28 Ekim 2019 Pazartesi

Yüksek binalarla göklere erişme gayreti

"Kibir" duygusu insana her türlü kötülüğün, günahın ve en başta da "Allah'a ortak koşma" ( Şirk ) günahının kapılarını açan en temel negatif tesirdir. Bu öyle bir tesirdir ki insanı, bir sınav ortamı olan kaba madde alemini ( dünya ) terketmeden göklere yani üst boyutlara erişebileceği hatta ilah olabileceği ( haşa ) yanılgısına sürükler.

Kibir olgusunun en göze çarpan maddesel tezahürü inşa edilmekte olan "dev binalar"dır. Bugün dünyanın her yerinde "yeni yaşam ortamı" olarak telkin edilmeye çalışılan yüksek binaların yapılmakta olduğu görülmektedir. Bu binaların böylesine yüksek inşa edilmesindeki temel sebep onları inşa eden / ettiren küresel satanistlerin büyüklük, üstünlük, yücelik obsesyonu yani kibir saplantısıdır. Bu saplantı kendini ilah olarak görmeye kadar uzanan şeytani bir yoldur. 

Kur'an ve Tevrat ayetlerinde "yüksek yapı inşa etme arzusu", "şirk" kavramı ve "Allah yolundan sapmış tek bir dünya topluluğu tesis etme" gayesi ile birlikte bildirilmiştir. Bugün de açıkça görülmektedir ki "Tek Dünya Devleti" adı altında, dinin ortadan kalktığı, tüm ahlaki değerlerin ve sınırların yok olduğu, tüm insanların köleleştirildiği bir küresel sistemin hazırlıkları yapılmaktadır. Ancak bu hedef insanlara "birlik, beraberlik ve eşitlik" söylemleriyle benimsetilmeye çalışılmaktadır. 

28/38 - Ve kale fir'avnü ya eyyühel meleü ma alemtü leküm min ilahin ğayrı fe evkıd li ya hamanü alet tıyni fec'al lı SARHAN LEALLİ ETTALİU İLA İLAHİ MUSA ve inni le ezunnühu minel kazibın

( Ve Firavun "Ey ileri gelenler, ben size başka ilah bilmem. Haydi bana çamurun üzerine ateş yak ey Haman. Bana YÜKSEK KÖŞK oluştur. UMULUR Kİ BEN MUSA'NIN İLAHINA YÜKSELİRİM. Kesinlikle ben onu yalancılardan zannederim." dedi. )

28/38 kodlu ayette, kibir ateşiyle yanmakta olan ancak bu elim durumunun farkında olmayan sapık Firavun, Haman'dan yüksek bir bina ( Piramit ? ) inşa etmesini istiyor ve hedefinin Allah'a erişmek ( haşa ) olduğunu açıkça beyan ediyor.

38/37 - Veş ŞEYATINE küllü BENNAİN ve ĞAVVAS

( Ve ŞEYTANLAR ki hepsi BİNA YAPICI VE DALGIÇ. )

43/33 - Ve lev la en YEKUNEN NASÜ ÜMMETEN VAHİDETEN le cealna Lİ MEN YEKFÜRU BİR RAHMANİ li büyutihim sukufen min fiddatin ve MEARİCE aleyha yazherun

( Ve ŞAYET İNSANLARIN TEK TOPLULUK OLMA DURUMU OLMASAYDI, RAHMAN'I İNKAR EDEN KİMSELERİN evleri için gümüş çatılar, tavanlar ve onun üzerine çıkmaya MERDİVENLER oluştururduk. )

48/33 kodlu ayette, aslında kavram olarak çok pozitif, ideal ve hümanist görünen "tek topluluk olma" gayesinin esasında ne denli şeytani bir plan olduğu dolaylı ve misale dayalı olarak bildirilmektedir.

52/37 - Em ındehüm hazainu rabbike em hümül musaytırun

( Rab’binin hazineleri onların indinde midir? Onlar zorlayıcılar, zorbalar mıdır? )

52/38 - Em lehüm SÜLLEMUN yestemiune fih fel yeti müstemiuhüm bi sultanin mübin

( Onun hakkında duysunlar diye onlara MERDİVEN mi var? O halde onların duyanları apaçık kuvveti, delili getirsinler. )

52/37-38 kodlu ayetlerde göklere ve kozmik bilgilere maddesel vesilelerle erişme saplantısı satirik bir anlatımla bildirilmektedir.

17/37 - Ve la temşi fil erdı merah inneke len tahrikal erda ve LEN TEBLÜĞAL CİBALE TULA 

( Ve yerde gösteriş yaparak yürüme. Kesinlikle sen yeri yaramazsın ve DĞA DA BOYCA ERİŞEMEZSİN. )

17/37 kodlu ayette de "gösterişin" ve "kibirin" hiçbir açıdan hiçbir fayda sağlamayacağı net bir şekilde ifade edilmektedir.

6/35 - Ve in kane kebüra aleyke ı'raduhüm fe in isteta'te en tebteğıye nefekan fil erdı ev SÜLLEMEN FİS SEMAİ fe te'tiyehüm bi ayeh ve lev şaellahü le cemeahüm alel hüda fe la tekunenne minel cahilın

( Ve eğer onların dönmeleri sana büyük sıkıntı olduysa, o halde yerin içinde delik veya GÖĞE MERDİVEN aramaya istidatın varsa, haydi onlara ayet getir. Şayet Allah dileseydi, onları yönlendirme üzerinde toplardı. O halde kesinlikle cahillerden olma. )

Tevrat 

1-Genesis-11-1 Başlangıçta dünyadaki bütün insanlar aynı dili konuşur, aynı sözleri kullanırlardı.
1-Genesis-11-2 Doğuya göçerlerken Şinar bölgesinde bir ova bulup oraya yerleştiler.
1-Genesis-11-3 Birbirlerine, "Gelin, tuğla yapıp iyice pişirelim" dediler. Taş yerine tuğla, harç yerine zift kullandılar.
1-Genesis-11-4 Sonra, "Kendimize bir kent kuralım" dediler, "GÖKLERE ERİŞECEK BİR KULE DİKİP ÜN SALALIM. BÖYLECE YERYÜZÜNE DAĞILMAYIZ."
1-Genesis-11-5 RAB insanların yaptığı kentle KULEYİ görmek için aşağıya indi.
1-Genesis-11-6 "Tek bir halk olup aynı dili konuşarak bunu yapmaya başladıklarına göre, düşündüklerini gerçekleştirecek, hiçbir engel tanımayacaklar" dedi,
1-Genesis-11-7 "Gelin, aşağı inip dillerini karıştıralım ki, birbirlerini anlamasınlar." 
1-Genesis-11-8 Böylece RAB onları yeryüzüne dağıtarak KENTİN YAPIMINI DURDURDU.
1-Genesis-11-9 Bu nedenle kente BABİL adı verildi. Çünkü RAB bütün insanların dilini orada karıştırmış ve onları yeryüzünün dört bucağına dağıtmıştı.

Yukarıdaki Tevrat ayetlerinde Allah'ın kader planına karşı durmak yani "Yeryüzüne dağılmamak" ve "Göklere erişebilmek" ( Kendilerini O'na ortak koşabilmek ve ilahlaştırabilmek ) için "Babil Kulesi'nin" inşa edilmek istendiği bildirilmektedir.


Babil Kulesi tasviri


Kabe'nin hemen yanına dikilmiş olan Royal Clock Tower ( 601 m )



Dünyanın en yüksek yapısı ünvanına sahip Dubai'deki Burj Khalifa ( 829.8 m )











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder