19 Şubat 2020 Çarşamba

NWO Kartındaki 13013 sayısı

"Gaybın ilmi onlarda da ( kaderi ) onlar mı yazıyorlar?" başlıklı bölümde incelenen "Illuminati New World Order - Conspiracy Games" ( Aydınlanmışlar Yeni Dünya Düzeni - Komplo Oyunları ) kapsamındaki 412 oyun kartından biri olan aşağıdaki kart "13013" başlıklı kartın ilgili sayıyı içermesi ve üzerindeki görselde bir "Uzay Aracı" figürünün yer alması açısından dikkat çekmektedir.

Kartta "13013 sayısı üzerine meditasyon yapmanın şaşırtıcı etkileri olacağından" bahsedilmektedir.



"13" sayısındaki 3 sayısının yan yatması ve 1 sayısı ile yer değiştirmesi durumunda ortaya "Allah" kelimesini oluşturan Lam Lam ve Elif harflerinin çıktığına evvelki bölümlerde de değinilmişti. Bu minvalde kartta iki kere 13 sayısının yer alması ile "Allah Allah" diyerek yapılan zikir arasında bir ilinti olabilir mi? "13013 sayısı üzerine meditasyon yapma" ifadesiyle dolaylı olarak "Allah Allah" zikri mi ifade edilmektedir. 

( Unutulmamalıdır ki cin şeytanlarının kendi ilimleri olmadığı gibi insan gibi yaratıcılıkları da yoktur. Cin şeytanları sadece matematiksel yetenekleriyle mevcut ilmi ve olguları çarpıtarak insanları aldatırlar ve saptırırlar. Yani yaptıkları sadece Allah'ın ilmini kötülüğe vesile olacak şekilde kullanmaktır.* Dolayısıyla madde üzerinde kontrol sağlayabilecek en büyük ruhsal kudretin kaynağı sadece ve sadece Rab'bin ismi / isimleri olduğundan söz konusu zikir hususu gerçek ifşa edilmeden okült olarak gündeme getirilmiş olabilir. )

* İblis'in de içinde bulunduğu melekler topluluğunun şu söylemi hatırlanmalıdır.

2/32 - Kalu sübhaneke la ilme lena illa ma alemtena inneke entel alimül hakim
( "Yücesin sen. O bize öğrettiğinin haricinde bize ilim yoktur. Kesinlikle sen bilensin hakimsin." dediler. )


Kartın üzerindeki "13013" sayısının nümerolojik değeri, yeni döngü başlangıcı ve sonsuz döngünün nümerolojik sembolü olan "8" sayısını ( 1+3+0+1+3 = "8" ) vermektedir. Kart üzerindeki "Uzay Gemisi" resmi de farklı boyutlara açılım veya farklı boyutlarla iletişim mesajını vermekte gibi olup, bu noktada 8 sayısıyla sembolik uyum oluşmaktadır.

Kodu, kart üzerindeki 13013 sayısıyla uyum arzeden Kur'an'ın 13/13 kodlu ayetinde "Allah'ın övülmek üzere zikredilmesinden" ve "O'nun azabının şiddetinden" bahsedilmesi de, konu bağlamında, O'nun bahşedeceği güçten faydalanma hususuyla ilintili olabilir. Kartta yer alan "13013 sayısına meditasyonun şaşırtıcı etkileri" ifadesi de aynı konu kapsamında uyum arzetmektedir. 

13/13 - Ve yüsebbihur ra'dü bi hamdihı vel melaiketü min hıyfetih ve yürsilüs savaıka fe yüsıbü biha men yeşaü ve hüm yücadilune fillah ve hüve şedıdül mihal
( Ve gök gürültüsü ve melekler O' nun korkusundan, O' nu övgüsü ile överler. Yıldırımlar gönderir de onlarla dilediği kimseye isabet eder. Onlar ise Allah hakkında mücadele ederler. O azabı şiddetli olandır. )













Gaybın ilmi onlarda da ( kaderi ) onlar mı yazıyorlar?

52/41 - Em ındehümül ğaybu fe hüm yektubun
( Gayb* onların indinde de onlar mı yazıyorlar?  )

53/35 - E indehu ilmul ğaybi fe hüve yera
( Gaybın ilmi onun indindedir de o mu görür? )

68/47 - Em indehümül ğaybu fe hüm yektubun
( Gayb onların indinde de onlar mı yazıyorlar? )

* Gayb = Bilinmeyen, Yok olan ( KAYBetmek = GAYBetmek )

Kur'an'ın bu ayetlerinde, kendilerini Rab'be ortak koşmak gibi büyük bir gaflet ve yanılgı içine girmiş olan ve O'nun ilmini, kutsal kitaplardaki zamandan münezzeh bilgileri, O'nun yaratılış mekanizmasını taklit ederek kaba madde aleminde "insanlığın kaderini belirleme"ye kalkışan küresel şeytanlara dolaylı olarak işaret edilmektedir. Zira bu azınlık kitle, dünya insanlığını tahakküm altına almak ve köleleştirmek için uyguladıkları, uygulayacakları planları sanki bir "kader* yazısı" gibi kayıt altına almaktadır. Sözde kudretlerini insanlara hissettirmek ve uygulayacakları komplolara karşı toplumu bilinçaltında hazırlamak ve sosyal tepkiyi en aza indirmek için zaman içinde muhtelif sistem görevlisi kişiler ( yazarlar, müzik insanları, film senaristleri ve yapımcıları, siyasiler, iş insanları vb. ) ve mecralar kanalıyla bu planlarını topluma duyurmaktadırlar. Dolayısıyla bir çok olayın bazı kişilerce önceden bilinmesi fenomeninin temeli "medyumluk"un yanısıra "planları önceden bilmeye" de dayanabilmektedir!

Oysa ki yaratılıştaki tüm olgular ve olaylar Allahü Teala'nın izni ve O'nun yetkilendirdiği Vazifeli Varlıklar ( Melekler ) tarafından bir kader mekanizması dahilinde, varlıkların sonsuz ruhsal tekamül yolculuğundaki ihtiyaçlarına göre belirlenmekte ve uygulamaya alınmaktadır. Dolayısıyla komplo yaptığını, tuzak kurduğunu zanneden gafiller sadece ve sadece kendilerine komplo ve tuzak kurmakta, kendilerini mağdur etmekte, mağdur etmek istedikleri insanlar için ise tekamül ve yükseliş imkanı yaratmaktadırlar.

4/76 - Ellezine amenu yükatilune fı sebılillah vellezine keferu yükatilune fı sebılit tağuti fe katilu evliyaeş şeytan inne keydeş şeytani kane daıyfa
( O inananlar Allah yolunda savaşırlar ve o inkar edenler azgının yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarıyla savaşın. Şeytanın tuzağı kesinlikle zayıftır. )

6/123 - Ve kezalike cealna fı külli karyetin ekabira mücrimıha li yemküru fıha ve ma yemkürune illa bi enfüsihim ve ma yeş'urun
( Ve işte böyle, her şehrin büyüklerini, orada hile yapıp tuzak kurmaları için, oranın suçluları kıldık. Nefislerinden, kendilerinden başkasına hile yapıp tuzak kurmazlar ve farketmezler. )

35/43 - İstikbaran fil erdı ve mekras seyyi' ve la yehıykul mekrus seyyiü illa bi ehlih fe hel yenzurune illa sünnetel evvelın fe len tecide li sünnetillahi tebdıla ve len tecide li sünnetillahi tahvıla
( Yerde kibirlenme ve kötülük tuzağıdır. Kötülük tuzağı sahibinin haricindekinin başına geçmez. Ancak evvelkilerin adetlerini mi gözetiyorlar? Allah' ın adetinde değişim bulamazsın. Allah' ın adetinde dönüşüm, başkalaşım bulamazsın. ) 

10/21 - Ve iza ezaknen nase rahmeten min ba'di darrae messethüm iza lehüm mekrun fı ayatina kulillahü esrau mekra inne rusülena yektübune ma temkürun
( Ve insanlara, onlara dokunan darlıktan sonra rahmet tattırdığımızda, o zaman onlar ayetlerimiz hakkında tuzak kurarlar. De ki: "Allah’ ın tuzağı kesinlikle daha hızlıdır." Kesinlikle resullerimiz o tuzak kurmalarınızı yazarlar. )

* "Kader" kelimesi "Ölçü, ölçme" anlamına gelen ve "Mikdar" kelimesinin de kökü olan kelimedir. Kişilerdeki, yazılardaki, söylemlerdeki, mekanlardaki ve olaylardaki nümerolojik ve sistematik yapı esas itibarıyla "ilahi nizamın kader mekanizmasının" bir yansıması niteliğindedir. Maalesef bu gafil şeytanlar, gaybı sadece Allah'ın bildiğini unutarak, İblis'in hipnozu altında "kaderi kendilerinin yazabildikleri" gibi sapkın bir düşünceye kendilerini kaptırmış durumdadırlar. 

Planlanmış bir çok olayın önceden toplum bilgisine sunulması olgusuna ilişkin birçok örnek arasından başlıca örnekler olarak "Titanic'in Vakası", "9/11 İkiz Kuleler Vakası" ve güncel bir vaka olan "Coronavirüs Salgını Vakası" verilebilir. Ayrıca 1995 yılında Amerikalı Steve Jackson tarafından piyasaya sürülen / sürdürülen ve komplo teorileri içeren "Illuminati New World Order - Conspiracy Games" ( Aydınlanmışlar Yeni Dünya Düzeni - Komplo Oyunları ) isimli oyun kartlarında, dünyadaki sosyal, politik, teknolojik, ekonomik, psikolojik vb. bir çok gelişmenin "öngörüldüğü" ! görülmektedir.

En güncel olandan başlanacak olursa, Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve yayılan "Coronavirüs Salgını Vakası"'nın 1981 yılında Amerikalı yazar Dean Koontz tarafından yayımlanan "The Eyes of the Darkness" ( Karanlığın Gözleri ) kitabında "Wuhan-400 isimli insan yapımı sentetik bir virüsten" bahsedilmek suretiyle açık ve detaylı olarak yer aldığı görülmektedir.

"It was around then that a CHINESE scientist named Li Chen defected to the United States, carrying a diskette record of CHINA's most important and dangerous: new biological weapon in a decade. They call the stuff 'WUHAN-400' because it was developed at their RDNA labs outside of the city of WUHAN, and it was the four-hundredth viable strain of man-made microorganisms created at that research center. "WUHAN-400 is a perfect weapon. It afflicts only human beings. No other living creature can carry it. And like syphilis, WUHAN-400 can't survive outside a living human body for longer than a minute, which means it can't permanently contaminate objects or entire places the way anthrax and other virulent microorganisms can. And when the host expires, the WUHAN-400 within him perishes a short while later, as soon as the temperature of the corpse drops below eighty-six degrees Fahrenheit. Do you see the advantage of all this?"


2008 yılında Sylvie Bowne isimli yazar tarafından yayımlanan "End of Days : Predictions and Prophecies About the End of the World ) ( Son Günler : Dünyanın Sonuna İlişkin Öngörüler ve Kehanetler ) kitabında ise şu cümleler yer almaktadır. 

"In around 2020 a severe pneumonia-like illness will spread throughout the world....." ( 2020 civarında zatürre benzeri bir hastalık dünya çapında yayılacaktır..... )



2001 yılında Manhattan'daki Twin Towers - World Trade Center ( İkiz Kuleler - Dünya Ticaret Merkezi )' a uçak çarpması olayının da olay tarihinden çok önce muhtelif mecralarda iletişimi yapılmıştır.

                                                          
               1994 yılına ait bir dergiden


PIA reklamı 1979


Asi Sufre Latino America 1983


Simpsons çizgi filmi 1997

                                                            
                 Marvel Comic Book 1983

1912 yılında "Unsinkable" ( Batmaz ) sloganıyla hizmete giren Titanic isimli transatlantikin ilk seferinde batması vakası da vakadan 14 yıl önce yani 1898 yılında Amerikalı yazar Morgan Andrew Robertson tarafından yayımlanan «Wreck of the Titan or, Futility» isimli romanın konusu olmuştur.

 Detaylar için bkz.



1995 yılında Steve Jackson tarafından piyasaya sürülen ( veya sürdürülen ) ve komplo teorileri içeren "Illuminati New World Order - Conspiracy Games" ( Aydınlanmışlar Yeni Dünya Düzeni - Komplo Oyunları ) isimli oyun kartlarında, dünyadaki sosyal, politik, teknolojik, ekonomik, psikolojik vb. bir çok gelişmenin "öngörüldüğü" ! görülmektedir. Oyun seti 412 karttan oluşmakta olup, Jackson bu kart oyunuyla "En İyi Oyun" ödülünü almıştır. Kartlardakiler "öngörü mü"dür? Yoksa planların, planlı ifşası mıdır?


Bazı kartlar ;

"Terrorist Nuke" ( Terörist Saldırısı ) başlıklı olan ve İkiz Kuleler'in patlayarak yıkılmasını ve Pentagon'daki patlamayı konu alan kart.



11 Mart 2011 Japonya depreminden sonra Fukushima nükleer santralindeki reaktörde yangın çıkmış ve deprem sonrası tsunami oluşmuştu. Karttaki bina resmi Fukushima reaktör binasına çok benzemektedir.



Fukushima Nükleer Santrali - Japonya


"Tidal Wave" ( Gelgit Dalgası / Tsunami )

ABD'nin, Alaska’ da yürüttüğü HAARP ( High Frequency Active Aurora Research Programme ) projesi ile iyonosferden Dünya’ ya iyon yüklü ışın göndererek jeolojik olayları tetiklediği ve insanların zihinlerini etkileyerek düşüncelerini değiştirdiği veya kontrol ettiği iddia edilmektedir. 

                                                              
                   HAARP Tesisi Alaska


"Orbital Mind Control Laser" ( Yörüngesel Zihin Kontrol Işını / Lazeri ) 

Gökyüzünde oluşan çizgisel iz formundaki bulutsuların «uçak motoru kaynaklı iz» olmadığı, aksine uçaklardan salınan bazı kimyasal maddelerin izleri ( chemtrails ) olduğu ve ABD’ nin, bu kimyasal maddelerin insan üzerindeki etkilerini test etmekte olduğu iddia edilmektedir.


Gökyüzündeki chemtrails


"International Weather Organisation" ( Uluslararası Hava Organizasyonu ) başlıklı kartta uçaktan yere zararlı kimyasal madde atılması resmedilmiştir.

Güncel konu olan dünya çapında virüs salgınını konu alan "Epidemic" ( Salgın ) başlıklı kart;


Küresel çete, oyun kartlarına da ismini veren Yeni Dünya Düzeni ( New World Order ) ve Tek Dünya Devleti ideali çerçevesinde, tarihi bilgileri de manipüle ederek yani bir anlamda "tarihi yeniden ve yanıltıcı olarak yazarak" toplumların sosyal hafızalarına müdahale etmekte ve onların ortak değerlerini ortadan kaldırmayı hedeflemektedir.


"Rewriting History" ( Tarihi Yeniden Yazmak )

Örnekler uzayıp gitmektedir.
.......................................................
.......................................................
.......................................................
.......................................................
.......................................................
.......................................................
.......................................................
.......................................................





18 Şubat 2020 Salı

Oruç meselesi

Evvelki bölümlerde de incelendiği üzere, "Oruç" kelimesi, Kur'an'da "Savm" veya "Siyam" olarak geçmektedir. Bu kelime, zahiri anlam itibarıyla, kitapta da belirtildiği üzere, gün doğumundan gün batımına kadar -ki bu süre aralığı bir döngüyü ifade etmektedir. - yeme, içme ve cinsel ihtiyaç gibi maddi, dünyevi ve nefsani arzulardan kendini nispeten uzaklaştırabilmeyi, kötü tutum, kötü söz ve kötü davranış hususunda azami takvayı gösterebilmeyi ifade etmektedir. Esas itibarıyla "Oruç" kavramı, tekamül yolundaki inananların "her zaman ve sürekli" olarak içinde bulunmaları gereken tutum ve davranış modelini tanımlayan ve çok tekrar sistemiyle alışkanlık, süreklilik kazandırmayı amaçlayan ilahi bir metod, ilahi bir yönlendirmedir. 

Bir başka deyişle "Oruç", "Allah'ı memnun ederek ( haşa ) O'ndan fayda elde etmek" gibi bir düşünceyle uygulanması caiz olmayan bir kavramdır. Oruç, diğer insanların huzuru, mutluluğu ve menfaati düşünmek, yoksun olanın yoksunluğunu gidermeye katkıda bulunmak, sevgi enerjisini maksimize edip Öz Varlığı hissedebilmek amacıyla madde aleminden soyutlanmak ve üst boyutlara hazırlanmak düşüncesiyle uygulanmalıdır. Allahü Teala'nın ayetlerinde de vurguladığı üzere "insana isabet eden olumlu veya olumsuz musibetler hep ellerinin kazandığındandır." 

Oruç ile ilgili Kur'an'daki ilk ayetler aşağıdaki gibidir

2/183 - Ya eyyühellezine amenu kütibe aleykümüs sıyamü kema kütibe alellezine min kabliküm lealleküm tettekun
( Ey o inananlar, oruç o sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sizin üzerinize de yazılmıştır. Umulur ki sakınırsınız.  )

2/184 - Eyyamen ma'dudat fe men kane minküm merıdan ev ala seferin fe ıddetün min eyyamin uhar ve alellezine yütıykuneh fidyetün taamü miskın fe men tetavvea hayran fe hüve hayrun leh ve en tesumu hayrun leküm in küntüm ta'lemun
( Adedi belirli günlerdir. O halde sizlerden kim hasta veya seferde olursa sonraki günlerden müddeti doldursun. Yoksulları beslemek O’ na itaat edip dayananların üzerine fidyedir. İsteyerek hayır yapan kimse için o ona hayırlıdır. Eğer bilmiş olursanız oruç tutmanız size daha hayırlıdır. )

Tevrat'ın 23. suresi olan İsaiah suresinin aşağıdaki ayetleri Oruç hususunun gerçek anlamına Rab'bin söylemleri vesilesiyle dikkat çekmektedir.

23-Isaiah-58-3 Diyorlar ki, ‘Oruç* tuttuğumuzu neden görmüyor, İsteklerimizi denetlediğimizi neden farketmiyorsun? ”Bakın, oruç tuttuğunuz gün keyfinize bakıyor, İşçilerinizi eziyorsunuz.

23-Isaiah-58-4 Orucunuz kavgayla, çekişmeyle, Şiddetli yumruklaşmayla bitiyor. Bugünkü gibi oruç tutmakla Sesinizi yükseklere duyuramazsınız.

23-Isaiah-58-5 İstediğim oruç bu mu sanıyorsunuz? İnsanın isteklerini denetlemesi gereken gün böyle mi olmalı? Kamış gibi baş eğip çul ve kül üzerine mi oturmalı? Siz buna mı oruç, RAB’bi hoşnut eden gün diyorsunuz?

23-Isaiah-58-6 Benim istediğim oruç, Haksız yere zincire, boyunduruğa vurulanları salıvermek, Ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak, Her türlü boyunduruğu kırmak değil mi?

23-Isaiah-58-7 Yiyeceğinizi açla paylaşmak değil mi? Barınaksız yoksulları evinize alır, Çıplak gördüğünüzü giydirir, Yakınlarınızdan yardımınızı esirgemezseniz,

23-Isaiah-58-8 Işığınız tan gibi ağaracak, Çabucak şifa bulacaksınız. Doğruluğunuz önünüzden gidecek, RAB’bin yüceliği artçınız olacak.

İncil'de ise oruç ile ilgili şu ayetler dikkat çekmektedir.

40-Matthew-6-16 "Ayrıca, oruç tuttuğunuz zaman, ikiyüzlüler gibi üzgün yüz ifadesi takınmayın. Onlar oruç tuttuklarını insanlara belli etmek için suratlarını asarlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır.

58-Hebrews-10-22 Gerçek bir kaple, kalplerimizi kötünün bilincinden uzak tutarak ve vücutlarımızı saf su ile yıkayarak imanın tüm güvencesine yanaşalım.
58-Hebrews-10-23 İmanımız gereği sarsılmadan oruç tutalım.
58-Hebrews-10-24 Ve bribirimize sevgi ve iyi işleri telkin edelim.


Orucun insan metabolizması üzerinde yenileyici ve şifa verici etkisi olduğu, dünyevi ve maddi olgulardan soyutlanmanın üst tekamül boyutlarına kapı araladığı ( portal açtığı ) evvelki bölümlerde nümerolojik tespit destekli olarak incelenmişti.

Bkz. 




Dalga - Parçacık Düalitesi ( Wave - Particle Duality )

Işık hem "dalga" hem de "parçacık" özelliği taşımakta olup, bu fenomene kuantum fiziğinde "Dalga-Parçacık Düalitesi" adı verilmektedir. Işık, foton adı verilen parçacıklar halinde yayılır ve bir foton hem dalga hem parçacık özelliği sergileyebilir. Çift Yarık Deneyinde ( Young Deneyi ) fotonun iki yarığın içinden geçerken yansıma perdesinde / duvarında bir girişim deseni oluşturması onun dalga benzeri özelliklere sahip olduğunu ispat etmektedir. Suyun bir taşın etrafından geçerken bükülmesi gibi ışık da bir nesnenin etrafından geçerken bükülebilir (diffraction) ve polarize olabilir. Tüm bu özellikler onun dalga niteliğini göstermektedir. Öte yandan, fotoelektrik fenomeninde görüldüğü üzere ışığın enerji parçacıkları halinde (fotonlar) etrafa yayılması onun parçacık özelliğini gösterir.  

65-Yahuda-1-13 Köpüğünü savuran denizin azgın DALGALARI gibi ayıplarını çevreye SAVURURLAR. Serseri YILDIZLAR gibidirler. Onları sonsuza dek sürecek koyu KARANLIK bekliyor.

İncil'in 65. suresinin 1-13 kodlu ayetinde  "Dalga" ve "Yıldız" kelimelerinin "Savrulmak" fiiliyle ve "Karanlık" ( Işığın düalitesi olan kavram ) birlikte kullanımı ışığın düal özelliğe yani hem dalga hem de parçacık özelliğine sahip olması fenomenini ( Dalga - Parçacık* Düalitesi ) çağrıştırmaktadır. ( * Yıldızlar, ışık saçan parçacıklar olarak düşünülebilir. )

Ayrıca, Çift Yarık Deneyi'nde ( Young Deneyi ) ışık parçacığı olan fotonun hareketi "gözlemlendiğinde" perdede / duvarda girişim deseni oluşturmayıp sadece iki çizgi oluşturması da ışığın katı bir parçacık gibi davrandığını göstermektedir. Bu deneyde ışık fotonu gözlemlendiğinde, parçacıkların çift yarıktan geçtikten sonra perdede çift yarık yansıması oluşturdukları yani çift yarık formunda savruldukları / yayıldıkları gözlemlenmektedir.


Çift Yarık Deneyi Düzeneği ( Parçacıklar "gözlemlendiğinde" girişim deseni oluşturmuyorlar ve sadece iki yarık yansıması oluşturuyorlar. )

Deneye konu olan "Çift Yarık"ın, "11" sayısının formuna benzemesi ile Dalga-Parçacık Düalitesi'ni çağrıştıran ayetin ait olduğu surenin numarasının ( 65 ) nümerolojik değerinin "11" olması arasında da okült ilinti olabilir.








17 Şubat 2020 Pazartesi

Sofofili ve Sofofobi

"Sofofili" ( Sophophilia )* kelimesi "Bilgiseverlik, Bilgiyi sevme, bilgiden zevk alma ve bilgi yoluyla bilgeliğe erişme tutkusu" olarak tanımlanmaktadır. ( Esas itibarıyla "Filosofi / Filozofi" kelimesi de "Bilgiseverlik" anlamına gelmektedir. )

* Sopho = Bilgi ( Homo Sapiens ( Bilen İnsan ) kelimesindeki "Sapiens" kelimesi "Sopho" ( Bilgi ) kökünden gelmektedir. ) ; Philia = Sevgi

"Sofofobi" ( Sophophobia )** kelimesi ise "Bilgi Korkusu, Bilgiden korkma, çekinme" olarak tanımlanmaktadır.

** Sopho = Bilgi ; Phobia = Korku

İlmi ve idraki tekamül yoluyla ruhsal yükseliş arayışı içinde olan her inananın "Sofofil" ( Bilgisever ) olması kaçınılmaz ancak hoş bir mecburiyettir. Ve "ilmi artırma ve bilgilenme" Allahü Teala'nın kullarından öncelikle ifa etmelerini istediği ve destek olarak ruh tesiri sağladığı bir husustur.

Rab'bin isteğinden, ilim arayışından ve ilmin faziletinden zevk alma ve ilimden çekinme, uzak durma hususu kutsal kitaplarda şöyle ifade edilmektedir.

Tevrat

19-Psalms-37-4 RAB'den zevk al, O senin içindeki istekleri yerine getirecektir.

19-Psalms-40-7 O zaman şöyle dedim: "İşte geldim; Kutsal Yazı tomarında benim için yazılmıştır. Ey Tanrım, senin isteğini yapmaktan zevk alırım ben, Yasan yüreğimin derinliğindedir."

19-Psalms-112-1 Övgüler sunun RAB'be! Ne mutlu RAB'den korkan insana, O'nun buyruklarından büyük zevk alana!

20-Proverbs-1-22 "Ey budalalar, budalalığı ne zamana dek seveceksiniz? Alaycılar ne zamana dek alay etmekten zevk alacak? Akılsızlar ne zamana dek bilgiden nefret edecek?

20-Proverbs-2-10 Çünkü yüreğin bilgelikle dolacak, Zevk alacaksın bilgiden.

20 Proverbs 8-10 Gümüş yerine terbiyeyi, Saf altın yerine bilgiyi edinin. 

20 Proverbs 8-11 Çünkü bilgelik mücevherden değerlidir, Dilediğin hiçbir şey onunla kıyaslanamaz.

İncil

42-Luke-7-35 Ne var ki bilgelik, onu benimseyen herkes tarafından doğrulanır."

42-Luke-21-15 Çünkü ben size öyle bir konuşma yeteneği, öyle bir bilgelik vereceğim ki, size karşı çıkanların hiçbiri buna karşı direnemeyecek, bir şey diyemeyecek.

45-Romans-11-33 Tanrı'nın zenginliği ne büyük, bilgeliği ve bilgisi ne derindir! O'nun yargıları ne denli akıl ermez, yolları ne denli anlaşılmazdır!

44-Acts-6-10 Ama İstefan'ın konuşmasındaki bilgeliğe ve Ruh'a karşı koyamadılar.

Kur'an

20/114 - Fe tealellahül melikül hakk ve la ta'cel bil kur'ani min kabli en yukda ileyke vahyühu ve kul rabbi zidnı ılma
Gerçeğin maliki Allah yücedir. Sana O’nun vahyinin hükmedilmesinden önce okumada acele etme. De ki: "Rab’bim bana ilmi artır." )

4/162 - Lakinir rasihune fil ılmi minhüm vel mü'minune yü'minune bima ünzile ileyke ve ma ünzile min kablike vel mükımınes salate vel mü'tunez zekate vel mü'minune billahi vel yevmil ahır ülaike se nü'tıhim ecran azıma
( Lakin onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve inananlar, sana indirilene ve senden önce indirilenlere inanırlar. Onlar, duaya kalkan, zekatı veren, Allah’a ve sonraki güne inananlardir. İşte onlara büyük ödül vereceğiz. )

16/25 - Li yahmilu evzarahüm kamileten yevmel kıyameti ve min evzarillezıne yüdıllunehüm bi ğayri ılm e la sae ma yezirun
( Ayağa kalkış gününde, ağırlıklarını, yüklerini ve onları ilimsizce saptırmış olanların da ağırlıklarını, yüklerini tamamen yüklenip taşımaları içindir. İyi bilin ki o yüklenip taşıdıkları kötüdür. )

22/3 - Ve minen nasi men yücadilü fillahi bi ğayri ılmin ve yettebiu külle şeytanin merıd
( Ve insanlardan Allah hakkında ilimsizce mücadele eden kimse, her asi azgın şeytana tabi olur. )

22/8 - Ve minen nasi men yücadilü fillahi bi ğayri ılmin ve la hüden ve la kitabin münır
( Ve insanlardan kimi, ilimsizce, yönlendirme olmadan ve aydınlatıcı kitap olmadan Allah hakkında mücadele eder. )

30/29 - Bel ittebeallezıne zalemu ehvaehüm bi ğayri ılm fe men yehdı men edallellah ve ma lehüm min nasırın
( Bilakis kesinlikle o zulmedenler ilimsizce heveslerine tabi oldular. Artık, o Allah' ın saptırdığı kimseyi kim yönlendirebilir? Ona yardımcı yoktur. )

Ayette ilimsizlikten, bilgisizlikten dolayı nefsaniyet ürünü heveslerin esiri olan zalimlerden bahsedilmektedir.










Damardaki Evren ve İp Teorisi

13/2 - Allahüllezı rafeas semavati bi ğayri amedin teravneha sümmesteva alel arşi ve sehharaş şemse vel kamer küllün yecrı li ecelin müsemma yüdebbirul emra yüfassılül ayati lealleküm bi likai rabbiküm tukınun
( O Allah, gökleri sütunsuz yükseltendir. Onları görürsünüz. Sonra arş, taht üzerine seviyelendi. Ay’ı ve Güneş’i buyruğuna aldı. Hepsi isimlendirilmiş belirli vade için akarlar. İşleri yönetir. Ayetleri ayrıntılandırır. Umulur ki Rab’binize kavuşmaya kani olursunuz. )

31/29 - E lem tera ennellahe yulicül leyle fin nehari ve yulicün nehara fil leyli ve sehhareş şemsi vel kamera küllün yecrı ila ecelin müsemmen ve ennellahe bima ta'melune habır
( Kesinlikle Allah' ın, geceyi gündüze soktuğunu ve gündüzü geceye soktuğunu görmedin mi? Ve Güneş’i ve Ay’ı buyruğuna almıştır. Hepsi isimlendirilmiş belirli vadeye akarlar. Kesinlikle Allah ne yaptığınızdan haberdardır. )

21/33 - Ve hüvellezi halekal leyle ven nehara veş şemse vel kamer küllün fı felekin yesbehun
( Ve geceyi ve gündüzü, Güneş’i ve Ay’ı yaratan O'dur. Hepsi dairede yüzerler. )

Ayetlerde gök cisimlerinin "dairesel akma" eylemi icra ettikleri yani bir yörüngede dönerek ilerleme hareketi gerçekleştirdikleri bildirilmektedir. "Sicim ( İp ) Teorisi" ( String Theory ) uzayın ipliksi bir yapıya sahip olduğunu, çekirdek etrafında dönen atom altı parçacıkların ( elektron, proton, nötron ) ipliksi yapılardan ve evrendeki her maddenin de titreşen enerji ipliklerinden oluştuğunu ifade etmektedir. Evren ile insan vücudunun benzeşik ve hatta özdeş olduğu düşünüldüğünde gök cisimlerinin, büyük bir damarın içinde, bir merkezin etrafında dönerek akan kan hücrelerinin göksel projeksiyonu  oldukları değerlendirilebilir. Zira "Damar" kelimesinin özü "Damir"* kelimesi olup, bu kelime "Uzun ince" anlamına gelmektedir. Damar da bilindiği üzere uzun ve ince bir yapıya sahiptir. Damarlardaki kan dolaşımı da kalp merkezli döngüsel bir patern arzeder. Evrenin boş olmadığı, her noktasının esiri maddenin özü olan Hidrojen ( H ) atomuyla yani suyla kaplı olduğu gerçeği de bu bağlamda önem arzetmektedir.


* 22/27 - Ve ezzin fin nasi bil hacci ye'tuke ricalen ve ala külli DAMİRİN ye'tıne min külli feccin amıyk ( Ve insanlar içinde haccı bildir. Ayaklarıyla yürüyerek ve her derin vadiden yeten tüm İNCELERİN üzerinde sana gelsinler. )

Ayette "inceler" kanalıyla belirli bir noktaya doğru akıştan bahsedilmektedir. Ayetteki zahiri anlam "inananların hac için haberciye gelmeleri" olsa da batıni ve çok katmanlı anlamlar arasında "ipliksi yapıya sahip evrendeki gök cisimlerinin belirli bir yöne doğru akışları" da yer alıyor olabilir.

Kur'an'da "Damar" kelimesi "Habl" yani "İp" kelimesiyle ifade edilmektedir.

50/16 - Ve lekad halaknel insane ve na'lemu ma tuvesvisu bihi nefsuh ve nahnu akrabu ileyhi min HABLil verid
( Ve insanı yarattık. Nefsinin ona ne vesvese verdiğini biliriz. Biz ona toplar damar İPinden daha yakınız. )

Habl = İp
Verid = Toplardamar



Kanın evren olduğunu betimleyen bir ilüstrasyon


Damarın içindeki kan hücreleri ve pıhtılaşmayı sağlayan Fibrinlerin ipliksi formları dikkat çekmektedir.

Bu bağlamda "Wormhole" ( Solucan Deliği ) olarak anılan ve uzay zamanda boyutlar arası geçiş vasıtası olduğu düşünülen Kara Deliklerin "ipliksi" yapısı da dikkat çekmektedir.


https://www.dummies.com/education/science/physics/possible-implications-of-string-theory/

Kanın bileşenleri ve konsantrasyon oranları incelendiğinde yine 11 nümerolojisiyle karşılaşılmaktadır.

Plazma %55
Akyuvarlar ve Platletler %1
Alyuvarlar %44

                           

Oranların nümerolojik değerleri sırasıyla 1, 1 ve 8 sayılarını vermekte olup, 8 ve 11 sayıları yeni döngü başlangıcı, sonsuz döngü ve farklı boyuta geçiş portalının nümerolojik sembolleridir.

Bosonik İp ( Sicim ) Teorisi'ne göre evren ( uzay-zaman 26 ( 2+6 = "8" ) boyutlu, Süper İp ( Sicim ) Teorisi'ne göre 10 boyutlu, M Teorisi'ne göre ise 11 boyuttan oluşmaktadır. Bu sayıların hepsi kanın bileşenlerinin konsantrasyon oranlarında mevcuttur.

Ayrıca Kur'an'da sadece iki ayette damar ile ilgili kelimeler olan "Verid" ( Toplardamar ) ve "Vetin" ( Atardamar ) kelimeleridir. Ve bu kelimelerin ayetlerdeki sıra numaralarının toplamının ( 22+7 = 29 )nümerolojik değeri "11" sayısını vermektedir.

50/16 - Ve (1) lekad (2) halakna (3) el (4) insane (5) ve (6) na'lemu (7) ma (8) tuvesvisu (9) bi (10) hi (11) nefsu (12) h (13) ve (14) nahnu (15) akrabu (16) iley (17) hi (18) min (19) habli (20) el (21) verid (22)
( Ve insanı yarattık. Nefsinin ona ne vesvese verdiğini biliriz. Biz ona toplardamarından daha yakınız. )
69/46 - Sümme (1) le (2) kata'na (3) min (4) hü (5) el (6) vetin (7)
( Sonra ondan atardamarını keserdik. )

Atardamar ve Toplardamar vasıtasıyla oluşan kan dolaşımı dairesel bir hareket ve döngü oluşturmaktadır. “Verid” ( Toplardamar ) kelimesinin sıra numarası ( 22 ) ve “Vetin” ( Atardamar ) kelimesinin sıra numarasına bölündüğünde, dairesel hareketin temel bileşeni olan “Pi sayısı” değeri olan 3,14 sayısı elde edilmektedir. ( 22/7 = 3,14..... ) “Pi sayısı” başlıklı bölümde de belirtildiği üzere Pi sayısına en yakın sayısal değeri veren işlem 22/7 işlemidir.

Ayrıca DNA'dan ( Deoksiribonükleik Asit ) oluşan kromozomlar "ipliksi" bir yapı arzederler. DNA genellikle "DNA String" ( DNA İpi ) olarak anılır.


DNA String



Schadenfreude Sendromu

"Schadenfreude Sendromu" ( Kötülükten Sevinç Duyma / Zevk Alma Sendromu ), sadizm, narsizm ve psikopati kombinasyonundan oluşan ruhsal durum bozukluğuna verilen isimdir. Bu sendromun özünde "başkasının mağduriyetinden ve ıstırabından zevk alma, sevinç duyma olgusu" bulunmaktadır.

Yeni dünya düzeninin satanist toplumunun temellerini atmaya çalışan küresel şeytanlar, hiçbir değer yargısı olmayan, sadece nefsani arzularının tatmini peşinde koşan, "Do it as you see fit." ilkesini benimsemiş bir genç nesil yaratmaya çabalamaktadırlar. Satanizm de zaten özünde "nefsani arzularına, maddi ve dünyevi heveslerine tapma, onların kulu olma" eğiliminden ibarettir.

Bu çerçevede, filmler, şarkılar ve sosyal medya kanalıyla Schadefreude Sendromu'nu tetikleyecek mesajları, fotoları ve videoları organize bir şekilde yaygınlaştırmaya, esasında bir sendrom olan bu olguyu standard ve genel bir davranış modeline evriltmeye çalışmaktadırlar. Sadece maddi ve nefsani heveslerin peşinde koşan bir toplumun kapitalist-emperyalist şeytanlar tarafından kontrol ve idare altına alınması son derece kolaydır. 

"Schadenfreude Sendromu" kutsal kitaplarda açıkça belirtilmiştir.

Tevrat

20-Proverbs-2-13 Onlar ki karanlık yollarda yürümek için Doğru yoldan ayrılırlar.

20-Proverbs-2-14 Kötülük yapmaktan hoşlanır, Zevk alırlar kötülüğün aşırısından.

20 Proverbs 10-23 Kötülük akılsızlar için eğlence gibidir. Aklı başında olanlar içinse bilgelik aynı şeydir.

31-Obadiah-1-12 Yahudalı kardeşlerinin o kötü gününden Zevk almamalıydın. Başlarına gelen yıkıma sevinmemeli, Sıkıntılı günlerinde onlarla alay etmemeliydin.

31-Obadiah-1-13 Halkım felakete uğradığı gün Kente girmemeliydin, O gün halkımın uğradığı kötülükten zevk almamalı, Malını mülkünü ele geçirmeye kalkmamalıydın.

Kur'an

3/120 - İn temsesküm hasenetün tesü'hüm ve in tüsıbküm seyyietün yefrahu biha ve in tasbiru ve tetteku la yedurruküm keydühüm şey'a innellahe bima ya'melune mühıyt
( Size güzellik ve iyilik dokunması, onları üzer, kederlendirir. Oysa, size kötülük isabet ederse, onunla ferahlayıp sevinirler. Eğer sabrederseniz  ve sakınırsanız, onların hileleri size şey kadar bile zarar veremez. Kesinlikle Allah o yaptıklarını kuşatandır. )

47/14 - E fe men kane ala beyyinetin min rabbihı ke men züyyine lehu suü amelihı vettebeu ehvaehüm
( O halde, Rab’binden deliller üzerinde olan kimse, ona kötü işleri süslü gösterilen ve onların heveslerine tabi olan kimse gibi olur mu? )

25/43 - E raeyte men ittehaze ilahehu hevah e fe ente tekunü aleyhi vekıla
( O hevesini ilahı edineni gördün mü? O halde, sen onun üzerine vekil mi olursun? )





16 Şubat 2020 Pazar

Değişmez âdetler "Dua" ve "Okuma"

"-izm" ekleriyle biten, farklı isimlere sahip olan ve ortak hedefi Allah yolundan ve doğruluktan uzaklaştırmak olan farklı inanç sistemleri tarih boyunca insanlara telkin edilmeye çalışılmış olup, bugün de medya  ( filmler, müzikler vb. ) kanalıyla insanlara "ibadet usüllerini" ve "kutsal kitaplarını" bırakmaları gerektiği, Allah'ı hissetmenin yolunun rutin ibadet metodları veya kitaplar olmadığı  dolaylı veya doğrudan mesajlarla telkin edilmeye çalışılmaktadır. Oysa bırakılması gereken, dogmatik yaklaşım ve ön yargılı düşünce sistemi olup, ibadet usülünün terkedilmesi yerine ibadetin hissederek, nedenini anlayarak ve samimi bir şekilde yapılması, kutsal kitapların terkedilmesi yerine kitapların derin düşünülerek, anlamaya çalışılarak ve analiz edilerek okunması gerekmektedir. Zira insan, ilahi kozmik bilgilere haiz olduğu, idrak ettiği ve yaşamına yansıttığı oranda tekamül etmekte ve yükselmektedir. Kitaplar bilginin artması için, ibadet usülü ( duaya kalkma ) ise bu bilgilerin  içselleştirilmesi ve anlaşılabilmesi için gerekli konsantrasyon artışı ve frekans yükselmesi için vesile olma özelliğini taşımaktadır. 

Akıl ve kalbin birleşmesiyle vuku bulan döngü sonundaki ruhsal uyanış yani kıyamet ( idraki ayağa kalkış ) döneminde küreselciler, her zamanki gibi, bu süreci de çarpıtmaya ve insanları doğru olmayan yöne yani "dinsizliğe" sevketmeye çalışmaktadırlar. Bu noktadaki "dinsizlik" kavramı herhangi bir değer yargısına bağlı olmadan, hiçbir sınır tanımadan, nefsaniyetin sürüklediği yöne doğru gitmek olarak tanımlanabilir. Satanizmde bu anlayış şu cümleyle özetlenmektedir. "Uygun görüyorsan yap." Zira küreselcilerin nihai hedefleri de zaten satanizmi resmi bir din olarak dünya toplumlarına benimsetebilmektir. İnsanlığı manipüle eden bu kitle, Süleyman Tapınağı'nın yeniden yapılması ve şeytanın da gelip o tapınakta dünya krallığını ilan etmesi gibi maddi ve batıl bir hedefe kilitlenmiş durumdadır. 

Ruhsal tekamül yolcusu olan inançlı insanların ibadet usüllerini değiştirmemeleri aksine geliştirmeleri gerektiği İsra suresinin 77. ayetinde "Sünnetallah" ( Allah'ın adeti ) ifadesiyle bildirilmekte ve "Allah'ın adetlerinin asla değişmeyeceği" bildirilmektedir.

17/77 - Sünnete men kad erselna kableke min rusülina ve la tecidü li sünnetina tahvıla
( Resullerimizden o senden önce gönderdiğimiz kimselere adetlerdir. Adetimizde değişim, dönüşüm bulamazsın. )

İsra suresinin 78-80 aralığındaki ayetlerinde ise "duaya kalkmanın önemi ve zamanlaması" ile "okumanın önemi ve zamanlaması" hususlarında bilgi verilmektedir. Ayrıca bu iki unsurun, kaba madde alemi dünyayı bırakıp üst boyuta ( plan, alem ) geçiş için yegane vesile olduğu da 17/80 kodlu ayette dolaylı olarak bildirilmektedir.

17/78 - Ekımes salate li düluküş şemsi ila ğasekıl leyli ve kur'anel fecr inne kur'anel fecri kane meşhuda
( Güneş’in batışından gecenin karartısına kadar duaya kalk. Tanyeri ağarmasındaki şafak vakti okuması. Kesinlikle şafak vakti okuması şahit olunandır. )

17/79 - Ve minel leyli fe tehecced bihı nafileten leke asa en yeb'aseke rabbüke mekamen mahmuda
( Ve sana zorunlu olmasa da geceden feragat et. Rab’binin seni övülmüş makama göndermesi umulur. )

17/80 - Ve kul rabbi edhılnı müdhale sıdkın ve ahricnı muhrace sıdkın vec'al lı min ledünke sültanen nesıra
( Ve de ki: "Rab’bim beni gireceğim yere doğrulukla sok ve çıkacağım yerden beni doğrulukla çıkar. Benim için indinden yardımcı kuvvet oluştur." )

Allahü Teala'nın sünnetinde ( adetinde ) değişiklik olmadığı ve olamayacağı hususu yanısıra O'nun kelimelerinin de asla değiştirilemeyeceği "La mübeddile li kelimatillah" ( Allah'ın kelimelerini değiştirebilecek yoktur. ) ifadesiyle bildirilmektedir.

6/34 - Ve lekad küzzibet rusülün min kablike fe saberu ala ma küzzibu ve uzu hatta etahüm nasruna ve la mübeddile li kelimatillah ve lekad caeke min nebeil mürselın
( Ve senden önce de resuller yalanlanmıştı. Onlara yardımımız gelene kadar o yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine sabrettiler. Allah' ın kelimelerini değiştirebilecek yoktur. Sana, gönderilenlerin haberlerinden gelmiştir. )

Ankebut suresinin 45. ayetinde de "Kur'an okumanın" ve "Duaya kalkmanın" ruhsal faydaları net bir şekilde bildirilmektedir.

29/45 - Ütlü ma uhıye ileyke minel kitabi ve ekımıs salah innes salate tenha anil fahşai vel münker ve le zikrullahi ekber vallahü ya'lemü ma tasneun
( O sana kitaptan vahyedileni oku ve duaya kalk. Kesinlikle dua ahlaksızlıktan ve kötülükten, inkardan alıkoyar. Allah' ı hatırlamak en büyüğüdür. Allah o ürettiklerinizi bilir. )


14 Şubat 2020 Cuma

Ünite ve düalitenin ağaç ile sembolizmi

Üniteden düaliteye geçiş / düşüş vakası kitaplarda "Cennetteki yasak ağaca yaklaşılmasının sonucu" olarak tasvir edilmektedir. Tevrat'ta üniteyi sembolize eden olgu "Yaşam ağacı", düaliteyi sembolize eden olgu ise "İyiyi kötüyü bilme ağacı" olarak tanımlanmaktadır. İki ağaç misali ile düalite kavramına dikkat çekilmektedir. "İyiyi kötüyü bilme ağacı" yani "Düalite ağacı" aynı zamanda yoğun nefsaniyete haiz cinlerin soyunu / soyağacını da sembolize etmektedir. 

Yarı süptil alem olan cennetin "olum" ortamı yani gerçek "yaşam" ortamı olduğu, cennetten çıkılarak kaba madde alemi dünyaya inilmesinin ise "zulüm"* ve "ölüm" olduğu Tevrat ve Kur'an ayetlerinde şöyle bildirilmektedir. ( * Söz konusu zulüm insanın kendisine yaptığı zulümdür. )

1-Tekvin-2-9 Bahçede iyi meyve veren türlü türlü güzel ağaç yetiştirdi. Bahçenin ortasında yaşam ağacıyla iyiyle kötüyü bilme ağacı vardı.

Ayetin kodu olan 2-9, düalite, döngü ve farklı boyuta geçiş portalının sembolü olan"11" nümerolojisini içermektedir. ( 2+9 = 11 )

1-Tekvin-2-16 Ona, "Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin" diye buyurdu,
1-Tekvin-2-17 "Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün."  

2/35 - Ve kulna ya ademüskün ente ve zevcükel cennete ve küla minha rağaden haysü şi'tüma ve la takraba hazihiş şecerate fe tekuna minez zalimın
( Ve "Ey Adem, sen ve eşin cennette iskan edin. Oradan arzuladığınızca, her nereden dilerseniz bolca yiyin. İşte şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz." dedik. )

Zümer suresinin 30. ayetindeki "sen ölüsün, onlar da ölüler" ifadesi kaba madde alemine inmiş olan insanın durumunu tanımlamaktadır.

39/30 - İnneke meyyitün ve innehüm meyyitun ( Kesinlikle sen ölüsün ve kesinlikle onlar da ölüler. )

Tevrat'ta ve Kur'an'da Adem'in ( İnsan ) düalite kavramının farkına varması vakası "Çıplaklık" misali ile bildirilmektedir. 

1-Tekvin-3-9 RAB Tanrı Adem'e, "Neredesin?" diye seslendi.
1-Tekvin-3-10 Adem, "Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim" dedi.
1-Tekvin-3-11 RAB Tanrı, "Çıplak olduğunu sana kim söyledi?" diye sordu, "Sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin?"

"Çıplaklık" yani düalite misalinin geçtiği ayetin numarası "11"'dir. 

7/22 - Fe dellahüma bi ğurur fe lemma zakaş şecerate bedet lehüma sev'atühüma ve tafika yahsifani aleyhima min verakıl cenneh ve nadahüma rabbühüma e lem enheküma an tilkümeş şecerati ve ekul leküma inneş şeytane leküma adüvvün mübın
( Böylece onları aldatma ile aşağı sarkıttı. Ağacı tadınca, ayıpları, çirkinlikleri onlara ortaya açığa çıktı. İkisi bahçenin yapraklarından üzerlerini örtüp yamamaya başladılar. Rab’leri onlara seslendi "Ben size o ağaç hakkında hüküm vermedim mi? Ve "Şeytan kesinlikle size apaçık düşmandır" demedim mi?" )

Kur'an'da "Çıplaklık" kavramının yani düalite misalinin geçtiği ayetin kodunun ( 7/22 ) nümerolojik değeri yine "11"'dir. ( 7+2+2 = 11 )

Bakara suresinin 36. ayetinde Adem'in ve İblis'in kaba madde alemine düşüşleri anlatılmaktadır.

2/36 - Fe ezellehümeş şeytanü anha fe ahracehüma min ma kana fıh ve kulnehbitu ba'duküm li ba'dın adüvv ve leküm fil erdı müstekarrun ve metaun ila hıyn
( Böylece şeytan onları oradan kaydırdı da onları içinde olduklarından çıkardı. "Birbirinize düşman olarak inin. Size yerde belirli zamana kadar durak yeri ve fayda vardır." dedik. )

Düalite planına, yani kaba madde alemine ( boyut, alem ) geçişin / inişin bildirildiği ayetin kodunun nümerolojik değeri yine "11"'dir. ( 2+3+6 = 11 )

13 Şubat 2020 Perşembe

1 > 99 ?!

38/23 - İnne (1) haza (2) ehı (3) y (4) lehu (5) tis'un (6) ve (7) tis'une (8) na'ceten (9) ve (10) li (11) iye (12) na'cetün (13) vahıdetün (14) fe (15) kale (16) ekfil (17) nı (18) ha (19) ve azzenı fil hıtab
( Kesinlikle bu benim kardeşim. Ona doksandokuz dişi koyun ve bana bir dişi koyun. "Onu bana ver." dedi. Beni söylemde yendi. )

38/24 - Kale lekad zalemeke bi süali na'cetike ila niacih ve inne kesıran minel huletai le yebğıy ba'du hüm ala ba'dın illelllezine amenu ve amilüs salihati ve kalılün ma hüm ve zanne davudü ennema fetennahü festağfera rabbehü ve harra rakian ve enab

( Senin dişi koyununu, koyunlarına katmayı sual ederek sana zulmetti. Kesinlikle cemiyetten çoğunluk birbirlerine azıyorlar. O inananlar ve iyilikler yapanlar hariç. Onlar da çok az. Davud, onu kesinlikle sınadığımızı anladı da Rab’binden af istedi, eğilerek atıldı ve gerçeğe döndü. )

"Nefsaniyet kaynaklı zulüm" meselesinin sayısal misalle bildirildiği bu ayet oldukça derin bir mesaj içermektedir. Ayette 99 koyunu olmasına rağmen kardeşinin 1 koyununu da isteyen bir zalimden bahsedilmektedir. Zalimlerin tekasür ( çoklama ) obsesyonunun tasviri yanısıra ayette zalimlerin asıl amaçlarının "kendilerindeki çokluktan" ziyade "başkalarındaki yokluk" olduğu bildirilmektedir. Yani ayete dikkat edilirse zalimin kardeşindeki 1 koyun, zalim için 99 koyundan daha değerli hale gelmiştir. Tüm hedefi o 1 koyunu da elde edebilmektir. Zira amacı kardeşinde hiç koyun kalmaması ve kendisine muhtaç hale gelmesidir. Bu noktada 99, 999 veya 9999 sayılarının hiçbir önemi bulunmamaktadır. Şayet misaldeki zalime, kendisinde sadece 1 koyun olacağı ancak kardeşinde ise hiç koyun olmayacağı söylense derhal bu koşula da rıza gösterecektir. 

Ayette 99 koyun ve 1 koyun olmak üzere toplam 100 koyundan bahsedilmektedir. 100 sayısının nümerolojik değerinin "1" olması ile zalimin o kalan "1" koyunun da peşinde olması arasında okült ve nümerolojik ilinti bulunmaktadır. Zira kalan 1 koyun zalimdeki toplam koyun adedini 100'e tamamlayacak olan unsurdur. Ve zalimin gözü o 1 koyundan başka bir şeyi görmemektedir. Dolayısıyla zalim için 1 = 100 durumu söz konusudur. Bu sayısal durum aslında zalim için bir mesaj içermekte olmasına rağmen o bunu farkedememekte, algılayamamaktadır. İlahi sistem ona, "azdaki çokluğu" farkettirmeye ve ihtiyacının zaten sadece 1 koyun olduğunu fazlasına göz dikmesinin ise zulüm olduğunu bildirmeye çalışmaktadır. Ancak o, şeytanın negatif tesirleri nedeniyle gerçeğe karşı kör, sağır ve dilsiz olduğundan bu mesajı alamamaktadır. 

İşte bugün dünya, o 1 koyunun da peşinde koşan zalimler nedeniyle bir kan ve gözyaşı haznesi haline gelmiştir.

Ayetin ana mesajı içeren ilk üç cümlesinde toplam 19 kelime bulunması ve ayette geçen 99 ve 1 sayılarının nümerolojik toplamlarının 19 sayısını ( 9+9+1 = 19 ) vermesi de hem 19 hem de ayetin ana mesajı olan "1" sayısı açısından dikkat çekmektedir. ( 1+9 = 1 )


Tükenmeyen hazine ... Rab'bin kelimeleri

Harcadıkça tükenmeyen tek hazine Rab'bin insanlara eşit olarak bahşettiği kelimelerdir. Yaratılışın kaynak kodu olan kelimeler, ruhun da maddenin de özü olan kelimeler tohum gibidir. Birini sarfettiğinizde bin tanesi geri gelir. Ancak insan adı verilen kör, sağır, dilsiz varlık kendisine sonsuz olasılığın anahtarını sunan bu eşsiz hazinenin henüz farkında değildir. Kelimeler ile neler yapabileceğinin idrakine henüz varmamış olan insan halen madde saplantısında ısrar etmekte ve kendisini helake sürüklemektedir. Elbette ki bu "helak" de tekamül yolunda olması gereken ve insanların üst boyutlara geçmesine vesile olacak kaçınılmaz bir aşamadır.

Lokman suresinin 27. ayetinde Allah'ın kelimelerinin asla tükenmeyeceği teşbihi bir anlatımla bildirilmektedir.

31/27 - Ve lev enne ma fil erdı min şeceratin aklamün vel bahru yemüddühu min ba'dihı seb'atü ebhurin ma nefidet kelematüllah innellahe azızün hakım
( Ve şayet kesinlikle o yerdeki ağaçlar kalemler olsa ve deniz de ona destek olsa, ondan sonra da yedi deniz, Allah' ın kelimeleri tükenmez. Kesinlikle Allah yücedir hakimdir. )

Aşağıdaki ayetlerde geçen "Hazinullah / Hazainüllah" ( Allah'ın hazinesi / Allah'ın hazineleri ) , "Hazinu rabb" ( Rab'bin hazinesi ) ve "Hazine rahmeti rabbi" ( Rab'bimin rahmet hazinesi ) ifadeleri de yaratılışın kaynak kodu olan kelimelere dolaylı olarak işaret etmektedir.

6/50 - Kul la ekulü leküm ındı hazainüllahi ve la a'lemül ğaybe ve la ekulü leküm innı melek in ettebiu illa ma yuha ileyy kul hel yestevil a'ma vel besır e fe la tetefekkerun
( De ki: "Size Allah' ın hazineleri benim indimdedir." demiyorum. Gaybı da bilmiyorum. Size, kesinlikle ben meleğim de demiyorum. Kesinlikle ben ancak o bana vahyedilene tabi oluyorum." De ki: "Kör ile gören eşit midir? Fikretmez misiniz?" )

11/31 - Ve la ekulü leküm ındı hazinüllahi ve la a'lemül ğaybe ve la ekulü innı melekün ve la ekulü lillezıne tezderı a'yünüküm len yü'tiyehümüllahü hayra allahü a'lemü bima fı enfüsihim innı izen le minez zalimın
( Ve "Ben sizlere Allah' ın hazinesi indimdedir demiyorum. Gaybı da bilmiyorum. Kesinlikle ben meleğim de demiyorum. O gözünüzde hakir olanlar için, Allah onlara asla hayır vermez de demiyorum. O nefislerinin içinde olanı Allah bilir. O zaman kesinlikle ben zalimlerden olurum." )

Hicr suresinin 21. ayetinde geçen "Hazinuşşey" ( Şeyin hazinesi ) yani "Eşyanın hazinesi" kavramı vesilesiyle açık bir şekilde "yaratılmış olan her şeyin hazinesinin yani kaynak kodu olan kelimesinin Rab'bin indinde"olduğu bildirilmektedir. Ayette ayrıca kaynak kod olan kelimelerin belirli sayılarda derlenmek suretiyle yaratılışın tezahür ettiği de "Kaderin malum" ( Bilinen ölçü ) kavramı ile vurgulanmaktadır.

15/21 - Ve in min şey'in illa ındena hazinühu ve ma nünezzilühu illa bi kaderin ma'lum
( Ve hazinesi indimizde olmayan hiçbir şey yoktur. Onu bilinen ölçü haricinde indirmeyiz. )

İsra suresinin 100. ayetinde yer alan "Hazine rahmeti rabbi" ( Rab'bimin rahmet hazinesi ) ifadesi de yine dolaylı olarak kelimelere işaret etmektedir.

17/100 - Kul lev entüm temlikune hazine rahmeti rabbi izen le emsektüm heşyetel infak ve kanel insanü katura
( De ki: "Şayet sizler Rab’bimin rahmet hazinesine malik olsaydınız, o zaman dahi harcama ve fakirlik korkusunu tutardınız. İnsan cimridir." )

38/9 - Em ındehüm hazinü rahmeti rabbikel azızil vehhab
( Yoksa, yüce ve bağışlayan Rab’binin rahmet hazinesi onların yanında mı? )

52/37 - Em ındehüm hazainu rabbike em hümül musaytırun
( Rab’binin hazineleri onların indinde midir? Onlar zorlayıcılar, zorbalar mıdır? )

63/7 - Hümüllezine yekulune la tünfiku ala men inde resulillahi hatta yenfaddu ve lillahi hazainüs semavati vel ardı ve lakinnel münafikın la yefkahun
( Onlar "Onlar gidene kadar, o Allah' ın resulünün indindeki kimselere harcamayın." derler. Göklerin ve yerin hazineleri Allah içindir. Lakin ikiyüzlüler anlamazlar. )












12 Şubat 2020 Çarşamba

Tek cümle ile yaratılış

"Yaratılış, her biri bir öncekinin sonucu, bir sonrakinin sebebi olan ve birbirlerine göre düalite arzeden olguların üniteye ulaşmak üzere tekrarlanan döngülerinden oluşur."

Şeytanın 2T Döngüsü

Düaliteden üniteye uzanan ruhsal tekamül yolculuğundaki en büyük engel "Kısır döngü" veya "Şeytan döngüsü"* olarak da anılan "2T Döngüsü"'dür. Nedir "2T"?

* Almanca'daki "Teufelskreis" kelimesi "Kısırdöngü" anlamına gelmekte olup, kelimenin kök anlamı "Şeytan çemberi"'dir. Bu kavram "Ouroboros" ismindeki "kuyruğunu yiyen yılan" ile sembolize edilmektedir.

Tahrik ve Tatmin ....

Şeytanın yegane silahı, nefsaniyetin meylettiği ancak aslında ihtiyacı olmayan dünyevi ve batıl kaba madde parametreleriyle ( mal, mülk, şöhret, ünvan, tahakküm vb.* ) "Tahrik" etmek,  ardından ruhsal tekamülden ve yükselişten feragat yani Allah yolundan sapma karşılığında bu nefsani unsurların aldatıcı ve geçici "Tatminini" kendisi sağlarmış gibi görünmektir. 

* Bkz:


Helake sürükleyen bir kısır döngüden ibaret olan ve bugün şirketler** vasıtasıyla sistematik olarak yürütülen bu basit ve aldatıcı uygulama Kur'an'da "Fayda sağlamayan ticaret" ve dolaylı olarak "Batan ticaret" ( Ticareten tebur ) olarak misallendirilir.

Bkz.


2/16 - Ülaikellezineşteravüd dalalete bil hüda fe ma rabihat ticaratühüm ve ma kanu muhtedın
( İşte onlar yönlendirme karşılığında sapıklığı satın aldılar da ticaretleri fayda sağlamadı. Yönlendirilenlerden de değillerdi. )

35/29 - İnnellezine yetlune kitaballahi ve ekamus salate ve enfeku min ma razaknahüm sirran ve alaniyeten yercune ticaraten len tebur
( Kesinlikle o Allah' ın kitabını okuyanlar, duaya kalkanlar ve o onları rızıklandırdıklarımızdan gizlice ve açıkça harcayanlar kesinlikle batmayan ticareti umarlar. )

Mesih İsa'nın, İblis'in  "Batan ticaret" teklifini reddedişi İncil'deki şu ayetlerle bildirilir.

40-Matthew-4-8 İblis bu kez İsa'yı çok yüksek bir dağa çıkardı. O'na bütün görkemiyle dünya krallıklarını göstererek,

40-Matthew-4-9 "Yere kapanıp bana taparsan, bütün bunları sana vereceğim" dedi.

40-Matthew-4-10 İsa ona şöyle karşılık verdi: "Çekil git, Şeytan! 'Tanrın Rab'be tapacak, yalnız O'na kulluk edeceksin' diye yazılmıştır."

Varlıkların yegane "Tatmin" vesilesinin "Allah'ı hatırlamak" olduğu Ra'd suresinin 28. ayetinde bildirilir.

13/28 - Ellezine amenu ve tatmeinü kulubühüm bi zikrillah e la bi zikrillahi tatmeinül kulub
( Onlar inanırlar ve kalpleri, Allah' ın hatırlanması ile tatmin olur. İyi bilin ki, kalpler Allah' ın hatırlanması*** ile  tatmin olur. )

*** "Zikrillah" ( Allah'ın hatırlanması ) kavramı, temel anlamda ilimde derinleşmek, iyilik ve doğruluk uğrunda cehid ve gayret göstermek, daima diğerlerine yardıma odaklı bir yaşam sürmek olarak özetlenebilir.