19 Kasım 2022 Cumartesi

Tersine işleyen derecelendirme sistemi

Bir okul ve sınav niteliğinde olan kaba madde planı dünyaya hakim olan sistemin "terine işleyiş sistemi" olduğu kutsal kitap ayetlerinde belirtilmektedir. Bunun sebebi, evvelki bölümlerde de belirtildiği üzere cin şeytanı İblis'in ve onun neferlerinin de "Munzarin"lerden ( Bakılanlar, Gözetilenler ) olmaları yani söylem ve eylemlerine müsaade edilmişlerden olmalarıdır. 

7/14 Kale ENZİRNİ ila yevmi yub'asun

( "Diriltilecekleri güne kadar BANA BAK." dedi. )

7/15 Kale inneke minel MUNZARİN

( "Kesinlikle sen GÖZETİLİP BAKILANLARDANSIN." dedi. )

3/178 Ve la yahsebennellezine keferu ennema numli lehum hayrun li enfusihim İNNEMA NUMLİ LEHUM Lİ YEZDADU İSMA ve lehum azabun muhin

( Ve kesinlikle o inkar edenler nefisleri için onlara hayırlısından süre verdiğimizi sanmasınlar. KESİNLİKLE, ONLARA GÜNAHLARI ARTIRMALARI İÇİN süre veriyoruz. Alçaltıcı hakir eden azap onlaradır. )

Bunun sebebi ise başta da belirtildiği üzere dünyanın bir "farketme, algılama, inanma ve ilmin gereğini yapma" sınavı niteliği arzetmesidir. 

Bu "tersine işleyiş sistemi" içinde, toplumda "itibarlı, saygın" addedilen şahsiyetlerin yani "üst dereceli" addedilenlerin genellikle zengin ve muktedir konumda oldukları görülmektedir. Bir başka deyişle, anılan bu imkanlar, haksızlıkla, adaletsizlikle, zulümle, zorbalıkla, tuzaklarla, hatta suç nitelikli söylem ve eylemlerle elde edilmiş olsalar dahi toplumda temel "derecelendirme" kriteri  olarak kabul görmektedir. İşte bu "derecelendirme" sisteminin esasen "yanlışın doğru kabul edilmesinden" ibaret olduğu aşağıdaki ayetlerde bildirilmektedir. 

Kalem suresinin aşağıdaki ayetlerinde, ilahi nizamdaki esas derecelendirme sisteminin, kabul görmüş olanın tam tersi olduğu yani aslında maddi zenginliğin ve iktidarın "en alt seviyeden derece" olduğu, malı, mülkü ve iktidarı ile kibirlenenlere süre verildiği ve bunun da Rab'bin, tuzak kuranlara tuzağı olduğu bildirilmektedir. 

68/44 Fe zerni ve men yukezzibu bi hazel hadisi SE NESTEDRİCUHUM MİN HAYSU LA YA'LEMUN

( O halde bana bırak. Bu sözü kim yalanlarsa, ONLARI BİLMEDİKLERİ YERDEN DERECELENDİRECEĞİZ. )

68/45 Ve umliy lehum inne keydi metin

( Ve ONLARA MÜHLET VERİYORUM. KESİNLİKLE TUZAĞIM SAĞLAMDIR. )

Kasas suresinin 5. ayetinde de haksızlık, adaletsizlik, zulüm, zorbalık ve tuzaklarla imkanları ellerinden alınmışların yani "zayıf bırakılmışların" gerçek anlamda Rab'bin ruhsal nimetini ve rahmetini hakeden ruhsal mirasçılar oldukları bildirilmektedir.

28/5 Ve NURİDU EN NEMUNNE ALELLEZİNESTUD'İFU FİL ERDİ VE NEC'ALEHUM EİMMETEN VE NEC'ALEHUMUL VARİSİN 

( Ve YERDE ZAYIF BIRAKILANLARA NİMET VERMEYİ VE ONLARI ÖNDERLER KILMAYI VE ONLARI VARİSLER KILMAYI İSTEDİK. )

Lut kavminin akıbetinden bahsedilen Hud suresinin 82. ayetinde yer alan "Cealna aliyeha safileha" ( Onun üstünü altı kıldık. ) cümlesinin çoklu anlamlarınan biri de "kendilerini âli ( ulu ) addedip kibirlenen zalim muktedirlerin sefiller kılındığıdır."  

11/82 Fe lemma cae emruna CEALNA ALİYEHA SAFİLEHA ve emtarna aleyha hicaraten min siccilin mendud

( Emrimiz geldiğinde, ONUN ÜSTÜNÜ ALTI KILDIK. Onların üzerine pişmiş çamurdan istifli taşlar yağdırdık. )

Zuhruf ve Nahl surelerinin aşağıdaki ayetlerinde ilahi kozmik bilgilerin, yerde muhtelif vasıtalarla zenginleşmiş ve muktedir hale gelmiş olanlara verilmesi gerektiğini iddia eden müşrik elitlerden, bu müşriklerin bir sınav olarak kendilerine verilen maddi imkanları, insanları tahakküm altına almak amacıyla kullandıklarından ve Rab'be isyan ettiklerinden bahsedilmektedir. 

43/31 Ve kalu lev la nuzzile hazel kur'an ala raculin minel karyeteyni azim

( Ve "Bu Kur'an iki büyük şehirden bir adamın üzerine indirilmeli değil miydi?" dediler. )

43/32 E hum yaksimune rahmete rabbik nahnu kasemna beynehum meiyşetehum fil hayatid dunya ve rafa'na ba'dahum fevka ba'din deracatin li yettehize ba'duhum ba'dan suhriyya ve rahmetu rabbike hayrun min ma yecmeun

( Rab’binin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında, onların aralarında geçimliklerini biz bölüştürdük. Bazılarının bazılarını buyruk vermek üzere edinmeleri için bazılarını bazılarının üstüne derecelerle yükselttik. Rab’binin rahmeti, o toplayıp biriktirdiklerinden daha hayırlıdır. )

16/71 Vallahu faddale ba'dakum ala ba'din fir rizk fe mellezine fuddilu bi raddi rizkihim ala ma meleket eymanuhum fe hum fihi seva' e fe bi ni'metillahi yechadun

( Ve Allah, rızıklarda bazınızı bazınıza üstün kıldı. Ancak o üstün olanlar rızıklarını o ellerinin malik olduklarına vermezler ki onda eşit olsunlar. Yani Allah’ın nimeti ile cihad mı ediyorlar? )

İncil'in Matta 11-11 kodlu ayetinde kaba madde planı dünyada, "üstünlüğün" ve "derecelerin" maddi kriterlere göre belirlenmesinin "ters işleyiş" olduğu bildirilmektedir.

40 Matthew 11-11 Size doğrusunu söyleyeyim, kadından doğanlar arasında Vaftizci Yahya'dan daha üstün biri çıkmamıştır. Bununla birlikte, GÖKLERİN EGEMENLİĞİ'NDE EN KÜÇÜK OLAN ONDAN ÜSTÜNDÜR. 

Aşağıdaki İncil ayetlerinde de maddi "Zenginlik"* kavramının esasen olmaması gereken bir kavram olduğu ve kaba madde planının aldatıcı düşük frekanslarına ( maddi ve nefsani unsurlar ) kapılanların, cennet kavramı ile simgelenen üst süptil planlara geçemeyeceği bildirilmektedir. ( * Maddi anlamda zengin olmayı istemek, başkalarının fakir olmasını istemektir. )

40 Matthew 19-23 İsa öğrencilerine, "Size doğrusunu söyleyeyim" dedi, "ZENGİN KİŞİ GÖKLERİN EGEMENLİĞİ'NE ZOR GİRECEK." 

40 Matthew 19-24 Yine şunu söyleyeyim ki, DEVENİN İĞNE DELİĞİNDEN GEÇMESİ, ZENGİNİN TANRI EGEMENLİĞİ'NE GİRMESİNDEN DAHA KOLAYDIR." 

42 Luke 16-13 "Hiçbir uşak iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. SİZ HEM TANRI'YA, HEM PARAYA KULLUK EDEMEZSİNİZ."

Luke bölümünün aşağıdaki ayet setinde ise, toplumların büyük bölümünü oluşturan maddi menfaat peşinde koşan kitleler tarafından haketmedikleri şekilde itibarlı addedilen zengin muktedirlerden bahsedilmektedir.

42 Luke 6-24 Ama vay halinize, ey zenginler, Çünkü tesellinizi almış bulunuyorsunuz!

42 Luke  6-25 Vay halinize, şimdi karnı tok olan sizler, Çünkü açlık çekeceksiniz! Vay halinize, ey şimdi gülenler, Çünkü yas tutup ağlayacaksınız!

42 Luke 6-26 BÜTÜN İNSANLAR SİZİN İÇİN İYİ SÖZLER SÖYLEDİKLERİ ZAMAN, VAY HALİNİZE! ÇÜNKÜ ONLARIN ATALARI DA SAHTA PEYGAMBERLERE BÖYLE DAVRANDILAR."

Luke bölümünün aşağıdaki ayetlerinde de dünyada temel kibirlenme unsurları olan mal, mülk ve iktidar kavramlarının esasen mekruh oldukları bildirilmektedir.

42 Luke 16-14 Parayı seven Ferisiler bütün bu sözleri duyunca İsa'yla alay etmeye başladılar.

42 Luke 16-15 O da onlara şöyle dedi: "Siz insanlar önünde kendinizi temize çıkarıyorsunuz, ama Tanrı yüreğinizi biliyor. İNSANLARIN GURURLANDIKLARI NE VARSA, TANRI'YA İĞRENÇ GELİR. 

James bölümün aşağıdaki ayetlerinde ise tıpkı Kasas suresinin 5. ayetinde olduğu gibi, haksızlık, adaletsizlik, zulüm, zorbalık ve tuzaklarla imkanları ellerinden alınmışların yani "zayıf bırakılmışların" gerçek anlamda Rab'bin ruhsal nimetini ve rahmetini hakeden ruhsal mirasçılar oldukları bildirilmektedir.

59 James 2-5 Dinleyin, sevgili kardeşlerim: TANRI, BU DÜNYADA YOKSUL OLANLARI İMANDA ZENGİNLEŞMEK VE KENDİSİNİ SEVENLERE VAAT ETTİĞİ EGEMENLİĞİN MİRASÇILARI OLMAK ÜZERE SEÇMEDİ Mİ?



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder