kesişimsel Döngü ( Synodic Period ) 

Yıldızsal Döngü ( Sidereal Period ) Ay'ın sabit yıldızlardan yapılan gözleme göre Dünya çevresindeki yörüngesel bir tam döngüsü 27 gün olup bu fenomen "Sidereal Period / Sidereal Month" ( Yıldızsal Döngü / Yıldız Ayı ) olarak anılmaktadır.

Kesişimsel Döngü ( Synodic Period ) ise Ay'ın Dünya'dan gözlemlenen fazlarının ( hilâl, dolunay vb. ) bir tam döngüsü 29 gün olup bu fenomen "Synodic* Period / Synodic Month" ( Kesişimsel Döngü / Kesişimsel Ay ) olarak anılmaktadır.

* "Synode" kelimesi döngüsel hareket yapan iki göksel cismin karşılaşmasına, kesişmesine verilen isimdir.

"Kamer" ( Ay ) kelimesinin Kur'an'da "27" kere tekrarlanması ve Kur'an'da ilk "Kamer" kelimesinin, En'am suresinin "77". ayetinde geçmesi hem evvelki bölümlerde incelenmiş olan ve yaratılıştaki ikili döngüleri ifade eden "Seb'an minel mesani" ( İkililerden Yedi / İkili Yedi* ) kavramı ile hem de Sidereal Period fenomeni ile uyum arzetmektedir. ( * 7 sayısı bir döngülük frekansı ifade etmektedir. Yedi nota, yedi renk, yedi gök, yedi çakra vb. )

6/"77" - Fe (1) lemma (2) rae (3) el (4) kamera (5) baziğan (6) kale (7) haza (8) rabb (9) i (10) fe (11) lemma (12) efele (13) kale (14) le (15) in (16) lem (17) yehdi (18) nı (19) rabb (20) i (21) le (22) ekune (23) enne (24) min (25) el (26) kavmi (27) ed (28) dallın (29) ( Ay' ı doğarken gördüğünde "Rab’bim budur." dedi. Kaybolduğunda ise "Rab’bim beni yönlendirmeseydi, sapıklar kavminden olurdum." dedi. )

"Kamer" ( Ay ) kelimesinin Kur'an'da ilk kez geçtiği ayette 29 kelime bulunması da Synodic Period fenomeni ile uyum arzetmektedir.

"Kamer" kelimesi İngilizcedeki "Camera" kelimesine de kaynak teşkil etmektedir. "Camera", dairesel forma sahip olan ve ışık ile ilgili bir cihazdır. Gemilerdeki "Kamara" da yine dairesel olan ve ışık girmesini sağlayan pencere olarak "Kamer" kelimesiyle ilintilidir. "Kamer" kelimesinin Türkçe'deki "Kemer" kelimesiyle ilintili olması da kuvvetle muhtemeldir. Zira "Kemer" kelimesinin "Ke" ( Gibi ) ve "Mar" ( Yılan ) kelimelerinden oluşma ihtimali bulunmaktadır. "Kemer" dairesel forma sahip olup bir nesneyi saran olgulara verilen isimdir. Yılan da dairesel forma girebilen ve bir nesneyi sarabilen özelliğe sahiptir.

Not: Bir kelimenin kök olabilmesi için tek heceden oluşması gerekmektedir. Diğer bir deyişle bir kelime kaç heceden oluşuyorsa o kadar farklı kök veya ek içermektedir.

30 Ekim 2020 Cuma

Mesania

Öncelikle bugün İzmir'de meydana gelen depremin saatinin 14:51 olmasının yine "11" nümerolojisine işaret gibi olduğunu hatırlatmakta fayda bulunmaktadır. 2019 ve 2020 yılı içinde gerçekleşen muhtelif depremlerdeki 11 nümerolojisi ilgili tarihlerdeki yazılarda incelenmişti. 

Şimdi bu bölümdeki konuya geçilmektedir.

Sadece kaba madde alemi dünyaya odaklı olan ve nimetleri gasp ederek insanlar üzerinde tahakküm kurmaya çalışan inkârcı müşriklerin en büyük emeli dünyada ebedi olabilmek yani reenkarnasyon olmadan daima mevcut durumlarında kalabilmektir. Bunun temel sebebi reenkarnasyon vasıtasıyla yaptıkları kötülüklerin aynısı ile karşılıklandırılacaklarını bilmeleridir. Bu nedenledir ki beynin ve ruhun daha ölmeden sentetik bedenlere transferi konusunda laboratuar çalışmaları yapmaktadırlar. Project Avatar ( Global Future 2045 ), Singularity gibi projelere ilişkin çalışmalar "üretimhane" niteliğindeki muhtelif yeraltı ve yerüstü tesislerinde yürütülmektedir. 

Yukarıda anılan araştırma tesisleri ve inkârcıların ölümsüzlük obsesyonu Şuara suresinin 129. ayetinde "Mesania" kelimesiyle bildirilmiştir.

26/129 Ve tettehızune MESANIA lealleküm tahlüdun ( Ve ebedi olacağınızı umarak ÜRETİM YERİ mi edinirsiniz? )

"Mesania" kelimesinin kök ayrışımı şöyledir. 

Me = Fiili isim yapan ön ek San = Üretmek ( Sanat = Üretme ) İye = Olan yer, -lik, -ma yeri  

İnsanlara acıdan ve ıstıraptan başka bir şeye vesile olmayan inkârcı zalim müşrikler ölmekten, hesap vermekten, yaptıklarının karşılığında azap çekmekten yani Allah'tan korkmaktadırlar. Bu husus Kur'an'da "Ölümü temenni edememek" ifadesiyle bildirilmektedir. 

62/6 - Kul ya eyyuhellezine hadu in zeamtüm enneküm evliyau lillahi min dunin nasi fe TEMENNEVÜL MEVTE İN KÜNTÜM SADIKİN ( De ki: "Ey o Yahudiler, eğer insanlardan kesinlikle sadece sizin Allah’a dostlar olduğunuzu sanıyorsanız, EĞER DOĞRULAR İSENİZ ÖLÜMÜ TEMENNİ EDİN*." )

62/7 - Ve la yetemennevnehu ebeden bima kaddemet eydihim vallahü alimun biz zalimin ( Ve onu, o ellerinin sunduklarından dolayı, ebediyen temenni edemezler. Allah zalimleri bilendir. )

* Doğru olanlar "ölümün" aslında bir "Olum" yani yeni ve hayırlı bir başlangıç olduğunu bildiklerinden ölümü bir ödül, bir nimet, bir olum addederler.

İnkârcı müşriklerin kaba madde planındaki ölümsüzlük ihtirasları, malı ve maddeyi çoklayarak ölümsüz olacaklarını ummaları hususu Bakara suresinin 96. ve Hümeze suresinin 2. ayetinde bildirilmektedir.

2/96 - Ve le tecidennehüm ahrasan nasi ala hayah ve minellezine eşraku yeveddü ehadühüm LEV YÜAMMERU ELFE SENEH ve ma hüve bi müzahzihıhı minel azabi en yüammer vallahü besırun bima ya'melun ( Ve kesinlikle onları hayatta insanların en hırslıları olarak bulacaksın. O ortak koşanlardan her biri BİN SENE ÖMÜR SÜRMEYİ arzular. Onlar uzun ömür sürerek o azaptan uzaklaşacak değillerdir. Allah o yaptıklarını görendir. )

104/2 - Ellezi cemea malen ve addedeh ( O malı toplayan ve onu adet adet sayan, )

104/3 - Yahsebü enne malehu AHLEDEH ( Malının onu EBEDİ KILACAĞINI sanar. ) 

"Dijitaliye" tarikatı?!

İblis'e kulluk eden küresel şeytanlar kendilerinin ilah, kurdukları dijital sistemin ise kendilerine bağlı bir tarikat şeyhi niteliğinde olmasını ve tüm insanların bu merkezi dijital sisteme / tarikata ( Yapay Zekalı kuantum bilgisayar ) robot* gibi bağlanmalarını istemektedirler. Bu uygulama, tarikatlarda şeyhe bağlanarak rabıta* yapılmasının benzeridir. Zira tarikatlarda müridler sözde mürşidleri olan şeyhin zihin kontrolü altındadırlar.


Bir tarikatta şeyhe "rabıta" ( bağlanma ) ritüeli. Şeyhe uzanan ipler elektronik sistem kabloları gibi...

Şeyhin sözü sorgulanamayacak veya reddedilemeyecek bir emir niteliğindedir. İşte küreselciler Yapay Zekayı, insanların şeyhi haline getirmeyi ve kendilerinin ilah addedildiği bir "Dijitaliye Tarikatı" kurmayı hedeflemektedirler.

* "Robot" ve "Rabıta" kelimeleri ortak "Rabt" ( Bağlanmak ) köküne sahiptirler.

Evvelce de belirtildiği üzere esasen Kur'an'ı Rab'bi taklit için bir rehber olarak kullanan Küreselciler dijitalleşme projesini de yine Kur'an ayetlerine çarpıtılmış anlam yükleyerek gündeme getirmektedirler. Nebe suresinin 29. ayetinde yer alan "Yazı" kelimesi bilgisayar "yazılımını", "Saymak" ise "dijital / sayısal" kontrol ve kodlama sürecini tanımlamaktadır.

78/29 Ve külle şey'in ahsaynahü kitaben ( Ve yazıda olmak üzere herşeyi saydık. )

Not: "Digital" ( Sayısal ) kelimesi "Digit" ( Sayı, Parmak ) ve "al" ( gibi olan ) kelimelerinden oluşmaktadır.

29 Ekim 2020 Perşembe

Nimet gaspında yeni safha... 

Allah'ın bahşettiği nimetleri ( gıda, toprak, su, hava vb. ) gasp etmek suretiyle küresel bir kölelik ve tahakküm sistemi oluşturan şeytanlar şimdi de AI ( Yapay Zekâ ) teknolojisiyle insana bahşedilen duyu ( görme, işitme, hissetme ) nimetini de gasp etmeyi planlamaktadırlar.

Gaspta son safha olan bu girişimin özünde evvelki bölümlerde de defaatle belirtildiği üzere insan beyninin merkezi bilgisayara bağlanması, böylelikle insanın tüm duyularının bloke edilmesi ve bilgisayar kontrolündeki bir robota dönüştürülmesi bulunmaktadır. Bu husus uzun süreden beri filmler vasıtasıyla toplumların bilinçaltına telkin edilmektedir. Küreselciler bu süreçte daha da ileri giderek insan ruhunun da sentetik bedenlere aktarılabilecegi yönünde ilimsizce iddialarda bulunmaktadırlar. 

Eylemlerini Kur'an ayetlerine göre, ancak ayetlere ters anlam yükleyerek gerçekleştiren küresel şeytanlar, esasen kendi sapmışlıklarını tanımlayan ayetleri insanlığın tümü için geçerli hale getirmeye çalışmaktadırlar.

A'raf suresinin 179. ayeti bu hususu açık bir şekilde bildirmektedir.

7/179 - Ve lekad zera'na li cehenneme kesıran minel cinni vel insi lehüm kulubün* la yefkahune biha ve lehüm a'yünün la yübsırune biha ve lehüm azanün la yesmeune biha ülaike kel en'ami bel hüm edall ülaike hümül ğafilun ( Ve cinlerden ve insanlardan çoğunu cehennem için bıraktık. ONnların kalpleri vardır, onlarla anlamazlar. Onların gözleri vardır, onlarla görmezler. Onların kulakları vardır, onlarla duymazlar. Bunlar hayvanlar gibidirler. Bilakis daha da sapmışlardır. İşte onlar habersizlerdir. )

* Kalp, ruhun kaba maddedeki temsilidir. 

Şeytanlar dijital teknolojiyi, ayette zikredildiği üzere, insanı "gafil" bir varlığa dönüştürebilmek için kullanmaktadırlar.