Çeviri

Wednesday, September 13, 2023

Cann, Cinn, İnsan, Melek, Şeytan

Kavramların anlamlarının doğru idrak edebilebilmesi için öncelikle kelimelerin kök anlamlarına ilişkin bilgiye haiz olunması elzemdir. Bu bölümde, ayetlerde yer alan ve idrakli varlıkları tanımlamak, nitelemek için kullanılmış başlıca kelimeler (  Cann, Cinn, İnsan, Melek, Şeytan ) incelenmektedir.

1- CANN 

"Cann" kelimesi, "Örtülü, Görünmeyen, Gizli, Korunmuş" gibi anlamlarını içeren CNN kökünden türemiş olup "Cinn nesli, Cin soyu, Cin grubu, Cin taifesi, Cinlerin atası, Beyaz Yılan" gibi anlamları temsil etmektedir.

"Cann" kelimesinin "Nesli cinn" ( Cinn soyu ) / "Taifeti cinn" ( Cin grubu ) anlamında geçtiği ayetler şöyledir.

15/27 Vel CANNE halaknahu min kablu min naris semum

( Ve CİN, onu önceden, içe işleyen zehirli ateşten yarattık. )

55/15 Ve halekal CANNE min maricin min nar

( Ve CİNİ dumansız ateş alevinden yarattı. )

Yukarıdaki ayetlerde geçen "İçe işleyen zehirli ateş" ve "Dumansız ateş alevi" nitelemeleri cinlerin kaba madde halinde değil süptil ( yüksek enerji frekansı halinde ) halde varlıklar olduğunu ortaya koymaktadır.

55/39 Fe yevmeizin la yus'elu an zenbihi insun ve la CAN

( Artık o gün ne insana, ne de CİNE günahlarından sual edilmez. )

55/56 Fihinne kasiratut tarfi lem yatmishunne insun kablehum ve la CAN

( Onların içinde, onlardan önce kendilerine ne insan, ne de CİN dokunmamış kısa, saklı bakışlı kadınlar. )

55/74 Lem yatmishunne insun kablehum ve la CAN

( Onlardan önce onlara ne insan, ne de CİN dokunmamıştır. )

"Cann" kelimesi, aşağıdaki ayetlerde ise "Yılan" anlamında yer almaktadır. ( Bu anlamı veren ve ayette geçen diğer bir kelime de 20/20 kodlu ayette geçen "Hayyet" kelimesidir. )

27/10 Ve elki asak fe lemma raaha tehtezzu ke enneha CANNUN vella mudbiran ve lem yuakkib ya musa la tehaf inni la yehafu ledeyyel murselun

( Ve asanı at. Böylece onu kesinlikle YILAN gibi titreşirken gördüğünde arkasına dönmeden, ardına bakmadan kaçtı. "Ey Musa korkma. Kesinlikle benim. Gönderilenler huzurumda korkmazlar." )

28/31 Ve en elki asak fe lemma raaha tehtezzu ke enneha CANNUN vella mudbiran ve lem yuakkib ya musa akbil ve la tehaf inneke minel aminin

( Ve "Asanı at." diye. Böylece kesinlikle onu YILAN gibi titreşirken gördüğünde, arkasına dönmeden, ardına bakmadan kaçtı. "Ey Musa geri dön ve korkma. Kesinlikle sen güvende olanlardansın."  )

2- CİNN

Yukarıda misallerle izah edildiği üzere CNN kökünden türemiş olan "Cinn" kelimesi "Örtülü, Görünmeyen, Gizli, Korunmuş" gibi anlamları içernektedir. Aynı kökten türemiş diğer bazı kelimeler şöyledir.

Cennet = Örtme, Koruma, Gizleme, Kaplama

Cinnet = Cin hali, Görünmezlik, Cinler

Cunnet = Kalkan, Koruma, Örtme

Cenin = Rahimde korunmuş halde olan fetüs

3- İNSAN

NS kökünden türeme olan "İnsan" kelimesinin, aynı kökten türeme diğer kelimeler itibarıyla, olası anlamları şöyledir.

Nesa = Ertelenen, Sonraya bırakılan, Sonraki kılınan

İnsan, cinden "sonra" yaratılmıştır.

15/27 Vel canne halaknahu min kablu min naris semum ( Ve cin, onu ÖNCEDEN, içe işleyen zehirli ateşten yarattık. )

İns = İçeri alınan, Girdirilen, Başlatılan ( "İnitiation" ( İnisiasyon ) ve "Initiative" ( Başlangıç, Girişim ) kelimeleri "İns" kökündendir. "İnsan" kelimesi "İns" köküyle ve "an" ( gibi olan ) sonekinin birleşmesinden oluşan ve "Başlatılan, İçeri alınan" anlamlarına haiz bir sıfattır. 

Nesiye / Nisyan = Unutmak / Unutma

20/115 Ve lekad ahidna ila ademe min kablu fe NESİYE ve lem necid lehu azma

( Ve önceden Adem' e ahdettik de UNUTTU. Onda azim bulamadık. )

Nas = Uzaklık, Uzak olma 

İnsanın cennetten uzaklaştırılması duumu semantik bir ilişkiye vasıta olmaktadır.

Nasa = Engel olmak, Menetmek

İnsanın cennetten menedilmesi durumu semantik bir ilişki arzetmektedir.

4- MELEK

"MLK" kökünden olan "Melek" kelimesi "Edinimi olan, Hasletli, Becerili, Yetenekli, İcracı" anlamlarında bir sıfat olup, pozitif frekanslı, rahmani ve vazifeli cinlere verilen isimdir. İblis'in de esasen melek vasfında bir cin olduğu ancak saparak "Cin şeytanı"na dönüştüğü ayette belirtilmektedir.

18/50 Ve iz kulna lil melaiketiscudu li ademe fe secedu illa iblis kane minel cinni fe feseka an emri rabbih ....

( Ve zamanında meleklere "Adem için yere kapanın." dedik de cinlerden olan İblis hariç yere kapandılar. Böylece o, Rab’binin emri üzerine günah işledi. .... )

Dolayısıyla "Melek" kelimesi bir varlığın yapısal niteliğini değil işlevsel niteliğini tanımlayan bir sıfattır.

5- ŞEYTAN

"Şeytan", "Şeyt" ( Ateş, Helak olma ) köküyle "an" ( gibi olan, -an ) sonekinin birleşiminden oluşan ve "Ateşe atan, Yakan, Helak eden" anlamlarına haiz bir kelimedir. Bu kelime de "Melek" kelimesi gibi yapısal özelliği değil işlevsel niteliği tanmlayan bir sıfattır. Bu hususa aşağıdaki ayette dikkat çekilmektedir. ( Kur'an'da "Melek" ve "Şeytan" kelimelerinin 88'er kere tekrarlanmaları da düaliteye işaret niteliğindedir. 88 sayısının nümerilojik değerinin 7 ( 8+8 = 16 ... 1+6 = 7 ) olması ve iki farklı kelime için tezahür etmesi döngüsel düalitenin sembolü olan "İkili Yedi" kavramı itibarıyla da dikkat çekmektedir. )

6/112 Ve kezalike cealna li kulli nebiyyin aduvven şeyatinel insi vel cinni ....

( Ve her haberci için insan ve cin şeytanlarını işte böyle düşman kıldık. .... )

Ayette insanın da cinin de "şeytani" olabileceği bildirilmektedir.

Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde idrakli varlıklar şöyle kategorize edilebilmektedir.

Cinn = Enerji frekansı halindeki süptil varlıklar

İnsan = Kaba madde halindeki varlık

Cin şeytanı = Negatif frekanslı süptil varlık

İnsan seytanı = Negatif frekanslı kaba madde varlık

Melek = Pozitif frekanslı ve vazifeli cin ( vazifeli varlık )

Rahmani cin = Vazifeli olmayan ancak pozitif frekanslı cin

Rahmani insan = Vazifeli olmayan ancak pozitif frekanslı insan

Tuesday, September 12, 2023

Okült cemiyet ürünü Hitler

- Cihanı kim yönetiyor Salih?

- İngilizler mi paşam?

- Hayır Salih,dünyayı devletler yönetmez.Eski çağlardan beri cemiyetler yönetir.

Yukarıdaki diyalog Atatürk ile yaveri Salih Bozok arasında vuku bulmuş meşhur bir diyalogdur.

Atatürk'ün ifade ettiği "Cemiyetler", kadim bir ideal olan Tek Dünya Devleti projesini hayata geçirme ihtirasına kapılmış olan şirketler sahibi siyonistlerin ( küresel şeytanlar ) bu hedef doğrultusunda, dünya çapında tesis ettikleri gizli veya açık yapıları temsil etmektedir.

İsrail devletinin kurulması, nihai heefi insanlık üzerinde sözde ilahi bir tahakküm kurmak olan Tek Dünya Devleti projesi kapsamındaki önemli atlama taşlarından birisi olmuştur. Zira Adolf Hitler kanalıyla II. Dünya Savaşı'nın başlatılmasının ve Yahudilere karşı antisemitik bir operasyon yürütülmesinin sebebi Yahudilerin İsrail'e göçünün sağlanması ve İsrail devletinin kurulmasıydı.

Hitler'in ideolojik formasyonunda büyük etkisi olan cemiyetler "List Cemiyeti" ve "Thule Cemiyeti / Thule Tarikatı"'dır.

"List Cemiyeti"'nin kurucusu olan, "Neopaganizmin" ve "Üstün Irk" düşüncesinin öncüsü addedilen Guido von List 1848 - 1919 yılları arasında yaşamış ve Adolf Hitler'in zihni formasyonunda kilit rol oynamıştır. Küresel şeytanların neferlerinden biri olan List, Cermeniklerin gerçek inançlarının Güneş Dini olduğunu yani dolaylı olarak satanizm olduğunu telkin etmeye çalışmış ve Cermaniklerin diğer insanlara göre doğuştan üstün olduğunu savunmuştur. "Üstün ırk" konseptine dayanan bu ideoloji zaten Siyonizmin temelini oluşturmaktadır. Buna karşın List, küresel strateji çerçevesinde antisemitist bir tutum sergilemiştir.

"Thule Cemiyeti" veya "Thule Tarikatı" ( Thule-Gesellschaft ) ise 17.08.1918'de Nazilerin manevi lider addettikleri, Guido von List'in öğrencisi olan Alman "okültist" ve siyasetçi Rudolf von Sebottendorf tarafından kurulan Alman milliyetçi cemiyetidir. Alman İşçi Partisi de bu cemiyet tarafından kurulmuştur. Sebottendorf 1919 yılında, Ludwig Müller adıyla, "Siyon Liderleri'nin Protokolleri"'ni Türkçeye çevirmiş ve gizli şekilde dağıtımını yapmıştır. Sebottendorf'un 1937 yılında Almanya'da bir dergiye verdiği röportajdaki şu bölüm dikkat çekmektedir.

“Adolf'ü ben seçtim. NSDPA'nın her mensubu artık birer kahraman olmaya hazır..... "

Adolf Hitler "List Cemiyeti" ve "Thule Cemiyeti" üyesi olmuş ve daha sonra da "Alman İşçi Partisi"'nin ( Deutsche Arbeiterpartei, DAP ) başkanlığına getirilmiştir. Partinin ismi daha sonra "Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi" ( Nationalsozialistische Deutsche Arbeiterpartei, NSDAP ) olarak değişmiştir.

Avusturya asıllı olan Hitler’in Şansölye seçilmesi için önündeki tek engel Almanya'da vatansız statüde olmasıydı. Bu engel, Thule Cemiyeti üyelerinden olan Bakan Dietrich Klagges'in Hitler'i Brunswick temsilciliğine ataması ve ona "devlet memuru" statüsü kazandırmasıyla ortadan kalkmıştır. Zira devlet memuru olduğu için Alman vatandaşlığı hakkı kazanan Hitler 1933’te, ülkede kurulan yeni koalisyon hükûmetinin başkanlığına atanmasıyla Şansölye ( Reichkanzler ) olmuş, 1934'te de Cumhurbaşkanlığı ( Reichspräsident ) makamını devralmıştır.

Hitler, okült ezoterik sembol olan Swastika'yı Nazi sembolü olarak kullanması, "Heil Hitler" ( Selâm Hitler ) söylemi eşliğindeki sağ kol selamını halk arasında ritüelleştirmesi ve söylevlerinde kitlesel zihin kontrol ( hipnoz, büyü ) tesis edebilmek amacıyla kullandığı telkin metotlarıyla da ( jest, fonetik vurgu ) bilinmektedir. 

1926 doğumlu olan İngiltere kraliçesi II. Elizabeth'in 6-7 yaşlarındayken, esasen okült bir sembolik jest olan "Sağ kolu dik olarak yukarı kaldırma" ( Nazi selamı ) hareketini yapması ve bunun filme alınmış olması da ayrıca dikkat çekmektedir.

Kraliçe Elizabeth ( en önde ) "Nazi Selamı" yaparken...

Hitler'in okült yönü ile ilgili kitaplar da yayınlanmıştır.


Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2019/09/zion-ve-zionism.html?m=1

"Cennetten çıkarılma" döngüsü

Bakara suresinin 30. ayetinde, insanın ilk yaratıldığı yeri ifade eden "Erd" ( Yer ) kelimesi,  "Dünya" ( En Alçak, En Yakın, En Aşağılık ) olarak anılan kaba madde planını değil, projeksiyonu olduğu ve "Cennet" ( Örtülme, Koruma, Gizli olma ) olarak anılan üst süptil planı temsil etmekte gibidir.

2/30 Ve iz kale rabbuke lil melaiketi İNNİ CAİLUN FİL ERDİ HALİFEH kalu e tec'alu fiha men yufsidu fiha ve yesfikud dima ve nahnu nusebbihu bi hamdike ve nukaddisu lek kale inni a'lemu ma la ta'lemun

( Ve zamanında Rab’bin meleklere "KESİNLİKLE BEN YERDE HALİFE OLUŞTURACAĞIM." dedi. "Biz seni övgünle överken ve seni kutsarken orada bozgun yapan ve kanlar, gözyaşı döken birini mi oluşturacaksın?" dediler. "Kesinlikle ben sizin bilmediğinizi bilirim." dedi. )

"Astral Projeksiyon" fenomeni bu durumun teyidi niteliğindedir. Zira kaba madde planındaki tüm maddi olgular esasen üst süptil plandaki olguların projeksiyonu, temsili, illüzyonu niteliğindedir. Maddi veya ruhani tüm planlardaki olguların özü ise "kelimedir". 

Tevrat'ta yılanın, kaba madde planına indirildikten sonra yine yılan ismiyle ancak sürünen bir varlığa dönüşmesi farklı plandaki projeksiyon fenomenine bir örnek teşkil etmektedir.

1-Genesis-3-14 Bunun üzerine RAB Tanrı yılana, "Bu yaptığından ötürü Bütün evcil ve yabanıl hayvanların En lanetlisi sen olacaksın" dedi, "Karnının üzerinde sürünecek, Yaşamın boyunca toprak yiyeceksin. 

Esas itibarıyla mekân ve zamandan münezzeh olan ve iki ruhsal halin düal tezahürü olan Cennet ( Kaplama, Koruma, Örtme ) ve Cehennem ( Sıcak, Ateş, Istırap, Azap ) döngüsel bir sistemin bileşenleridir. Dolayısıyla bu haller hangi varlık formunda ve hangi planda olursa olsun her varlık tarafından deneyimlenmektedir. Üst süptil boyuttan, kaba madde boyutu dünyaya negatif veya pozitif frekans tesirleri ileten özdeş nitelikli varlıkların ( cin şeytanları veya vazifeli rahmani cinler ( melekler ) ) mevcudiyeti bunun delili niteliğindedir. Bir başka deyişle kaba madde planı dünyada reenkarnasyon döngüleriyle tekâmülünü tamamlayarak üst plana intikal eden bir varlık bu sefer bu planda döngüsel tekâmül süreçlerini yani pozitif ve negatif frekanslı amelleri deneyimleyecektir.

Aşağıdaki ayetlerde üst süptil boyutlardaki ( gökler ) şeytani frekanslara değinilmektedir.

15/16 Ve lekad cealna fis semai burucen ve zeyyennaha lin nazirin

( Ve gökte burçlar oluşturduk ve onu bakanlar için süsledik. )

15/17 Ve hafiznaha min kulli şeytanir racim

( Ve onu tüm kovulmuş şeytanlardan koruduk. )

15/18 İlla men isterekas sem'a fe etbeahu şihabun mubin

( O kulak hırsızlığı yapan kimse hariç. Artık onu apaçık kıvılcım takip eder. )

Yani insanın cennet haline geçmesi ve bu halde ebedi olabilmesi yine kendi iradesine ve idrakine bağlıdır. Bir başka deyişle, kaba madde planı dünyadaki ruhsal tekâmülünü tamamlayarak pozitif frekanslı üst süptil boyuta, pozitif ruhsal hale ( cennet ) geçmiş bir varlığın, negatif frekanslı faaliyetler içine girmesi sonucunda, Allah'ın takdiriyle "Cennetten çıkma" ( pozitif halden çıkma ) ve insan olarak kaba madde planına dönme durumu hasıl olabilir. Dolayısıyla esasen "cennetten kovulma, cennet halinden çıkma" da yaratılıştaki her şey gibi döngüsel bir fenomendir. Kaba madde boyutunda insan niteliğinde iken, negatif frekans yoğunluğundan kurtulamama sebebiyle hayvan olarak veya daha alt seviye bir varlık olarak reenkarne edilme fenomeni bu durumu teyid etmektedir. Yani herhangi bir plandaki bir varlık, içinde bulunduğu plandaki döngüsel varoluş sürecinde büyük hatalar yapması sonucunda tekrar bir alt plana indirilebilmektedir. Bu durumu kaba madde planı bazında bildiren ayetler şöyledir.

2/65 Ve lekad alimtumullezina'tedev minkum fis sebti fe kulna lehum KUNU KİRADATEN hasiin

( Ve sizlerden yedinci gün içinde hududu aşanları bildiniz. Böylece onlara, "Kovulup reddedilmiş MAYMUNLAR OLUN." dedik.  )

17/50 Kul KUNU HİCARATEN EV HAİDA 

( De ki: "TAŞ VEYA DEMİR OLUN." )

Dolayısıyla ilk seferinde olduğu gibi, cennet haline intikal etmiş idrakli bir varlığın insan olarak alt boyuta döndürülmesi mümkün olabilmekte gibi görünmektedir.

Netice itibarıyla, bir varlığın tüm plan deneyimleri sonrasında ruhsal tekâmülünün tamamlanması, o varlığın "yokluk" safhasına yani düaliteden üniteye geçişi anlamına gelmektedir. Zira ayetlerde zikredilen "Rab'be dönmek" ifadesinin çoklu anlamlarından biri de budur.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2019/10/yokluk-makam.html



Çoğunluk meselesi

Dünyadaki kaosun ve mutsuzluğun yegâne sebebi insanların çoğunluğunun cahil, bencil, kibirli olmasından ve bu nedenle tercihlerinin Allah yolunda ve toplumun hayrına değil sadece kendi nefsani menfaatlerine yönelik olmasından kaynaklanmaktadır. 

"İnsanların çoğunluğunun" negatif frekansların tesiri altında olduğu Kur'an'da 69 ayette bildirilmektedir. Bu sayı yaratılıştaki düaliteyi simgeleyen 6 ve 9 sayılarını içermesi açısından dikkat çekmektedir. İncil'de insanı simgeleyen sayı olarak belirtilen 666 sayısının numerolojik değerinin 9 olması da konuyla ilintilidir.

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/09/halife-insan-ve-9.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/09/insann-sembolu-ney-ve-9.html

"Ekseran nas" ( İnsanların çoğunluğu) ile ilgili ayetler şöyledir. ( Ayetlerde yer alan "Kesira" kelimesi ise "Bircoğu, Birçokları, Çokça" anlamını temsil etmekte olup, "Çoğunluk" anlamını içermemektedir. )

2/100 ... bel ekseruhum la yu'minun

( ... Bilakis onların çoğunluğu inanmazlar. )

2/243 ... ve lakinne ekseran nasi la yeşkurun

( ... Lakin insanların çoğunluğu şükretmezler. )

5/59 ... ve enne ekserakum fasikun 

( ... Ve kesinlikle çoğunluğunuz günahkarlarsınız. )

5/103 ... ve ekseruhum la ya'kilun

( ... Onların çoğunluğu akıl etmezler. )

6/37 ... ve lakinne ekserahum la ya'lemun

( ... ve lakin onların çoğunluğu bilmezler." )

6/111 ... ve lakinne ekserahum yechelun

( ... Lakin çoğunluğu cahillik ederler.  )

6/116 Ve in tuti' eksera men fil erdi yudilluke an sebilillah ...

( Ve eğer yerdeki kimselerin çoğunluğuna itaat edersen, seni Allah yolundan saptırırlar. ... )

7/17 ... ve la tecidu ekserahum şakirin

( ... Onların çoğunluğunu şükredenlerden bulmayacaksın.  )

7/102 Ve ma vecedna li ekserihim min ahd ve in vecedna ekserahum le fasikin

( Ve onların çoğunluğunda ahd bulamadık. Kesinlikle onların çoğunluğunu günahkarlar olarak bulduk.  ) 

7/131 ... ve lakinne ekserahum la ya'lemun

( ... Lakin onların çoğunluğu bilmezler.  )

7/187 ... ve lakinne ekseran nasi la ya'lemun

( ... ve lakin insanların çoğunluğu bilmezler." )

8/34 ... ve lakinne ekserahum la ya'lemun

( ... Lakin onların çoğunluğu bilmezler.  )

9/8 ... ve ekseruhum fasikun

( ... Onların çoğunluğu günahkarlardır. )

10/36 Ve ma yettebiu ekseruhum illa zanna ...

( Ve onların çoğunluğu zan haricindekine tabi olmazlar. ... )

10/55 ... ve lakinne ekserahum la ya'lemun

( ... Lakin onların çoğunluğu bilmezler.  )

10/60 ... ve lakinne ekserahum la yeşkurun

( ... Lakin onların çoğunluğu şükretmezler. )

11/17 ... ve lakinne ekseran nasi la yu'minun

( ... ve lakin insanların çoğunluğu inanmazlar. )

12/21 ... ve lakinne ekseran nasi la ya'lemun

( ... Lakin insanların çoğunluğu bilmezler. )

12/38 ... ve lakinne ekseran nasi la yeşkurun

( ... Lakin insanların çoğunluğu şükretmezler."  )

12/40 ... ve lakinne ekseran nasi la ya'lemun

( ... Lakin insanların çoğunluğu bilmezler.  )

12/68 ... ve lakinne ekseran nasi la ya'lemun

( ... Lakin insanların çoğunluğu bilmezler.  )

12/103 Ve ma e.kserun nasi ve lev haraste bi mu'minin

( Ve şayet şiddetle arzulasan da, insanların çoğunluğu inananlar değillerdir.  )

12/106 Ve ma yu'minu ekseruhum billahi illa ve hum muşrikun

( Ve onların çoğunluğu, ortak koşanlar olmadan Allah’a  inanmazlar. )

13/1 ... ve lakinne ekseran nasi la yu'minun

( ... Lakin insanların çoğunluğu inanmazlar. )

16/38 ... ve lakinne ekseran nasi la ya'lemun

( ... Lakin insanların çoğunluğu bilmezler. )

16/75 ... bel ekseruhum la ya'lemun

( ... Bilakis onların çoğunluğu bilmezler. )

16/83 ... ve ekseruhumul kafirun

( ... Onların çoğunluğu inkarcılardır. )

16/101 ... bel ekseruhum la ya'lemun

( ... Bilakis onların çoğunluğu bilmezler. )

17/89 ... fe eba ekserun nasi illa kufura

( ... insanların çoğunluğu ancak inkarda direttiler. )

17/93 ... fe eba ekserun nasi illa kufura ... 

( ... İşte insanların çoğunluğu ancak inkarda diretirler. ... )

18/54 ... ve kanel insanu eksera şey'in cedela

( ... İnsan her şeyden çok mücadele edendir. )

21/24 ... bel ekseruhum la ya'lemunel hakka fe hum mu'ridun

( ... Bilakis onların çoğunluğu gerçeği bilmezler de onlar yüz çevirip dönenlerdir. )

23/70 ... ve ekseruhum lil hakki karihun

( ... Onların çoğunluğu gerçek için isteksizdirler, zorlanıp hoşlanmayanlardır. )

25/44 Em tahsebu enne ekserahum yesmeune ev ya'kilun ...

( Kesinlikle onların çoğunluğu dinleyecekler veya akıllanacaklar mı sanıyorsun? ... )

25/50 ... fe eba ekserun nasi illa kufura

( ... Ama insanların çoğunluğu ancak inkar ederek diretti. )

26/8 İnne fi zalike le ayeh ve ma kane ekseruhum mu'minin

( Kesinlikle bunda ayetler vardır. Onların çoğunluğu inananlar değildirler. )

26/67 İnne fi zalike le ayeh ve ma kane ekseruhum mu'minin

( Kesinlikle bunda ayet vardır. Onların çoğunluğu inananlar olmamışlardır. )

26/103 İnne fi zalike le ayeh ve ma kane ekseruhum mu'minin

( Kesinlikle bunda ayet vardır. Onların çoğunluğu inananlar değildirler. )

26/121 İnne fi zalik le ayeh ve ma kane ekseruhum mu'minin

( Kesinlikle bunda ayet vardır. Onların çoğunluğu inananlar değildirler. )

26/139 ... inne fi zalike le ayeh ve ma kane ekseruhum mu'minin

( ... Kesinlikle bunda ayet vardır. Onların çoğunluğu inananlar değildirler. )

26/158 ..  inne fi zalike le ayeh ve ma kane ekseruhum mu'minin

( ... Kesinlikle bunda ayet vardır. Onların çoğunluğu inananlar değildirler. )

26/174 İnne fi zalike le ayeh ve ma kane ekseruhum mu'minin

( Kesinlikle bunda ayet vardır. Onların çoğunluğu inananlar değildirler. )

26/190 İnne fi zalike le ayeh ve ma kane ekseruhum mu'minin

( Kesinlikle bunda ayet vardır. Onların çoğunluğu inananlar değildirler. )

26/223 Yulkunes sem'a ve ekseruhum kazibun

( Kulak verirler. Onların çoğunluğu yalancılardır. )

27/61 ... bel ekseruhum la ya'lemun

( ... Bilakis onların çoğunluğu bilmezler. )

27/73 ... ve lakinne ekserahum la yeşkurun

( ... Lakin onların çoğunluğu şükretmezler. )

27/76 İnne hazel kur'ane yekussu ala beni israile ekserallezi hum fihi yahtelifun

( Kesinlikle bu Kur'an İsrailoğullarına, hakkında ihtilafa düştüklerinin çoğunu anlatır.  )

28/13 ... ve lakinne ekserahum la ya'lemun

( ... Lakin onların çoğunluğu bilmezler. )

28/57 ... ve lakinne eksera hum la ya’lemun

( ... Ve lakin onların çoğunluğu bilmezler.  )

29/63 ... bel ekseruhum la ya'kilun

( ... Bilakis onların çoğunluğu akıl etmezler." )

30/6 ... ve lakinne ekseran nasi la ya'lemun

( ... Lakin insanların çoğunluğu bilmezler.  )

30/30 ... ve lakinne ekseran nasi la ya'lemun

( ... Lakin kesinlikle insanların çoğunluğu bilmezler. )

30/42 ... kane ekseruhum muşrikin

( ... Onların çoğunluğu ortak koşanlardı." )

31/25 ... bel ekseruhum la ya'lemun

( ... Bilakis onların çoğunluğu bilmezler.  )

34/28 ... ve lakinne ekseran nasi la ya'lemun

( ... Lakin insanların çoğunluğu bilmezler. )

34/36 ... ve lakinne ekseran nasi la ya’lemun

( ... Lakin insanların çoğunluğu bilmezler." )

34/41 ... ekseruhum bihim mu'minun

( ... Onların çoğunluğu onlara inanmışlardı." derler. )

37/71 Ve lekad dalle kablehum ekserul evvelin

( Ve onlardan önce evvelkilerin çoğunluğu sapmışlardı. )

39/29 ... bel ekseruhum la ya'lemun

( ... Bilakis onların çoğunluğu bilmezler. )

39/49 ... ve lakinne ekserahum la ya'lemun

( ... Lakin onların çoğunluğu bilmezler. )

40/57 ... ve lakinne ekserannasi la ya'lemun

( ... Lakin insanların çoğunluğu bilmezler. )

40/59  ... ve lakinne ekseran nasi la yu'minun

( ... Lakin insanların çoğunluğu inanmazlar. )

40/61 ... ve lakinne ekseran nasi la yeşkurun

( ... Lakin insanların çoğunluğu şükretmezler. )

41/4 Beşiran ve nezira fe a'rada ekseruhum fe hum la yesmeun

( ... Onların çoğunluğu yüz çevirip dönmüşlerdir de onlar duymazlar. )

43/78 ... ve lakinne ekserakum lil hakki karihun

( Size gerçeği getirdik. Lakin çoğunluğunuz gerçek için isteksizsinizdir.  )

44/39 ... ve lakinne ekserahum la ya'lemun

( ... Lakin onların çoğunluğu bilmezler. )

45/26 ... ve lakinne ekseran nasi la ya'lemun

( ... Lakin insanların çoğunluğu bilmezler." )

49/4 ... ekseruhum la ya'kilun

( ... onların çoğunluğu akıl etmezler. )

52/47 ... ve lakinne ekserahum la ya'lemun

( ... Lakin onların çoğunluğu bilmezler.  )

Monday, September 11, 2023

Halife! insan

Düalitenin negatif yönünü, düşük şeytani frekansları, yıkımı ve sihiri simgeleyen 666 sayısının yani 9 sayısı, İncil'de "insanı simgeleyen sayı" olarak tanımlanmaktadır. Bunun sebebi, Bakara suresinin 30. ayetinde yer alan "Halife" kelimesi ve müteşabih* ifade olan "meleklerin Rab'be sorusu" vasıtasıyla bildirilmektedir. 

* Hiçbir varlığın yaratıcıya böyle bir soru yöneltebilmesi mümkün değildir.

2/30 Ve iz kale rabbuke lil melaiketi İNNİ CAİLUN FİL ERDİ HALİFEH KALU E TEC'ALU FİHA NEN YUFSİDU FİHA VE YESFİKUD DİMA ve nahnu nusebbihu bi hamdike ve nukaddisu lek kale inni a'lemu ma la ta'lemun

( Ve zamanında Rab’bin meleklere "KESİNLİKLE BEN YERDE HALİFE OLUŞTURACAĞIM " DEDİ. "Biz seni övgünle överken ve seni kutsarken ORADA BOZGUN YAPAN VE KANLAR, GÖZYAŞI DÖKEN BİRİNİ Mİ OLUŞTURACAKSIN?" dediler. "Kesinlikle ben sizin bilmediğinizi bilirim." dedi. )

"Halife" kelimesi HLF kökünden olup, "Yerine geçen, Sonradan gelen" anlamı ile birlikte "Karşıt olan, Zıt olan, Muhalefet eden" kök anlamını da içermektedir  Zira "Hilaf" kelimesi "Zıt, Karşıt, Ters, Karşı koymak, Muhalefet etmek" anlamlarına haizdir. "Hilafet" kelimesi de kök anlam itibarıyla "Zıtlık, Karşıtlık" anlamlarını içermektedir. Ayetteki meleklerin sorusu "Halife" kelimesinin kök anlamına işaret etmekte gibidir. Zira meleklerin, henüz daha yaratılmamış olan insanın Rab'be "hilafen", "bozgun yapıp kan dökeceğini" bilmeleri mümkün değildir. Meleklerin böyle yoruma dayalı bir soru sormaları ancak Rab'bin "Ben bir karşıt, muhalif oluşturacağım." anlamını içeren cümlesi sonrasında hasıl olabilir.

"Allah'a muhalif" ( haşa) olma hususunun "Ahlefullah" ( Allah'a hilaf ) ifadesiyle ilk ve son kez geçtiği Tevbe suresinin numarası 9'dur.

9/77 Fe a'kabehum nifakan fi kulubihim ila yevmi yelkavnehu bima AHLEFULLAHE ma veaduhu ve bima kanu yekzibun

( ALLAH'A  verdikleri söze İHTİLAF ETTİKLERİ ve yalan söylemiş oldukları için, O’na kavuşacakları güne kadar kalplerinin içine ikiyüzlülük, bozukluk yerleştirdi. )

Allah'ın ayetlerini inkar ederek O'nun yolundan dönen ve döndürenlerden bahsedilen ayetin kodunun 9/9 olması da mümerolojik teyid açısından dikkat çekmektedir. ( Ayet kodunun nümerolojik değeri de 18 üzerinden 9'dur. ( 9+9 = 18 ... 6+6+6 = 18 ... 1+8 = 9 )

9/9 İşterav bi ayatillahi semenen kalilen fe saddu an sebilih innehum sae ma kanu ya'melun

( Allah’ın ayetlerini az değere sattılar da Allah yolundan engelleyip döndürdüler. Kesinlikle onların o yapmış oldukları kötüdür. )

İnsanın sayısal kodunun 666 yani 9 olduğunu semantik olarak teyid eden diğer ayetler ise aşağıda yer almaktadır.

14/34 Ve atakum min kulli ma seeltumuh ve in teuddu ni'metellahi la tuhsuha İNNEL İNSANE LE ZALUM KEFFAR 

( Ve O’na her sual ettiğinizden size verdi. Eğer Allah’ın nimetini sayarsanız onları sayamazsınız. KESİNLİKLE İNSAN ZALİMDİR, İNKAR EDENDİR.  )

16/4 Halekal insane min nutfetin fe iza HUVE HASİYMUN MUBİN

( İnsanı su damlasından yarattı da o zaman O APAÇIK HASIM OLDU.  )

17/11 Ve yed'ul insanu biş ŞERRİ duaehu bil hayr ve KANEL İNSANU ACULA

( Ve insan hayır çağrısıyla KÖTÜLÜĞÜ de çağırır. İNSAN ACELECİDİR. )

33/72 İnna aradnel emanete ales semavati vel erdi vel cibali fe ebeyne en yahmilneha ve eşfakne minha ve hamelehel İNSAN İNNEHU KANE ZALUMEN CEHULA 

( Kesinlikle göklere, yere ve dağlara emaneti biz gösterdik de onu yüklenip taşımaya yanaşmadılar, direttiler, çekindiler ve ondan korktular. Onu İNSAN yüklendi. KESİNLİKLE O ZALİMDİR, CAHİLDİR. )

43/15 Ve cealu lehu min ibadihi cuz'a İNNEL İNSANE LE KEFURUN MUBİN

( Ve O'na kullardan parçalar oluşturdular. KESİNLİKLE İNSAN APAÇIK İNKAR EDENDİR. )

75/5 Bel yuridul INSANU li YEFCURE emamehu

( Evet İNSAN kendi önünde GÜNAH İŞLEMEYİ ister. )

80/17 KUTİLEL İNSANU NA EKFEREHU 

( ÖLDÜRÜLESİ İNSAN. NE İNKAR EDİCİDİR O? )

96/6 Kella İNNE İNSANE LE YATĞA

( Asla, İNSAB KESİNLİKLE AZAR.  )

100/6 İNNEL İNSAN Lİ RABBİHİ LE KENUD 

( KESİNLİKLE İNSAN RAB'BİNE NANKÖRDÜR.  )

103/2 İNNEL İNSANE LE Fİ HUSR

( KESİNLİKLE İNSAN HASARIN, HÜSRANIN İÇİNDEDİR. )

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/07/hilafet-meselesi.html?m=1

İnsanın sembolü Ney

"Ney" kelimesi "Kamıştan yapılan damaksız düdük; Yokluk ; Kâmil İnsan ( mecaz ) anlamlarına haiz bir kelimedir. "Ney" tasavvufi bir enstrüman olup, ezoterik açıdan içine Rab'bin ruhundan üflediği "insan bedenini" de simgelemektedir. Ney'in "Yokluk" anlamı da "Adem" ( Yokluk ) kelimesiyle semantik uyum arzetmektedir. ( İngilizcede 'Yok" anlamına gelen "Nay" kelimesi de aynı köktendir.  )

Ney'in üst kısmında 7, arka kısmında 1, ağızlık kısmında 1 ve nefes ( ses ) çıkış ucunda da 1 olmak üzere toplam 9 delik bulunmaktadır. İnsan bedeninde de 9 adet delik bulunmaktadır. ( 2 Göz, 2 Kulak, 2 Burun deliği, 1 Ağız, 1 Cinsel organ ucu, 1 Anüs )

Ayrıca Ney, tek parça 9 boğumlu bir kamışın içi boşaltılmak suretiyle imal edilmektedir.


Ney, ayetlerde yer alan ve "içine üflendiği" bildirilen "Sur" ( Boru, Yapı ) kelimesinin de bir sembolü niteliğindedir.

Secde suresinin 9. ayetinde "Rab'bin insan bedenine ruhundan üflemesi"'nden bahsedilmektedir. Bu ayetteki "Ruh" kelimesinin 9  kelime olması konu bağlamında dikkat çekmektedir.

32/9 Summe (1) sevva (2) hu (3) ve (4) nefeha (5) fi (6) hi (7) min (8) RUHİ (9) hi ve ceale lekumus sem'a vel ebsara vel efideh kalilen ma teşkurun

( Sonra onu düzenleyip şekillendirdi ve içine RUHUNDAN üfledi. Size kulaklar, gözler ve gönüller oluşturdu. Ne az şükrediyorsunuz. )

İncil'in Vahiy bölümünün 18  ayetinde "insanı simgeleyen sayınin ( insanın kodunun ) 666 olduğu bildirilmektedir. Bu sayının ve ayet numarasının nümerolojik değeri 18 üzerinden 9 sayısını vermektedir. ( 6+6+6 = 18 ... 1+8 = 9 )

66-Revelation-13-18 Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, canavara ait sayıyı hesaplasın. Çünkü BU SAYI İNSANI SİMGELER. SAYISI ALTIYÜZALTMIŞALTIDIR. 

Okült nümerolojide 9 sayısı düalitenin negatif yönünü, düşük şeytani frekansları, yıkımı ve sihiri simgelemektedir. Dolayısıyla 9 sayısı yaratılışın, olumun, düalitenin pozitif yönünü, yüksek rahmani frekansları simgeleyen 6 sayısının zıttı konumundadır. Kur'an'da 9 sayısının 6, 6 sayısının 9 kere tekrarlanması da bu sayıların düaliteyi temsil ettiklerinin bir teyidi niteliğindedir.

Allah'ın ayetlerini inkar ederek O'nun yolundan dönen ve döndürenlerden bahsedilen ayetin kodunun 9/9 olması da mümerolojik teyid açısından dikkat çekmektedir. ( Ayet kodunun nümerolojik değeri de 18 üzerinden 9'dur. ( 9+9 = 18 ... 6+6+6 = 18 ... 1+8 = 9 )

9/9 İşterav bi ayatillahi semenen kalilen fe saddu an sebilih innehum sae ma kanu ya'melun

( Allah’ın ayetlerini az değere sattılar da Allah yolundan engelleyip döndürdüler. Kesinlikle onların o yapmış oldukları kötüdür. )

İnsanın sayısal kodunun 666 yani 9 olduğunu semantik olarak teyid eden ayetler ise aşağıda yer almaktadır.

14/34 Ve atakum min kulli ma seeltumuh ve in teuddu ni'metellahi la tuhsuha İNNEL İNSANE LE ZALUM KEFFAR 

( Ve O’na her sual ettiğinizden size verdi. Eğer Allah’ın nimetini sayarsanız onları sayamazsınız. KESİNLİKLE İNSAN ZALİMDİR, İNKAR EDENDİR.  )

17/11 Ve yed'ul insanu biş ŞERRİ duaehu bil hayr ve KANEL İNSANU ACULA

( Ve insan hayır çağrısıyla KÖTÜLÜĞÜ de çağırır. İNSAN ACELECİDİR. )

33/72 İnna aradnel emanete ales semavati vel erdi vel cibali fe ebeyne en yahmilneha ve eşfakne minha ve hamelehel İNSAN İNNEHU KANE ZALUMEN CEHULA 

( Kesinlikle göklere, yere ve dağlara emaneti biz gösterdik de onu yüklenip taşımaya yanaşmadılar, direttiler, çekindiler ve ondan korktular. Onu İNSAN yüklendi. KESİNLİKLE O ZALİMDİR, CAHİLDİR. )

43/15 Ve cealu lehu min ibadihi cuz'a İNNEL İNSANE LE KEFURUN MUBİN

( Ve O'na kullardan parçalar oluşturdular. KESİNLİKLE İNSAN APAÇIK İNKAR EDENDİR. )

75/5 Bel yuridul INSANU li YEFCURE emamehu

( Evet İNSAN kendi önünde GÜNAH İŞLEMEYİ ister. )

80/17 KUTİLEL İNSANU NA EKFEREHU 

( ÖLDÜRÜLESİ İNSAN. NE İNKAR EDİCİDİR O? )

96/6 Kella İNNE İNSANE LE YATĞA

( Asla, İNSAB KESİNLİKLE AZAR.  )

100/6 İNNEL İNSAN Lİ RABBİHİ LE KENUD 

( KESİNLİKLE İNSAN RAB'BİNE NANKÖRDÜR.  )

103/2 İNNEL İNSANE LE Fİ HUSR

( KESİNLİKLE İNSAN HASARIN, HÜSRANIN İÇİNDEDİR. )

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/01/sura-uflendigi-gun.html?m=1 

Sunday, September 10, 2023

Telomer kısalması ve Ömür

Yaşlanma, yaratılışın biyolojik kodlarını içeren kromozomların uç kısımlarında bulunan "Telomer"* isimli bölümlerin zaman içinde kısalmasına, "eksilmesine" bağlı olarak gerçekleşmektedir. Ancak ileri seviyede telomer kısalması normal ömür süresinin daha da azalmasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla telomerlerin fizyolojik durumu "insan ömrünün uzun veya kısa olmasını" belirleyen bir faktördür.

Yaşlı ve Genç Telomerler

* Telomere = Tel ( Uç, Son ) + Mere ( Parça ) = Uç Kısım

Fatir ( Yaratan, Yaratıcı ) suresinin, fizyolojik yaratılıştan ve Nutfe'den* bahsedilen 11. ayetindeki semantik ve nümerolojik içerik "Telomer Eksilmesi" ( Telomere Depletion ) fenomenine de işaret etmekte gibidir.

* Nutfe = Sperm ile yumurta birleşiminden oluşan birleşik hücre

35/11 Ve (1) allahu (2) haleka (3) kum (4) min (5) turabin (6) summe (7) min (8) NUTFETİN (9) summe (10) ceale (11) kum (12) ezvaca (13) ve (14) ma (15) tahmilu (16) min (17) unsa (18) ve (19) la (20) tedau (21) illa (22) bi (23) ilmi (24) h (25) ve (26) ma (27) yuammeru (28) min (29) muammerin (30) ve (31) LA (32) YUNKASU (33) MİN (34) UMURİ (35) Hİ (36) İLLA (37) Fİ (38) KİTAB (39) inne (40) zalike (41) ala (42) allahi (43) yesir (44) 

( Ve Allah sizi topraktan, sonra SU DAMLASINDAN / BİRLEŞİK HÜCREDEN yarattı. Sonra sizi eşler kıldı. Kadınlardan hiçbiri O’nun ilmi haricinde yüklenip taşımaz ve doğurmaz. KİTAPTA OLMASININ HARİCİNDE, ömür verilenlerden hiçbirinin ömürü uzatılmaz ve ÖMRÜNDEN EKSİLTİLMEZ. Kesinlikle bu Allah’a  kolaydır. )

- Ayetin sure ve ayetin numaralarının toplamı 46 sayısını vermektedir ki bu sayı insandaki kromozom adedine eşittir.

- Ayetin numarası 11 olup, bu sayı 11 formunda olan "kromozom çiftini" temsil etmekte gibidir.

- Ayetin numarası ile ayetteki kelime adedinin nümerolojik toplamı ( 1+1+4+4 = 10 ) 10 sayısın vermektedir. Bu sayı 46 sayısının da nümerolojik değeridir.

Telomerlerin eksilerek kısalması işlemine karşı koyma, hücresel yaşlanma sürecini geciktirme ve hatta tersine çevirme işlevini gören enzim Telomeraz'dır. Telomeraz, Telomerleri uzatarak hücresel yaşlanma sürecini dengeler ve hücrenin ömrünü uzatmaktadır.

Enbiya suresinin aşağıdaki ayeti de, "ömür uzaması" ve "yerin** etrafından eksiltilmesi" ifadelerini ardışık ve ilintili olarak içermesi sebebiyle, Telomer ve Telomeraz bağlamında dikkat çekmektedir.

21/44 Bel metta'na haulai ve abaehum hatta TALE ALEYHİMUL UMUR e fe la yeravne enna ne'til erda NENKUSUHA MİN ATRAFİHA e fe humul ğalibun

( Bilakis, işte onları ve onların babalarını faydalandırdık. Hatta ÖMÜR ONLARA UZUN GELDİ. Peki, yere nasıl geldiğimizi ve ONU KENARLARINDAN EKSİLTTİĞİMİZİ görmezler mi? O halde, galipler onlar mıdır? )

** Yer ve yerden yaratılmış insan batinen özdeş özelliklere sahiptirler. Ahzab suresinin aşağıdaki ayetinde "Yer" ve "İnsan", kutsal emaneti ( ruhu ) yüklenme adayı addedilen idrakli varlıklar olarak nitelendirilmişlerdir.

33/72 İnna aradnel emanete ales semavati vel ERDİ vel cibali fe ebeyne en yahmilneha ve eşfakne minha ve HAMELEHEL İNSAN innehu kane zalumen cehula

( Kesinlikle göklere, YERE ve dağlara emaneti biz gösterdik de onu yüklenip taşımaya yanaşmadılar, direttiler, çekindiler ve ondan korktular. Onu İNSAN YÜKLENDİ. Kesinlikle o zalimdir cahildir. )



Saffat ( Diziler ) ve Aritmetik Dizi

"Aritmetik Dizi", ardarda dizilmiş sayılar arasındaki farkın ( ortak fark ) dizi boyunca sabit kaldığı bir sayı düzenidir. 

Temel aritmetik dizi, 0 ile 10 arasındaki 11 sayıdan oluşan ve ortak farkı 1 olan sayıların oluşturduğu dizidir. Bu dizide n. sayı 10 ve ortak fark da 1'dir. Bu durum bir 11 nümerolojisi tezahürü gibidir. ( 11 sayısı düalitenin ve düalite kaynaklı frekanslardan oluşan döngülerin ( sekansların ) sembolüdür. Aritmetik Dizi de sayılardan oluşan bir sekanstır. )

Aynı şekilde alfabedeki harfler de, sıra değerleri itibarıyla, ortak farkı 1 olan bir aritmetik dizi oluşturmaktadırlar  Arapça alfabede 28, Türkçe alfabede 29 harf bulunmaktadır. Bu sayıların nümerolojik değerleri sırasıyla 10 ve 11'dir.

Aritmetik dizideki n. sayıyı bulabilmek için kullanılan formül aşağıdadır.

Kur'an'da, "Diziler" anlamına gelen "Saffat" isimli bir sure bulunmaktadır. Saffat suresinin numarası 37 olup, 182 ayetten oluşmaktadır. Bu sayıların nümerolojik değerleri sırasıyla 10 ve 11 olmaktadır ki bu durum 11 sayıdan ( 0-10 arası ) oluşan ve n. sayısı 10 olan temel aritmetik diziye işaret etmekte gibidir.

Kur'an'da "Dizi / Dizilmek / Dizi halinde / Dizilmiş" kelimelerinin karşılıkları olan "Saff / Saffa / Saffen / Masfufeh" kelimelerinin geçtiği ayetler aşağıdadır.

18/48 Ve uridu ala rabbike SAFFA lekad ci'tumuna kema halaknakum evvele merratin bel zeamtum en len nec'ale lekum mev'ida

( Ve SAFLAR HALİNDE Rab’bine arz edilmişlerdir. O sizi ilk keresinde yarattığımız gibi bize geldiniz. Bilakis sizin için vade oluşturmayacağımızı zannettiniz. )

20/64 Fe ecmiu keydekum summe'tu SAFFA ve kad eflehal yevme men ista'la

( O halde, hilelerinizi tuzaklarınızı toplayın. Sonra SAFLAR HALİNDE gelin. Bugün üstün olabilen iflah olmuştur. )

22/36 Vel budne cealnaha lekum min şeairillahi lekum fiha hayrun fezkurusmellahi aleyha SAVAF fe iza vecebet cunubuha fe kulu minha ve at'imul kania vel mu'terr kezalike sehharnaha lekum leallekum teşkurun

( Ve büyük, yoğun gövdelileri, onları size Allah’ın işaretlerinden kıldık. Onlarda size hayır vardır. O halde, SAFLAR HALİNDE dururlarken onların üzerine Allah’ın ismini hatırlayın. Yanları yaslandığında onlardan yiyin, kanaat edene ve fakir olup da dilenmeden durumunu anlatana yedirin. İşte onları böyle buyruğunuza verdik. Umulur ki şükredersiniz. )

24/41 E lem tera ennellahe yusebbihu lehu men fis semavati vel erdi vet tayru SAFFAT kullun kad alime salatehu ve tesbihah vallahu alimun bima yef'alun

( Göklerdeki ve yerdeki kimselerin ve SAFLAR HALİNDE dizilen kuşların kesinlikle Allah’a, O'na övgü söylediklerini görmedin mi? Her biri duasını ve O' nu övmesini bilmiştir. Allah o yaptıklarınızı bilendir. )

37/1 Ves SAFFATİ SAFFA*

( SIRA SIRA DİZİLİP SAF TUTANLAR. )

* Saffat ( Diziler, Saflar ) suresinde "Saff" kök kelimesinin ilk kez geçtiği bu ayetin kodunun nümerolojik değeri 11'dir. ( 3+7+1 = 11 )

37/165 Ve (1) in (2) na (3) le (4) nahnu (5) es (6) SAFFUN (7)**

( Ve kesinlikle biz, bizler SAF SAF DİZİLENLERİZ. )

** Saffat ( Diziler, Saflar ) suresinde "Saff" kelimesinin geçtiği bu ayette 10 ve 11 nümerolojisi bulunmaktadır. Sure numarasının nümerolojik değeri 10 ( 3+7 = 10 ), ayetteki kelime adediyle ayet numarasının toplamının nümerolojik değeri de 10 ( 165+7 = 172 ... 1+7+2 = 10 ) olmaktadır.

52/20 Muttekiine ala sururin MASFUFEH ve zevvecnahum bi hurin iyn

( SAF SAF DİZİLMİŞ koltuklar, döşekler üzerinde yaslanıp otururlar. Onları iri güzel gözlü hurilerle eşleştirdik. )

61/4 İnnallahe yuhibbullezine yukatilune fi sebilihi SAFFEN ke ennehum bunyanun mersus

( Kesinlikle Allah, yolunda SAFLAR HALİNDE savaşanları sever. Kesinlikle onlar sağlam  kenetlenmiş binalar gibidirler. )

67/19 E ve lem yerev ilet tayri fevkahum SAFFATİN ve yakbidne ma yumsikuhunne iller rahmanu innehu bi kulli şey'in basir

( Onların üstlerinde, SAFLAR HALİNDE kanat açan kuşları görmezler mi? Onları Rahman haricindeki tutmaz. Kesinlikle O her şeyi görendir.  )

78/38 Yevme yekumur ruhu vel melaiketu SAFFEN la yetekellemune illa men ezine lehur rahmanu ve kale savaben

( O gün ruh ve melekler SAFLAR HALİNDE ayakta dururlar. Rahman' ın kendilerine izin verdiği kimseler haricindekiler kelam edemezler, söz söyleyemezler. Ve o da doğruyu söyler.  )

88/15 Ve nemariku MASFUFET

( Ve SAF SAF DİZİLMİŞ yastıklar. )

89/22 Ve cae rabbuke vel meleku SAFFEN SAFFEN

( Ve Rab’bin ve melekler SAF SAF geldiklerinde, )

Logaritma ve Euler sayısı

"Logarithm" ( Logaritma ) kelimesi Grekçe "Logos"* ( Kelime ) ve "Arithmos" ( Sayı, Rakam ) kelimelerinden oluşmakta ve semantik köken itibarıyla "Kelime sayısı / Sayısal kelime" anlamına gelmektedir. 

* "Log+os" kelimesindeki "os" eki Latincede olduğu gibi anlam içermeyen, sadece fonetik katkısı olan bir kelime olup, kök kelime "Log"'dur. ( Örnek: Cosm+os, Calcul+us vb. )

Logaritma, üstel işlevlerin tersi olan bir matematiksel fonksiyondur. Örneğin, 1000'in 10 tabanına göre logaritması 3 olmaktadır. ( 1000 = 10 × 10 × 10 = 10^3 ) 

Logaritmanın tabanı "10" olursa buna "Genel Logaritma", tabanı "e" ( 2,71828182845904523536..10 ) olursa buna "Doğal Logaritma" denmektedir.

"Euler sayısı" olarak anılan ve Doğal  Logaritma tabanını ifade eden "e" harfi, bu sayıyı keşfeden Leonhard Euler'in soyadını simgelemektedir.  Euler sayısı matematikte ve mühendislikte önemli yeri olan sabit bir reel sayıdır.

Ezoterik açıdan, "E" harfi  "El" ( Allah ) kelimesinin de başharfidir. Euler sabitini temsil eden sayının ilk üç rakamı 2.71'dir. Nümerolojik değeri 10 ( 2+7+1 = 10 ) olan bu sayı Allah kelimesinin Kur'an'daki tekrar adedi olan 2701 sayısındaki rakamlardan oluşmaktadır. Euler sayısı, virgülden sonra 5 hane içerecek şekilde yani e ≈ 2.71828 olarak ifade edilmekte olup, bu sayının nümerolojik değeri de 10 sayısını vermektedir. ( 2+7+1+8+2+8 = 28 ... 2+8 = 10 )

Yaratılışın kaynak kodlarını temsil eden "Logos" ( Kelime ) kelimesi İncil'in aşağıda yer alan "1-1" numaralı ayetinde özellikle vurgulanmakta ve Yaratıcı Allah ile ilintilendirilmektedir. İncil'de Allah'ın, "kelime" kavramı ile ilintilendirildiği tek ayet de bu ayettir. Aşağıda sırasıyla, ayetin İngilizce, Grekçe ve Türkçe metinleri yer almakta olup, Grekçe metin "Logos" kelimesini içermektedir. 

43-John-1-1 In the beginning was the WORD, and the WORD was with God, and the WORD was God

En arkhêi ên ho LOGOS, kaì ho LOGOS ên pròs tòn theón, kaì theòs ên ho LOGOS

( Başlangıçta KELİME vardı. KELİME Tanrı'yla birlikteydi ve KELİME Tanrı'ydı. )

10 sayısının, Genel Logaritma'nın tabanı olan 10 tabanına göre değeri 10 olmaktadır. Bu durum "Logos" kelimesinin yer aldığı İncil'in yukarıdaki ayetinde, ayet numarasıyla nümerolojik uyum arzedecek şekilde zikredilmiş gibidir. Zira 10 sayısının nümerolojik değeri 1 olmaktadır.

Kur'an'da "Kelime" kelimesinin ilk kez geçtiği ayet, Rab'bin Adem'e yaratılışın kaynak kodları olan "Kelimeleri" vermesinden bahsedilen ayettir. Bu ayetin numarasının nümerolojik değeri de 10 olmaktadır. ( 3+7 = 10 )

2/37 FE (1) TELEKKA (2)ADEMU (3) MİN (4) RABBİ (5) Hİ (6) KELİMATİN (7) fe tabe aleyh innehu huvet tevvabur rahim

( BÖYLECE ADEM RAB'BİNDEN KELİMELER ALDI. Böylece onun üzerine tevbe eyledi. Kesinlikle O, O tevbeyi kabul edendir merhametlidir.  )

- Yukarıdaki ayetin ilk cümlesindeki kelime adedini temsil eden 7 sayısının, ayetin kodundaki rakamlarla toplamının nümerolojik değeri de 10 sayısını vermektedir. ( 7+2+3+7 = 19 ... 1+9 = 10 ... 1+0 = 1 )

Rab'bin, gerçekliği kelimeleriyle tezahür ettirdiğinden bahsedilen 10. surenin ( Yunus suresi ) aşağıdaki ayetinde de 10 nümerolojisi bulunmaktadır.

10/82 VE (1) YUHİKKA (2) ALLAHU (3) EL (4) HAKKA (5) Bİ (6)KELİMATİ (7) Hİ (8) ve lev kerihel mucrimun

( VE ALLAH GERÇEĞİ KELİMELERİ İLE GERÇEKLEŞTİRİR. Ve suçlular hoşlanmasalar da )

- Ayetin sure numarası 10'dur. 

- Ayetin numarası 82 olup, bu sayının nümerolojik değeri 10'dur.

- Ayetin ilk cümlesinde 8 kelime bulunmakta olup, bu sayının ayetin kodundaki rakamlar ile toplamının nümerolojik değeri de yine 10 sayısını vermektedir  ( 1+0+8+2+8 = 19 ... 1+9 = 10 ... 1+0 = 1 )

"Logos" kelimesi aynı zamanda "Mantık, Hikmet, İlim, Akıl, Muhakeme, Hüküm" anlamlarını da içermekte olup batı dillerindeki "Logic / Logique / Logik" ( Mantık ) kelimelerinin kökü de "Log" kelimesidir. Bu kelime Arapçada "Bilge, Bilge kişi, Bilgili" anlamlarını içeren "Lukman" ( Luk+man ) kelimesinin de köküdür. Kur'an'da bir sure ismi de olan "Lukman" kelimesi Kur'an'da tek ayette geçmektedir.

31/12 VE (1) LEKAD (2) ATEYNA (3) LUKMAN (4) EL (5) HİKMETE (6) EN (7) İŞKUR (8) Lİ (9) ALLAH (10) ve men yeşkur fe innema yeşkuru li nefsih ve men kefera fe innellahe ğaniyyun hamid

( VE ALLAH'A  ŞÜKRETSİN DİYE LOKMAN'A HİKMETİ VERDİK. Kim şükrederse, kesinlikle nefsi için şükreder. Kim inkar ederse, kesinlikle Allah ganidir övülesidir.  )

- Yukarıdaki ayetin "Lukman" ve "Hikmet" kelimelerini içeren ilk cümlesinde 10 kelime bulunmaktadır. 

- "Logos" kelimesinin anlamlarından biri olan "Hikmet" kelimesinin bu cümlede "Lukman" ile birlikte ve ilk cümlede yer alması da dikkat çekmektedir. Ve ayetteki "Lukman" kelimesiyle "Hikmet" kelimelerinin sıra numaraları toplamı da ( 4+6 = 10 ) 10 sayısını vermektedir.

Saturday, September 9, 2023

Sağlam kulba tutunabilmek!

İnsanın yaşamını anlamlı ve insanlığa faydalı kılan en önemli unsur "yaşama amacını", "hayata gelmiş olma sebebini", "onu hayata bağlayan unsuru" farketmiş olmasıdır. Bu farkındalık ise ancak iman ve ilim ile mevcudiyet kazanabilir. Yukarıda anılan "hayat" kelimesi ile kaba madde planındaki hayattan yani dünya hayatından ziyade tüm varoluş planlarını kapsayan sonsuz hayat ifade edilmektedir. Herhangi bir konuda ilmen derinleşmeyi, gelişmeyi gaye ve hayat tarzı edinmiş olanların hayat "bağları" kuvvetlidir. Zira onlar ilmin, ruhsal tekâmülün yegâne vasıtası olduğunu ve tekâmülün ise sonsuz bir yolculuk olduğunu çok iyi bilirler.

Bölüm başlığındaki "Sağlam kulp" ifadesi, Bakara ve Lokman surelerinde geçen "Urvetil vuska" ( Sağlam kulp ) teşbihine istinaden kullanılmıştır. Bu ayetlerde, asla kopmayacak olan yegâne "kulbun / bağın" Allah inancı ve O'na teslimiyet olduğu vurgulanmaktadır. 

2/256 La ikrahe fid dini kad tebeyyener ruşdu minel ğayy fe men yekfur bit tağuti ve yu'min billahi fe KAD ISTEMSEKE BİL URVETİL VUSKA LENFISAME LEHA vallahu semiun alim

( Dinde zorlama yoktur. Doğru yanlıştan açığa çıkmıştır. Kim azgını inkar ederse ve Allah’a  inanırsa artık SAĞLAM KULBA TUTUNMUŞTUR. O ONA ASLA KOPMAZ. Allah duyandır, bilendir. )

31/22 Ve men yuslim vechehu ilellahi ve huve muhsinun fe KAD ISTEMSEKE BİL URVETİL VUSKA ve ilellahi akibetul umur

( Ve kim yüzünü Allah’a teslim ederse ve o iyiyse, artık SAĞLAM KULBA TUTUNMUŞTUR. İşlerin sonu, sonucu Allah’adır.  )

Dolayısıyla o "sağlam kulbu" bulabilmek ve ona tutunarak yola devam etmek her insanın Rab'binden en büyük isteği ve niyazı olacaktır. 

73/19 İnne hazihi tezkiretun fe men şaettehaze ila rabbihi sebilen

( Kesinlikle işte o hatırlamadır. O halde dileyen kimse Rab’bine yol edinir. )

Boyut portalı "Sarh"

Kur'an'da üç ayette yer alan "Sarh" ( Köşk, Yüksek yapı ) kelimesinin boyut portalını temsil ediyor olması, ayetlerdeki semantik ve nümerolojik ( 8 ve 11 ) yapı itibarıyla, kuvvetle muhtemeldir.

Neml suresinin 44. ayetinde yer alan "Engin su* sanılan köşke girilmesi" ve ardından "Rab'den mağfiret dilenmesi ve teslim olunması" ifadeleri boyut portalından geçiş ve ilahi kozmik ilmi idrak mesajını vermektedir. ( * 54/11 kodlu ayetteki "Göğün kapılarının suyla açılması" ifadesi hatırlanmalıdır. )

27/44 Kile (1) leha (2) UDHULİ (3) ES (4) SARH (5) fe (6) lemma (7) raet (8) HU (9) hasibet (10) HU (11) LUCCETEN (12) ve (13) keşefet (14) an (15) sakay (16) ha (17) kale (18) inne (19) hu (20) SARHUN (21) mumerradun (22) min (23) kavarir (24) kalet (25) rabb (26) i (27) in (28) ni (29) zalemtu (30) nefs (31) i (32) ve (33) eslemtu (34) mea (35) suleymane (36) li (37) allahi (38) rabbi (39) el (40) alemin (41) 

( Ona "KÖŞKE GİR." denildi. Onu gördüğünde, onu ENGİN SU sandı. Bacağını açıp kaldırdı. "Kesinlikle o billurdan imar edilmiş KÖŞKTÜR." dedi. "Rab’bim, kesinlikle ben nefsime zulmettim ve Süleyman ile birlikte, alemlerin Rab’bi Allah için teslim oldum." dedi. )

- Ayetin kodunun nümerolojik değeri 8 olmaktadır. ( 2+7+4+4 = 17 ... 1+7 = 8 )

- Ayetin numarasının nümerolojik değeri de 8 olmaktadır. ( 4+4 = 8 )

Sad suresinin 38. ayetinde, "kendisinden başka ilah olmadığını"** beyan etme cüretini gösteren firavun, "toprakta ateş yakılarak boyut portalı işlevi görecek ve onu üst boyuta yükseltecek bir köşk oluşturulmasını" istemektedir. Anılan köşkün Piramit olması kuvvetle muhtemeldir. Zira "Pyramid" ( Piramit ) kelimesi "Pyr" ( Ateş ) ve "Amid" ( Ortası ) kelimelerinden oluşmakta ve "Ortadaki Ateş / Ortası Ateşli" anlamına gelmektedir. ( Ayetteki "Nar" ( Ateş ) kelimesi elektromanyetik frekansı da temsil ediyor olabilir. )

28/38 Ve (1) kale (2) fir'avnu (3) ya (4) eyyu (5) ha (6) el (7) meleu (8) ma (9) alemtu (10) lekum (11) min (12) ilahin (13) ğayr (14) i (15) fe (16) EVKİD (17) li (18) i (19) ya (20) hamanu (21) ALA (22) ET (23) TİNİ (24) fe (25) ic'al (26) li (27) i (28) SARHAN (29) lealle (30) i (31) ETTALİU (32) ila (33) ilahi (34) musa (35) ve (36) in (37) ni (38) le (39) ezunnu (40) hu (41) min (42) el (43) kazibin (44)  

( Ve Firavun "Ey ileri gelenler, ben size benden başka ilah bilmem. Haydi bana çamurun üzerine ateş yak ey Haman. Bana yüksek KÖŞK oluştur. Umulur ki ben Musa' nın ilahına YÜKSELİRİM. Kesinlikle ben onu yalancılardan zannederim." dedi. )

- Ayetin numarası 38 olup, bu sayının nümerolojik değeri 11'dir. ( 3+8 = 11 )

- Ayetteki "Sarh" ( Köşk ) kelimesi 29. kelimedir. ( 2+9 = 11 )

**Ayette yer alan "Firavun'un kendisini ilah olarak algılatması" hususu, küresel şirketler sahibi şeytanlar zümresinin, dijital teknolojinin de ( yapay zeka vb. ) desteğiyle yakın gelecekte uluhiyetlerini ilan etmeyi planladıklarına işaret etmektedir.

Mu'minun suresinin 36. ayetinde de "Firavunun sarh vasıtasıyla sebeplere erişmeyi umduğundan" bahsedilmektedir.

40/36 Ve (1) kale (2) fir'avnu (3) ya (4) hamanu (5) ubni (6) li (7) i (8) SARHAN (9) lealle (10) i (11) EBLUĞU (12) EL (13) ESBAB (14) 

( Ve Firavun "Ey Haman, bana yüksek KÖŞK bina et. Umulur ki ben SEBEPLERE, VASITALARA ERİŞİRİM." dedi. )

Boyut portalı niteliğinde ve Piramit formunda Sarh temsili

Kutb kelimesi ve Kutuplarda Ozon Eksilmesi ( PSOD )

Bu bölüme, bölümde incelenen konuyla doğrudan ilgisi olmayan kısa bir etimolojik analiz ile başlanmıştır.

"KTB" kökünden olan "Kutb" kelimesi "Çizgi, Dingil, Aks, Eksen, Mihver, Kazık, Üzerinde bir pozitif yön varsayılan sonsuz doğru, Bir cismi, yüzeyi, düzlemi iki eşit parçaya bölen çizgi, Çizginin uçları" anlamlarına gelmektedir. Misalen Kutup Yıldızı dünyanın ekseni ile aynı doğrultuda olduğundan bu yıldıza "Demir Kazık" da denmektedir. Aynı kökten olan "Kitab" kelimesi ise "Yazı" anlamına gelmektedir.

"Kutb" ve "Kitab" kelimeleri farklı anlamları içeren iki kelime gibi görünselerde esasen ortak tek bir anlamı yansıtmaktadırlar. Zira "Yazı", bir düzlem üzerinde oluşturulan çizgilerden ( iki ucu olan kesitler ) ibarettir.

"Dünyanın kutupları" ifadesi yerküre ekseninin iki ucunu, "Mıknatısın kutupları" ifadesi ise mıknatısın artı ve eksi yüklü iki ucunu temsil etmektedir.

Tasavvuf ( Bilgelik ) akımında en yüksek dereceye erişmiş kişi "Kutb" olarak anılmaktadır.

"Kutb" ve "Kitab" kelimeleri, kelimelerin kök anlam analizine güzel bir örnek teşkil etmektedir.

Yerkürenin kutupları ile ilgili aşağıdaki bilimsel veriler ve bu verilere işaret etmesi muhtemel olan 18/90 kodlu ayet dikkat çekmektedir.

Ekvator'un güneyinde 90, kuzeyinde 90 adet olmak üzere toplam 180 paralel vardır. 0 derece paraleli Ekvator'dur. 90 derece kuzey paraleli Kuzey Kutup noktası, 90 derece güney paraleli ise Güney Kutup noktasıdır. 66 derece güney paraleli Güney Kutup dairesidir. Her paralel aralığı bir enlem derecesidir.

Kehf suresinin 90. ayetinde "Gündoğumunda, üzerine Güneş'ten başka örtü kılınmayan kavim" ifadesi yer almaktadır.

18/90 Hatta (1) iza (2) belağa (3) matlia (4) eş (5) şemsi (6) vecede (7) ha (8) tatluu (9) ala (10) kavmin (11) lem (12) nec'al (13) lehum (14) min (15) duni (16) ha (17) sitra (18)

( Nihayet Güneş’in doğduğu yere ulaştığında, onu, kendilerine ondan başka örtü oluşturmadığımız kavmin üzerine doğarken buldu. )

Ayetteki söz konusu ifade, PSOD ( Polar Sunrise Ozone Depletion / Kutupsal Gündoğumu Ozon Eksilmesi ) olarak anılan, Ozon tabakasının, kutuplarda gündoğumunda sıfır seviyesine yaklaşması fenomenine işaret etmekte gibidir. Ayetteki "Gündoğumunda, üzerine Güneş'ten başka örtü kılınmayan kavim" ifadesi bu fenomeni tanımlamakta gibidir. Zira, yerküre üzerinde koruyucu bir "örtü" niteliğinde olan Ozon tabakasının olmaması, onun üzerinde "Güneş'ten başka örtü olmaması" anlamına gelmektedir.

https://ui.adsabs.harvard.edu/abs/1997AtmEn..31..969G/abstract

PSOD ( Polar Sunrise Ozone Depletion / Polar Stratospheric Ozone Depletion )

Soğuk iklim, kutupsal stratosferik bulutlar olarak bilinen bulutların oluşumuna yol açmaktadır.  Bu bulutlar, kimyasal olarak aktif olan ve ozonu hızla yok edebilen klor ve brom formlarının üretimini destekleyen yüzeyler oluşturdukları için kutuplarda Ozon Eksilmesi ( Ozone Depletion ) maksimum seviyededir.

Ayetteki 9, 18 ve 90 nümerolojisi yukarıda belirtilen "yerküre paralel çizgileri" ve "kutup dereceleri" bağlamında dikkat çekmektedir.

- Ayetin sure numarası 18'dir. ( 180 paralel çizgi ve 90 derecelik kutuplar )

- Ayetin numarası 90'dır.

- Ayette 18 kelime bulunmaktadır.

- Ayetteki "Tatluu" ( Doğar ) kelimesi 9. kelimedir.

https://scitechdaily.com/ozone-destruction-over-north-pole-produces-weather-anomalies-across-the-entire-northern-hemisphere/

https://uk-air.defra.gov.uk/research/ozone-uv/moreinfo?view=arctic-ozone-hole#:~:text=The%20cold%20temperatures%20lead%20in,and%20can%20rapidly%20destroy%20ozone.

Friday, September 8, 2023

Kemikler, 7 ve İkili Yedi

Yeni doğmuş bir insanın iskelet yapısında 270 adet kemik bulunmaktadır. İnsanın yaşı ilerledikçe kemik adedi aşamalı olarak azalır. 270 sayısı 2 ve 7 sayılarını içermesi itibarıyla yaratılıştaki döngüsel düalitenin sembolü olan "İkili Yedi" tezahürüdür.

https://en.m.wikipedia.org/wiki/List_of_bones_of_the_human_skeleton


Kur'an'da ilk "Azm" ( Kelimesi ) Bakara suresinin 259. ayetinde çoğul haliyle yani "İzami" ( Kemikler ) olarak geçmektedir. 

2/259 Ev (1) ke (2) ellezi (3) merra (4) ala (5) karyetin (6) ve (7) hiye (8) haviyetun (9) ala (10) uruşi (11) ha (12) kale (13) enna (14) yuhyi (15) hazihi (16) allahu (17) ba'de (18) mevti (19) ha (20) fe (21) emate (22) allahu (23) miete (24) amin (25) summe (26) bease (27) h (28) kale (29) kem (30) lebist (31) kale (32) lebistu (33) yevmen (34) ev (35) ba’da (36) yevm (37) kale (38) bel (39) lebiste (40) miete (41) amin (42) fe (43) unzur (44) ila (45) taami (46) ke (47) ve (48) şerabi (49) ke (50) lem (51) yetesenneh (52) ve (53) unzur (54) ila (55) himari (56) ke (57) ve (58) li (59) nec'ale (60) ke (61) ayeten (62) li (63) en (64) nasi (65) ve (66) UNZUR (67) İLA (68) EL(69) İZAMİ (70) KEYFE (71) NUNŞİZU (72) HA (73) summe (74) neksu (75) ha (76) lahma (77) fe (78) lemma (79) tebeyyene (80) lehu (81) kale (82) a'lemu (83) enne (84) allahe (85) ala (86) kulli (87) şey'in (88) kadir (89)

( Veya tavanları üzerine çökmüş ıssız, boş yatan şehire o rastlayan, uğrayan gibisini. "Allah bunu ölümünden sonra nasıl diriltir?" dedi. Böylece Allah onu gerçekten yüz sene öldürdü. Sonra onu diriltti. "Ne kadar kaldın?" dedi. "Bir gün veya günün bazısı, bir bölümü kadar kaldım." dedi. "Bilakis gerçekten yüz sene kaldın. Yemeğine ve içeceğine bak, bozulmamış. Eşeğine bak. Seni insanlar için ayet kılmak için. KEMİKLERE BAK. NASIL ÜST ÜSTE İNŞA EDİP YÜKSELTİYORUZ. Sonra ona et giydiriyoruz." Böylece ona açıklandığında, "Kesinlikle Allah'ın her şeye gücü yeten olduğunu biliyorum." dedi. )

- Ayetin sure numarası 2, ayet numarasının nümerolojik değeri 7 ( 2+5+9 = 16 ... 1+6 = 7 ) ve ayetteki "İzami" ( Kemikler ) kelimesinin sıra numarası 70'dir. Bu durum, 27 ve 270 sayılarının tezahürü vasıtasıyla insandaki kemik adedine işaret etmekte gibidir.

- Ayette "İzami" ( Kemikler ) kelimesinin  geçtiği ve kemiklerin üstüste inşa edilmesinden bahsedilen ikili cümlede 7 kelime bulunmaktadır.

Unzur (1) ila (2) el (3) izami (4) keyfe (5) nunşizu (6) ha (7) ( Kemiklere bak. Onları nasıl üstüste inşa edip yükseltiyoruz. )

- Ayetin numarasının nümerolojik değeri 7 sayısını vermektedir. ( 259 ..  2+5+9 = 16 ... 1+6 = 7 )

- Kur'an'da "Azm / İzam" ( Kemik / Kemikler ) kelimeleri 16 ( 1+6 = 7 ) ayette ve 11 ( 1+1 = 2 ) farklı surede toplam 16 ( 1+6 = 7 ) kere tekrarlanmaktadır. ( 7 ve 2 sayıları ve İkili Yedi )

- "Azm / İzam" kelimelerinin geçtiği ayetlerin numaralarının toplamı 277 olup, bu sayının nümerolojik değeri de 7 sayısını vermektedir. ( 2+7+7 = 16 ... 1+6 = 7 ) 



Dünya'nın çevresi ve çapı

Dünya'nın çapı 12,742 km, çevresi ise 40,075 km'dir.

https://www.universetoday.com/15055/diameter-of-earth/

https://en.m.wikipedia.org/wiki/Earth

https://en.m.wikipedia.org/wiki/Earth%27s_circumference

Kur'an'da "Aktaris semavati vel ard" ( Göklerin ve yerin çaplarından ) ifadesi sadece Rahman suresinin aşağıdaki ayetinde geçmektedir. Ayetin kodu, dünyanın çevresini ve çapını temsil eden sayılar ile nümerolojik uyum arzetmektedir. ( Bir dairenin çevresi, pi sayısı ile çapın çarpımı ile hesaplanmaktadır. )

55/33 Ya (1) ma'şere (2) el (3) cinni (4) ve (5) el (6) insi (7) in (8) isteta'tum (9) en (10) tenfuzu (11) min (12) AKTARİ (13) es (14) semavati (15) ve (16) el (17) ARDİ (18) fe (19) infuzu (20) la (21) tenfizune (22) illa (23) bi (24) sultan (25)

( Ey cin ve insan toplulukları, eğer göklerin ve YERİN ÇAPLARINDAN nüfuz edip geçmeye istidatınız varsa, haydi ötesine geçin. Kuvvet, delil olmadan geçemezsiniz. )

- Dünyanın çevresinini ifade eden sayının nümerolojik değeri 16 sayısı üzerinden 7 olmaktadır. ( 40,075 ... 4+0+0+7+5 = 16 ... 1+6 = 7 )

- Dünyanın çapını ifade eden sayının nümerolojik değeri de 16 sayısı üzerinden 7 olmaktadır. ( 12,742 ...  1+2+7+4+2 = 16 ... 1+6 = 7 )

- Ayetin kodunda da 16 üzerinden 7 nümerolojisi bulunmaktadır. ( 55/33 ... 5+5+3+3 = 16 ... 1+6 = 7 )

- Ayette 25 kelime bulunmaktadır. ( 2+5 = 7 )

Bu blogda bugüne kadar yapılmış olan nümerolojik tespitler dikkate alındığında ilahi nizamdaki ana sayısal kodlamanın "tek haneli" sayılar bazında olduğu sezgisi oluşmaktadır.

"Tedirgin olun" telkini...

Gün geçmiyor ki toplum, basın manşetleri kanalıyla korku, panik ve endişeye sevkedilmesin. Son örnek, adeta "bilinçaltına iletilen majik bir talimat" niteliği arzeden bugünkü bir manşette yer almaktadır.

Oysa ki konu sadece ani yağışlar olabileceği... Yani yağmur yağması ve her zaman olduğu gibi bazı yerlerde su baskını olma ihtimali... Dolayısıyla manşet, haberin içeriğine de uygun olarak, "Beklenmedik yağışlar olabilir" gibi bir cümle olabilecekken doğrudan toplumun içinde bulunması istenen psikolojik hal manşete taşınmaktadır. Her zamanki gibi abartılı, manipüle edici, düşük frekanslı olan bu manşet aynı zamanda ardındaki kötü niyeti de yansıtmaktadır.

Bu bölümü okuyanların şöyle bir yorumda bulunmaları son derece rasyonel olacaktır. 

"Haberin ne olduğunu merak ettirip görsele tıklanmasını ve böylelikle genel tıklanma sayısını da artırmayı hedefliyorlar."

Bu yoruma yapılacak tek ekleme, küreselcilerin her aksiyonlarında, her stratejilerinde daima birden çok sonuç elde etmeye odaklanmalarıdır.  Yani hem daha fazla para kazanmak, hem de gündemlerine uygun kitlesel telkin yapmak....

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/09/korku-mansetleri-devam.html?m=1


Birleyen sayılar ve Su

Enfal suresinin aşağıdaki ayetinin kodu, ayetin içeriğiyle nümerolojik uyum arzetmektedir.

8/11 İz yuğaşşikumun nuase emeneten minhu ve yunezzilu aleykum mines semai MAEN li YUTAHHİRAKUM bihi ve YUZHİBE ankum RİCZEŞ şeytani ve li YERBİTA ALA KUKUBİKUM ve yusebbite bihil akdam

( Zamanında, kendinden güvenlik olarak size uyku örtüyordu. Sizi onunla TEMİZLEMEK, şeytanın PİSLİĞİNİ sizden GİDERMEK, KALPLERİNİZE BAĞ VERMEK ve ayaklarınızı, adımlarınızı onunla sabitlemek için gökten üzerinize su indiriyordu.  )

Ayetteki ifadelerin batinen aşağıdaki anlamları temsil ediyor olmaları kuvvetle muhtemeldir. 

Gökten inen SU* = Cehaleti ortadan kaldıracak ilahi kozmik ilmin ( kitap ilminin ) bahşedilmesi 

*İlmin sembolü olan Su'yun kimyasal formülü H2O olup, bu formülde toplam 10 elektron bulunmaktadır. Zira H atomunda 1, O atomunda 8 elektron bulunmaktadır. Dolayısıyla toplam elektron adedi 10 ( 2+8 = 10 ) olmaktadır  Ayetin sure numarasının nümerolojik değeri 2, ayet numarası ise 8'dir. ) 

Temizlemek = Cehaletin sebep olduğu günahların ve negatif frekansların bertaraf edilmesi

Şeytan'ın pisliği = İnsanı suça ve günahs sevk eden negatif frekans tesirleri

Kalplere bağ verilmesi = İlim vasıtasıyla kolektif bilincin ve ruhsal "Birlik" ( Vahdet ) bilincinin tesisi, "Birliğin" idraki

Ayetin kodunda yer alan ve yaratılışın kaynak kodları niteliğinde olan 8 ve 11 sayılarının toplamının nümerolojik değeri "Vahdet"'in sembolü olan 1 sayısını vermektedir. ( 8+1+1 = 10 ... 1+0 = 1 )

Kaynak kodlar 8 ve 11

"Sayı" kök anlamına haiz olan "Ahsa" ve "Adde" kelimeleri Kur'an'da toplam 38 ( 3+8 = 11 ) kere geçmektedir.

"Sayı" kök anlamına haiz kelimelerin frekans dağılımları şöyledir.

Ahsa ( Saymak ) 11

Adde ( Saymak ) 10

Aded ( Sayı, Adet ) 6

İddet ( Sayı, Süre ) 11

Toplam 38

"Saymak" kelimesi Kur'an'da ilk kez İbrahim suresinin 34. ayetinde, "Allah'ın nimetlerini saymak" gibi derin anlamlar içeren bir ifadede hem "Teuddu" ( Sayarsınız ), hem de "Tuhsu" ( Sayarsınız ) kelimeleri vasıtasıyla geçmektedir. Yazılışları farklı olan bu iki kelimenin tek ayette yer alması da ayrıca dikkat çekmektedir. Zira "Tuhsu" yerine yine ilk fiil olan "Teuddu" kullanılabilirdi. 

Ayetteki "Teuddu" ( Sayarsınız ) kelimesi 11. kelimedir.

14/34 Ve (1) ata (2) kum (3) min (4) kulli (5) ma (6) seeltumu (7) h (8) ve (9) in (10) TEUDDU (11) ni'mete (12) allahi (13) la (14) TUHSU (15) ha (16) inne (17) el (18) insane (19) le (20) zalumun (21) keffar (22) 

( Ve O’na her sual ettiğinizden size verdi. Eğer Allah’ın nimetini SAYARSANIZ onları SAYAMAZSINIZ. Kesinlikle insan zalimdir, inkar edendir.  )

Ayetin numarası ile ayetteki kelime adedinin nümerolojik toplamı da 11 sayısını vermektedir. ( 3+4+2+2 = 11 )

"Saymak" anlamına gelen ikinci kelime ise "Tuhsu" ( Sayarsınız ) olarak ve 15. sırada yer almaktadır. "Teuddu" ve "Tuhsu" kelimelerinin sıra numaralarının toplamının nümerolojik değeri 8 ( 1+1+1+5 = 8 ) sayısını vermektedir.

Kur'an'da her şeyin sayıldığının yani yaratılışın kaynak kodlarının ilahi kitapta ( ilahi yazıda, ilahi yazılımda ) olduğunun bildirildiği aşağıdaki ayetin numarasında da 11 ( 2+9 = 11 ) nümerolojisi bulunmaktadır.

78/29 Ve kulle şey'in ahsaynahu kitaben

( Ve kitapta olmak üzere her şeyi saydık. )

Ayetin kodunun nümerolojik değeri ise 8 ( 7+8+2+9 = 26 ... 2+6 = 8 ) sayısını vermektedir.

Yukarıdaki durumlar, döngünün, düalitenin, yeni döngü başlangıcının, sonsuz döngünün, boyut portalının ve halden hale geçişin  sembolü olan 11 ve 8 sayılarının yaratılıştaki çok önemli kodlar olduğunu bir kez daha teyid eder niteliktedir. Zira bu iki sayının toplamı ( 11+8 = 19 ) ve nümerolojik toplamı ( 1+1+8 = 10 ) vahdetin ( ünite, birlik ) sembolü olan 1 sayısını vermektedir.

"Sayı" kök anlamına haiz kelimelerin ayet bazındaki frekans dağılımları ise şöyledir.

2/184 iddet 13

2/185 iddetun 40

2/185 iddete 61

9/36 idde 2

9/37 iddete 23

10/5 adede 17

14/34 teuddu 11

14/34 tuhsu 15

16/18 teuddu 3

16/18 tuhsu 7

17/12 adede 30

18/11 adeda 10

18/12 ahsa 10

18/22 iddeti 32

18/49 ahsa 31

19/84 neuddu 8

19/84 adda 10

19/94 ahsa 2

19/94 adde 5

19/94 adda 7

22/47 teuddun 24

23/112 adede 7

23/113 addin 10

32/5 teuddun 23

33/49 iddetin 24

36/12 ahsayna 17

58/6 ahsa 12

65/1 iddeti 14

65/1 ahsu 17

65/1 iddete 19

65/4 iddetu 13

72/24 adeden 14

72/28 ahsa 16

72/28 adeden 19

73/20 tuhsu 36

74/31 iddete 12

78/29 ahsayna 4

104/2 addede 5

Toplam 38


Thursday, September 7, 2023

"Deprem beklenen 11 il" ?!!

Neden 11 il?!

Tehdit ve korkutma esasına dayalı bir habercilik anlayışıyla toplumu sürekli stres ve korku frekansında yani düşük frekansta tutma işlevini başarıyla yerine getiren basında bugün ( 07.09.2023 ) yer alan ve yine "korkutma cümlesi" içeren bir manşet, 11 sayısına* dayalı bir başka kitlesel maji operasyonu izlenimi vermiştir. Ayrıca son dönemde belirli kişilere sürekli olarak deprem ile ilgili  açıklamalar yaptırıldığı görülmektedir.

Manşetteki "Yürekleri ağıza getiren" ifadesi, habercilikle ilgisi olmayan ve her zamanki gibi duygu manipülasyonu amaçlı olarak kullanılmış ifadedir.

Hatırlanacağı üzere son Kahramanmaraş depremi sonrasında "depremden zarar gören il adedi" bir talimatla 11'e çıkarılmış ve bunun duyurusunda, bundan böyle 11 il olarak ifade edileceğine yönelik ilginç bir vurgu da yapılmıştı.

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/02/11-il.html?m=1

*Coronavirus pandemisi sürecinde de 11 nümerolojisi dikkat çekmekteydi ve bu husus "Coronavirus ve 11 ritüeli" başlıklı dizi bölümlerde incelenmişti.

11 nümerolojisi kullanılarak hazırlanmış haber manşetleriyle ilgili bölüm linkleri aşağıdadır.

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/08/haber-gorselleriyle-majik-ooerasyon-2.html?m=1

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/01/haber-gorselleriyle-majik-operasyon.html?m=1

Deprem ve 11 nümerolojisi konulu evvelki bazı bölümlerin linkleri aşağıdadır.

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/02/911-deprem-ritueli.html?m=1

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/02/kahramanmaras-depremi-ve-depremlerdeki.html?m=1

https://kuranilmi.blogspot.com/2022/11/tam-11-gun-9-saat-sonra.html?m=1

Savaş ... 6 ile 9'un mücadelesi

Düalite ilkesinin negatif frekanslı unsurlarından olan "Savaş" kelimesinin insana kodlanmış olduğu, ruhsal yazılımında yer aldığı ve negatif frekans olduğundan dolayı insanın savaştan hoşlanmadığı Bakara suresinin 216 ayetinde 9 nümerolojisi destekli olarak bildirilmektedir.

Ayetin, "Kıtal" ( Savaş ) kelimesini içeren ilk iki cümlelik bölümünde 9 kelime yer almaktadır.

2/216 KUTİBE (1) ALEY (2) KUM (3) EL (4) KİTALU (5) VE (6) HUVE (7) KURHUN (8) LEKUM (9) ve asa en tekrahu şey'en ve huve hayrun lekum ve asa en tuhibbu şey'en ve huve şerrun lekum vallahu ya'lemu ve entum la ta'lemun

( SAVAŞ ÜZERİNİZE YAZILDI. O SİZE HOŞ OLMAYANDIR, ZORLANMADIR.  Ve ola ki siz bir şeyi istemezsiniz, bir şeyden hoşlanmazsınız, o size hayırlı olabilir. Ola ki siz bir şeyi seversiniz, o size kötü olabilir. Allah bilir de sizler bilmezsiniz. )

Evvelki bölümlerde defaatle değinildiği üzere 9 sayısı okültizmde, yaratılışın sembolü olan 6 sayısının tersi yani şeytani negatif frekansların, yıkımın ve sihirin sembolüdür. Bu sayı, İncil'in Vahiy bölümündeki 18 numaralı bir ayette "canavarın sayısı" nitelemesiyle 666 olarak zikredilmektedir. 6+6+6 = 18 ... 1+8 = 9 ) )

"Kıtal" ( Savaş ) kelimesinin Kur'an'da 69 kere tekrarlanması da 6 ile 9'un yani pozitif ve negatif frekanslar savaşının ve düalitenin temsili niteliğindedir. Düaliteyi simgeleyen ve Yin Yang olarak bilinen sembol de 6 ve 9 sayılarının muhalefetini temsil etmektedir. Ayrıca Kur'an'da 6 sayısının 9 kere, 9 sayısının ise 6 kere tekrarlanması da bir başka düalite sembolizmidir.

Nisa suresinin aşağıdaki ayetinde insana "Savaş!" emri verilmekte ve Allah'ın yüce kudretine muhalefetin mümkün olmadığı bildirilmektedir.

4/84 Fe katil fi sebilillah la tukellefu illa nefseke ve harridil mu'minin asellahu en yekuffe be'sellezine keferu vallahu eşeddu be'sen ve eşeddu tenkila

( O halde Allah yolunda savaş. Sen nefsin haricinde mükellef değilsin. İnananları teşvik edip kızıştır. Allah'ın o inkar edenlerin güçlerini çekmesi, kifayetsiz kılması umulur. Allah güç olarak daha şiddetlidir ve ceza verme olarak da daha şiddetlidir. )

Yusuf suresinin aşağıdaki ayetinde, Allah yolundaki savaşta en önemli unsurun "İlim" olduğu dolaylı olarak bildirilmektedir.

12/22 Ve lemma beleğa eşuddehu ateynahu HUKMEN ve İLMA ve kezalike neczil muhsinin

( Ve olgunluğuna erişince ona HÜKÜM ve İLİM verdik. İyilik yapanları işte böyle karşılıklandırırız. )

İncil'in aşağıdaki ayet grubunda ise Allah yolunda savaşın, şeytanlara ve tuzaklarına karşı verilmesi gereken ruhsal bir savaş olduğu ve bu savaştaki en büyük desteğin Allah'ın bahşettiği ilim olduğu dolaylı olarak vurgulanmaktadır.

49-Ephesians-6-10 Son olarak, Rab'de, O'nun üstün gücüyle güçlenin.

49-Ephesians-6-11  İblis'in hilelerine karşı durabilmek için Tanrı'nın sağladığı bütün zırhları kuşanın.

49-Ephesians-6-12 Çünkü savaşımız ete ve kana karşı değil, yönetimlere, hükümranlıklara, bu  dünyanın karanlıklarının hakimlerine, yüksek yerlerdeki ruhsal kötülüğe karşıdır.

Kur'an'da "Şeytan insana apaçık düşmandır." ifadesi 9 ayette yer almaktadır.

2/168 ... ve la tettebiu hutuvatiş şeytan innehu lekum aduvvun mubin

( ... Şeytanın adımlarına tabi olmayın. Kesinlikle o size apaçık düşmandır. )

2/208 ... ve la tettebiu hutuvatuş şeytan innehu lekum aduvvun mubin

( ... Şeytanın adımlarına tabi olmayın. Kesinlikle o sizlere apaçık düşmandır. )

6/142 ... ve la tettebiu hutuvatiş şeytan innehu lekum aduvvun mubin

( ... ve şeytanın adımlarına tabi olmayın. Kesinlikle o size apaçık düşmandır.  )

7/22 ... inneş şeytane lekuma aduvvun mubin

( ... Ve "Şeytan kesinlikle size apaçık düşmandır" demedim mi?"  )

12/5 ... inneş şeytane lil insani aduvvun mubin

( ... Kesinlikle şeytan, insan için apaçık düşmandır." dedi. )

17/53 ... inneş şeytane kane lil insani aduvven mubina

( .... Kesinlikle şeytan insan için apaçık düşmandır." )

28/15 ... kale haza min ameliş şeytan innehu aduvvun mudillun mubin

( ... "Bu şeytanın işlerindendir, yaptıklarındandır. Kesinlikle o saptıran apaçık düşmandır." dedi. )

36/60 E lem a'hed ileykum ya beni ademe en la ta'buduş şeytan innehu lekum aduvvun mubin

( “Şeytana kulluk etmeyin. Kesinlikle o size apaçık düşmandır.” diye size ahdetmedim mi ey Ademoğulları? )

43/62 Ve la yesuddennekumuş şeytan innehu lekum aduvvun mubin

( Ve kesinlikle şeytan sizi döndürmesin. Kesinlikle o size apaçık düşmandır. )

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2019/09/sihirli-9-says.html?m=1