25 Eylül 2016 Pazar

Allah'ı Sorgulamak !!

Bazı insanlardan, iyi veya kötü niyetli olarak, Allah'ın iradesine yönelik aşağıdaki eleştiriler soruları sıkça duyarız.
 
1- Allah neden kötülük veriyor?
2- Allah neden insanların acı çekmesine müsaade ediyor?
3- Neden iyi insanların, masum çocukların zulme maruz kalmalarına, hatta öldürülmelerine izin veriyor?
3- Zaten herşeye gücü yeten ise neden kainatı ve insanı yarattı?
4- Herşeyi biliyorsa, iyiye ve kötüye, olacak ve olmayacak olana O karar veriyorsa yaratışın ne anlamı var?
5- Neden Kur'an'da tam olarak açıklanamayan, bilinmeyen noktalar var? Hepsini açık açık neden yazmamış?
 
İnsan, cevabı zaten Kur'an'da yer alan ve konsantre olarak okunduğunda cevabı hakkında ipuçlarına ulaşılabilecek bu sorularla adeta Allah'tan hesap sorar.
 
Dünyevi menfaatler için kötü insanlara sorgulamadan biat eden,onların önünde saygı ile eğilen, emirlerine boyun eğen, şahsi fayda sağlamak için kula kulluk edip, her türlü zulmü yapan, tuzaklar kuran insan konu Allah'ın yaratışına geldiğinde bir anda "savcı" rolünü üstlenmektedir. Oysaki insanın önce Kur'an'ı iyi okuyup, neden yaratıldığını düşünmesi, akıl ederek ayetleri anlamaya çalışması ve "iyi bir insan", "iyi bir kul" olmak için yapması gerekenlere odaklanması gerekmektedir.
 
"Pozitif Bilim" olarak anılan konularda bilinmeyen, anlaşılamayan bunca nokta var iken, Kur'an'daki bilinmeyen, anlaşılamayan hususlara ilişkin reaktif tavır almak rasyonel ve adil olmamaktadır. Basit bir örnek: Astronomi ilmi uzayın gizemini anlayabildi mi? Yapısını çözebildi mi? Kozmik olayları tam olarak açıklayabildi mi? Hayır. O halde neden insan Kur'an'da anlaşılamayacak, bilinemeyecek konular olmasına tepki gösteriyor?

İnsan okumalıdır, araştırmalıdır, öğrenmelidir, düşünmelidir, aklını kullanmalıdır, analiz etmelidir, soru sormalıdır, sonuçlara ulaşmalıdır. Ancak unutmamalıdır ki "Hesap soracak olan Allah'tır. İnsan değil."
 
Allahü Teala bu konuya ilişkin ayetlerinde insane seslenmektedir.
 
Al'i İmran 3/179 - Ma kanellahü li yezeral mü'minıne ala ma entüm aleyhi hatta yemızel habıse minet tayyib ve ma kanellahü li yutliaküm alel ğaybi ve lakinnellahe yectebı min rusülihı men yeşaü fe aminu billahi ve rusülih ve in tü'minu ve tetteku fe leküm ecrun azım ( Allah inananları sizlerin üzerinde olduğunuzda bırakacak değildir. Nihayetinde kötüyü, pisi, iyiden, temizden ayırır. Allah size gaybı okuyacak değildir. Lakin kesinlikle Allah resullerden dilediği kimseyi kabul edip seçer. O halde Allah’ a ve resulüne inanın. Eğer inanırsanız ve sakınırsanız, artık büyük ödül sizedir. )
 
Nahl 16/74 - Fe la tadribu lillahil emsal innellahe ya'lemü ve entüm la ta'lemun ( O halde Allah için misaller beyan etmeyin. Kesinlikle Allah bilir, siz bilmezsiniz. )
 
Neml 27/31 - En la ta'lu aleyye ve'tunı müslimın ( Benim üzerime ululanmayın ve bana teslim olanlar olarak gelin.)
 
Hucurat 49/16 - Kul e tüallimunellahe bi dıniküm vallahü ya'lemü ma fis semavati ve ma fil ard vallahü bi külli şey'in alim ( "Allah' a dininizi mi öğretiyorsunuz? Allah göklerde ne varsa ve yerde ne varsa bilir. Allah herşeyi bilendir." de. )

Necm 53/24 - Em lil insani ma temenna ( Ne temenni ederse insan için midir? )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder