5 Ekim 2022 Çarşamba

"Akl"etmek

Kur'an tüm insanları "Akletmeye" yani ilahi kozmik bilgileri ve yaratılışın kodlarını içeren ayetler üzerinde düşünmeye, onları kalben kavrayarak idrak etmeye yönlendiren sonsuz bir ilim ve yaşam kaynağıdır. Bu nedenledir ki ayetlerde "Akletmek" kelimesi sıkça tekrarlanır. 

2/242 Kezalike yubeyyinullahu lekum ayatihi leallekum TA'KİLUN

( Allah ayetlerini sizlere işte böyle açıklar. Umulur ki AKIL EDERSİNİZ. )

"Akl" ( Akletmek ) kelimesinin kökü olan KL harfleri, "Yemek" anlamında kullanılan "Ekele" kelimesinde de tezahür etmektedir. Ancak her iki kelime de köken itibarıyla aynı anlamı içermektedir ki bu anlam "Kavramak, İçine almak, Kapsamak" anlamıdır. ( Zira yemek yerken de besinler ağız ile kavranarak içe alınır. )

Bu bağlamda insanın esas gıdasının ilim olduğu yukarıdaki etimolojik durum vasıtasıyla dolaylı olarak anlatılmakta gibidir. Bir başka deyişle bilgiyi kavramak ( akletmek ) insana esas hayat veren beslenme anlamına gelmektedir. 

KL kökünün "Akl" ( Akletmek ) olarak yer aldığı bazı ayetler şöyledir.

8/22 İnne şerrad devabbi indellahis summul bukmullezine LA YA'KİLUN 

( Kesinlikle debelelenlerin en kötüleri Allah' ın indinde sağırlar ve AKIL ETMEYEN dilsizlerdir. )

6/32 Ve mel hayatud dunya illa leibun ve lehv ve led darul ahiratu hayrun lillezine yettekun E FE LA TA'KİLUN

( Ve dünya hayatı, oyun ve eğlence haricindeki değildir. Ahiret yurdu ise, o sakınanlar için daha hayırlıdır. O HALDE AKIL ETMEZ MİSİNİZ?  )

21/10 Lekad enzelna ileykum kitaben fihi zikrukum E FE LA TA'KİLUN

( Size içinde hatırlatmanız olan kitabı indirdik. O HALDE AKIL ETMEZ MİSİNİZ? )

KL kökünün "Ekl" ( Yemek ) olarak yer aldığı bazı ayetler şöyledir.

11/44 Ve kile ya erd ubleiy maeki ve ya semau AKLİİY ve ğidal mau ve kudiyel emru vestevet alel cudiyyi ve kile bu'den lil kavmiz zalimin

( Ve "Ey yer suyunu yut ve ey gök onu YE." denildi. Su çekildi. İş yapıldı. Cudi'nin üzerine seviyelendi. "Zalimler kavmi uzak olsun." denildi. )

12/14 Kalu le in EKELEhuz zi'bu ve nahnu usbetun inna izen le hasirun

( "Eğer, bizler grupken onu kurt YERSE, o zaman kesinlikle biz hasarlananlar oluruz." dediler. )

İncil'in aşağıdaki ayetlerinde yer alan "Bilginin yenmesi" ifadeleri konu bağlamında teyid niteliğindedir.

40 Matthew 4- İsa ona şu karşılığı verdi: "'İNSAN YALNIZ EKMEK İLE YAŞAMAZ, TANRI'NIN AĞZINDAN ÇIKAN HER KELİMEYLE YAŞAR' diye yazılmıştır."

Yukarıdaki ayette, Allah'ın kelamı olan ilahi kozmik bilgilerin öğrenilmesinin gerçek gıda ve gerçek yaşam kaynağı olduğu bildirilmektedir.

43 John 6-48 YAŞAM EKMEĞİ BEN'İM.

43 John 6-49 Atalarınız çölde MAN* YEDİLER, YİNE DE ÖLDÜLER.

43 John 6-50 Gökten inen öyle bir ekmek var ki, ondan yiyen ölmeyecek.

43 John 6-51 GÖKTEN İNMİŞ DİRİ EKMEK BEN'İM. BU EKMEKTEN YİYEN SONSUZA DEK YAŞAYACAK. Dünyanın yaşamı uğruna vereceğim EKMEK DE BENİM BEDENİMDİR."

Yukarıdaki ayetlerde ise "Mesih İsa'nın bedeni" ile sembolize edilen "Yaşam ekmeği" ifadesi yine varlıkları ruhsal tekamüle yömlendiren ilahi kozmik bilgileri temsil etmektedir. Mesih İsa'nın temsil ettiği en önemli anlam "İnsanlığı kolektif bilince sevkedecek bilgi" anlamıdır. Dolayısıyla ayetlerde zikredilen "Diri ekmek benim", "Ekmek de benim bedenimdir." ifadeleri teşbih içermektedir.

* Ayrıca Kur'an'da da "Menne" olarak yer alan "Man" ( Göksel Kudret Helvası )'ın da sadece maddesel işlevi olduğu, varlıklara ruhsal tekamül açısından yani sonsuz yaşamı idrak etme açısından işlevi olmadığı  bildirilmektedir.

26 Ezekiel 3-1 Bana, "Ey insanoğlu, SANA VERİLENİ YE. BU TOMARI YEDİKTEN sonra git, İsrail halkına seslen" dedi.

26 Ezekiel 3-2 Böylece ağzımı açtım, YEMEM tomarı bana verdi.

26 Ezekiel 3-3 Bana, "Ey insanoğlu, sana verdiğim tomarı ye, mideni onunla doldur" dedi. Bunun üzerine TOMARI YEDİM. Bal gibi tatlı geldi bana.

Yukarıdaki ayetlerde kutsal bilgilerin akledilerek özümsenmesi hususu yine "Yemek" kelimesiyle temsil edilmektedir.

"Akletmenin", Allah bilincinin ve inancının temeli olduğu ayetlerde sıkça tekrarlanmaktadır.

8/22 İnne ŞERRAD devabi INDELLAHİS summul bukmullezine LA YA'KİLUN

( Kesinlikle debelenenlerin EN KÖTÜLERİ ALLAH'IN İNDİNDE sağırlar ve AKLETMEYEN dilsizlerdir. )

21/10 Lekad enzelna ileykum KİTABEN fihi zikrukum E FE LA TA'KİLUN

( Size içinde hatırlatmanız olan KITABI indirdik. O halde AKIL ETMEZ MİSİNİZ? )

"Akledilmemesini" isteyenler, tarih boyunca kurdukları istismar ve sömürü tezgahlarının bozulmasından korkan müşriklerdir. Bu müşriklere itibar eden ve onları savunmada ısrar edenlerin durumu da aşağıdaki ayetlerde zikredilmektedir.

10/42 Ve minhum men yestemiune ileyk e fe ente tusmius summe ve lev kanu LA YA'KİLUN

( Ve onlardan kimileri seni dinlerler. Peki şayet AKIL ETMEZ oldularsa, sen sağırlara dinletebilir misin? )

23/89 Seyekulune lillah kul fe ENNA TUSHARUN

( "Allah için." diyecekler. De ki: "O halde NASIL SİHİRLENİRSİNİZ*?"  )

* Ayetteki "Sihirlenmek" kelimesi, muhtelif zihin kontrol metodları ( büyü vb. ) vasıtasıyla birilerine koşulsuz kulluk etmek durumunda bırakılmış olanları tanımlamaktadır.

Mevlana Celaleddini Rumi'ye ait olduğu bilinegeln ve özlü söz algısı yaratan şu sözler, dolaylı olarak aklın bertarafını telkin etmekte gibidir. 

"Aşk ve akıl her ikisi de insanı Hakk’a götürür. Ancak kapıdan içeri giren aşk olur. Akıl kapıda kalır."

"Akıl kapıda kalır" !! .... Akıl olmaz ise Aşk da olmaz. Akıl olmaz ise Allah bilinci de olmaz. Zira Akıl olmaz ise bilinçli varlık da olmaz. Bu durumda da "varlıktan" söz edilemez ki zaten o safha gayb kapsamında olan ve Rab'bin takdir edeceği "yokluk, hiçlik" safhasıdır.

"Akletmekten" bahsedilen ve yukarıda yer alan 8/22 kodlu ayette "Aklın Allah'ın indindeki / huzurundaki" önemi özellikle vurgulanmaktadır. Ayetteki "İndallah" ( Allah'ın indinde / huzurunda ) kelimesi büyük önem arzetmektedir. Dolayısıyla Mevlana'ya ait olan söylemdeki gibi "Akıl kapıda kalmamalıdır."!

Kur'an ilmine istinaden söylenebilir ki; Kulağa hoş gelen ve bilgelik içerdiği algısı yaratan söylemler vasıtasıyla "aklın bertaraf edilmesini" empoze edenler Allah bilincini yok etme gayreti içinde olanlardır. Müşrik cin şeytanlarının çok tekrarlı telkinlerine kapılarak aklını devre dışı bırakmış ve onlara kul olmuş olanların bir ismi de "Mecnun" ( Cinlenmiş )'dur ki Kalem suresinin 2. ayetinde, cin şeytanlarının sihirlerinden korunmuş olma nimeti bahşedilmiş olan resule ve inananlara hitaben "Sen mecnun değilsin." ifadesi yer almaktadır.

68/2 Ma ente bi ni'meti rabbike bi mecnun

( Sen Rab’binin nimeti ile cinli değilsin. )

Yapay Zeka'nın, insanın temel fonksiyonları olan düşünmeyi, yorumlamayı, analiz etmeyi vb onun yerine yaparak sözde insana büyük kolaylık sağlayacağını ileri süren küreselcilerin de amacı dijital teknolojiyi kullanmak suretiyle "akleden insanın" sonunu getirmektir. Bu durum, aynı amacı güden şeytani tarikatlerin küreselciler tarafından sevk, finanse ve idare edildiğinin diğer bir delili nitelğindedir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder