11 Ağustos 2016 Perşembe

Batmayan Ticaret

"Ticaret", "cari" kökünden gelen ve "akış" anlamında kullanılan bir kelimedir. Yani insanlar arasındaki "mal ve hizmet akışı" olarak nitelendirilebilir. Normal koşullarda insanlar başlangıçta olduğu üzere, "para" denen aldatma aracının kullanımına gereksinim duymadan ürettikleri mal ve hizmetleri, emeklerini mübadele yoluyla karşılıklı faydaya dönüştürüp, yaşam süreçlerini idame ettirebilirler. Her birey kendi kapasitesi ve faaliyet alanı çerçevesinde  içinde yaşadığı topluma hizmet ederek, oluşacak toplam faydaya katkıda bulunur. Yani birisi domates tedarik ederken, diğeri sepet üretir, birisi temizlik işleri ile uğraşırken diğeri öğretmenlik yapabilir. Böylelikle her birey bilgisi, yetisi ve üzerine düşen sorumluluk nispetinde topluma gerekli katkıyı sağlar ve kendi ihtiyaçlarını da oluşan ortak havuzdan giderebilir.

Bir başka deyişle, zaten herkes mal ve hizmet üretimine bizzat katkıda bulunurken ayrıca söz konusu mal ve hizmetlerin bireyler arasında birbirlerine tekrar "para" ile "satılması" son derece irrasyoneldir. Ancak, bu uygulama insanlığı köleleştirmeye çalışan ve Dünya toplumları üzerinde hakimiyet kurmuş kapitalist, emperyalist bir azınlık kitle tarafından başka bir metod yokmuş gibi toplumlara telkin edilmektedir. İşin üzücü yanı, toplumların bu köleliğe ve gaspa ortam yaratan düzene sorgulamadan uyum göstermeye çalışmalarıdır.

Zira, Allah-ü Teala aşağıdaki ayetlerde "Batmayan Gerçek Ticaret"in zekat yani karşılıksız mal vererek temizlenmek ( zekat = temizlik ),  duaya kalkmak, Kur'an'ı okumak, Allah yolunda mücadele etmek olduğunu açıkça beyan etmektedir. 

Tevbe 9/24 - Kul in kane abaüküm ve ebnaüküm ve ıhvanüküm ve ezvacüküm ve aşıratüküm ve emvalü nıkteraftümuha ve ticaratün tahşevne kesadeha ve mesakinü terdavneha ehabbe ileyküm min allahi ve rasulihı ve cihadin fı sebılihı fe terabbesu hatta ye'tiyallahü bi emrih vallahü la yehdil kavmel fasikın

( "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, elde ettiğiniz mallar, kesatlığından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler, size Allah' tan, resulünden ve onun yolunda cihaddan daha sevimli ise artık Allah emri ile yetene kadar bekleyin. Allah günahkarlar kavmini yönlendirmez." de. )

Nur 24/37 - Ricalün la tülhıhim ticaratün ve la bey'un an zikrillahi ve ikamis salati ve ıtaiz zekati yehafune yevmen tetekallebü fıhil kulubü vel ebsar 

( Erkeklerdir ki, ne ticaret, ne de alışveriş onları Allah' ı hatırlamaktan, duaya kalkmaktan, zekatı  vermekten alıkoymaz. İçinde kalplerin ve gözlerin dönerek yer değiştireceği günden korkarlar. )

Fatir 35/29 - İnnellezine yetlune kitaballahi ve ekamus salate ve enfeku min ma razaknahüm sirran ve alaniyeten yercune ticaraten len tebur

( Kesinlikle o Allah' ın kitabını okuyanlar, duaya kalkanlar ve o onları rızıklandırdıklarımızdan gizlice ve açıkça harcayanlar kesinlikle batmayan ticareti umarlar. )

Saff 61/10 - Ya eyyühellezine amenu hel edülluküm ala ticaretin tünciküm min azabin elim

( Ey o inananlar, sizi, sizi elim azaptan kurtaracak ticarete yönelteyim mi? )

Saff 61/11 - Tu'minune billahi ve resulihi ve tücahidune fi sebilillahi bi emvaliküm ve enfüsiküm zaliküm hayrun leküm in küntüm ta'lemun

( Allah' a ve O’nun resulüne inanırsınız, Allah yolunda mallarınız ve nefislerinizle cihad edersiniz. Eğer bilenlerseniz, bu size daha hayırlıdır. )

Cuma 62/11 - Ve iza reev ticareten ev lehven infaddu ileyha ve terekuke kaima kul ma indallahi hayrun minel lehvi ve minet ticareh vallahu hayrur razıkin

( Ve ticaret veya eğlence gördüklerinde ona gittiler. Seni ayakta bıraktılar. "O Allah' ın indinde olan, eğlenceden ve ticaretten daha hayırlıdır. Allah rızıklandıranların en hayırlısıdır." de. )

Sebe 34/37 - Ve ma emvalüküm ve la evladüküm billetı tükarribüküm ındena zülfa illa men amene ve amile salihan fe ülaike lehüm cezaüd dı'fi bima amilu ve hüm fil ğurufati aminun

( Ve mallarınız ve çocuklarınız sizi indimize yakınlık sağlayarak yaklaştıracak değildir. Ancak o inanmış olanlar ve iyilik yapmış olanlar, işte onlar, o yaptıklarının onlara kat kat karşılığı vardır. Onlar köşkler içinde güvendedirler. )

Özetle;

İnsanlar, birbirlerine karşılıksız fayda sağlamak yerine "faydayı satmak" kavramını zihinlerinden çıkarmadıkları ve her gün marketteki kasadan "düt" diye geçirilen mal gibi şirketlerin kapısından geçtikleri müddetçe şeytanın bu aldatma düzeni daim olacaktır. Zaten kapitalist emperyalist küresel şeytanlar çalışanları "Human Resource" ( İnsan Kaynağı ), "Asset" ( Varlık / Mal ) gibi kelimelerle tanımlamaktadırlar. Bordrolarda "İşverene maliyetiniz .... TL." yazmaktadır. Yani çalışana "Sen malsın." denmektedir. ) 

Her bireyin bir diğerinin faydasına olacak farklı ürünleri, hizmetleri temin etmek için ve zaten birbiri için çalıştığı bir ortamda tekrar birbirlerine dönüp ""Para vermezsen vermem." demeleri çok ilginç bir hipnoz durumu gibi tezahür etmektedir.

Ticaret adı altındaki mevcut hırsızlık, gasp ve sömürü sistemi, şeytanın negatif tesirleri nedeniyle, tarih boyunca öylesine içselleştirilmiş, öylesine kalıplaştırılmış durumdadır ki bunun dışındaki bir sistem ütopik, hayal ürünü ve saçma olarak nitelendirilmektedir. Ancak döngü sonuna gelinen bu dönemde yükselen idrak seviyesi ve tesis edilen kolektif bilinç yeni döngünün başlamasına vesile olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder