15 Ekim 2016 Cumartesi

Feth ( Açılış )

Allahü Teala, zorluklara göğüs verip, yolunda sabredenlere ve sebat edenlere "Feth" ( Açılış ) vadetmektedir. "Feth", samimi ( muhlis ) ve iyi ( salih ) kulların Dünya hayatından, ait oldukları Ahiret hayatına yani ruhsal yaşamlarına geçişlerini sağlayacak olan, huzura ve Allah'ın kelamına erişmelerine vesile olacak olan aşamadır.
 
"Feth" kelimesi Kur'an'da "Göklerin Kapılarının Açılması" kavramı ile ilintili olarak da yer almaktadır.
 
A'raf 7/40 - İnnellezine kezzebu bi ayatina vestekberu anha la tüfettehu lehüm ebvabüs semai ve la yedhulunel cennete hatta yelicel cemelü fı semmil hıyad ve kezalike neczil mücrimın ( O ayetlerimizi yalanlayanlara ve onlara kibirlenenlere, onlara göğün kapıları kesinlikle açılmaz. Deve iğne deliğinden geçene kadar bahçeye giremezler. İşte suçluları böyle karşılıklandırırız. )
 
Kamer 54/10 - Fe dea rabbehu enni mağlubun fentesır ( Böylece Rabb' ini çağırdı. "Kesinlikle ben mağlubum. Artık yardım et." )
 
Kamer 54/11 - Fe fetahna ebvabes semai bi main münhemir ( Böylece akıp dökülen su * ile göğün kapılarını açtık. )
 
( * Yedi Gökler arasında yedi Deniz ( yedi katman ) olduğu düşünüldüğünde boyutlar arası ( gökler arası ) geçişte suyun işlevi ayette açığa çıkmaktadır. )
 
Göklerin adedinin 7 olması ve Kur'an'da teşbihsel olarak Allahü Teala'nın 7. gök üzerine seviyelendiğinin belirtilmesi 7 rakamına bağlı bir nümerolojiye dikkat çekmektedir. "Feth" ( Açılış ) kelimesi Kur'an'da 34 kere tekrarlanmaktadır. 34 sayısının nümerolojik değeri 3+4 = 7'dir.
 
Ayrıca "Feth" kelimesi Kur'an'da son kez 110. surenin 1. ayetinin 7. kelimesinde geçmektedir. Anılan sayıların nümerolojik değerleri 1,2 ve 7 rakamlarını vermektedir.
 
110 ... 1+1+0 = 2
1    ................    1
7    ................    7
 
Bu rakamlar Allah kelimesinin Kur'an'daki tekrar adedi olan 2701 sayısında da yer alan ilahi kodlardır. Bu kodlar "Feth" ( Açılış ) kelimesinin Allahü Teala'ya kavuşma aracı anlamına geldiğini nümerolojik olarak ifade etmektedir.
 
Feth kelimesinin frekans tablosu;
 




 
 
 
 
 
 
 
 
 

14 Ekim 2016 Cuma

7 ve 31 İlintisi ( 1,2,7 Nümeroljisi )

"7" rakamı ilahi nümeroloji açısından 6 ve 10 rakamları gibi büyük önem taşımaktadır. Kur'an'da 7 rakamının, 2, 7 ve 1 rakamlarını içeren 3 basamaklı sayıları oluşturmada 31 sayısı ile ilişkili olduğu görülmektedir. 2, 7 ve 1 rakamları, Allah kelimesinin Kur'an'daki frekansı olan 2701 sayısını oluşturmaktadır. 2701 sayısını oluşturan rakamların toplamı ise 2+7+1 = 10 olmaktadır.

Nümerolojik ilişki açısından aşağıdaki durumlar önem arzetmektedir.

* "Yedi" ( Seb'a ) kelimesi Kur'an'da 31 kere tekrarlanır. 7 x 31 = 217 ... 2+1+7 = 10

* "Gök / Gökler" ( Sem'a / Semavat ) kelimesi Kur'an'da 310 kere tekrarlanır. "Yedi Gökler" ( Seb'a Semavat ) kavramı dikkate alındığında  sayısı ile 31 sayısı arasındaki ilişki one çıkmaktadır.

* 55. sure olan ( 5+5 = 10 ) Rahman suresindeki "Fe bi eyyi alai rabbiküma tükezziban" ( O halde Rabb' inizin hangi nimetlerini yalanlarsınız? ) cümlesi 31 ayette geçmekte ve bu cümlede toplam 7 kelime bulunmaktadır.

Fe (1) bi (2) eyyi (3) alai (4) rabbi (5) küma (6) tükezziban (7)

31 x 7 = 217 ... 2+1+7 = 10

* 12 aydan oluşan 1 yılda toplam 7 ayda 31 gün bulunmaktadır. 7 x 31 = 217 ... 2+1+7 = 10

* 2000'li yıllarda, 2016 yılından sonra, içinde 2,1,7 ve 0 rakamlarının bulunduğu toplam 6 yıl olacaktır. 

   2017
   2071 ( 2071 - 2017 = 54 ... 5+4 = ( 9 rakamı 6 rakamı ile ilintilidir. * )
   2107 ( 2107 - 2071 = 36 =  3+6 = 9
   2170 ( 2170 - 2107 = 63 =  6+3 = 9
   2701 ( 2701 - 2170 = 531 = 5+3+1 = 9
   2710 ( 2710 - 2701 = 9

 * Kur'an'da 6 rakamı 9 kere, 9 rakamı 6 kere tekrarlanmaktadır. ( Yin Yang etkisi. )

* Ayrıca Tevrat'ın ilk ayeti olan Yaratılış suresinin 1/1 kodlu ayetindeki kelimelerin gematria * değeri toplamı 2701'dir. 

( * Alfanümerik bir kodlama sistemi olan Gematria, kelimeleri oluşturan harflerin değerlerinin toplanması yolu ile kelimelere farklı anlamlar yükleme ve kelimeler arası ilişki kurma metodolojisidir. )


* Nuh tufanı olarak bilinen olay, Tevrat'ın 1. suresi olan Yaratılış suresinin 7/11 kodlu ayetinde geçmektedir.  2 ( 1+1),7 ve 1 nümerolojisi görülmektedir.

Ayrıca ayetin içinde de 2,7 ve 1 nümerolojisi görülmektedir.

1 Yaratılış 7/11 Nuh'un hayatının altı yüzüncü yılında, o yılın ikinci ayında, ayın on yedinci gününde, aynı gün büyük derinliğin tüm pınarları fışkırdı ve göğün pencereleri  açıldı.

13 Ekim 2016 Perşembe

Allah'ın Hatırlanması ( Zikrullah )

"Zikr" başlıklı evvelki yayında "Vezkürallaha kesiran" ( Allah'ı çokça hatırlayın ) talimatını içeren ifadenin Kur'an'da 10 kere tekrarlandığını ve bu tekrar adedinin ilahi mühür olan 10 sayısına işaret ettiğine değinilmişti.
 
"Allah'ın Hatırlanması" anlamına gelen "Zikrullah" ifadesinin Kur'an'da 10 ayette tekrarlanması dikkat çekicidir. Rabbi'miz, "Allah" kelimesinin 10 kere tekrarlanmasının hikmetine işaret ediyor  olabilir. 
 
İnanç zafiyeti olan insanlar, nefislerine yenik düşmek suretiyle, dünyevi menfaatlerle "tatmin olabileceklerini" zannetmekte ancak bu yolla hiçbir zaman tatmin olamayacaklarını öngörememekte ve bir kısırdöngü içinde çırpınmaktadırlar. Oysa Allahü Teala, isminin her vesile ile hatırlanmasının kullarını O'na yakınlaştıracağı mesajını vermekte ve 13/28 kodlu ayetinde * "Kalplerin ancak Allah'ın hatırlanması ile tatmin olabileceğini" hatırlatmaktadır.
 
Maide 5/91 İnnema yürıdüş şeytanü en yukıa beynekümül adavete vel bağdae fil hamri vel meysiri ve yesuddeküm an zikrillahi ve anis salah fe hel entüm müntehun ( Kesinlikle Şeytan, şarap ve kumarla sizin aranıza düşmanlık ve kin sokmayı ve sizi Allah' ı hatırlamaktan ve duadan döndürmeyi ister. Artık vazgeçenler misiniz? )
 
* Ra'd 13/28 Ellezine amenu ve tatmeinü kulubühüm bi zikrillah e la bi zikrillahi tatmeinül kulub ( Onlar inanırlar ve kalpleri, Allah' ın hatırlanması ile tatmin olur. İyi bilin ki, kalpler Allah' ın hatırlanması ile  tatmin olur. )
 
Nur 24/37 Ricalün la tülhıhim ticaratün ve la bey'un an zikrillahi ve ikamis salati ve ıtaiz zekati yehafune yevmen tetekallebü fıhil kulubü vel ebsar ( Erkeklerdir ki, ne ticaret, ne de alışveriş onları Allah' ı hatırlamaktan, duaya kalkmaktan, zekatı vermekten alıkoymaz. İçinde kalplerin ve gözlerin dönerek yer değiştireceği günden korkarlar. )
 
Ankebut 29/45 Ütlü ma uhıye ileyke minel kitabi ve ekımıs salah innes salate tenha anil fahşai vel münker ve lez ikrullahi ekber vallahü ya'lemü ma tasneun ( O sana kitaptan vahyedileni oku ve duaya kalk. Kesinlikle dua ahlaksızlıktan ve kötülükten, inkardan alıkoyar. Allah' ı hatırlamak en büyüğüdür. Allah o ürettiklerinizi bilir. )
 
Zümer 39/22 E fe men şerahallahü sadrahu lil islami fe hüve ala nurin min rabbih fe veylün lil kasıyeti kulubühüm min zikrillah ülaike fı dalalin mübın ( Allah kimin göğsünü teslimiyete açmışsa, artık o Rabb' inden aydınlık üzerinde değil midir? O halde Allah' ı hatırlamaktan kalpleri katılaşmış olanların vay haline. İşte onlar apaçık sapıklık içindedirler. )
 
Zümer 39/23 Allahü nezzele ahsenel hadısi kitaben müteşebihen mesaniye takşeırru minhü cüludüllezıne yahşevne rabbehüm sümme telınü cüludühüm ve kulubühüm ila zikrillah zalike hüdellahi yehdı bihı men yeşa' ve men yudlilillahü fe ma lehu min had ( En güzel sözü, benzetmeli ikili kitap olarak Allah indirdi. O Rabb' lerinden korkanların O’ndan derileri ürperir. Sonra Allah' ın hatırlamasına derileri ve kalpleri yumuşar. Bu Allah' ın yönlendirmesidir. Onunla dilediği kimseyi yönlendirir. Allah kimi saptırırsa, artık ona yönlendiriciden yoktur. )
 
Hadid 57/16 E lem ye'ti lillezine amenu en tahşe'a kulubühüm li zikrillahi ve ma nezele minel hakkı vela yekunu kellezine utül kitabe min kablu fe tale aleyhimül emedu fe kaset kulubühüm ve kesirun minhüm fasikun ( O, o inananlara, Allah' ın hatırlaması ve o gerçekten indirilen için kalpleri ürpersin, korksun, çoğu günahkar olan ve üzerlerinden uzun zaman geçip de kalpleri katılaşan o önceden kitap verilenler gibi olmasınlar diye gelmedi mi? )
 
Mücadele 58/19 İstahveze aleyhimüş şeytanu fe ensahüm zikrallahi ulaike hizbüş şeytan ela inne hizbeş şeytani hümül hasirun ( Şeytan onların üzerini istila etti de onlara Allah' ı hatırlamayı unutturdu. İşte onlar Şeytan' ın grubudurlar. İyi bilin ki, kesinlikle Şeytan' ın grubu, onlar hasarlanırlar. )
 
Cuma 62/9 Ya eyyühellezine amenu iza nudiye lis salati min yevmil cümü'ati fes'av ila zikrillahi ve zerül bey'a zaliküm hayrun leküm in küntüm ta'lemun ( Ey o inananlar, toplanma günü duaya çağrıldığında Allah' ı hatırlamaya koşun. Alışverişi bırakın. Eğer bilenler iseniz bu size daha hayırlıdır. )
 
Münafikun 63/9 Ya eyyühellezine amenu la tülhiküm emvalüküm ve la evladüküm an zikrillahi ve men yef'al zalike fe ulaike hümül hasirun ( Ey o inananlar, ne mallarınız, ne de çocuklarınız sizi Allah' ı hatırlamaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa, artık onlar hasarlanırlar. )












Güneş

"Şems" ( Güneş ) kelimesi Kur'an'da 28 farklı ayette, toplam 33 kere geçmektedir. Her iki frekans sayısı da nümerolojik açıdan ilahi mühür olan 6 ve 10 sayılarını temsil etmektedir. Allahü Teala, yaratışının en önemli parçalarından biri olan ve tüm canlıların yaşamlarını sürdürmeleri için vesile kıldığı "Güneş" kelimesini de belirli bir sayısallıkla Kur'an içine yerleştirmiştir.

Ayet Adedi 28 ... 2+8 = 10
Kelime Tekrar Adedi 33 ... 3+3 = 6

Ayrıca "Şems" kelimesi Kur'an'da son kez "Şems" suresinde geçmekte olup, Şems suresi 91. suredir. ( 91 ... 9+1 = 10 ) Ve bu surede 15 ayet ( 1 + 5 = 6 ) bulunmaktadır.

"Şems" ( Güneş ) kelimesinin frekans tablosu;


Ayrıca Kur'an'da "Diya" ( Işık ) ve "Nur" ( Aydınlık ) kelimelerinin ilk kez birlikte yer aldığı ayet 10. sure olan Yunus suresinin 5. ayetidir. Bu ayette Güneş'i niteleyen Diya kelimesi 6., Nur kelimesi 10. kelimedir.

10/5 – Hüve (1) ellezi (2) ceale (3) eş (4) şemse (5) DIYAEN (6) ve (7) el (8) kamera (9) NURAN (10) ve (11) kaddera (12) hu (13) menazile (14) li (15) ta'lemu (16) adede (17) es (18) sinıne (19) ve (20) el (21) hısab (22) ma (23) haleka (24) allahü (25) zalike (26) illa (27) bi (28) el (29) hakk (30) yüfassılü (31) el (32) ayati (33) li (34) kavmin (35) ya'lemun (36) ( Senelerin adedini ve hesabını bilmeniz için Güneş’i ışık, Ay’ı aydınlık kılan ve ona durak mesafeleri ölçülendiren O'dur. Allah bunu gerçek haricinde yaratmadı. Bilen kavim için ayetleri ayrıntılandırıyor. )
 

 
 
 
 
 
 
 
 

7 Ekim 2016 Cuma

Allah'ın Kitabı

"Allah'ın Kitabı" kavramı Kur'an'da 6 ayette toplam 6 kere geçmektedir. Allah kelamını içeren, onu yansıtan ve O'na ait olan kitabın vurgulandığı ayet adedinin ilahi mühür olan 6 rakamına eşit olması dikkat çekicidir.
 
Maide 5/44 İnna enzelnet tevrate fıha hüden ve nur yahkümü bihen nebiyyunellezine eslemu lillezıne hadu ver rabbaniyyune vel ahbaru bimestuhfizu min kitabillahi ve kanu aleyhi şüheda' fe la tahşevün nase vahşevni ve la teşteru bi ayatı semenen kalıla ve men lem yahküm bi ma enzelellahü fe ülaike hümül kafirun ( İçinde yönlendirme ve aydınlık bulunan Tevrat' ı, kesinlikle biz indirdik. Teslim olan haberciler, Yahudiyeliler için onunla hükmederler. Rabb' e adanmışlar ve bilginler, Allah' ın kitabını korumalarından dolayı, onun üzerine şahitler olurlardı. O halde, insanlardan korkmayın, benden korkun. Ayetlerimi az değere satmayın. Kim Allah' ın o indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar inkarcılardır. )
 
Enfal 8/75 Vellezine amenu min ba'dü ve haceru ve cahedu meaküm fe ülaike minküm ve ülül erhami ba'duhüm evla bi ba'dın fı kitabillah innallahe bi külli şey'in alim ( Ve sonradan inanan ve hicret edip ayrılarak sizinle beraber cihad edenler, işte onlar sizlerdendir. Akrabalığı olanlar, Allah' ın kitabında birbirlerine başta gelirler, daha yakındırlar. Kesinlikle Allah herşeyi bilendir. )
 
Kehf 18/27 Vetlü ma uhıye ileyke min kitabi rabbik la mübeddile li kelimatihı ve len tecide min dunihı mültehada ( Ve sana Rabb' inin kitabından o vahyedileni oku. O'nun kelimelerini değiştirebilecek yoktur. O’ndan başka sığınılacak bulamazsın. )
 
Rum 30/56 Ve kalellezine utül ılme vel ımane le kad lebistüm fı kitabillahi ila yevmil ba'si fe haza yevmül ba'si ve lakinneküm küntüm la ta'lemun ( Ve o ilim ve inanç verilenler, "Allah' ın kitabında *, diriliş gününe kadar kaldınız. Artık bu dirilme günüdür. Lakin kesinlikle sizler bilmemekteydiniz." derler. )
 
* Herşeyin bir yazılım olduğu, var olarak algıladığımız maddi ve manevi herşeyin, tüm yaratılışın  aslında "kelimelerden" oluştuğu vurgulanmaktadır.
 
Ahzab 33/6 En nebiyyü evla bil mü'minıne min enfüsihim ve ezvacühu ümmehatühüm ve ülül erhami ba'duhüm evla bi ba'dın fı kitabillahi minel mü'minıne vel mühacirıne illa en tef'alu ila evliyaiküm ma'rufa kane zalike fil kitabi mestura ( Kesinlikle haberci, inananlar için nefislerinden daha yakındır, evvel gelir. Onun eşleri, onların anneleridir. Allah' ın kitabında, dostlarınıza iyilik yapmanız haricinde, akrabalığı olanlar birbirlerine inananlardan ve muhacirlerden evvel gelirler. Bu satırlanmış kitabın içindedir. )
 
Fatir 35/29 İnnellezine yetlune kitaballahi ve ekamus salate ve enfeku min ma razakna hüm sirran ve alaniyeten yercune ticaraten len tebur ( Kesinlikle o Allah' ın kitabını okuyanlar, duaya kalkanlar ve o onları rızıklandırdıklarımızdan gizlice ve açıkça harcayanlar kesinlikle batmayan ticareti umarlar. )
 
 
 
 
 
 
 

Allah'ın Şahitliği

Allahü Teala'nın herşeye şahit olduğu, O'ndan gizli kalabilecek bir şey olmadığı Kur'an'da birçok ayette vurgulanmaktadır. Bu ayetler içinde "Allah'ın şahitliği" kavramını içeren ayet adedinin 10 olması da ilahi nümeroloji açısından ilginçtir.
 
Al'i İmran 3/98 Kul ya ehlel kitabi lime tekfürune bi ayatillahi vallahü şehıdün ala ma ta'melun ( "Ey kitap sahipleri, Allah’ ın ayetlerini neden inkar ediyorsunuz? Ve Allah ne yaptığınıza şahittir." de. )
 
Nisa 4/33 Ve li küllin cealna mevaliye min ma terakel validani vel akrabun vellezine akadet eymanüküm fe atuhüm nasıbehüm innellahe kane ala külli şey'in şehıda ( Ve o ana babaların, yakınların bıraktıklarından ve o ellerinizin akdettiğinden hepsi için mirasçılar kıldık. O halde onlara nasiplerini verin. Kesinlikle Allah herşeye şahittir. )
 
Maide 5/106 Ya eyyühellezine amenu şehadetü beyniküm iza hadara ehadekümül mevtü hıynel vesıyyetisnani zeva adlin minküm ev aharani min ğayriküm in entüm darabtüm fil erdı fe esabetküm müsıbetül mevt tahbisunehüma min ba'dis salati fe yuksimani billahi inirtebtüm la neşterı bihı semenen ve lev kane za kurba ve la nektümü şehadetellahi inna izen le minel asımin ( Ey o inananlar, sizden birine ölüm geldiğinde, vasiyet sırasında aranızdaki şahitlik, sizden iki adil kişiye veya eğer yerde gezerken ölüm musibeti size isabet ederse sizden olmayan diğer ikisinedir. Duadan sonra onları alıkoyun. Eğer şüpheye düşerseniz, ikisi Allah' a yemin ederler "Şayet yakınlığı olan bile olsa, şahitliği değere satmayacağız. Allah' ın şahitliğini gizlemeyeceğiz. Aksi halde, kesinlikle biz o zaman günahkarlardan oluruz".  )
 
En'am 6/19 Kul eyyü şey'in ekberu şehadeh kulillahü şehıdün beynı ve beyneküm ve uhıye ileyye hazel kur'anü li ünziraküm bihı ve men belağ e inneküm le teşhedune enne meallahi aliheten uhra kul la eşhed kul innema hüve ilahün vahıdün ve innenı berıün min ma tüşrikun ( Şahitlik olarak hangi şey daha büyüktür? de. "Allah, benimle sizin aranızda şahittir ve bana bu Kur'an, onunla sizi ve o ulaştırılanları uyarmam için vahyolundu. Kesinlikle siz, Allah'la beraber başka ilahlar olduğuna şahitlik mi edeceksiniz?" de. "Ben şahitlik etmem." de. "Kesinlikle o tek ilahtır. Kesinlikle ben o ortak koştuklarınızdan beriyim." de. )
 
Yunus 10/46 Ve imma nüriyenneke ba'dallezı neıdühüm ev neteveffeyenneke fe ileyna merciuhüm sümmellahü şehıdün ala ma yef'alun ( Ve onlara vaad ettiğimizin bir kısmını sana göstersek veya seni vefat ettirsek de onların dönüşü bizedir. Sonra Allah ne yaptıklarına şahittir. )
 
Hacc 22/17 İnnellezine amenu vellezine hadu ves sabiıne ve en nesara vel mecuse vellezine eşraku innellahe yefsılü beynehüm yevmel kıyameh innellahe ala külli şey'in şehıd ( Kesinlikle Allah, ayağa kalkış gününde, o inananların, Yahudiyelilerin, yıldıza tapan Sabiilerin, Nasıralıların, ateşe tapan Mecusilerin ve ortak koşanların aralarını ayıracaktır. Kesinlikle Allah herşeye şahittir. )
 
Ahzab 33/55 La cünaha aleyhinne fı abaihinne ve la ebnaihinne ve la ıhvanihinne ve la ebnai ıhvanihinne ve la ebnai ehavatihinne ve la nisaihinne ve la ma meleket eymanühünn vettekınellah innellahe kane ala külli şey'in şehıda ( O kadınlara, babaları, oğulları, kardeşleri, oğullarının kardeşleri, oğullarının kızkardeşleri, kadınları ve o ellerinin malik oldukları hakkında günah yoktur. Allah' tan sakının. Kesinlikle Allah herşeye şahittir. )
 
Sebe 34/47 Kul ma seeltüküm min ecrin fe hüve leküm in ecriye illa alellah ve hüve ala külli şey'in şehıd ( "Size ödülden sual etmem. Artık o sizedir. Kesinlikle ödülüm ancak Allah' ın üzerinedir. O herşeye şahittir." de. )
 
Mücadele 58/6 Yevme yeb'asühümüllahü cemi'an fe yünebbiuhüm bi ma amilu ahsahüllahu ve nesuhu vallahü ala kulli şey'in şehid ( O gün Allah onları topluca diriltir de onlara o yaptıklarını haber verir. Allah onları saymıştır. O'nu unuttular. Allah herşeye şahittir. )
 
Buruc 85/9 Ellezi lehu mülküs semavati vel ardı vallahü ala külli şey'in şehid ( O ki göklerin ve yerin mülkü O’nadır. Allah herşeye şahittir. )
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Allah hızlı hesap görendir.

Allahü Teala'nın yaratışındaki matematiksellik, her olguya vasfettiği sayısal nitelik, kainattaki sayısal düzen, ana yazılımın insana bahşedilmiş bir bölümü olan Kur'an'daki sayısal sistematik ve nümeroloji O'nun en büyük ayetlerindendir.
 
Allah'ın "Hesap" konusundaki yüceliğini tasvir eden ayet adedi 10'dur. İlahi imza olan 10 sayısının "Allah'ın Hesabı"'nı konu eden ayet adedi olması dikkat çekicidir.
Bakara 2/202 - Ülaike lehüm nasıbün min ma kesebu vallahü serıul hısab ( İşte onlar, onlara o kazandıklarından nasip vardır. Allah hızlı hesap görendir. )
 
Al'i İmran 3/19 - İnned dıne indellahil islam ve mahtelefellezine utül kitabe illa min ba'di ma caehümül ılmü bağyen beynehüm ve men yekfür bi ayatillahi fe innellahe serıul hısab ( Allah’ ın indinde din kesinlikle islamdır, teslimiyettir. O, kendilerine ilim geldikten sonra aralarında azgınlık yapanların haricindeki kitap verilenler ihtilaf etmezler. Kim Allah’ ın ayetlerini inkar ederse kesinlikle Allah hızlı hesap görendir. )
 
Al'i İmran 3/199 - Ve inne min ehlil kitabi le men yü'minü billahi ve ma ünzile ileyküm ve ma ünzile ileyhim haşiıne lillahi la yeşterune bi ayatillahi semenen kalıla ülaike lehüm ecruhüm ınde rabbihim innellahe serıul hısab ( Ve kesinlikle kitap sahiplerinden kimi, Allah’ a, o sizlere indirilene ve o onlara indirilene, Allah’ a saygı ve sevgi dolu korku duyarak, ürpererek, ürkerek inanır. Allah’ ın ayetlerini az değere satmasın. İşte onlara ödülleri Rabb' lerinin indindedir. Kesinlikle Allah hızlı hesap görendir. )
 
Nisa 4/86 - Ve iza huyyıtüm bi tehıyyetin fe hayyu bi ahsene minha ev rudduha innellahe kane ala külli şey'in hasıba ( Ve selam ile selamlandığınızda, ondan daha güzeliyle selamlayın veya onu döndürüp iade edin. Kesinlikle Allah herşey üzerinde hesap görendir. )
 
Maide 5/4 - Yes'eluneke maza ühılle lehüm kul ühılle lekümüt tayyibatü ve ma alemtüm minel cevarihı mükellibıne tüallimunehünne min ma allemekümüllah fe külu min ma emsekne aleyküm vezkürüsmellahi aleyhi vettekullah innellahe serıul hısab ( Sana, onlara neyin helal kılındığını sual ederler. "Size temizler helal kılındı." de. Allah' ın size öğrettiğinden öğreterek yetiştirdiğiniz avcı hayvanların size tuttuklarından yiyin. Üzerine Allah' ın ismini hatırlayın ve Allah' tan sakının. Kesinlikle Allah, hızlı hesap görendir. )
 
En'am 6/62 - Sümme ruddu ilellahi mevlahümül hakk ela lehül hukmü ve hüve esraul hasibın ( Sonra gerçek dostları Allah' a döndürülürler. İyi bilin ki hüküm O’nadır. O hesap görenlerin en hızlısıdır. )
 
Ra'd 13/41 - E ve lem yerav enna ne'til erda nenkusuha min atrafiha vallahü yahkümü la müakkıbe li hukmih ve hüve serıul hısab ( Yere nasıl geldiğimizi ve onu kenarlarından eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Ve Allah hükmeder. O’nun hükmünü batıl kılacak kimse yoktur. O hızlı hesap görendir. )
 
İbrahim 14/51 - Li yecziyellahü külle nefsin ma kesebet innellahe serıul hısab ( Allah her nefsin karşılığını o kazandığıyla verir. Kesinlikle Allah hızlı hesap görendir. )
 
Nur 24/39 - Vellezine keferu a'malühüm ke serabin bi kıy'atin yahsebuhüz zam'anü maa hatta iza caehu lem yecidhü şey'en ve vecedellahe ındehu fe veffahü hısabeh vallahü serıul hısab ( Ve o inkar edenler. Onların çalışmaları, düz yerlerdeki serap gibidir. Susuzlukta olan onu su sanar. Nihayet ona geldiğinde bir şey bulamaz da onun indinde Allah' ı bulur. Artık ona hesabını vefa etmiştir. Allah hızlı hesap görendir. )
 
Mü'min 40/17 - El yevme tücza küllü nefsin bima kesebet la zulmel yevm innellahe serıul hısab ( Bugün her nefse, o kazandığından dolayı karşılığı verilir. Bugün zulmedilmez. Kesinlikle Allah hızlı hesap görendir.  )
 
 
 

6 Ekim 2016 Perşembe

Her Topluluk İçin Resul...

Bazıları, "Kitaplar öncesi, ilk çağlarda yaşayan insanların dini açıdan durumları ne olacak?" sorusunu sorarlar. Ancak unutulmamalıdır ki Tevrat ve İncil olarak bilinen yazılı metinler ve Kur'an bugüne ulaşan ilahi yazılardır. Ancak bugüne ulaşamayan veya ulaşmış olup gizlenen veya bilinmeyen yazılar olacağı gibi, yazılarak kayıt altına alınamamış ve resuller kanalıyla iletilmiş bilgilerin varlığı da gerçektir. Dolayısıyla, "Afrika'da, insanlardan ve medeniyetten uzak bir kabilenin durumu nedir?" sorusunun cevabı "O kabilenin içinden de birilerine zaten resullük görevinin verildiğidir." Dolayısıyla, bazı toplumların inkarlarına kılıf arayarak "Bilmiyorduk." deme gibi bir durumlarının olmadığı ortaya çıkmaktadır.
 
Vahiy adı verilen ilahi iletişimin ilk haberci ve ilk insan olan Adem'den beri süregeldiği Kur'an ayetlerinde açık bir şekilde belirtilmektedir.

Yunus 10/47 Ve li külli ümmetin rasul fe iza cae rasulühüm kudiye beynehüm bil kıstı ve hüm la yuzlemun ( Ve her topluluk için resul vardır. Artık resulleri gelince aralarında adaletle hüküm verilir. Onlar zulmedilmezler. )

Fatir 35/24 İnna erselnake bil hakkı beşıran ve nezıra ve in min ümmetin illa hala fıha nezır ( Kesinlikle biz seni gerçekle müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. İçinde uyarıcı gelip geçmiş olmayan topluluk yoktur. )

Nisa 4/164 - Ve rusülen kad kasasnahüm aleyke min kablü ve rusülen lem naksushüm aleyk ve kellemellahü musa teklıma ( Ve önceden sana anlattığımız resullere ve sana anlatmadığımız resullere de. Allah Musa' ya kelam edip, söz söyledi. )

İsra 17/15 - Men ihteda fe innema yehtedı li nefsih ve men dalle fe innema yedıllü aleyha ve la teziru vaziratün vizra uhra ve ma künna müazzibıne hatta neb'ase rasula ( Kim yönlenirse kesinlikle nefsi için yönlenir. Kim saparsa kesinlikle onun üzerine sapar. Kendi ağırlığını, yükünü taşıyan başkasının ağırlığını, yükünü taşımaz. Biz resul gönderene kadar azap eden olmayız. )
 
 

2 Ekim 2016 Pazar

Sağ Beyin ve Sol Beyin ( Sağın Sahipleri ve Solun Sahipleri )

İnsan beyni iki bölüme ayrılmaktadır. Sağ Beyin ve Sol Beyin.

Sağ Beyin'in özellikleri, ilişkilendiren, bütünü gören, içgüdüsel, yaratıcı, özgür, duygusal, fark yaratan, hayalgücü yoğun, heyecanlı, tutkulu, barışçıl olarak sıralanabilir. Sağ Beyin insanın üst frekanslarla ilişki kurabilmesini, farklı ve bağımsız düşünebilmesini, farklı boyutları algılayabilmesini sağlar. Allah'ın ilmini algılayabilme ve anlayabilme sürecinde Sağ Beyin önemli rol oynar.

Sol Beyin'in özellikleri, analitik, rasyonel, mantığa dayalı, kontrol odaklı, kuralcı, deneysel, detaycı, tekrara dayalı olarak sıralanabilir. Sol Beyin, insanın analiz yapabilmesini, hesap edebilmesini, olayları, olguları neden sonuç ilişkisi içinde değerlendirebilmesini sağlar. Ancak Sol Beyin ağırlıklı düşünce tarzı öte yandan insanı, herşeyi 2+2 = 4 mantığı ile değerlendiren, belirli bir matematiksel sisteme bağlı, tekdüze, farklı düşünemeyen, herşeyin temel bazı kurallar çerçevesinde açıklanabilmesi gerektiğine inanan, bu temel kurallar ile açıklanamayan olgulara "saçma" veya "bilimsel değil" sıfatını yapıştıran, robotik bir karaktere dönüştürmektedir.

Sol Beyin nitelikli düşünce yapısına sahip olan cinler, insanın Sağ Beyin bölgesini bloke etmeye, Allah'ı ve O'nun ilmini algılamasını engellemeye, böylelikle insanlar üzerinde hakimiyet kurmaya, onları robotlara dönüştürüp kontrol altına almaya, kendilerine köle etmeye çalışırlar. Bu durum A2raf suresinin 7/16 kodlu ayetinde "İblis'in Allah'a giden yola oturması." olarak tanımlanır.

Kalem suresinin 68/11 kodlu ayeti ise Sol Beyin'in özelliğini "Meşşai" kelimesi ile vurgulamaktadır. Meşşai, "sadece akıl ve mantık ile gerçeği bulabileceğini sanma" özelliği olarak tanımlanmaktadır. Bu özellik Sol Beyin temel niteliği ile örtüşmektedir.

Aşağıdaki resim, Sağ Beyin ve Sol Beyin farkını betimleme açısından oldukça etkileyicidir.


Allahü Teala, insanları ve cinleri sınav süreçlerindeki performanslarına göre  ikiye ayırmış, cenneti hakeden insanları ve cinleri Ashabil Meymenet / Yemin (  Sağın Sahipleri ), cehennemi hakeden insanları ve cinleri ise Ashabül Meş'emet / Şimali  ( Solun Sahipleri ) olarak tanımlamıştır. Bu tanımlama, Sağ Beyin ve Sol Beyin'in yukarıda belirtilen özellikleri dikkate alındığında, büyük anlam taşımaktadır.
 
Ashabil Meymenet (  Sağın Sahipleri ) ifadesinin Kur'an'da 7 ayette geçmesi, Allah katı olarak tanımlanan 7. gök kavramı ile nümerolojik bir ilintiyi ortaya koymaktadır. Bu ilinti ile Allah'a kavuşacak, O'nun kelamına nail olacak olan inananların, başlangıçta çıktıkları yere yani 7. gökteki cennete geri dönmeleri tasvir edilmektedir.
 
Vakia 56/8 Fe ashabul meymeneti ma ashabul meymeneti ( O halde sağın sahipleri. Nedir sağın sahipleri? )
 
Vakia 56/27 Ve ashabul yemini ma ashabul yemin ( Ve sağın sahipleri. Nedir sağın sahipleri? )
 
Vakia 56/38 Li ashabil yemin ( Sağın sahipleri içindir. )
 
Vakia 56/90 Ve emma in kane min ashabil yemin ( Ve ama eğer sağın sahiplerindense, )
 
Vakia 56/91 Fe selamün leke min ashabil yemin ( O halde sağın sahiplerinden sana "Selam.". )
 
Müddessir 74/39 İlla ashabel yemini ( Sağın sahipleri haricinde. )
 
Beled 90/18 Ulaike ashabül meymene ( İşte onlar sağın sahipleridir. ) 
 
Ashabül Meş'emet" ( Solun Sahipleri ) ifadesi ise Kur'an'da 3 ayette geçmektedir.
 
Vakia 56/9 - Ve ashabul meş'emeti ma ashabul meş'emeti ( Ve solun sahipleri. Nedir solun sahipleri? )
 
Vakia 56/41 - Ve ashabuş şimali ma ashabuş şimali ( Ve solun sahipleri. Nedir solun sahipleri? )
 
Beled 90/19 - Vellezine keferu bi ayatina hüm ashabül meş'emet ( Ve o ayetlerimizi inkar edenler, onlar solun sahipleridir. )
 
Ashabil Meymenet (  Sağın Sahipleri ) ve Ashabül Meş'emet ( Solun Sahipleri ) ifadelerinin Kur'an'da toplam 10 ayette ( Sağın Sahipleri 7 ayet, Solun Sahipleri 3 ayet ) geçmesi, ilahi mühür olan 10 sayısını tezahürü açısından dikkat çekicidir.

Ayrıca 7 ve 3 rakamları, ideal düşünce yapısı için gerekli olan Sağ Beyin ve Sol Beyin kullanım oranlarını mı temsil etmektedir?
 
 

28 Eylül 2016 Çarşamba

Doğrulayıcı Kitaplar ( Kitabun Müsaddikun )

Allahü Teala, insanlar için indirdiği kitapların birbirlerini doğrulayıcı nitelikte olduklarını, hepsinin O'nun kelamını taşıdıklarını, dolayısıyla kitaplara göre ayrışmanın, dinde ayrışmanın, bölünmenin yanlış olduğunu ayetlerinde vurgulamaktadır.
 
Mü'minun 23/53 - Fe tekkatau emrahüm beynehüm zübüra küllü hızbin bima ledeyhim ferihun ( Böylece işlerini aralarında kitaplara böldüler. Her grup o yanında olandan dolayı ferahlayıp sevinir. )
 
Mü'minun 23/54 - Fe zerhüm fı ğamratihim hatta hıyn ( O halde belirli zamana kadar onları cehaletlerinin, habersizliklerinin içinde bırak.  )
 
"Doğrulayıcı Kitap" ( Kitabe Müsaddikan ) ifadesi Kur'an'da 6 farklı ayette geçmektedir. İlk ifade ise 2/89 kodlu ayette geçer. Ayet kodu nümeroloji açısından dikkat çekicidir. 2+8+9 = 19 ...1+9 = 10
 
Bakara 2/89 Ve lemma caehüm kitabün min ındillahi müsaddikun li ma meahüm ve kanu min kablü yesteftihune alellezine keferu fe lemma caehüm ma arafu keferu bihı fe la'netüllahi alel kafirın ( Ve onlara Allah’ ın indinden, onlarla birlikte olanı doğrulayan kitap geldiğinde, öncesinde o inkar edenlere karşı yardım isteyenler o bildikleri onlara geldiğinde onu inkar ettiler. Allah’ ın laneti inkarcıların üzerinedir. )
 
Maide 5/46 Ve kaffeyna ala asarihim bi ıysebni meryeme müsaddikan li ma beyne yedeyhi minet tevratı ve ateynahül incile fıhi hüden ve nurun ve müsaddikan li ma beyne yedeyhi minet tevratı ve hüden ve mev'ızaten lil müttekın ( Ve onların izleri üzerine, yanlarındaki Tevrat' ı doğrulayıcı olarak Meryemoğlu İsa'yı gönderdik. Ona içinde yönlendirme ve aydınlık olan ve ondan önce Tevrat' tan olanı doğrulayan ve sakınanlar için yönlendirme ve öğüt olan İncil' i verdik.  )
 
Maide 5/48 Ve enzelna ileykel kitabe bil hakkı müsaddikan li ma beyne yedeyhi minel kitabi ve mühayminen aleyhi fahküm beynehüm bi ma enzelellahü ve la tettebı' ehvaehüm an ma caeke minel hakk li küllin cealna minküm şir'aten ve minhaca ve lev şaellahü le cealeküm ümmeten vahıdeten ve lakin li yeblüveküm fı ma ataküm festebikul hayrat ilellahi merciuküm cemıan fe yünebbiüküm bi ma küntüm fıhi tahtelifun ( Ve sana da, kitaplardan o ondan öncekileri doğrulayan ve onları kollayan kitabı gerçek ile indirdik. O halde, onların aralarında Allah' ın indirdiği ile hükmet. Onların heveslerine tabi olarak, sana o gerçekten gelen üzerine sapma. Biz, sizlerden her biriniz için kanun ve doğru yol oluşturduk. Şayet Allah dileseydi sizi tek topluluk olarak oluştururdu. Lakin o size verdikleri hakkında sizi sınamak içindi. Öyleyse hayırlara ilerleyin. Hepinizin dönüşü Allah' adır. Artık, o hakkında ihtilafa düştüklerinizi size o haber verir.  )
 
En'am 6/92 Ve haza kitabün enzelnahü mübarakün müsaddikullezı beyne yedeyhi ve li tünzira ümmel kura ve men havleha vellezine yü'minune bil ahırati yü'minune bihı ve hüm ala salatihim yühafizun ( Ve ondan önceki kitapları doğrulayıcı olarak indirdiğimiz bu bereketli kitap, ülkeler anasını ve çevresindeki kimseleri uyarman içindir. O ahirete inananlar ona inanırlar ve onlar dualarını korurlar. )
 
Yunus 10/37 Ve ma kane hazel kur'anü en yüftera min dunillahi ve lakin tasdıkallezı beyne yedeyhi ve tefsıylel kitabi la raybe fıhi min rabbil alemın ( Ve bu Kur'an Allah’ tan başkası tarafından uydurulmuş değildir. Lakin ondan öncekileri doğrular ve kitabı ayrıntılandırır. Onun alemlerin Rabb' inden olduğu hakkında şüphe yoktur. )
 
Ahkaf 46/12 Ve min kablihi kitabu musa imamen ve rahmeh ve haza kitabun musaddikun lisanen arabiyyen li yunzirellezine zalemu ve buşra lil muhsinin ( Ve ondan önce delil olarak ve rahmet olarak Musa' nın kitabıydı. Bu, o zalimleri uyarmak ve iyileri müjdelemek için Arapça lisan ile doğrulayan kitaptır. )
 
 
 
 
 
 
 

Eşit olma ve olmama

Allahü Teala Kur'an'da, insanları farklı özellikleriyle, içinde bulundukları farklı koşullarıyla birbirlerine üstün kıldığını ;
 
En'am 6/165 - Ve hüvellezi cealeküm halaifel erdı ve rafea ba'daküm fevka ba'dın deracatin li yeblüveküm fı ma ataküm inne rabbeke serıul ıkabi ve innehu le ğafurun rahım ( Ve sizi yerin halifeleri kılan ve size o verdikleri ile sizi sınamak için, bazınızı bazınıza derecelerle üstün kılan O'dur. Kesinlikle Rabb' in azabı hızlı olandır. Kesinlikle O affedendir merhametlidir. )
 
ancak bu farklı özelliklerin ve koşulların insanlar arasında salt bir üstünlük ayırımı yaratmadığını, verdiği nimetlerde insanların daima "eşit olmaları" gerektiğini ve insanın buınu sağlamak için gayret sarfetmesi gerektiğini ifade etmektedir.
 
Nahl 16/71 Vallahü faddale ba'daküm ala ba'dın fir rızk fe mellezine füddılu bi raddı rizkıhim ala ma meleket eymanühüm fe hüm fıhi seva' e fe bi nı'metillahi yechadun ( Ve Allah, rızıklarda bazınızı bazınıza üstün kıldı. Ancak o üstün olanlar rızıklarını o ellerinin malik olduklarına vermezler ki onda eşit olsunlar. Yani Allah' ın nimeti ile cihad mı ediyorlar? )

Rum 30/28 Darabe leküm meselen min enfüsiküm hel leküm min ma meleket eymanüküm min şürakae fı ma razaknaküm fe entüm fıhi sevaün tehafunehüm ke hıyfetiküm enfüseküm kezalike nüfassılül ayati li kavmin ya'kılun ( Size nefislerinizden misali beyan etti. O ellerinizin malik olduklarından, o sizi rızıklandırdıklarımız hakkında, onlarda eşit olduğunuz, nefislerinizden korktuğunuz gibi onlardan da korktuğunuz ortaklarınız var mı? Akıl eden kavim için, ayetleri işte böyle ayrıntılandırırız. )
 
Fussilet 41/10 Ve ceale fıha ravasiye min fevkıha ve barake fıha ve kaddera fıha akvateha fı erbeati eyyam sevaen lis sailın ( Ve "Orada, onun üstünde dağlar oluşturdu. Orada bereket verdi. Orada, yiyecekleri azıkları, araştıranlar için dört günde eşit olarak düzenleyerek ölçülendirdi." )
 
Al'i İmran 3/64 Kul ya ehlel kitabi tealev ila kelimetin sevain beynena ve beyneküm en la na'büde illellahe ve la nüşrike bihı şey'en ve la yettehıze ba'duna ba'dan erbaben min dunillah fe in tevellev fe kulüşhedu bi enna müslimun ( "Ey kitap sahipleri, bizim ve sizin aranızda aynı, eş olan kelimeye geliniz. Ancak Allah’ a kulluk edelim ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Bazılarımız bazılarını Allah’ tan başka Rabler edinmesin. Eğer yüz çevirirlerse, şahit olarak kesinlikle biz teslim olanlarız deyin." de. )

Kıyamet 75/4 Bela kadirine ala en nusevviye benanehu ( Bilakis biz onun parmak uçlarını kılmaya gücü yetenleriz. )
 
Allahü Teala, "Eşit olmama" durumunun, Allah yolunda olanlar, O'na kavuşmayı özleyenler ile Allah yolundan sapmış olanlar, O'nu inkar edenler ve O'ndan uzaklaşanlar arasında olduğunu ayetlerinde detaylı olarak açıklamıştır.
 
Eşit olma ( Yestevi, Seva ) ve Eşit Olmama ( La Yestevi ) kavramları Kur'an'da 33 kere geçmektedir. 33 sayısı ilahi mühür nümerolojisi açısından ayrıca önem taşımaktadır. 3+3 = 6
 
Bakara 2/6 İnnellezine keferu sevaun aleyhim e enzertehüm em lem tünzirhüm la yu’minun ( O inkar edenleri uyarsan da uyarmasan da kesinlikle onlara eştir. İnanmazlar. )
 
Al'i İmran 3/113 Leysu sevaa min ehlil kitabi ümmetün kaimetün yetlune ayatillahi anael leyli ve hüm yescüdun ( Kitap sahiplerinden olanlar eşit değillerdir. Ayakta duran, doğru topluluk vardır ki, Allah’ ın ayetlerini gecenin geç vakitlerinde, yere kapanarak okurlar. )
 
Nisa 4/89 Veddu lev tekfürune kema keferu fe tekunune sevaen fe la tettehızu minhüm evliyae hatta yühaciru fı sebılillah fe in tevellev fe huzuhüm vaktüluhüm haysü vecedtümuhüm ve la tettehızu minhüm veliyyen ve la nesıra ( Onlar o inkar edenler gibi inkar etmenizi ve böylece onlarla eşit olmanızı arzularlar. O halde onlar, Allah yolunda hicret edip ayrılana kadar onlardan dostlar edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları her nerede bulursanız yakalayın ve onları öldürün. Onlardan dost ve yardımcı edinmeyin. )
 
Nisa 4/95 La yestevil kaıdune minel mü'minıne ğayru ülid darari vel mücahidune fı sebılillahi bi emvalihim ve enfüsihim feddalellahül mücahidıne bi emvalihim ve enfüsihim alel kaıdıne deraceh ve küllen veadellahül husna ve feddalellahül mücahidıne alel kaıdıne ecran azıma ( İnananlardan, özürlü darlıkta olmaksızın oturanlar ve Allah yolunda malları ve nefisleri ile cihad edenler eşit seviyede olamazlar. Allah malları ve nefisleri ile mücahit olanları, oturanların üzerine derece olarak üstün kıldı. Allah hepsine güzelliği vaad etti. Allah mücahitleri oturanların üzerine büyük ödül olarak üstün kıldı. )
 
Maide 5/100 Kul la yestevil habisü vet tayyibü ve lev a'cebeke kesratül habıs fettekullahe ya ülil elbabi lealleküm tüflihun ( "Şayet pisin çokluğu hoşuna gitse de, pis olanla temiz olan eşit seviyede olamaz. O halde Allah' tan sakının ey akıl sahipleri. Umulur ki iflah olursunuz." de. )
 
En'am 6/50 Kul la ekulü leküm ındı hazainüllahi ve la a'lemül ğaybe ve la ekulü leküm innı melek in ettebiu illa ma yuha ileyy kul hel yestevil a'ma vel besır e fe la tetefekkerun ( Size Allah' ın hazineleri benim indimdedir." demiyorum. Bilinmeyeni, yokluğu da bilmiyorum. Size, kesinlikle ben meleğim de demiyorum. Kesinlikle ben ancak o vahyolunana tabi oluyorum." de. "Kör ile gören eşit seviyede midir? Fikretmez misiniz?" de. )
 
A'raf 7/193 Ve in ted'uhüm ilel hüda la yettebiuküm sevaün aleyküm e deavtümuhüm em entüm samitun ( Ve eğer siz onları yönlenmeye çağırırsanız, size tabi olmazlar. Onları çağırsanız da sussanızda onlara eştir. )
 
Tevbe 9/19 E cealtüm sikayetel hacci ve ımaratel mescidil harami ke men amen billahi vel yevmil ahıri ve cahede fı sebılillah la yestevune ındellah vallahü la yehdil kavmez zalimın ( Siz hacılara su dağıtmayı, Mescid-i Haram'ı imar etmeyi, Allah' a ve sonraki güne inananların ve Allah yolunda cihad edenlerin yaptığına eş mi kılıyorsunuz? Allah' ın indinde eşit olmazlar. Allah zalimler kavmini yönlendirmez. )
 
Hud 11/24 Meselül ferıkayni kel a'ma vel esammi vel basıri ves semiy' hel yesteviyani mesela e fe la tezekkerun ( Bu iki grubun misali kör ve sağır ile gören ve duyan gibidir. İki misal eşit olur mu? Hatırlamaz mısınız? )
 
Ra'd 13/10 Sevaün minküm men eserral kavle ve men cehera bihı ve men hüve müstahfin bil leyli ve saribün bin nehar ( Sizden sözü gizleyen ve onu açıklayan, gece gizlenen ve gündüz görünen eştir. )
 
Ra'd 13/16 Kul men rabbüs semavati vel erdı kulillah kul e fettehaztüm min dunihı evliyae la yemlikune li enfüsihim nef'an ve la darra kul hel yestevil a'ma vel besıru em hel testeviz zulümatü ven nur em cealu lillahi şürakae haleku ke halkıhı fe teşabehel halku aleyhim kulillahü haliku külli şey'in ve hüvel vahıdül kahhar ( Göklerin ve yerin Rabb' i kimdir? de. "Allah" de. "Kendileri için ne faydaya, ne de zarara malik olamayan, O’ndan başka dostlar mı ediniyorsunuz." de. "Kör ve gören, karanlıklar ve aydınlık eşit midir?" de. Allah için, O’nun yaratışı gibi yaratan ortaklar mı kıldılar? Yarattıkları onlara benzeşik mi göründü? "Allah herşeyi yaratandır ve o mutlak galip, kahredici olarak tektir." de. )
 
Nahl 16/75 Darabellahü meselen abden memluken la yakdiru ala şey'in ve men razaknahü minna rizkan hasenen fe hüve yünfiku minhü sirran ve cehra hel yestevun elhamdü lillah bel ekseruhüm la ya'lemun ( Allah, malik olunmuş, hükmedilmiş de hiçbir şeye kudreti yetmeyen kulun misali ile güzel rızıkla rızıklandırdığımız, ondan gizlice ve açıkça harcayan o kimsenin misalini beyan etti. Eşit olurlar mı? Övgü Allah içindir. Bilakis onların çoğu bilmezler. )

Nahl 16/76 Ve darabellahü meseler racüleyni ehadühüma ebkemü la yakdiru ala şey'in ve hüve kellün ala mevlahü eynema yüveccihhü la ye'ti bi hayr hel yestevı hüve ve men ye'müru bil adli ve hüve ala sıratım müstekım ( Ve Allah iki adamın misalini de beyan etti. Biri dilsizdir, hiçbir şeye kudreti yoktur ve o dostuna ağırlık olur. Yüzünü nereye çevirse hayır getiremez. O ve o adaletle emreden, iş yapan ve doğru yol üzerinde olan kimse eşit midirler? )

Hacc 22/25 İnnellezine keferu ve yesuddune an sebılillahi vel mescidil haramillezı cealnahü lin nasi sevaenil akifü fıhi vel bad ve men yürid fıhi bi ilhadin bi zulmin nüzıkhü min azabin elim ( Kesinlikle o inkar edenlere, Allah yolundan ve içinde sabit kalan ve dışında olan insanlar için eşit kılınan Mescid-i Haram' dan engelleyenlere döndürenlere, onun içinde zulümle saptırmayı isteyen kimselere elim azap tattırırız. )

Secde 32/18 E fe men kane mü'minen ke men kane fasika la yestevun ( O halde, o inanan olan kimse, o günahkar olan kimse gibi midir? Eşit olamazlar. )

Fatir 35/12 Ve ma yestevil bahrani haza azbün füratün saiğun şerabühu ve haza milhun ücac ve min küllin te'külune lahmen tariyyen ve testahricune hılyeten telbesuneha ve teral fülke fıhi mevahıra li tebteğu min fadlihı ve lealleküm teşkürun ( Ve iki deniz eşit olmuyor. Bu içilmesi tatlıdır, onun içilmesi kayar gibidir. Bunun ki acıdır tuzludur. Hepsinden taze et yersiniz ve giydiğiniz süs eşyası çıkarırırsınız. O’nun üstünlüğünden, lütfundan aramanız için gemileri onun içinde yararak akıp giderken görürsün. Umulur ki şükredersiniz. )

Fatir 35/19 Ve ma yestevil a'ma vel besır ( Ve kör ve gören eşit olmaz. )

Fatir 35/22 Ve ma yestevil ahyaü ve lel emvat innellahe yüsmiu men yeşa' ve ma ente bi müsmiım men fil kubur ( Ve diriler ve ölüler de eşit olmaz. Kesinlikle Allah dilediği kimseye duyurur. Sen o kabirlerin içindekilere duyuracak değilsin. )

Yasin 36/10 Ve sevaün aleyhim e enzertehüm em lem tünzirhüm la yü'minun ( Ve onları uyarsan da uyarmasan da onlara eştir. İnanmazlar. )

Zümer 39/9 Em men hüve kanitün anael leyli saciden ve kaimen yahzerul ahırate ve yercu rahmete rabbih kul hel yestevillezıne ya'lemune vellezine la ya'lemun innema yetezekkeru ülül elbab ( O gecenin geç vakitlerinde yere kapanarak ve ayakta durarak dua okuyan, ahiretten çekinen, korkan ve Rabb' inin rahmetini uman gibi midir? "Bilenlerle bilmeyenler eşit olur mu? Kesinlikle akıl sahipleri hatırlarlar." de. )

Zümer 39/29 Darabellahü meseler racülen fıhi şürakaü müteşakisune ve racülen selemen li racül hel yesteviyani mesela elhamdü lillah bel ekseruhüm la ya'lemun ( Allah, ihtilaf halinde olup geçinemeyen ortakları olan adamın ve bir adama teslim olan adamın misalini beyan etti. İkisi misal olarak eşit olurlar mı? Övgü Allah içindir. Bilakis onların çoğunluğu bilmezler. )

Müm'min 40/58 Ve ma yestevil a'ma vel besıru vellezine amenu ve amilus salihati ve lel müsi' kalılen ma tetezekkerun ( Ve kör ile gören, o inananlar ve iyilik yapanlarla kötülük yapanlar eşit değillerdir. O hatırlamanız çok azdır. )

Fussilet 41/34 Ve la testevil hasenetü ve les seyyieh idfa' billetı hiye ahsenü fe izellezi beyneke ve beynehu adavetün ke ennehu veliyyün hamım ( Ve güzellik ve kötülük eşit değildir. Onu en güzeliyle sav. O zaman o seninle kendi arasında düşmanlık olan, kesinlikle o samimi sıcak  dost gibi olur. )

Casiye 45/21 Em hasibellezınecterahus seyyiati en nec'alehüm kellezine amenu ve amilus salihati sevaen mahyahüm ve mematühüm sae ma yahkümun ( O kötülükler işleyenler, o dirilmelerinde ve ölümlerinde onları o inananlar ve iyilik yapanlar gibi eşit kılacağımızı mı sandılar? O hüküm verdikleri kötüdür. )

Tur 52/16 Islavha fasbiru ev la tasbiru sevaun aleyküm innema tüczevne ma küntüm ta'melun ( Oraya yaslanın. Sabredin veya sabretmeyin, üzerinize eştir. Kesinlikle o yapmakta olduklarınızın karşılığını alırsınız. )

Hadid 57/10 Ve ma leküm en la tünfiku fi sebilellahi ve lillahi mirasus semavati vel ardı la yesteviy minküm men enfeka min kablil fethı ve katele ulaike a'zamü dereceten minellezine enfeku min ba'du ve katelu ve küllen ve'adallahül hüsna vallahü bi ma ta'melune habir ( Ve ne oldu size ki Allah yolunda harcamazsınız? Göklerin ve yerin mirası Allah içindir. Sizlerden, açılıştan önce harcayan ve savaşan eşit olmaz. İşte onlar sonradan harcayanlardan ve savaşanlardan derece olarak daha büyüktürler.  Allah hepsine güzelliği vaad etmiştir. Allah ne yaptığınızdan haberdardır. )

Haşr 59/20 La yesteviy ashabün nari ve ashabül cenneti ashabül cenneti hümül faizun ( Ateşin sahipleri ve bahçenin sahipleri eşit olmaz. Bahçenin sahipleri, onlar kurtulanlardır. )

Münafikun 63/6 Sevaun aleyhim estağferte lehüm em lem testağfir lehüm len yağfirallahü lehüm innallahe la yehdil kavmel fasikın ( Onlara af istesen de af istemesen de onlara eştir. Allah onlara af eylemez. Kesinlikle Allah günahkarlar kavmini yönlendirmez. )





 
 
 
 

27 Eylül 2016 Salı

"Kur'an'da herşeyi anlattık."

Kur'an'ın insan için her konuyu, her misali yani herşeyi içerdiği, Kur'an'dan başka kaynak ve referans noktası aranmaması gerektiği  6 farklı surede toplam 6 kez belirtilmektedir. Ve "Kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık." ifadesi ilk kez 6. surede geçmektedir. Kur'an'ın Allah'a giden yol olduğu ilahi mühür olan 6 rakamı ile vurgulanmıştır.
 
En'am 6/38 Ve ma min dabbetin fil erdı ve la tairin yetıyru bi cenahayhi illa ümemün emsalüküm ma ferratna fil kitabi min şey'in sümme ila rabbihim yuhşerun ( Ve sizin misaliniz gibi topluluk olmalarının haricinde, yerde debelenenden ve iki kanadıyla uçan kuştan yoktur. Biz kitabın içinde hiçbir şeyden eksik bırakmadık. Sonra Rabb' lerine toplanırlar. )
 
A'raf 7/145 Ve ketebna lehu fil elvahı min külli şey'in mev'ızaten ve tefsıylen li külli şey' fe huzha bi kuvvetin ve'mür kavmeke ye'huzha bi ahseniha seürıküm daral fasikın ( Ve o levhalarda ona herşeyden nasihat ve herşey için ayrıntılar yazdık. O halde bunları kuvvetle tut ve kavmine de onu en güzeli ile tutmalarını emret. Size günahkarlar yurdunu göstereceğim. )
 
İsra 17/89 Ve le kad sarrafna lin nasi fı hazel kur'ani min külli meselin fe eba ekserun nasi illa küfura (Ve bu Kur'an' da insanlar için tüm misallerden, sözlerden sarfettik de insanların çoğu ancak inkarda direttiler. )
 
Kehf 18/54 Ve le kad sarrafna fı hazel kur'ani lin nasi min külli mesel ve kanel insanü eksera şey'in cedela ( Ve bu Kur'an' da insanlar için tüm misallerden, sözlerden sarfettik. İnsan herşeyden çok mücadele edendir. )
 
Rum 30/58 Ve le kad darabna lin nasi fı hazel kur'ani min külli mesel ve lein ci'tehüm bi ayatin leyekulennellezine keferu in entüm illa mübtılun ( Ve bu Kur'an' da insanlar için her misalden, sözden beyan ettik. Eğer ayetler ile gelsen, o inkar edenler kesinlikle "Sizler kesinlikle ancak batılcılarsınız." derler. )
 
Zümer 39/27 Ve le kad darabna lin nasi fı hazel kur'ani min külli meselin leallehüm yetezekkerun ( Ve bu Kur'an' da insanlar için tüm misallerden, sözlerden beyan ettik. Umulur ki hatırlarlar. )
 
 
 
 
 
 

25 Eylül 2016 Pazar

Allah'ı Sorgulamak !!

Bazı insanlardan, iyi veya kötü niyetli olarak, Allah'ın iradesine yönelik aşağıdaki eleştiriler soruları sıkça duyarız.
 
1- Allah neden kötülük veriyor?
2- Allah neden insanların acı çekmesine müsaade ediyor?
3- Neden iyi insanların, masum çocukların zulme maruz kalmalarına, hatta öldürülmelerine izin veriyor?
3- Zaten herşeye gücü yeten ise neden kainatı ve insanı yarattı?
4- Herşeyi biliyorsa, iyiye ve kötüye, olacak ve olmayacak olana O karar veriyorsa yaratışın ne anlamı var?
5- Neden Kur'an'da tam olarak açıklanamayan, bilinmeyen noktalar var? Hepsini açık açık neden yazmamış?
 
İnsan, cevabı zaten Kur'an'da yer alan ve konsantre olarak okunduğunda cevabı hakkında ipuçlarına ulaşılabilecek bu sorularla adeta Allah'tan hesap sorar.
 
Dünyevi menfaatler için kötü insanlara sorgulamadan biat eden,onların önünde saygı ile eğilen, emirlerine boyun eğen, şahsi fayda sağlamak için kula kulluk edip, her türlü zulmü yapan, tuzaklar kuran insan konu Allah'ın yaratışına geldiğinde bir anda "savcı" rolünü üstlenmektedir. Oysaki insanın önce Kur'an'ı iyi okuyup, neden yaratıldığını düşünmesi, akıl ederek ayetleri anlamaya çalışması ve "iyi bir insan", "iyi bir kul" olmak için yapması gerekenlere odaklanması gerekmektedir.
 
"Pozitif Bilim" olarak anılan konularda bilinmeyen, anlaşılamayan bunca nokta var iken, Kur'an'daki bilinmeyen, anlaşılamayan hususlara ilişkin reaktif tavır almak rasyonel ve adil olmamaktadır. Basit bir örnek: Astronomi ilmi uzayın gizemini anlayabildi mi? Yapısını çözebildi mi? Kozmik olayları tam olarak açıklayabildi mi? Hayır. O halde neden insan Kur'an'da anlaşılamayacak, bilinemeyecek konular olmasına tepki gösteriyor?

İnsan okumalıdır, araştırmalıdır, öğrenmelidir, düşünmelidir, aklını kullanmalıdır, analiz etmelidir, soru sormalıdır, sonuçlara ulaşmalıdır. Ancak unutmamalıdır ki "Hesap soracak olan Allah'tır. İnsan değil."
 
Allahü Teala bu konuya ilişkin ayetlerinde insane seslenmektedir.
 
Al'i İmran 3/179 - Ma kanellahü li yezeral mü'minıne ala ma entüm aleyhi hatta yemızel habıse minet tayyib ve ma kanellahü li yutliaküm alel ğaybi ve lakinnellahe yectebı min rusülihı men yeşaü fe aminu billahi ve rusülih ve in tü'minu ve tetteku fe leküm ecrun azım ( Allah inananları sizlerin üzerinde olduğunuzda bırakacak değildir. Nihayetinde kötüyü, pisi, iyiden, temizden ayırır. Allah size gaybı okuyacak değildir. Lakin kesinlikle Allah resullerden dilediği kimseyi kabul edip seçer. O halde Allah’ a ve resulüne inanın. Eğer inanırsanız ve sakınırsanız, artık büyük ödül sizedir. )
 
Nahl 16/74 - Fe la tadribu lillahil emsal innellahe ya'lemü ve entüm la ta'lemun ( O halde Allah için misaller beyan etmeyin. Kesinlikle Allah bilir, siz bilmezsiniz. )
 
Neml 27/31 - En la ta'lu aleyye ve'tunı müslimın ( Benim üzerime ululanmayın ve bana teslim olanlar olarak gelin.)
 
Hucurat 49/16 - Kul e tüallimunellahe bi dıniküm vallahü ya'lemü ma fis semavati ve ma fil ard vallahü bi külli şey'in alim ( "Allah' a dininizi mi öğretiyorsunuz? Allah göklerde ne varsa ve yerde ne varsa bilir. Allah herşeyi bilendir." de. )

Necm 53/24 - Em lil insani ma temenna ( Ne temenni ederse insan için midir? )

Ana Kitap ( Ümmül Kitab )

Allahü Teala, Ra'd suresinin 13/39 ve Zuhruf suresinin 43/4 kodlu ayetlerinde, Kur'an'ın "Ana Kitaptan" bir bölüm olduğunu beyan etmekte,
 
Ra'd 13/39 Yemhullahü ma yeşaü ve yüsbit ve ındehu ümmül kitab ( Allah neyi dilerse imha eder ve sabit kılar. Ana kitap O’nun indindedir. )
 
Zuhruf 43/3 İnna cealnahü kur'anen arabiyyel lealleküm ta'kılun ( Kesinlikle biz onu Arapça Kur'an kıldık. Umulur ki akıl edersiniz. )
 
Zuhruf 43/4 Ve (1) inne (2) hu (3) fı (4) ümmü (5) el (6) kitabi (7) ledey (8) na (9) le (10) aliyyün (11) hakım (12) ( Ve kesinlikle o, yanımızdaki yüce hakim ana kitabın içindedir. )
 
Ve Allah, Rum suresinin 30/58 kodu ayetinde de ana kitaptan bir bölüm olan Kur'an'ın insanlar için her bilgiyi içerdiğini belirtmektedir.
 
Rum 30/58 - Ve lekad darabna lin nasi fı hazel kur'ani min külli mesel ve lein ci'tehüm bi ayatin le yekulennellezine keferu in entüm illa mübtılun ( Ve bu Kur'an' da insanlar için her misalden, sözden beyan ettik. Eğer ayetler ile gelsen, o inkar edenler kesinlikle "Sizler kesinlikle ancak batılcılarsınız." derler. )
 
"Ana Kitap" tüm yaratılışın ve gaybın bilgisini içeren ana yazılım gibi düşünülebilir. "Ana Kitap" ( Ümmül Kitab ) ifadesini içeren 13/39 ve 43/4 kodlu her iki ayette de toplam 12 kelime bulunmaktadır. ( 12 ... 6+6 = 12 )

Ra'd 13/39 – Yemhu (1) allahü (2) ma (3) yeşaü (4) ve (5) yüsbit (6) ve (7) ınde (8) hu (9) ümmü (10) el (11) kitab (12) (Allah neyi dilerse imha eder ve sabit kılar. Ana kitap O’nun indindedir. )
Ayrıca, 12 kelimeden oluşan 43/4 kodlu ayette "Ümmi" ( Ana ) kelimesinin sıra numarası ( 5 ) ile "Kitab" ( Kitap ) kelimesinin sıra numarasının ( 7 ) toplamı yine 12 sayısını vermektedir. 5+7 = 12



Göklerdeki Kimseler - Gökteki Söz

"Uzayda, Dünya'dan başka yaşam olan ortam var mı?" sorusu insanoğlunu, yaratılışından bu yana meşgul etmiş ve etmektedir. Bu sorunun cevabını bulabilmek için bilim insanları halen yoğun astronomik araştırmaları sürdümektedirler.

"Göklerdeki kimseler", "Gökteki söz" tanımlamaları ile paralel evren olarak da nitelenen farklı frekanstaki, farklı boyuttaki yaşam formları ( cinler, melekler ) ifade ediliyor olma ihtimali yüksektir.

Kulak hırsızı cinlerin, meleül ala'nın konuşmalarını duyamamalarını ifade eden Saffat suresinin aşağıdaki ayetleri "Göklerdeki kimselerin konuşmaları" tanımlaması açısından önemlidir.

Saffat 37/6 - İnna zeyyennes semaed dünya bi zınetinil kevakib ( Kesinlikle biz en yakın göğü, dünyanın göğünü, yıldız süsüyle süsledik. )

Saffat 37/7 - Ve hıfzan min külli şeytanin marid ( Ve tüm inatçı azgın Şeytanlardan koruduk. )

Saffat 37/8 - La yessemmeune ilel meleil a'la ve yukzefune min külli canib ( Onlar yüksek ileri gelenleri * duyamazlar. Her taraftan atılırlar. ) * ( Melekler yüce meclisi )

Şura 42/5 Tekadus semavatu yetefattarne min fevkıhinne vel melaiketu yusebbihune bi hamdi rabbihim ve yestagfirune li men fil ard e la innellahe huvel gafurun rahim ( Gökler onların üstlerinden yarılıp çatlayacak gibi olur. Melekler Rabb' lerini övgü sözleri söyleyerek överler. Yerdeki kimseler için af isterler. İyi bilin ki kesinlikle Allah, o affedendir merhametlidir. )

 
Allahü Teala ayetlerinde "Göklerdeki Kimseler" ve "Gökteki Söz" tanımlamasıyla bu soruya 9 ayette açıklık getirmiş ve konuya ilişkin ilk ayetinin kod numarasını da ( 10/66 ) ilahi mührünü içerecek şekilde takdir etmiştir. Zira bu ayette "Göklerdeki ve yerdeki kimselerin Allah için olduğu" vurgulanmaktadır. ( 10 ve 66 sayılarının özellikleri evvelce yayımlanan "İlahi İmza" başlıklı bölümlerde açıklanmıştı. )
 
Yunus 10/66 Ela inne lillahi men fis semavati ve men fil ard ve ma yettebiullezıne yed'une min dunillahi şüraka' in yettebiune illez zanne ve in hüm illa yahrusun ( İyi bilin ki göklerdeki kimseler ve yerdeki kimseler Allah içindir. Allah' tan başka ortakları çağıranlar tabi olmazlar. Onlar ancak zanna tabi olurlar. Kesinlikle onlar ancak saçmalarlar. )
 
İsra 17/55 Ve rabbüke a'lemü bi men fis semavati vel ard ve le kad faddalna ba'dan nebiyyıne ala ba'dın ve ateyna davude zebura ( Ve Rabb' in o göklerdeki ve yerdeki kimseleri bilir. Bazı habercileri bazılarına üstün kıldik. Davud' a da Zebur' u verdik. )
 
Meryem 19/93 İn küllü men fis semavate vel erdı illa atir rahmani abda ( Kesinlikle göklerdeki ve yerdeki kimselerin hepsi ancak Rahman' a kul olarak gelirler.)
 
Hacc 22/18 E lem tera ennellahe yescüdü lehu men fıs semavati ve men fil erdı veş şemsü vel kameru ven nücumü vel cibalü veş şeceru ved devabbü ve kesırun minen nas ve kesırun hakka aleyhil azab ve men yühinillahü fe ma lehu min mükrim innellahe yef'alü ma yeşa' ( Görmedin mi ki, göklerdeki kimseler, yerdeki kimseler, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan çoğu kesinlikle Allah' a, O'na yere kapanırlar. Birçoğunun gerçekleri de üzerlerine azaptır. Allah kimi hor hakir kılarsa artık ona ikram eden yoktur. Kesinlikle Allah ne dilerse yapar. )
 
Nur 24/41 E lem tera ennellahe yüsebbihu lehu men fis semavati vel erdı vet tayru saffat küllün kad alime salatehu ve tesbıhah vallahü alimün bi ma yef'alun ( Göklerdeki ve yerdeki kimselerin ve saflar halinde dizilen kuşların kesinlikle Allah' a, O'na övgü söylediklerini görmedin mi? Her biri duasını ve O' nu övmesini bilmiştir. Allah o yaptıklarınızı bilendir. )
 
Neml 27/87 Ve yevme yünfehu fis suri fe fezia men fis semavati ve men fil erdı illa men şaellah ve küllün etevhü dahırın ( Ve borunun içine üflendiği gün, Allah' ın diledikleri hariç, o göklerdeki kimseler ve yerdeki kimseler korkarlar. Hepsi alçalarak O’na gelirler. )
 
Rum 30/26 Ve lehu men fis semavati vel ard küllün lehu kanitun ( Ve göklerdeki ve yerdeki kimseler O’nadır. Hepsi O’na itaat ederler. )
 
Zümer 39/68 Ve nüfiha fis suri fe saıka men fis semavati ve men fil erdı illa men şaellah sümme nüfiha fıhi uhra fe izahüm kıyamün yenzurun ( Ve borunun içine üflenir. Allah' ın dilediği kimseler hariç, göklerdeki kimseler ve yerdeki kimseler artık helak olurlar. Sonra onun içine tekrar üflenir. Artık o zaman onlar ayağa kalkıp bakarlar. )
 
Enbiya 21/4 - Kale rabbi ya'lemül kavle fis semai vel erdı ve hüves semiul alim ( "Gökteki ve yerdeki sözü Rabb' im bilir. O duyandır, bilendir." dedi. )
 
 
 
 
 

Paralel Evrenler ( Yedi Gök / Yedi Deniz ) ve Göklerin Kapıları

Paralel Evren / Çokluevren veya multivers; birbirinden farklı, gözlemlenebilir evrenlerin hipotezsel toplamı olarak tanımlanır. Teleskop ile gözlemlenebilir olan bilinen evren yaklaşık 93 milyar ışık yılı genişliğindedir. Ancak bu evren, hipotezsel çokluevrenin çok küçük bir kısmına tekabül eder. Çokluevren sonlu ve sonsuz var olan olası evrenlerin hipotezsel bütünüdür ve bu evrenler var olan her şeyi -bütün mekan, zaman, madde ve enerji ile birlikte fizik kanunları ve fiziksel değişimleri- kapsar. Bu evrenlere "paralel evrenler" ya da "alternatif evrenler" de denir.
 
 
Paralel Evren tasviri
 

Yukarıda bilimsel açıklaması yer alan Paralel Evren kavramını Allahü Teala 6 ayette "Yedi Gök / Yedi Deniz" olarak tanımlamaktadır. ( Allah, ilgili ayetlerin adedini de ( 6 ) ilahi mühür sayısına denk gelecek şekilde takdir etmiştir. )

Bakara 2/29 Hüvellezi haleka leküm ma fil erdı cemıan sümmesteva iles semai fe sevvahünne seb'a semavat ve hüve bi külli şey'in alim (  O size yerde olanları topluca yaratandır. Sonra göğe seviyelendi ve onu yedi gökler olarak düzenleyip seviyelendirdi. O herşeyi bilendir. )

Lokman 31/27 Ve lev enne ma fil erdı min şeceratin aklamün vel bahru yemüddühu min ba'dihı seb'atü ebhurin ma nefidet kelematüllah innellahe azızün hakım ( Ve şayet kesinlikle o yerdeki ağaçlar kalemler olsa ve deniz de ona destek olsa, ondan sonra da yedi deniz, Allah' ın kelimeleri tükenmez. Kesinlikle Allah yücedir hakimdir. )*
 
* Allah, bu ayette "Yedi Deniz" kavramını yeryüzündeki denizlerden açık bir şekilde ayırmıştır. Evrenleri / Gökleri veya Evrenler / Gökler arası geçiş katmanlarını "Deniz" olarak tanımlamıştır. ( Başka frekansa / boyuta geçiş kapısının "su" ile tasvir edildiği bilimsel yayınlarda sıkça görülmektedir. **)

Fussilet 41/12 - Fe kadahünne seb'a semavatin fı yevmeyni ve evha fı külli semain emraha ve zeyyennes semaed dünya bi mesabıha ve hıfza zalike takdırul azızil alim ( Böylece onları yedi gökler olarak iki günde koyup oturttu. Her göğe işini vahyetti. En yakın göğü kandillerle, lambalarla süsledik ve koruduk. Bu yüce bilenin ölçüdüdür, takdiridir. )

Talak 65/12 Allahüllezi haleka seb'a semavatin ve minel ardı mislehünne yetenezzelül emru beynehünne li ta'lemu ennallahe ala külli şey'in kadirun ve ennallahe kad ehata bi külli şey'in ilmen ( Allah, o yedi gökleri ve yerden de onların aynısını yaratandır. Emir, kesinlikle Allah' ın herşeye gücü yeten olduğunu bilmeniz için onların arasından iner. Kesinlikle Allah herşeyi ilmen kuşatmıştır. )
 
Nuh 71/15 E lem terev keyfe halekallahü seb'a semavatin tıbakan ( Allah' ın yedi gökleri tabakalar olarak nasıl yarattığını görmediniz mi? )
 
Nebe 78/12 Ve beneyna fevkaküm seb'an şidaden ( Ve üstünüze yedi sağlamını bina ettik. )
 
** Boyutlar / Frekanslar araı geçiş kapısı ( portal ) tasviri ( Geçiş katmanı su ile tavir edilmektedir. )
 

Öte yandan Kur'an'da "Göklerin Kapıları" ifadesi ilk kez 7. sure olan A'raf suresinde olmak üzere 3 kez geçer. ( 7 rakamının "Yedi Gök" kavramı ile olan ilintisi dikkat çekicidir. )

*İnsan kafasında 7 adet yuvarlak delik / boşluk bulunması da “Yedi Gök” kavramı ile ilintilidir. ( 2 Kulak Deliği, 2 Burun Deliği, 2 Göz Çukuru ve 1 Ağız Boşluğu … 7 Gök )

A'raf 7/40 İnnellezine kezzebu bi ayatina vestekberu anha la tüfettehu lehüm ebvabüs semai ve la yedhulunel cennete hatta yelicel cemelü fı semmil hıyad ve kezalike neczil mücrimın ( O ayetlerimizi yalanlayanlara ve onlara kibirlenenlere, onlara göğün kapıları kesinlikle açılmaz. Deve iğne deliğinden geçene kadar bahçeye giremezler. İşte suçluları böyle karşılıklandırırız. )

Hicr 15/14 e lev fetahna aleyhim baben mines semai fe zallu fıhi ya'rucun ( Ve şayet onların üzerine gökten kapı açsak da, ona meyledip dönseler, )

Kamer 54/11 Fe fetahna ebvabes semai bi main münhemir ( Böylece akıp dökülen su ile göğün kapılarını açtık. ) ***

*** Ayette frakanslar arası geçiş kapısının ( portalın ) su katmanından oluştuğu açıkça tanımlanmaktadır.