10 Haziran 2018 Pazar

Gökteki Rızk

"Rızk" kelimesi " yaratılmış olanların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan ve bu amaçla Allahü Teala tarafından bahşedilen maddi, manevi nimetlerin tümü olarak tanımlanabilir.

"Rızk" kelimesi Kur'an'da 123 kere tekrarlanmakta olup, bu tekrar sayısının nümeroljik değeri ise ilahi mühür sayıs olan "6"'ya eşittir.

"Rızk" kelimesinin ilk kez geçtiği ayetteki kelime adedinin ( 15 ) nümerolojik değeri "6" (1+5 = 6 ) sayısına eşittir.

2/3 - Ellezine (1) yu’minune (2) bi (3) el (4) gaybi (5) ve (6) yukimune (7) es (8) salate (9) ve (10) min (11) ma (12) razakna (13) hüm (14) yünfikun (15) ( O gayba inananlar, duaya kalkanlar ve o rızıklandırdıklarımızdan harcayanlar. )

İnanan ve ilim sahibi kullar için rızk, maddi anlamdan ziyade manevi anlam taşımakta olup, Allah'ın kelimelerini ve ilmini ifade etmektedir. Bu kapsamda rızkın mideye değil, kalbe hitab eden bir kavram olduğu ortaya çıkmaktadır.

Dünyevi ve dar görüşe sahip insanların yaşam süresince temel amacı ihtiyaçlarını, maddi kavram olarak algıladıkları rızk ile gidererek tatmin sağlamaktır. Oysaki Ra'd suresinin 13/28 kodlu ayetinde kalplerin sadece ve sadece Allah'ı zikretmek yani O'nu hatırlamak ve O'nun ilmini aramak ile tatmin olabileceği bildirilmektedir.

13/28 - Ellezine amenu ve tatmeinü kulubühüm bi zikrillah e la bi zikrillahi tatmeinül kulub ( Onlar inanırlar ve kalpleri, Allah' ın hatırlanması ile tatmin olur. İyi bilin ki, kalpler Allah' ın hatırlanması ile  tatmin olur. )

Zariyat suresinin 51/22 kodlu ayetinde "Rızkın gökte olduğu" bildirilmektedir. 

51/22 - Ve FİS SEMAİ RİZKUKÜM ve ma tuadun ( Ve RIZKINIZ ve o vaad edildiğiniz GÖKTEDİR. )

Ayet, rızk kelimesinin dünya yani maddi alem algısıyla algılanan anlamından çok daha farklı bir anlama sahip olduğunu  açıkça ortaya koymaktadır. Cennet olarak tanımlanan ortamın gökteki Yarı Süptil alem ( Sevgi Planı esiri alem Sirius ) olduğu ve Taha suresinin 20/117-119 aralığındaki ayetlerinde "Cennette acıkma, susama, sıcaklanma ve üşüme kavramlarının olmadığı"nın bildirildiği düşünüldüğünde durum daha da netleşmektedir.

20/117 - Fe kulna ya ademü inne haza adüvvün leke ve li zevcike fe la yuhricenneküma minel CENNETi fe teşka ( Böylece, "Ey Adem, kesinlikle bu senin için ve eşin için düşmandır. O halde, kesinlikle sizi CENNETTEN çıkarmasın. Yoksa meşakkat içinde bedbaht olursun." dedik.  )

20/118 - İnne leke en LA TECUA fıha ve LA TA'RA ( Kesinlikle sana orada ACIKMAMAN ve ÇIPLAK OLMAMAN vardır. )

20/119 - Ve enneke LA TAZMEÜ fıha ve LA TADHA ( Ve kesinlikle sen orada SUSAMAZSIN ve SICAKTA YANMAZSIN. )

Temel ihtiyaçlar olarak bilinen yukarıdaki 4 kavramın ( Açlık, Susama, Sıcaklık, Soğukluk ) var olmadığı bir ortamda, bir varlığın Allahü Teala'dan rızk olarak beklentisi ne olabilir? 

Bu sorunun cevabını, Allahü Teala'nın sembolik olarak "Göklerdeki Baba" * ifadesiyle tanımlandığı İncil'deki Haberci İsa'nın şu sözünde bulmak mümkündür.

40 Matta 4/4 İsa ona şu karşılığı verdi: "'İnsan yalnız ekmekle yaşamaz, Tanrı'nın AĞZINDAN * ÇIKAN HER KELİMEYLE YAŞAR' diye yazılmıştır."

* İncil ayetlerindeki "Göklerdeki Baba" ve Matta 4/4 kodlu ayetteki "Ağız" ifadeleri sembolik olup, yaratılmış olan varlıkların algılarındaki kavramların hiçbirinin Allahü Teala'yı ifade etmeye, tanımlamaya, O'nun hayalini dahi kurabilmeye yeterli olamayacağı hatırlanmalıdır.

Atatürk’ün “İstikbal* göklerdedir.” cümlesi de ezoterik açıdan spiritüel mesaj içermektedir. ( * Gelecek, Refah )

"Kelimeler ile yaşamak" Allahü Teala'nın ilmiyle yaşamak anlamına gelmekte ve rızıka ihtiyaç duyan gerçek varlığın beden değil ruh olduğunu tekrar hatırlatmaktadır.














Hiç yorum yok:

Yorum Gönder