22 Şubat 2022 Salı

Ebrar - Fuccar ve İlliyin - Siccin

- Nasıl bilirdiniz?
- İyi bilirdik.

Peki "İyilik" nedir?

İnsani açıdan göreceli ve sübjektif nitelik arzedebilen ve her insanın zihninde farklı algılar oluşturma potansiyeline sahip olan "iyilik" kelimesinin tanımı Bakara suresinin 177. ayetinde "Birra" ( İyilik ) kelimesi vasıtasıyla verilmektedir.

2/177 Leysel BİRRA en tuvellu vucuhekum kibelel meşriki vel mağribi ve lakinnel BİRRA men amene billahi vel yevmil ahiri vel melaiketi vel kitabi ven nebiyyin ve atel male ala hubbihi zevil kurba vel yetama vel mesakine vebnes sebili ves sailine ve fir rikab ve ekames salate ve atez zekah vel mufune bi ahdihim iza ahedu ves sabirine fil be'sai ved darrai ve hiynel be's ulaikellezine sadeku ve ulaike humul muttekun

( Yüzünüzü doğu ve batı yönüne, doğrultusuna çevirmenizde İYİLİK yoktur. Lakin İYİLİK, o Allah’a , sonraki güne, meleklere, kitaba, habercilere inananlara, sevdiklerine, yakınlarına, yetimlere, yoksula, yolda kalmışa, dilenenlere, boyunduruk içindekilere sevgiyle mal verenlere, duaya kalkanlara, zekatı verenlere, ahdettiklerinde ahdlerini ifa edenlere, zorlukta, sıkıntıda, darlıkta ve zor savaş zamanında sabredenleredir. İşte onlar doğrudurlar ve işte onlar sakınırlar. )

Ayete göre gerçek anlamda "İyilik"in özet olarak iki temel bileşeni bulunmaktadır.

1- İnanç ( Allah'a*, ahirete, habercilere ve kitaplara )
2- Eylem ( Hayırlı ve faydalı düşünce, söylem ve davranışlar )

* Kur'an'da "Allah inancı" kavramı daima "Allah ve ahiret inancı" kelime seti vasıtasıyla zikredilmektedir.

Bu iki bileşenin mutlak surette bir arada mevcut olması ruhsal tekâmülün yegane koşuludur. Daha açık bir ifadeyle bir insanın müteakip reenkarnasyon süreçlerini tamamlayarak kaba madde planı dünyadan ( cehennem ) üst süptil planlara ( cennet ) geçişi ancak ve ancak bu iki koşulun sağlanması vasıtasıyla mümkün olmaktadır. ( Bahsedilen "geçiş", maddeselden ziyade ruhsal, bilişsel bir olgu olarak, bir "halden hale geçiş" olarak düşünülmelidir. ) Bu iki bileşenden birinin eksikliği, henüz tekâmül edememiş olma anlamına gelmekte ve reenkarnasyon sürecinin uzamasına sebebiyet vermektedir.

Ayette verilen mesajlardan biri de sünnet ( âdet ) adı altında dini vecibe addedilen maddesel ( fiziki ) ritüellerin esasen henüz ruhsal açıdan ham olan insanı maddesel ve yaptırımsal metod ile "iyilik"e sevkedecek "araçlar" olduklarıdır. Bu husus, ayetin en başında duaya kalkma ( namaz ) esnasında yapılan "başı sağa ve sola çevirme"** hareketi ile misallendirilmiştir. ( ** Elbette ki bu ifadenin farklı ve batini muhtelif anlamları bulunmaktadır. )

Al'i İmran suresinin 92. ayetinde, Allahu Teala tarafından bahşedilmiş olan maddi imkanların insanların faydasına ve hayrına olacak şekilde karşılık beklemeden feda edilmesinin "İyilik"in önemli bir bileşeni olduğu bildirilmektedir.

3/92 Len tenalul BİRRA hatta tunfiku min ma tuhibbun ve ma tunfiku min şey'in fe innellahe bihi alim

( O sevdiğinizden harcayana kadar İYİLİĞE erişemezsiniz. Eşyadan ne harcarsanız, kesinlikle Allah onu bilendir. )

Bakara suresinin 44. ayeti de ise kibir frekansının tesirinde oldukları için akletme yetileri kifayetsiz olan insanların "iyilik" açısından kendi durumlarının farkında olmadan diğerlerine liderlik, önderlik yapma hevesine kapıldıkları gerçeği vurgulanmaktadır.

2/44 E te'murunen nase bil BİRRİ ve tensevne enfusekum ve entum tetlunel kitab e fe la ta'kilun

( Kitabı okuduğunuz halde, insanlara İYİLİĞİ emredersiniz de nefislerinizi unutur musunuz? O halde akıl etmez misiniz? )

"Birra" ( İyilik ) kelimesinin çoğulu olan "Ebrar" ( İyiler ) kelimesi, karşıtı olan "Fuccar" ( Günahkarlar ) kelimesiyle birlikte ayetlerde şöyle yer almaktadır.

82/13 İnnel EBRARE le fi na'im

( Kesinlikle İYİLER bolluk nimetlerinin içindedirler. )

82/14 Ve innel FUCCARE le fi CAHİM

( Ve kesinlikle GÜNAHKARLAR CEHENNEMİN içindedirler. )

3/193 Rabbena innena semi'na munadiyen yunadi lil imani en aminu bi rabbikum fe amenna rabbena fağfir lena zunubena ve keffir anna seyyiatina ve teveffena meal EBRAR

( Rab’bimiz kesinlikle biz, Rab’binize inanın." diyerek inanç için seslenen sesleniciyi duyduk. Rab’bimiz inandık. Bize günahlarımızı affet ve kötülüklerimizi ört. Bizi İYİLER ile birlikte vefat ettir." )

Yaratılıştaki ruhsal ve maddesel her olgunun ve olayın kayıtlanmış ve kodlanmış olduğu ve bu bilgilerin ruhsal tekâmül sürecinin de kodları olduğu gerçeği "Ebrar", "Fuccar", "İlliyin" ve "Siccin" kelimelerini içeren şu ayetlerde bildirilmektedir.

83/7 Kella inne kitabel FUCCARİ le fi SİCCİN

( Hayır. Kesinlikle GÜNAHKARLARIN kitabı, yazısı SİCCİNin içindedir. )

83/8 Ve ma edrake ma SİCCİN

( Ve SİCCİNin ne olduğunu sana ne bildirir? )

83/9 Kitabun MERKUM

( RAKAMLANDIRILMIŞ kitap. )

83/18 Kella inne kitabel EBRARİ le fi İLLİYİN

( Asla kesinlikle İYİLERİN kitabı, yazısı İLLİYİNin içindedir. )

83/19 Ve ma edrake ma İLLİYUN

( Ve ILLİYİNin ne olduğunu sana ne bildirir? )

83/20 Kitabun MERKUM

( RAKAMLANDIRILMIŞ kitap. )

Yukarıdaki ayetlerde yer alan "İlliyin" ve "Siccin" kelimeleri kök anlam olarak sırasıyla "Yüksek seviye" ve "Alt seviye" anlamlarını içermektedir. ( "Sicn" ( Zindan ) kelimesinin "Siccin" kelimesiyle köken bağlantısı kuvvetle muhtemeldir. )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder