12 Ağustos 2016 Cuma

Dereceler

Kula kulluk ( biat ) sisteminin yani şirk sisteminin zihinlere telkin edilerek Dünya hayatına egemen olabilmesi için insanlar arasında suni derecelendirme sistemi tesis edilmiştir. Bu sistemin ana kriterleri, hepsi Allah’ın takdiri ve sınav olarak verilmiş olan ve asla insanlar arasında derecelendirme unsuru olamayacak mal, mülk, ünvan, şöhret, zeka ve fiziki görünüm kriterleridir. Oysaki Allah-ü Teala, gerçek derecelendirmenin Allah yolunda gösterilen gayrete, sabıra, ilim arayışına, iyiliklere ve takvaya göre olduğunu ve o gün geldiğinde insanların “Bilmedikleri yerden derecelendirileceklerini” ayetlerinde bildirmektedir. Yaratılıştaki varlıklar tekamül süreçleri içinde üst planlara çıkmak ve farklı varlık niteliği kazanmak suretiyle ilerleme kaydederler. Her üst plana çıkan varlık, o plandaki diğer varlıklarla, aralarında ayrışım ve kademe olmadan, tek bir bütünü teşkil etmek ve işbirliği içinde çalışmak suretiyle alt planlardaki varlıkların tekamüllerine yardım etmek ile mükelleftir. Dolayısyla aynı planda ( örnek Dünya hayatı ) olan varlıkların aralarında bir üstünlük, derece ve kademeden bahsetmek mümkün değildir.

Ayrıca, bir varlık bilinçli olarak "iyi niyetle" ( iyilik yapmak amacıyla ) yapmış olduğu ve bilinçli olarak "kötü niyetle" ( kötülük yapmak amacıyla ) yapmış olduğu eylemlerin durumuna göre derecelendirilir. Derecelendirme, eylemlerinin sonuçlarına göre değildir. Zira sonucu sadece ve sadece Allahü Teala belirler. Bu noktada önemli husus varlığın hangi yönde ve ne miktarda cehid ve gayret gösterdiğidir. Bu husus Mü'minun suresinde "Mevazin" ( Ölçüler / Tartılar ) kelimesiyle bildirilmiştir.

23/102 - Fe men sekulet mevazinühu fe ülaike hümül müflihun ( Artık kimin ölçüleri, tartıları ağır gelirse, işte onlar iflah olurlar. )


23/103 - Ve men haffet mevazınühu fe ülaikellezine hasiru enfüsehüm fı cehenneme halidun ( Ve kimin ölçüleri, tartıları hafif gelirse, işte onlar nefislerini hasarlandırırlar. Cehennemin içinde ebedidirler. )

Kur'an'da da açıkça beyan edilmektedir ki mutlak üstünlük sadece Allah'ındır. O'nun yarattığı tüm varlıklar ise çeşitli özellikleri itibarıyla "birbirlerine üstün kılınmış" olup, nihayetinde hepsi bir bütünü temsil etmektedirler. Yani aslında hepsi "birdirler." 

Örnek 1

Ra'd 13/4 - Ve yerde komşu kıtalar, tek su ile sulanan üzümlerden bahçeler, ekinler, çatallı budaklı ve çatalsız budaksız hurmalar vardır. Yemişleri birbirlerine üstün kılarız. * Kesinlikle bunda, akıl eden kavim için ayetler vardır.

* Hangi yemiş diğerinden üstündür. Elma Armut'tan üstün müdür? Kıyaslama yapılabilir mi? Demek ki ayette vurgulandığı gibi "birbirlerine üstünlük" söz konusudur.

Ayrıca "İnsan üstün yaratıktır." denir. İnsan düşünme yeteneğinin gelişmiş olması kriteri bazında diğer yaratıklara göre üstündür. Peki insan donanımsız olarak doğada yaşayabilir mi? Soğukta kalabilir mi? Beslenebilir mi? Yırtıcı hayvanlara karşı kendini koruyabilir mi? vb. Bu kriterler bazında insan doğadaki en zayıf yaratıktır. Bu durum "üstünlük" kavramının göreceli bir kavram olduğunu ispat eder niteliktedir.

Örnek 2

Bakara 2/253 - İşte o resulleri, bazılarını bazılarına üstün kıldık. Allah onlardan kimiyle konuştu ve bazılarını derecelerle yükseltti. Meryem oğlu İsa’ ya açık deliller verdik. Onu kutsal ruh ile destekleyip kuvvetlendirdik. Şayet Allah dileseydi, o bazıları, onlara getirdiğimiz açık delillerden sonra savaşmazlardı. Lakin ihtilafa düştüler. Böylece onlardan kimi inandı, kimi de inkar etti. Şayet Allah dileseydi savaşmazlardı. Lakin kesinlikle Allah ne isterse yapar.

Bakara 2/136 - "Allah’ a ve o bize indirdiğine ve o İbrahim’e ve İsmail’e ve İshak’a ve Yakub’a ve torunlarına indirdiğine ve o Musa’ ya verilene ve Rabb' lerinden o habercilere verilene inandık. Aralarında onlardan hiçbirini ayırmayız * ve bizler O'na teslim olanlarız." deyin.

* 2/253 kodlu ayette "Resullerin bazılarını bazılarına üstün kıldık." ifadesi ile 2/136 kodlu ayetteki "Habercileri aralarında ayırmayız." ifadesi üstünlüğün karşılıklı olduğunu vurgulamaktadır. Hz. Muhammed'e Kur'an verilirken, Hz. İsa'ya ölüleri diriltme yetisi verilmiştir. Aralarında üstünlükten bahsedilebilir mi? Bu iki haberci kıyaslanabilir mi?

Allahü Teala, Beled suresinin 90/13 kodlu ayetinde insanların birbirleriyle giriştikleri “üstünlük ve hakimiyet kurma yarışını” yani “rekabeti” bırakmaları gerektiğini vurgulamakta, bunun da ancak yoğun iman  gerektiren “sarp yokuş”a katlanmak ile gerçekleşebileceğini belirtmektedir.

Beled 90/10 - Ve hedeynahün necdeyni ( Ve onu iki yola yönlendirdik. )
Beled 90/11 - Fe laktehamel akabet ( Böylece sarp yokuşa tahammül edemedi. )
Beled 90/12 - Ve ma edrake mel akabet ( Ve sarp yokuşun ne olduğunu sana ne kavratıp idrak ettirir? )
Beled 90/13 - Fekkü rekabet ( Boyunduruğu, rekabeti bırakmak. )
Beled 90/14 - Ev ıt'amün fi yevmin zi mesğabet ( Veya açlık, meşakkat gününde yedirmek. )
Beled 90/15 - Yetimen za makrebet ( Yakınlığı olan yetime. )
Beled 90/16 - Ev miskinen za metrebet ( Veya fakirliği olan yoksula. )
Beled 90/17 - Sümme kane minellezine amenu ve tevasav bis sabri ve tevasav bil merhamet
( Sonra sabrı emreden ve merhameti emreden o inananlardan olmak. )
Aşağıdaki diğer ayetler de, "derecelendirme" ve "üstünlük" kavramlarının gerçek anlamlarını özetlemektedir.

Al'i İmran 3/163 - Allah’ ın indinde onların dereceleri vardır. Allah ne yaptıklarını görendir.

Nisa 4/95 - İnananlardan, özürü olmaksızın oturanlar ve Allah yolunda malları ve nefisleri ile cihad edenler eşit seviyede olamazlar. Allah malları ve nefisleri ile mücahit olanları, oturanların üzerine derece olarak üstün kıldı. Allah hepsine güzelliği vaad etti. Allah mücahitleri oturanların üzerine büyük ödül olarak üstün kıldı.

Nisa 4/96 - O’ndan dereceler, af ve rahmet. Allah affedendir merhametlidir.

En'am 6/83 - Ve bu, kavmi üzerine İbrahim'e verdiğimiz delilimizdir. Dilediğimiz kimseyi derecelerle yükseltiriz. Kesinlikle Rabb' in hakimdir, bilendir.

En'am 6/132 - Ve o yaptıklarından hepsi için dereceler vardır. Rabb' in onların yaptıklarından habersiz değildir.

En'am 6/165 - Ve sizi yerin halifeleri kılan ve size o verdikleri ile sizi sınamak için, bazınızı bazınıza derecelerle üstün kılan O'dur. Kesinlikle Rabb' in azabı hızlı olandır. Kesinlikle O affedendir merhametlidir.
A'raf 7/182 - Ve ayetlerimizi yalanlayanlar, onları bilmedikleri yerden yavaş yavaş derecelendireceğiz.

Enfal 8/4 - İşte onlar gerçek inananlardır. Onlara Rabb' lerinin indinde dereceler, af ve faydalı rızık vardır.

Tevbe 9/20 - O inananlar ve göç edip ayrılanlar, mallarıyla, nefisleriyle Allah yolunda cihad edenler, Allah' ın indinde derece olarak en büyüktürler. Bunlar kurtulanlardır.

Yusuf 12/76 - Böylece Yusuf, kardeşinin saklama kabından önce onların saklama kaplarını aramaya başladı. Sonra onu kardeşinin saklama kabından çıkardı. İşte biz Yusuf'a böyle tuzak kurdurduk. Hükümdarın dininde, Allah' ın dilemesi haricinde, kardeşini alıkoyması olamazdı. Biz dilediğimiz kimseyi derecelerle yükseltiriz. Herkesin üstünde ilim sahibi bilen vardır.

İsra 17/21 - Bak bazılarını bazılarına nasıl üstün kıldık. Ahiret derece olarak daha büyüktür ve üstünlük olarak da daha büyüktür.

Taha 20/75 - Ve O' na, iyilikler yapmış inanan olarak gelen kimseler, işte onlar, onlara yüksek dereceler vardır.

Mü'min 40/15 - Dereceleri arşa, tahta yükseltir. Karşılaşma gününden uyarmak için emrinden ruhu dilediği kimsenin üzerine atar.

Zuhruf 43/32 - Rabb' inin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında, onların aralarında geçimliklerini biz bölüştürdük. Bazılarının bazılarını buyruk vermek üzere edinmeleri için bazılarını bazılarının üstüne derecelerle yükselttik. Rabb' inin rahmeti, o toplayıp biriktirdiklerinden daha hayırlıdır.

Ahkaf 46/19 - Ve herkes için, o yaptıklarından ve çalışmalarına vefa edilmesi için dereceler vardır. Onlar zulmedilmezler.

Hadid 57/10 - Ve ne oldu size ki Allah yolunda harcamazsınız? Göklerin ve yerin mirası Allah içindir. Sizlerden, açılıştan önce harcayan ve savaşan eşit olmaz. İşte onlar sonradan harcayanlardan ve savaşanlardan derece olarak daha büyüktürler. Allah hepsine güzelliği vaad etmiştir. Allah ne yaptığınızdan haberdardır.

Mücadele 58/11 - Ey o inananlar, size "Meclislerde yer açın." denildiğinde yer açın. Allah size yer açar. "Kalkın." denildiğinde kalkın ki Allah sizden o inananları ve o ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Allah ne yaptığınızdan haberdardır.

Kalem 68/44 - O halde bana bırak. Bu sözü kim yalanlarsa, onları bilmedikleri yerden derecelendireceğiz.

Mearic 70/3 - Yüksek mevkiler, dereceler sahibi Allah' tandır.

Yine Kur'an'ın bazı ayetlerinde "Doğru Kademeler"'den ( Kademe Sıdkın ) bahis bulunmaktadır. "Doğru Kademe"...Yani o bilinen dünyevi kriterlere ( mal, mülk, şöhret, fiziki görünüm, zeka vb ) göre yapılmakta olan kademelendirme değil gerçek ve doğru kademelendirme.

Yunus 10/2 - E kane lin nasi aceben en evhayna ila racülin minhüm en enzirin nase ve beşşirillezıne amenu enne lehüm kademe sıdkın ınde rabbihim kalel kafirune inne haza le sahırun mübın ( İnsanları uyarsın ve inananlara Rabb' leri indinde doğru kademelerin kesinlikle onlara olduğunu müjdelesin diye onlardan bir adama vahyetmemiz insanlara acayip mi geldi? İnkarcılar "Kesinlikle bu apaçık sihirbaz." dediler. )












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder