30 Ağustos 2024 Cuma

Büyük Taarruz'un sayısal kodu

Büyük Taarruz kararı çerçevesinde, 30.08.1922 tarihinde gerçekleşen Dumlupınar Meydan Muharebesi zaferi sonrasında "30 Ağustos" günü "Zafer Bayramı" olarak kutlanılagelmiştir. Kutlu olsun!

Söz konusu tarihte gerçekleşen zafer Türk milletine özgürlüğün ve yeni bir dönemin kapısını açmıştır. "Ulusal halden hale geçiş" olarak tanımlanabilecek bu olayın 11* sayısına ilişkin nümerolojik bir durum arzetmesi de dikkat çekmektedir.

* Hatırlanacağı üzere 11 sayısı portal açılışı ve halden hale geçişin nümerik sembolüdür.

- Büyük Taarruz'un zafer ile sonuçlandığı günü ve ayı ifade eden 30.08 rakam grubundaki rakamların toplamı 11 olmaktadır. ( 3+8 = 11 )

- Büyük Taarruz Ağustos ayının 26. ve 30. günleri arasında gerçekleşmiştir. ( 26+30 = 56 ... 5+6 = 11 )

- 1992 yılı basımı olan "Büyük Taarruz" isimli kitapta, Türk askeri sayısının 92000 olduğu belirtilmektedir. ( 92000 ... 9+2 = 11 )

"Türk ordusunda 92.000 insan, 48.000 tüfek, 819 makineli tüfek, 145  top vardı. Buna karşılık Yunan ordusunda 180.000 insan, 88.000 tüfek, 3000 makineli tüfek, 300 top bulunuyordu."

Kaynak: "Büyük Taarruz" - Dr. İsmet GÖRGÜLÜ Tnk. Kur. Alb. - ANKARA GENELKURMAY BASIM EVİ 1992

https://www.msb.gov.tr/Content/Upload/Docs/askeritariharsiv/buyuktaaruz.pdf&ved=2ahUKEwid6o6an5yIAxVvRvEDHY0zMmwQFnoECCAQBQ&usg=AOvVaw1KWOnCjpzsjfVSrV8xA7-X

- Dumlupınar Meydan Muharebesi'nin hatırası olan "Zafer Anıtı", Dumlupınar Çalköy'de, muharebenin sevk ve idare edildiği 1181 rakımlı tepeye inşa edilmiştir. ( 1181 ... 11 )


- "Zafer Anıtı"'nın inşasına 1964 yılında başlanmıştır. ( 19 ... 10 ... "1" ve 64 ... 10 ... "1" ...... 11 )

https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/mechul-asker-aniti-zafertepecalkoy-sehit-sancaktar-mehmetcik-aniti/

https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/kutahya/gezilecekyer/zafertepecalkoy-zafer-aniti

- Dumlupınar Zafertepe'deki şehitliğin internette yer alan fotolarından birinde kabirlerin yakın çekim görüntüsü yer almakta olup, en öndeki temsili kabirin "1911" doğumlu, "11" yaşında "Süleyman" isimli bir şehide ait olduğu görülmektedir. 

"Suleyman" ( سُلَيْمَان ) kelimesinin ebced değeri olan 191*** sayısının nümerolojik değeri 11'dir.

*** Sin 60 + Lam 30 + Ya 10 + Mim 40 + Elif 1 + Nun 50 = 191 

- Büyük Taarruz ile ilgili yazılan "Büyük Taarruz ve 11. Süvari Alayı" isimli kitap da 11 sayısı tezahürü açısından dikkat çekmektedir.

- Atatürk'ün, Büyük Taarruz esnasındaki meşhur söyleminin 20 kelimeden oluşması da dikkat çekmektedir. Zira ebced hesabına göre 20 sayısı, 11. harfi ( Kef ) temsil etmektedir. 

"Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanı ile sulanmadıkça terk olunamaz.”

28 Ağustos 2024 Çarşamba

İnadı inat olanlar

Kalpteki en büyük hastalık olan kibirin bir yansıması olan ve inkarcılık ile tezahür eden "İnat" şeytani bir duygudur ki Kur'an' ayetlerinde şeytanın inatçı ve zorba niteliğine vurgu yapılmaktadır.

İnat olgusu psikoloji ilminde de "Patolojik İnat" veya "Karşı Gelme Bozukluğu" olarak tanımlanan bir sendromdur.

Kibirli karakterin, Rab'bin dilemesi haricinde, her koşulda inadından asla vazgeçmeyeceği ve nihayetinde zorbalığa yöneleceği ayetlerde bildirilmektedir.

11/59 Ve tilke adun cehadu bi ayati rabbihim ve asav rusulehu vettebeu emra kulli CEBBARİN ANİD

( Ve işte Ad, Rab’lerinin ayetleri ile cihad ettiler. O’nun resullerine isyan ettiler. Her İNATÇI ZORBANIN emirlerine tabi oldular. )

37/7 Ve hifzan min kulli ŞEYTANİN MARİD

( Ve tüm İNATÇI AZGIN ŞEYTANLARDAN koruduk. )

50/24 Elkiya fi cehenneme kulle KEFFARİN ANİD

( Tüm İNATÇI İNKARCILARI cehennemin içine atın. )

İnatçı inkarcıların, nefsani - şeytani frekansların tesiri nedeniyle her türlü delile tanık olmaları durumunda dahi, tıpkı hipnozdaki bir süje gibi inatlarından vazgeçmeyecekleri İncil ve Kur'an'da bildirilmektedir.

42-Luke-16-31 "İbrahim ona, 'Eğer Musa ile peygamberleri dinlemezlerse, ÖLÜLER ARASINDAN BİRİ DİRİLSE BİLE İKNA OLMAZLAR' dedi." 

6/111 Ve LEV ennena nezzelna ileyhimul melaikete ve KELLEMEHUMUL MEVTA ve haşerna aleyhim kulle şey'in kubulen MA KANU Lİ YU'MİNU illa en yeşaellahu ve lakinne ekserahum yechelun

( Ve şayet kesinlikle biz onlara melekleri indirseydik ve ÖLÜLER DE OLARA KELAM ETSEYDİ ve onlara önceki her şeyi toplasaydık, Allah’ın dilemesi haricinde İNANACAK DEĞİLLERDİ. Lakin çoğunluğu cahillik ederler. )

İncil'de yer aldığı üzere, Mesih İsa'nın, evvelce ölmüş Lazarus isimli bir kişiyi diriltmesi dahi heveslerini ilah edinmiş Yahudileri, Mesih İsa'yı yok etmek fikrinden, inadından alıkoymamıştır.

Tevrat'ta da, Rab'bin muhtelif musibet mucizelerine ( 9 ayet ) tanık olan Firavun'un inkar inadından vazgeçmediği ayetlerde bildirilmektedir. Tevrat'ta ayrıca İsrailoğulları'nın da "inatçı" özelliği vurgulanmaktadır.

2-Exodus-32-8 Buyurduğum yoldan hemen saptılar. Kendilerine dökme bir buzağı yaparak önünde tapındılar, kurban kestiler. 'Ey İSRAİLLİLER, sizi Mısır'dan çıkaran ilahınız budur!' dediler."

2-Exodus-32-9 RAB Musa'ya, "BU HALKIN NE İNATÇI OLDUĞUNU biliyorum" dedi, 

27 Ağustos 2024 Salı

Üç sayısı, Yaratılış ve Pythagoras Üçlüsü

"Üç" sayısı yaratılıştaki ilahi bütünlüğü, tamamlanmışlığı, olgunlaşmayı ve mükemmelliği temsil etmektedir. Konuşmayı etkin kılan üç kelime vurgusu, kompozisyonlardaki üç bölüm ( giriş, gelişme, sonuç ) yapısı gibi fenomenler üç sayısının temsil ettiği anlamların yansımasıdır.

Ra'd suresinin aşağıdaki ayetinde Rab'bin her şeyi sayısal bir düzene göre yarattığı "Kader" ( Ölçü ) kökünden türeme olan "Mikdar" ( Ölçüleme ) kelimesiyle ve "kadının doğurması" misaliyle bildirilmekte olup, ayetteki 3 nümerolojisi dikkat çekmektedir.

13/8 Allahu (1) ya'lemu (2) ma (3) tahmilu (4) kulli (5) unsa (6) ve (7) ma (8) teğidu (9) el (10) erhamu (11) ve (12) ma (13) tezdad (14) ve (15) KULLİ (16) ŞEY'İN (17) İNDE (18) HU (19) Bİ (20) MİKDAR (21)

( Allah, her kadının ne yüklenip taşıdığını ve rahimlerin ne azalttığını ve ne artırdığını bilir. O’NUN İNDİNDE HER ŞEY ÖLÇÜYLEDİR. )

- Ayetin kodundaki rakamların toplamı 12 ( 1+3+8 = 12 ) olup, bu sayının nümerolojik değeri 3 olmaktadır.

- Ayetteki kelime adedini temsil eden 21 sayısının nümerolojik değeri de 3'tür.

- Ayetin son ve en önemli kelimesi olan "Mikdar" ( Ölçü ) kelimesinin sıra değeri 21 ( 2+1 = 3 )'dir.

- "Mikdar" ( مِقْدَار ) kelimesinin ebced değeri 345 olup, bu sayının nümerolojik değeri de 3 ( 3+4+5 = 12 ... 3 ) olmaktadır.

Mim 40 + Kaf 100 + Dal 4 + Elif 1 +Ra 200 = 345

- "Mikdar" kelimesi Kur'an'da 3 kere tekrarlanmaktadır. ( Ayet kodları şöyledir: 13/8, 32/5, 70/4 ...... Bu ayet kodlarındaki rakamların toplamının 33 sayısını vermesi de ayrıca dikkat çekmektedir. )

"İlahi yaratış" temasının işlendiği Zümer suresinin aşağıdaki ayetinde de "Üç karanlıkta yaratış" ifadesi yer almaktadır. ( Zümer suresinin numarası 39 olup, bu sayının nümerolojik değeri de 3'tür. ( 3+9 = 12 ... 1+2 = 3 )

39/6 Halekakum min nefsin vahidetin summe ceale minha zevceha ve enzele lekum minel en'ami semaniyete ezvac YAHLUKUkum fi butuni ummehatikum halkan min ba'di halkin fi ZULUMATİN SELAS zalikumullahu rabbukum lehul mulk la ilahe illa hu fe enna tusrafun

( Sizi tek nefisten yarattı. Sonra ondan eşini oluşturdu. Size hayvanlardan sekiz eş indirdi. Sizi annelerinizin karınlarında ÜÇ KARANLIKTA yaratıştan yaratışa YARATIR. Rab’biniz Allah budur. Mülk O’nadır. O’nun haricinde ilah yoktur. O halde nasıl döndürülüp çevriliyorsunuz?  )

"Üçgen" şekli de yaratılışın önemli sembollerinden biridir. Misalen Davut Yıldızı olarak bilinen ve içiçe geçmiş ters yöndeki iki üçgenden oluşan sembol yaratılıştaki düaliteyi ve döngüyü simgelemektedir.

Rahimin üçgen şeklinde olması da konu bağlamında önem arzetmektedir.

Pythagorean Triple ( Pisagor Üçlemesi ) olarak bilinen a2 + b2 = c2 formülünü gerçelleyen en küçük üçgen 3,4,5 üçgenidir.

Üçgenin kenar uzunluklarının toplamının ( 3+4+5 = 12 ) nümerolojik değeri de 3 ( 1+2 = 3 ) olmaktadır.

Yukarıda yer alan ve yaratıştan bahsedilen 13/8 kodlu ayetin analizinde değinilen "Mikdar" kelimesinin ebced değerinin 345 olması da 3,4,5 üçgeniyle ilinti arzetmekte gibidir. ( Yaratılışta zaten her şey birbiriyle ilintilidir. )

Pythagoras, nümerolojik hesaplama modelini geliştirmesiyle de bilinmektedir. 1-9 arası rakamlara istinaden harflerin 3 kategoriye ayrıldığı söz konusu model esasen Ebced veya Gematria olarak bilinen sistemdir.



26 Ağustos 2024 Pazartesi

Yaratılıştaki İkili Yedi ve Adem ile İsa

Evvelki bölümlerde incelendiği üzere yaratılışın kaynak kodu ve bilgisayar yazılım teknolojisinin de temeli* olan "İkili Yedi" kavramı döngüsel düalitenin ve halden hale geçişin sembolüdür. Bu kavram Hicr suresinin aşağıdaki ayetinde geçmektedir.

* Bilgisayar yazılımında karakterler, 7 bitlik haznelere ( Byte ), her bite 0 ve 1'den oluşan İkili Kod ( Binary Code )'lar yazılmak suretiyle ifade edilmektedir.

15/87 Ve lekad ateynake SEB'AN MİNEL MESANİ vel kur'anel azim 

( Ve biz sana İKİLİLERDEN YEDİYİ ve büyük Kur'an'ı verdik. )

Yaratılıştaki büyük döngü İncil'de "ilk insan" olarak nitelenen Adem ile başlamış olup, "ikinci insan" veya "son Adem" olarak nitelenen ve ruhsal yükselişi temsil eden Mesih İsa ile son bulacaktır. Al'i İmran suresinin aşağıdaki ayetinde Adem'in ve İsa'nın yaratılışlarının partenojenez ( cinsellik dışı doğum ) olduğu bildirilmektedir.

3/59 Kesinlikle İsa’ nın misali Allah’ın indinde Adem’ in misali gibidir. Onu topraktan yarattı ve sonra ona "Ol." dedi de o oldu.

İncil'in aşağıdaki ayetlerinde de büyük döngünün Adem ile başlayıp, ikinci Adem olarak nitelenen İsa ile sonlanacağı bildirilmektedir.

46-1 Corinthians-15-45 Nitekim şöyle yazılmıştır: "İlk insan Adem yaşayan can oldu." Son Adem'se ( İsa ) yaşam veren ruh oldu. 

46-1 Corinthians-15-47 İlk insan yerden, yani topraktandır. İkinci insan göktendir. 

Adem ve İsa kelimelerinin Kur'an'da 25'er kere ( 2+5 = 7 ... İki kere yedi ) geçmesi de büyük döngüye, döngüsel düalitenin sembolü olan "İkili Yedi" kavramı vasıtasıyla işaret niteliğindedir. 

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2021/10/ikili-yedi-uyumlu-kelime-frekanslar.html?m=1

Babil'deki Pi sayısı

Çapı bilinen bir dairenin çevresinin ve alanının hesaplanmasını sağlayan Pi ( π ) sayısının tarihte ilk kez Babilliler tarafından keşfedildiği bilinmektedir. Babil'deki mimari yapıların inşasında Pi ( π ) sayısının 3 olarak kabul edildiği antik Babil metinlerin de yer almaktadır.

https://www.exploratorium.edu/pi/history-of-pi

https://hsm.stackexchange.com/questions/5425/what-was-the-best-approximation-of-%CF%80-known-to-ancient-babylonians

Tevrat'ta "Çap" kelimesinin ilk kez geçtiği aşağıdaki ayette de "Pi" sayısına, değeri 3 olacak şekilde dolaylı olarak işaret edilmektedir. 

11-1 Kings-7-23 Hiram dökme tunçtan ON ARŞIN ÇAPINDA, beş arşın derinliğinde, çevresi OTUZ ARŞIN YUVARLAK BİR HAVUZ yaptı. 

- Ayette belirtilen dairesel şekildeki havuzun çevresi 30 arşın, çapı 10 arşın olduğu için Pi sayısı 3 ( 30/10 ) olarak tezahür etmektedir.

- Ayetin sure ve ayet numaralarının nümerolojik değerlerinin 3 olması da dikkat çekmektedir. 

Sure no. 11-1 ... 1+1+1 = 3

Ayet no. 7-23 ... 7+2+3 = 12 ... 1+2 = 3

"Çap" kavramını içeren ve Pi sayısına ( 3.14 ) en yakın değeri veren 22/7 işlemine işaret eden ayetin incelendiği bölümün linki ise aşağıdadır. 

https://kuranilmi.blogspot.com/2016/03/kuran-ilmi-pi-says.html?m=1

Maymun Çiçeği ile korku manşetleri yeniden

Evvelki bölümlerde incelendiği üzere bir 11 ritüeli niteliğinde Coronavirus Pandemisi sürecinde "korku manşetleriyle" panik yaratmaya ve psikosomatik etkileşimle toplumun bağışıklık sistemini zayıflatarak immün yetmezlik oluşturmaya gayret eden küreselcilerin tetikçisi basın, şimdi de süreci "Maymun Çiçeği" ile ilgili manşetlerle devam ettirmektedir.

Haberini önceden yine Bill Gates'in verdiği! Maymun Çiçeği'nin solunum yoluyla insandan insana bulaşmadığı, ilaçsız olarak da birkaç haftalık süre içinde geçtiği bilinmesine rağmen haber sitelerindeki "korku" temalı manşetler vasıtasıyla insanlar korkutulmaya ve aşıya yönlendirilmeye çalışılmaktadır.

"11 ülke" olması ilginç bir rastlantı mıdır?!





Tıpkı Coronavirus pandemisindeki gibi, bir hasta üzerinden korku söylemi...


Küreselcilere hizmet eden malum bazı sözde tıp insanları da yine aşı söylemlerine başlamışlardır. Hatta Coronavirus pandemisi sürecinde de sürekli basın haberlerinde yer alan bir tanesi hakkında suç duyurusu dahi yapılmıştır. 





Transhumanizm ve Human 2.0 tuzağı

Kutsal kitaplar, rahmani varlıklar için de şeytani varlıklar için de rehber niteliğindedir. Kitaplarda öğütlenenler yönünde ilerleyenler rahmaniler, kitaplarda öğütlenlerin aksi yönde ilerleyenler ise şeytanilerdir. Ancak şeytaniler her faaliyetlerinde ve ürettikleri her kavramda, ardına gizlendikleri kutsal kitap ayetlerini, ayetlerdeki semantik ve nümerik kurguyu baz almaktadırlar ki zaten başka bir alternatif ilimleri mevcut değildir.

2/32 Kalu subhaneke LA İLME LENA İLLA MA ALEMTENA inneke entel alimul hakim

( "Yücesin sen. O BİZE ÖĞRETTİĞİNİN HARİCİNDE BİZE İLİM YOKTUR. Kesinlikle sen bilensin hakimsin." dediler. )

Küresel şeytanların güncel gündemleri, yine Kur'an ilmi vasıtasıyla keşfettikleri dijital teknolojiye dayalı olarak geliştirdikleri Transhumanism ( İnsanüstücülük ) ve Human 2.0 ( İnsan 2.0 ) projeleridir.


Tamamen aldatıcı söylemlerle lanse edilen bu projelerdeki ana mesaj, insan bedeninin dijital teknolojiyle entegre edilerek sözde üstün insan ( Transhuman ) oluşturulabilmesi ve ölümsüzlüğün sağlanabilmesidir. Ancak esas itibarıyla bu projelerin gizli amacı zaten özünde ölümsüz bir ruh olan insanın idrak mekanizmasının kontrol ve bloke edilmesi yoluyla ruhsal tekamülünün engellenmesi ve insanın, mezun olması gereken bir okul olarak gönderildiği ve esasen içinde "ölü" durumda olduğu kaba madde planı dünya cehennemine daimi olarak hapsedilmesidir.

1-Genesis-2-17 "Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan YEDİĞİN GÜN KESİNLİKLE ÖLÜRSÜN*."

* Yüksek frekanslı üst süptil yaşam planı olan cennetten çıkarılırsın ve düşük frekanslı alt kaba madde planı olan dünyaya ( cehenneme ) atılırsın. ( Dünya = Alt, Aşağılık, Aşağı, Düşük ) Ayetin kodunu oluşturan rakamların toplamı 11 ( 1+2+1+7 = 11 ) olup, bu sayı ayetin de konusu olan "halden hale geçişi", döngüyü ve düaliteyi simgelemektedir.

Zira kaba madde varlık deneyimini yani insanlık deneyimini liyakatla tamamlayarak tekamül etmiş her ruh artık "ölümden kurtularak" üst süptil planlarda, insan üstü süptil varlık olarak yaşam aşamasına geçmektedir. İşte şeytanların amacı, insan için "tekâmül", "evrim" olarak nitelenebilecek ilahi nizamın bu doğal sürecini, aynı kavramlar kisvesi altında ancak insan için "gerileme", "tersine evrim" olarak gerçekleştirebilmektir.

İncil'in aşağıdaki ayetleri, şeytanların aldatıcı kisve olarak kullandıkları "Human 2.0" kavramının kaynağını teşkil etmektedir. Ayetlerin ait oldukları surenin kodundaki rakamların toplamının yine 11 ( 4+6+1 = 11 ) olması da yukarıda olduğu gibi dikkat çekmektedir. Ayrıca 11 sayısının nümerolojik değeri olan 2 sayısı da "Human 2.0" kavramıyla ve aşağıdaki ayetlerdeki "İkinci İnsan" ifadesiyle uyum arzetmektedir.

46-1 Corinthians-15-45 Nitekim şöyle yazılmıştır: "İLK İNSAN ADEM yaşayan CAN oldu." SON ADEM İSE yaşam veren RUH oldu. )

46-1 Corinthians-15-46 Önce ruhsal olan değil, doğal olan geldi. RUHSAL OLAN SONRA GELDİ. )

46-1 Corinthians-15-47  İlk insan yerden, yani topraktandır. İKİNCİ İNSAN GÖKTENDİR. )

Yukarıdaki son ayette "İkinci İnsan"'ın yani gerçek "Human 2.0"'ın "Gökten" olduğu yani üst süptil plana ait bir ruh olduğu bildirilmektedir. Ancak şeytanlar aynı kavramın ardına gizlenerek insanı ebediyen toprağa yani kaba madde planına gömmeye çalışmaktadırlar.

46-1 Corinthians-15-48 Topraktan olan insan nasılsa, topraktan olanlar da öyledir. GÖKSEL İNSAN nasılsa, göksel olanlar da öyledir.

46-1 Corinthians-15-49  Bizler topraktan olana nasıl benzediysek, GÖKSEL OLANA da benzeyeceğiz.

46-1 Corinthians-15-50 Kardeşler, şunu demek istiyorum, ET VE KAN TANRI'NIN EGEMENLİĞİ'Nİ MİRAS ALAMAZ. ÇÜRÜYEN DE ÇÜRÜMEZLİĞİ MİRAS ALAMAZ.

46-1 Corinthians-15-51 İşte size bir sır açıklıyorum. HEPİMİZ ÖLMEYECEĞİZ; SON BORAZAN ÇALININCA HEPİMİZ BİR ANDA,

46-1 Corinthians-15-52 GÖZ AÇIP KAPAYANA DEK DEĞİŞTİRİLECEĞİZ. Evet, BORAZAN ÇALINACAK, ÖLÜLER ÇÜRÜMEZ OLARAK DİRİLECEK VE BİZ DE DEĞİŞTİRİLECEĞİZ.

46-1 Corinthians-15-53 Çünkü bu çürüyen beden çürümezliği, bu ÖLÜMLÜ BEDEN ÖLÜMSÜZLÜĞÜ GİYİNMELİDİR.

46-1 Corinthians-15-54  Çürüyen ve ÖLÜMLÜ BEDEN çürümezliği ve ÖLÜMSÜZLÜĞÜ GİYİNİNCE, "ÖLÜM YOK EDİLDİ, zafer kazanıldı!" diye yazılmış olan söz yerine gelecektir.

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/01/sura-uflendigi-gun.html?m=1

https://kuranilmi.blogspot.com/2022/08/teknohipnoz-ile-yapay-zeka-aldatmacas.html?m=1

https://kuranilmi.blogspot.com/2017/08/transhumanizm-aldatmacas.html?m=1

24 Ağustos 2024 Cumartesi

Epigenetik fenomeni

"Epigenetics" kelimesi "Epi" ( Yüksek, Üst, Yukarı ) ve "Genetics" ( Genetik, Kalıtsal, Genle ilgili, Gensel ) kelimelerinden oluşmakta ve "Genetik üstü, Genetik ötesi" anlamlarını temsil etmektedir.

Genetik ilmindeki yeni ve geniş bir saha olan Epigenetik hususundaki araştırmalar, çevresel faktörlerin, gıdaların, hastalıkların, travmaların, stresin, düşünsel eğilimlerin "Gen İfadesi"'ni ( Gene Expression ) değiştirebildiğini ve kalıtsal olarak sonraki nesillere aktarılabildiğini ortaya koymaktadır. Gen İfadesi,  belirli bir DNA yapısının ( genetik sekansın ), ilgili varlıktaki belirli fizyolojik ve psikolojik yansıması olarak tanımlanmaktadır. Epigenetik ise, genetik yapıda ( DNA / genetik sekans ) bir değişiklik olmamasına rağmen Gen İfadesi'nde meydana gelen değişimleri incelemektedir.

Epigenetik araştırmalar, bir varlığın yaşam süreçleri boyunca deneyimler ve seçimler yoluyla önemli sosyopsikolojik ve biyolojik bilgi edinilebildiğini ve bu bilgilerin zamanla bedeninde ve davranışında değişimlere sebep olabildiğini göstermektedir. Ve anılan bu değişimlerin sonraki birkaç nesil tarafından miras alınabildiğini ortaya koymaktadır. Bu durum, ilgili varlığın DNA'sında ( genetik sekans ) değişiklik olmamasına rağmen Gen İfadesi'nde değişiklik oluşması sonucunda gercekleşmektedir. Bir başka ifadeyle, varlığın DNA dizisi, yani genomu değişmese de epigenomu değişebilmektedir.

( Ek bilgi: DNA Metilasyonu ve Histon Modifikasyonları gibi epigenetik belirteçler genellikle gen ifadesini düzenleyen anahtarlar olarak tanımlanmaktadır. DNA metilasyonu yani DNA'ya bir kimyasal olan metilin eklenmesi genlerin baskılanmasına ve ilgili "genin ifadesinin" değişmesine, Histon asetilasyonu ise genlerin geri aktive olmasına sebep olmaktadır. )

Nuh suresinin 27. ayetinde, sosyopsikolojik ve düşünsel bir fenomen olan "inkarcı tutumun" ve "inançsızlığın" nesilden nesile kalıtsal olarak aktarılabileceğinin bildirilmesi "Epigenetik" kavramına işaret niteliğindedir.

71/27 İnneke in tezerhum yudillu ibadeke ve LA YELİDU İLLA FACİREN KEFFAREN

( Kesinlikle sen onları bırakırsan, kullarını saptırırlar ve İNKAR EDEN  GÜNAHKAR HARİCİNDEKİNİ DOĞURMAZLAR. )

Tevrat'ın aşağıdaki ayetinde de dolaylı olarak Epigenetik fenomenine işaret edilmektedir.

2-Exodus-20-5  Putların önünde eğilmeyecek, onlara tapmayacaksın. Çünkü ben, Tanrın RAB, kıskanç bir Tanrı'yım. BENDEN NEFRET EDENİN SUÇUNUN HESABINI ÜÇÜNCÜ, DÖRDÜNCÜ KUŞAK ÇOCUKLARINA SORARIM.

Rab'bin, ancak gerçekleşmiş suçun hesabını sorduğu gerçeğine istinaden ayette, inkarcı eğilimin sonraki kuşaklara aktarılacağı ve böylelikle o kuşaklardan da hesap sorulacağı bildirilmektedir.

* Ayetteki "Kıskanç Tanrı" ifadesi müteşabih nitelik arzetmektedir. Rab ile ilgili benzer teşbih Haşr  suresinin 23. ayetinde de "Mutekebbir" ( Kibirlenen, Ululanan ) kelimesiyle yer almaktadır.

Bulutlardaki denge

Bilimsel kaynaklarda, bulutların, yüzey-atmosfer sistemi ve iklim üzerinde denge sağlama ve soğutma işlevi olduğu bildirilmektedir.

"BULUTLAR, Dünya'nın ENERJİ DENGESİNİ veya "radyasyon bütçesini", yani Dünya'ya giren ve çıkan radyasyon miktarını korumada temel bir rol oynar. "KISA DALGA SOĞUMASI" olarak bilinen bir süreçle BULUTLAR, güneşin radyasyonunun bir kısmını uzaya geri yansıtır ve bu da Dünya'nın yüzey-atmosfer sistemi üzerinde NET BİR SOĞUTMA ETKİSİ OLUŞTURUR. Aynı zamanda bulutlar, İKLİM SİSTEMİ ÜZERİNDE net bir ısınma etkisine sahip olan "uzun dalga ısınması" yoluyla uzaya yayılacak radyasyonu tutmaya yardımcı olur."

https://earthobservatory.nasa.gov/features/CloudsInBalance


Aşağıdaki Tevrat ayetlerinin içerdiği ifadeler yukarıdaki bilimsel veriler ile uyum arzetmektedir.

18-Job-37-16 Dost thou know the BALANCINGS OF THE CLOUDS, the wondrous works of him which is perfect in knowledge?

( BULUTLARIN DENGELENMESİNİ, bilgide mükemmel olanın harika işlerini biliyor musun? )

18-Job-37-17 How thy garments are warm, WHEN HE QUIETETH THE EARTH by the south wind?

( O DÜNYANIN SOLUĞUNU KESTİĞİNDE, GÜNEY RÜZGARI NEDENİYLE GİYSİLERİN NE KADAR SICAK OLUR? )

23 Ağustos 2024 Cuma

Hz. Süleyman ile ilgili muharrif ayetler?!

Kelimelerin farklı anlamları olabildiği gibi sayıların da simgelediği farklı anlamlar bulunmaktadır. Misalen döngünün, dualitenin, boyutlar arası portalın ve halden hale geçişin sembolü olan 11 sayısı, okült satanizmde şirkin de sembolüdür. Bu sembolizasyon iki anlam içermektedir.

1- Tek ve bir olan Allah gibi olmak ( haşa ) yani 1'in yanında diğer 1 olmak, O'na eş olmak ( haşa ) ... 11 olmak.

2- Allah'ın, nümerik ifadesi ( haşa ) ve Vahdet / Teklik / Unite kelimesinin temsili olan ve nümerolojik değeri 1 olan 10 sayısının üzerinde olmak yani 11 olmak.

Yukarıdaki iki anlam da, sınav olmak üzere kendilerine yüksek ilim verilmiş ancak ilim üzerine sapmış olan küresel şeytanlara işaret etmektedir.

45/23 Hevesini ilahı edinen kimseyi görmez misin? ALLAH ONU İLİM ÜZERİNE SAPTIRIR.

28/78 "Kesinlikle O İNDİMDEKİ İLİM ÜZERİNE VERİLDİ." dedi. Kesinlikle Allah’ın ondan önce, kuvvet olarak ondan daha şiddetli ve topluluk olarak daha çok olan nesillerden kimseleri helak ettiğini bilmez mi? Ve SUÇLULAR GÜNAHLARI HAKKINDA SUAL EDİLMEZLER.

Hz. Süleyman'dan, hem Bible'da ( Tevrat + İncil ) hem de Kur'an'da bahsedilmekte olup, kendisine "yüksek ilim" bahşedildiği bildirilmektedir. ( Süleyman = Barışçıl, Barışsever )

Kur'an'da Süleyman ile ilgili olan bazı ayetler şöyledir.

Aşağıdaki ayetlerde Süleyman'ın sevilen bir kul olduğu ve kendisine yüksek ilim bahşedildiği bildirilmektedir.

38/30 Ve Davud’a Süleyman’ı bahşettik. Kesinlikle O, TEVBE EDİP DÖNEN NE GÜZEL KULDUR. 

27/15 Ve Davud’a ve SÜLEYMAN'A İLİM VERDİK. "Övgü, bizi o inanan  çoğuna üstün kılan Allah için." dediler.

Aşağıdaki ayette Süleyman'ın mal ve mülk hırsının olmadığına vurgu yapılmaktadır.

27/36 Süleyman geldiğinde "MAL İLE İMDADIMA MI YETMEK İSTİYORSUNUZ? ALLAH'IN O BANA VERDİĞİ*, SİZE VERDİĞİNDEN DAHA HAYIRLIDIR. Bilakis sizler hediyeleriniz ile ferahlayıp sevinirsiniz." dedi.

* "İlmi" kastederek...

Kur'an'da iki adet "Bismillahirrahmanirrahim" ( Rahman ve rahim Allah’ın ismi ile ) ifadesi yer almakta olup, bunlardan ilki birinci sure olan Fatiha suresinin birinci ayeti olup, ikincisi ise " Süleyman" kelimesiyle birlikte 27/30 kodlu ayette konumlandırılmıştır. Asağıdaki ayet ikilisinde, Süleyman'a verilen "kitap"tan da bahsedilmektedir.

27/29 "Ey ileri gelenler kesinlikle bana faydalı yüce KİTAP atılıp bırakıldı." dedi.

27/30 Kesinlikle O SÜLEYMAN'DANDIR. Kesinlikle o rahman ve rahim Allah’ın ismi iledir. 

Cinleri buyruğuna alma yetkisi verilmiş olan Süleyman'a "Şeytanların" hizmet ettiklerinin bildirilmesi dikkat çekmektedir. Zira aşağıdaki ayette "Cin" kelimesi değil "Şeyatin" ( Şeytanlar) kelimesi yer almaktadır. Yani "kötücül" nitelikli varlıklar söz konusudur.

21/82 Ve ŞEYTANLARDAN O'NA DALGIÇLIK YAPANLARI ve bundan başka işler yapanları. Onlara koruyucu, gözetici olduk. 

Aşağıdaki ayette ise "Cinlerin" Süleyman için çalıştıklarından bahsedilmektedir.

34/12 Ve Süleyman için rüzgar. Onun gidişi bir aydı ve onun dönüşü bir aydı. O'na erimiş bakır pınarı akıttık. ÖNÜNDE ÇALIŞANLAR RAB'BİNİN İZNİYLE CİNLERDEN KİMSELERDİ. Onlardan kim emrimizden çıkarsa, ona ateş azabından tattırırız. 

Süleyman'ın inkarcı olmadığından bahsedilen ayet;

2/102   Ve o Süleyman'ın mülkünün ve hükümdarlığının üzerine o şeytanların okuduğuna tabi oldular. SÜLEYMAN İNKAR ETMEDİ VE LAKİN ŞEYTANLAR İNKAR ETTİLER. İnsanlara sihiri ve Babil’de iki melek olan Harut ve Marut’un üzerine indirileni öğretiyorlardı. "Kesinlikle biz sınavız. O halde inkar etmeyin." diyene kadar ikisi kimseye öğretmezlerdi. Onlardan erkeğin ve eşinin arasını neyin ayırdığını öğrenirlerdi. Onlar onunla Allah’ın izni olmadıkça kimseye zarar veremezlerdi. Onlara ne zarar verebilir ne fayda vermez öğrenirlerdi. Onu satana ahirette nasip olmadığını bilirlerdi. O nefislerini sattıkları ne kötüdür. Keşke bilmiş olsalardı. 

En'am suresinin aşağıdaki ayet grubunda Hz. Süleyman'ın, diğer haberciler gibi hidayete ermiş olduğu, salih ( iyi ) olduğu ve alemlere üstün kılındığı bildirilmektedir.

6/84 Ve biz O'na İshak'ı ve Yakub'u bahşettik. HEPSİNİ YÖNLENDİRDİK. Önceden Nuh'u ve O'nun soyundan Davud'u, SÜLEYMAN'I, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u da yönlendirdik. Biz iyilik yapanları işte böyle karşılıklandırırız. 

6/85 Ve Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas'ı da. HEPSİ İYİLERDENDİLER. 

6/86 Ve İsmail, Elyesea, Yunus ve Lut'u da. HEPSİNİ ALEMLERE ÜSTÜN KILDIK.  

Tevrat'ta, Hz. Süleyman'a "yüksek ilim" bahşedildiğini ve Rab'bin, Süleyman'ın kendisinden nefsani ve maddi üstünlük yerine "ilim" dilemesinden dolayı O'nu takdir ettiğini bildiren ayetler ise şöyledir.

14-2 Chronicles-1-11  Tanrı Süleyman'a, "Demek yüreğinin dileği bu" dedi, "ZENGİNLİK, MAL MÜLK, ONUR ya da senden nefret edenlerin ölümünü istemedin, kendin için UZUN ÖMÜR de istemedin. BUNLARIN YERİNE seni başına kral yaptığım halkımı yönetmek için BİLGİ VE BİLGELİK ISTEDİN. 

14-2 Chronicles-1-12 SANA BİLGİ VE BİLGELİK VERİLECEKTİR. Sana ayrıca öyle bir zenginlik, mal mülk ve onur vereceğim ki, benzeri ne senden önceki krallarda görülmüştür, ne de senden sonrakilerde görülecektir." 

Ancak yine Tevrat'ta, Hz. Süleyman'ın, Kur'an'da zikredilen "İlim üzerine sapmak" kavramıyla uyumlu bir hale büründüğünden ve Kur'an'da yer alan "Süleyman inkar etmedi." ifadesinin tersine meylettiğinden bahsedilen ayetler de yer almaktadır ki bu durum Kur'an'da bahsedilen "Ayetlerin Yahudiler tarafından tahrifatı" hususunu çağrıştırmaktadır.

Hz. Süleyman'ın "inkarcı tutumundan" bahsedilmeye başlanan ilk ayetin bölüm numarasının ve ayet numarasının 11-1 ve 11-1 olması da, 11 ve 111 sayılarının okült semboller olması açısından dikkat çekmektedir. ( Misalen meşhur bir okült cemiyetin localarının İstanbul'daki merkezinin adresi "Tepebaşı 111"'dir. "Tepe"ler boyut portallarının bulunduğu konumlardır. Bkz. "Tepelerdeki portallar" başlıklı bölüm ) Ayrıca Hz. Süleyman ile ilgili olan duvarcılık, mimari, tapınak, ikiz kolonlar, kan adağı verme, majik operasyon ( sihir ), cin şeytanları vb. gibi unsurlar da bu cemiyet için büyük önem arzetmektedir.

11-1 Kings-11-1Kral SÜLEYMAN firavunun kızının yanısıra Moavlı, Ammonlu, Edomlu, Saydalı ve Hititli BİRÇOK YABANCI KADIN SEVDİ. 

( Yukarıdaki Tevrat ayeti, yine Tevrat'ın 20. bölümü olan "Süleyman'ın Özdeyişleri" bölümündeki şu ayetle çelişmektedir; "20-Proverbs-5-20 Oğlum, neden yabancı bir kadınla coşasın, Neden bir yabancıyı koynuna alasın?" )

11-1 Kings-11-2  BU KADINLAR RAB'bin İsrail halkına, "Ne siz onların arasına girin, ne de onlar sizin aranıza girsinler; çünkü ONLAR kesinlikle SİZİ KENDİ İLAHLARININ ARDINCA YÜRÜMEK ÜZERE SAPTIRACAKLARDIR"** dediği uluslardandı. BUNA KARŞIN, SÜLEYMAN ONLARA SEVGİYLE BAĞLANDI. 

** Nisa 4/117 Kesinlikle onlar, O’nun haricinde ancak kadınları çağırırlar. Kesinlikle ancak asi inatçı şeytanı çağırırlar.

11-1 Kings-11-3 Süleyman'ın kral kızlarından yedi yüz karısı ve üç yüz cariyesi vardı. KARILARI ONU YOLUNDAN SAPTIRDILAR. 

11-1 Kings-11-4 Süleyman yaşlandıkça, KARILARI O'NU BAŞKA İLAHLARIN ARDINCA YÜRÜMEK ÜZERE SAPTIRDILAR. Böylece Süleyman bütün yüreğini Tanrısı RAB'be adayan babası Davut gibi yaşamadı. 

11-1 Kings-11-5 Saydalılar'ın tanrıçası Aştoret'e ve Ammonlular'ın iğrenç ilahı MOLEK'E TAPTI. 

11-1 Kings-11-6 BÖYLECE RAB'BİN GÖZÜNDE KÖTÜ OLANI YAPTI, RAB'bin yolunda yürüyen babası Davut gibi tam anlamıyla RAB'bi izlemedi. 

11-1 Kings-11-7 Yeruşalim'in doğusundaki tepede Moavlılar'ın iğrenç ilahı Kemoş'a ve Ammonlular'ın iğrenç ilahı MOLEK'E TAPMAK İÇİN BİR YER YAPTIRDI. 

11-1 Kings-11-8 İLAHLARINA BUHUR YAKIP ADAK VEREN bütün yabancı karıları için de aynı şeyleri yaptı. 

11-1 Kings-11-9 İsrail'in Tanrısı RAB, kendisine iki kez görünüp, "BAŞKA İLAHLARA TAPMA!" DEMESİNE KARŞIN, SÜLEYMAN RAB'BİN YOLUNDAN SAPTI V O'NUN BUYRUĞUNA UYMADI. Bu yüzden RAB Süleyman'a öfkelenerek, 

11-1 Kings-11-10 / 11-11  "SENİNLE YAPTIĞIM antlaşmaya ve kurallarıma bilerek uymadığın için krallığı elinden alacağım ve görevlilerinden birine vereceğim" dedi, 

11-1 Kings-11-12 "Ancak baban Davut'un hatırı için, bunu senin yaşadığın sürede değil, oğlun kral olduktan sonra yapacağım. 

11-1 Kings-11-33  Çünkü SÜLEYMAN BANA SIRT ÇEVİRİP Saydalılar'ın tanrıçası Aştoret'e, Moavlılar'ın ilahı Kemoş'a ve Ammonlular'ın ilahı MOLEK'E*** TAPTI. Kurallarıma, ilkelerime uyup gözümde doğru olanı yapan babası Davut gibi yollarımı izlemedi. 

*** "Molek" kelimesi "Malik" kelimesinin ( sıfatının ) bir tezahürü olup, okült satanizmde "Baykuş" ile resmedilmekte ve İblis'i simgelemektedir. 

11-1 Kings-11-34  Ama buyruklarıma, kurallarıma bağlı kalan, seçtiğim kulum Davut'un hatırı için Süleyman'ın elinden bütün krallığı almayacağım. Yaşamı boyunca onu önder yapacağım. 

11-1 Kings-11-39 SÜLEYMAN'IN GÜNAHINDAN ÖTÜRÜ Davut soyunun gururunu kıracağım, ancak sonsuza dek değil." 

Okült sembol olan ve hem şeklen hem de manen 11 sayısını temsil eden "İki Sütun" kavramı, Süleyman'ın Rab için yaptırdığı tapınak ile ilgili olan aşağıdaki ayette yer almaktadır.

14-2 Chronicles-2-1 SÜLEYMAN RAB ADINA BİR TAPINAK, kendisi için de bir saray YAPTIRMAYA KARAR VERDİ. 

24-Jeremiah-52-20 RAB'bin Tapınağı için Kral Süleyman'ın yaptırmış olduğu İKİ SÜTUN, HAVUZ ve altındaki ON İKİ TUNÇ BOĞA HEYKELIYLE ayaklıklar için hesapsız tunç harcanmıştı.

Hz. Süleyman'ın cinlere yaptırmış olduğu ve esasen bir boyut portalı niteliği arzeden "Tapınak", Kur'an'da da "Sarh" ( Köşk ) olarak geçmektedir. Yukarıdaki tapınak tasvirinde yer alan "İki Sütun" ve "Havuz" kelimeleri boyut portalı tasvirleridir. "Havuz" kelimesi Kur'an'da da Süleyman'ın inşa ettirdiği yapıyla ilgili olarak "Cifanin kel cevab" ( Havuzlar gibi çanaklar ) olarak yer almaktadır. 

34/13 Ona mihrablardan, timsallerden, HAVUZLAR GİBİ ÇANAKLARDAN ve sabit çömleklerden ne dilerse yaparlardı. Şükrederek çalışın Davud ailesi. Kullarımdan çok azı şükreder. 

Bilindiği üzere, boyut portalı ( Yıldız Geçidi/ Star Gate ) daima içi su dolubir çember olarak tasvir edilmektedir.

Neml suresinin aşağıdaki ayetinde de "Engin su sanılan köşkten" bahsedilmektedir ki bu da boyut portalı tasviridir.

27/44 Ona "KÖŞKE gir." denildi. Onu gördüğünde, ONU ENGİN SU SANDI. Bacağını açıp kaldırdı. "Kesinlikle o BİLLURDAN İMAR EDİLMİŞ KÖŞKTÜR." dedi. "Rab’bim, kesinlikle ben nefsime zulmettim ve Süleyman ile birlikte, alemlerin Rab’bi Allah içinteslim oldum." dedi.

Zionistlerin ( Siyonist ) Süleyman Tapınağı'nı yeniden inşa etme arzularının ardında da, sözde İblis'in tam dünya hakimiyetini ilan edebilmesi için cin şeytanlarına portal açmak hedefi bulunmaktadır.

Hz. Süleyman ile ilgili İncil'deki ayetler de şöyledir.

40-Matthew-12-42 Güney Kraliçesi, yargı günü bu kuşakla birlikte kalkıp bu kuşağı yargılayacak. Çünkü kraliçe, SÜLEYMAN'IN BİLGECE SÖZLERİNİ dinlemek için dünyanın ta öbür ucundan gelmişti. Bakın, SÜLEYMAN'DAN DAHA ÜSTÜN OLAN ( Mesih İsa ) BURADADIR. 

42-Luke-12-27 "ZAMBAKLARIN nasıl büyüdüğüne bakın! Ne çalışırlar, ne de iplik eğirirler. Ama size şunu söyleyeyim, bütün görkemine karşın SÜLEYMAN BİLE BUNLARDAN BİRİ GİBİ GİYİNMİŞ DEĞİLDİ. 

43-John-10-23 İsa tapınağın avlusunda, SÜLEYMAN'IN EYVANI'NDA**** yürüyordu.

**** Eyvan = Köşk ( Yukarıda yer alan Kur'an''ın 27/44 kodlu ayetinde "Sarh" olarak geçer. )

44-Acts-7-47 Oysa Tanrı için bir ev yapan Süleyman oldu.

44-Acts-7-48 "Ne var ki, en yüce Olan, elle yapılmış konutlarda oturmaz. Peygamberin belirttiği gibi, 

44-Acts-7-49 "Gök benim tahtım, yeryüzü ayaklarımın basamağıdır. Bana nasıl bir ev yapacaksınız? Ya da, dinleneceğim yer neresidir?

44-Acts-7-50 "Bütün bunlar benim elimin eseri değil mi?" diyor Rab." )

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2024/03/suleymann-numerolojik-gizemi.html?m=1

https://kuranilmi.blogspot.com/2024/07/dusunduren-tevrat-ayetleri.html?m=1

19 Ağustos 2024 Pazartesi

Tanrıça paganizmi

Tarih boyunca pagan kültürlerde, muhtelif isimlerle anılmak suretiyle ilah addedilen kadın karakterler dikkat çekmiştir. Rab'be şirk niteliğinde olan bu şeytani eğilim Kur'an'da şöyle bildirilmektedir.

4/117 İn yed'une min duniHİ illa İNASA ve in yed'une illa ŞEYTANEN merida

( Kesinlikle onlar, O’nun haricinde ancak KADINLARI çağırırlar. Kesinlikle ancak asi inatçı ŞEYTANI çağırırlar. )

Yukarıdaki ayette ifade edilen, inkarcı müşriklerin şeytani varlıklara kadınsal nitelik atfetmeleridir.

53/27 İnnellezine la yu'minune bil ahirati le YUSEMMUNEL MELAİKET TESMİYETEL UNSA

( Kesinlikle o ahirete inanmayanlar, MELEKLERİ KADIN İSİMLERİYLE İSİMLENDİRİYORLAR. )

Yukarıdaki ayette ise inkarcıların, üst süptil plandaki vazifeli varlıklara da ( melekler ) kadınsal nitelemede bulunup, kadın isimleri verdiklerinden ve onlara şeytani anlamlar yükleyerek Rab'be şirk koştuklarından bahsedilmektedir.

Yukarıdaki iki ayetin de numaralarının nümerolojik değerinin 9 olması şirkin ve teslisin ( üçleme ) temsili olan 666 ( 6+6+6 = 18 ... 1+8 = 9 )  sayısına işaret niteliğindedir. 

Esasen aynı şeytani varlığın yani kovulmuş melek olan İblis'in farklı temsili tezahürleri olan ve genellikle yaratış, doğurganlık, bolluk, bereket, ışık, güzellik, zafer gibi kavramlarla ilintilendirilen bu kadın karakterlerin bazılarının isimleri ve ait oldukları uygarlıklar şöyledir.

Artemis, Diana, Aphrodite, Athena, Hera, Gaia ( Grek )

Junos, Minerva, Venus, Diana ( Roma )

Astarte, Ishtar ( Babil Fahişesi ), Inanna ( Mezopotamya ( Sümer, Babil ) )

Kybele ( Frigya )

Semiramis ( Babil, Lidya )

Mitras ( Pers )

İsis, Semet, Bastet ( Mısır )

Efes'teki Artemis ( Diana )

Venus

Ishtar ( Astarte, Inanna )

Amerika ve Fransa'da bulunan ve bir elinde ışık, bir elinde kitap ile resmedilen sözde "Özgürlük Heykeli" de esasen yılan ile de simgelenen İblis'in kadın olarak nitelenmiş halini yani Lucifer'i ( Işık Getiren ) temsil etmektedir. Söz konusu heykel kompozisyonunda ezoterik olarak, Lucifer'in insanı sözde Rab'bin hapishanesi olan cennetten çıkararak "özgürlüğüne" kavuşturması tasvir edilmektedir. Esasta gerçekleşen ise, hipnotize ettiği insanın cennetten çıkarılmasına sebep olması ve onu cehenneme ( dünya ) düşürmesidir.

47-2 Corinthians-11-14 Buna şaşmamalı. ŞEYTAN DA KENDİSİNE IŞIK MELEĞİ SÜSÜ VERİR.

Aşağıdaki İncil ayet grubunda, Mesih İsa'nın havarilerinden olan Pavlus'un ( Tarsus'lu Saul ) müşrik pagan yahudi Romalı'ları gerçeğe yönlendirme mücadelesine ve Artemis isimli kadın karaktere değinilmektedir. Ayetlerde ayrıca satanizmin nasıl kapitalize edildiğine de değinilmektedir.

44-Acts-19-24 ARTEMİS tapınağının gümüşten maketlerini yapan Dimitriyus adlı bir kuyumcu, el sanatçılarına bir hayli iş sağlıyordu. 

44-Acts-19-25 Sanatçıları ve benzer işlerle uğraşanları bir araya toplayarak onlara şöyle dedi: «Efendiler, BU İŞTEN BÜYÜ KAZANÇ SAĞLADIĞIMIZI biliyorsunuz. 

44-Acts-19-26  Ama Pavlus denen bu adamın, elle yapılan tanrıların gerçek tanrılar olmadığını söyleyerek yalnız Efes'te değil, neredeyse tüm Asya ilinde çok sayıda kişiyi kandırıp saptırdığını görüyor ve duyuyorsunuz. 

44-Acts-19-27 Hem bu sanatımız saygınlığını yitirmek tehlikesiyle karşı karşıyadır, hem de ULU TANRIÇA ARTEMİS'İN tapınağının hiçe sayılması ve tüm Asya iliyle tüm dünyanın tapındığı TANRIÇANIN, ULULUĞUNDAN YOKSUN KALMASI tehlikesi vardır.» 

44-Acts-19-28 Oradakiler bunu duyunca öfkeyle doldular. «EFESLİLERİN ARTEMİS'İ ULUDUR!» diye bağırmaya başladılar. 

Tanrıça teması içeren diğer bazı Bible ayetleri şöyledir.

11-1 Kings-11-5 Saydalılar'ın TANRIÇASI AŞTORET'e ve Ammonlular'ın iğrenç ilahı Molek'e taptı. 

30-Amos-8-14 SAMİRİYE TANRIÇASI AŞİMA üzerine ant içenler, 'Ey Dan, senin ilahının başı üzerine' Ve, 'Beer-Şeva ilahının başı üzerine' diyenler Düşecek ve bir daha kalkmayacak." )

44-Acts-28-4 Yerliler, Pavlus'un eline asılan YILANI görünce birbirlerine, «Bu adam kuşkusuz bir katil» dediler. «Denizden kurtuldu, ama ADALET TANRIÇASI onu yaşatmadı.» 

44-Acts-28-5 Ne var ki, elini silkip yılanı ateşin içine fırlatan Pavlus hiçbir zarar görmedi. 

Ayrıca bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2023/06/fransadaki-yaplarda-ylan-sembolizmi.html?m=1

https://kuranilmi.blogspot.com/2021/11/sahte-sk-melegi-lucifer-ve-ozgurluk.html?m=1

https://kuranilmi.blogspot.com/2021/07/mithras-tapnag-ve-seytan-kadn-addedenler.html?m=1


18 Ağustos 2024 Pazar

Nur-u Diya

Yaratıcı Allahu Teala'yı ifade etmek üzere kullanılan isimlerde ve sıfatlarda daima "Işık, Aydınlık, Parlaklık" kelimeleri ilk sırada yer almış ve okült sembolizmde de çoğunlukla bu anlamlara odaklanılmıştır.   

Kur'an ayetlerinde de, "Diya" ( Işık ) ve "Nur" ( Aydınlık ) kelimelerinin kutsal kitaplarla ve dolaylı olarak Allah ile ilintilendirildiği görülmektedir.

24/35 Allahu NURus semavati vel ard ...

( Allah göklerin ve yerin AYDINLIĞIdır. ... )

"Diya" ( Işık ) ve "Nur" ( Aydınlık ) kelimesinin geçtiği aşağıdaki ayetlerde "Allah" kelimesinin nümerik sembollerinden olan 10 ve 66 sayıları da nümerolojik olarak yer almaktadırlar. 

10/5 Huve (1) ellezi (2) ceale (3) el (4) şemse (5) DİYAEN (6) ve (7) el (8) kamera (9) NURAN (10) ve (11) kaddera (12) hu (13) menazile (14) li (15) ta'lemu (16) adede (17) el (18) sinine (19) ve (20) el (21) hisab (22) ma (23) haleka (24) allahu (25) zalike (26) illa (27) bi (28) el (29) hakk (30) yufassilu (31) el (32) ayati (33) li (34) kavmin (35) ya'lemun (36) 

( Senelerin adedini ve hesabını bilmeniz için Güneş’i IŞIK, Ay’ı aydınlık kılan ve ona durak mesafeleri ölçülendiren O'dur. Allah bunu gerçek haricinde yaratmadı. Bilen kavim için ayetleri ayrıntılandırıyor. )

- Ayetin kodundaki rakamların toplamı 6 ( 1+0+5 = 6 ), ayetteki "Diyaen" kelimesinin sıra numarası da 6'dır. Bu durum 66 sayısının tezahürüne vasıta olmaktadır.

- Ayetteki "Nur" ( Aydınlık ) kelimesinin sıra numarası 10'dur.

21/48 Ve (1) lekad (2) ateyna (3) musa (4) ve (5) harune (6) el (7) furkane (8) ve (9) DIYAEN (10) ve (11) zikran (12) li (13) el (14) muttekin (15) 

( Ve Musa'ya ve Harun'a, IŞIK olarak ve sakınanlar için hatırlama olarak fark yaratanı verdik. )

- Ayetin kodundaki rakamların toplamı 6 ( 2+1+4+8 = 15 ... 1+5 = 6 ) olup, ayetteki kelime adedinin nümerolojik değeri de 6 ( 1+5 = 6 )  olmaktadır. Bu durum 66 sayısının tezahürüne vasıta olmaktadır.

- Ayetteki "Diyaen" ( Işık olarak ) kelimesinin sıra numarası 10'dur

Batı dillerinde "Tanrı" anlamına gelen DEus / ZEus ( Lat., Gre. ), DIeu ( fra. ), DEity / Déité ( fra. )  kelimeleri "Diya" kelimesi ile ortak kökendendirler. ( Z harfi, D harfini ettiği için "Diya" yerine "Ziya" da denmektedir. ) 

Türkiye Hür Ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Derneği'nin genel merkezinin bulunuğu İstanbul Beyoğlu'ndaki sokağın isminin "Nur-u Ziya" ( Işık Aydınlığı ) olması da dikkat çekmektedir.

Nur-u Ziya Sokak Beyoğlu / İstanbul

16 Ağustos 2024 Cuma

Yapay Zeka'dan Kutsal Zeka'ya!?

Evvelki bölümlerde Yapay Zeka'nın ( YZ ), özellikle yeni nesillere Tanrı olarak algılatılmak istendiğine ve bu yönde aşamalı bir geçişin planlandığına değinilmişti. Zira güncel durumda insanlar sadece bilgi almak için değil her türlü konuda "yorum" almak ve buna bağlı "düşünce" oluşturmak için de YZ'yi kullanmaya başlamışlardır. Yani insanlar tarafından YZ, bir anlamda "kanaat önderi" konumuna getirilmiştir. Dengeyi kaybetme ve sınırı aşma olarak nitelenebilecek bu durum, insanların analitik yeteneklerini, düşünme ve yorumlama becerilerini kısaca aklını köreltebilecek ve onları "zihinsel özürlü"lere dönüştürebilecek bir süreçtir. 

YZ, çoğunluğun ve özellikle yeni nesillerin zannetmesi istendiği gibi bağımsız şekilde düşünen, analiz, yorum ve çıkarsama yapan bir "varlık" olmayıp, esasen yazılımcılarının düşüncelerine, planlarına ve hedeflerine göre kodlanan, güncellenen bir yazılımdır.  

Bu bağlamda küreselcilerin yeni gündemi kutsal kitapların YZ tarafından yorumlanması, "yanlışların düzeltilmesi"!? ve hatta "yeniden yazılması"dır. 

Konuya ilişkin bazı haber görselleri şöyledir.

Yuval Noah Harari "Biz neredeyse Tanrılar gibiyiz.", "YZ yeni bir kutsal kitap yazabilir."


"Yeni bir YZ uygulaması size İsa ile yazışma imkanı sunuyor."

"YZ şimdi kutsal kitabı yeniden yazıyor."

"Güney Koreli hristiyanlar dua için YZ'ye dönüyor."

Şeytanların yukarıda değinilen şekildeki şirk girişimlerine ayetlerde işaret edilmiştir.

52/41 Em indehumul ğaybu fe hum yektubun

( Gayb onların indinde de onlar mı yazıyorlar? )

52/42 Em yuridune keyda fellezine keferu humul mekidun

( Hile yapıp tuzak kurmayı mı istiyorlar? O halde o inkar edenler, onlar hileye, tuzağa düşenlerdir. )

52/43 Em lehum ilahun ğayrullah subhanellahi an ma yuşrikun

( Onlara Allah'tan başka ilah mı vardır? Allah o ortak koştuklarından yücedir. )

68/47 Em indehumul ğaybu fe hum yektubun

( Gayb onların indinde de onlar mı yazıyorlar? )


15 Ağustos 2024 Perşembe

İnsanlığı öğrenmeden insanlıktan çıkarılmak!

Teknolojik her türlü buluş, Allah'ın yaratışının basit ve sınırlı kapasiteli bir kopyası olmaktan öteye geçmemiş ve geçemeyecektir.

Ancak, nihai hedefi insanı, daha insanlığın ne olduğunu idrak edemeden insanlıktan çıkarıp, merkezden kontrol edilen dijital bir "ŞEY"e ( robot vb. ) dönüştürmek olan Transhumanizm, Singularity, Human 2.0, IOT ( Internet Of THINGS / ŞEYLERİN İnterneti ) vb. gibi projelerin reklam ve iletişiminde verilen mesajın özü, "Tanrı insanı kusurlu yarattı ama biz onu kusursuz yapacağız ve Tanrı'dan da üstün olacağız." gibi son derece mantıksız ve vicdansız bir söyleme dayanmaktadır. Zira "Yaratılmışın, yaratıcısına meydan okuması" gibi saçma bir durum söz konusudur. 

Dile getirilmesi ve üzerinde konuşulması bile akıl dışı olan hususların bugün maalesef kitleleri ikna etmek amacıyla argüman olarak kullanıldığını görmek, insanlığın büyük döngü sonunun eşiğinde olduğunun da göstergesidir.

Şeytanlar, insan deneyimini yaşaması için enkarne edilmiş bir ruhun, suni yollarla idrak mekanizmasının bloke edilmesinin ve insani niteliklerinin yok edilmesinin ondaki Allah bilincinin de kaybolması anlamına geldiğini çok iyi bilmektedirler ki zaten en nihai amaçları da budur.

Bu şeytani amaca A'raf suresinin aşağıdaki ayetlerinde işaret edilmektedir.

7/16 "Öyleyse, beni azdırmandan dolayı, onlara karşı, senin doğru yolunun üstüne oturacağım." dedi. 

7/17 Sonra önlerinden arkalarından, sağlarından sollarından onlara yeteceğim. Onların çoğunluğunu şükredenlerden bulmayacaksın. 

Sağlıklı bir insan vücuduna, herhangi bir organik işlevi sözde "geliştirmek, üstün hale getirmek" amacıyla entegre edilecek her türlü suni ünite esasen ilgili işlevi yerine getirmesi gereken hücrelerin ve dolayısıyla organların atıllaşarak atrofiye ( körelmeye ) uğramasına sebebiyet verecektir. Bu durum, yukarıda değinildiği üzere zamanla insanın, insani niteliklerinin kaybolmasına, hayvanlaşmasına hatta hayvandan da aşağı bir noktaya, "Şey" noktasına düşmesine sebep olabilecektir. Örneğin, sağlıklı bir beyine çip takılması, zaman içinde nöronların atrofiye maruz kalmalarına sebebiyet verecek ve insan artık çip olmadan beynini kullanamaz hale gelebilecektir.

Yukarıdaki hususa, yine A'raf suresinin aşağıdaki ayetinde işaret edilmektedir. Ayetteki "Cehennem" kelimesinin "Dünyayı" temsil ettiği ve ayette, kâmil insan safhasını deneyimleyemediği ve bu nedenle ruhsal tekâmüle eremediği için üst planlara geçiş yapamayıp, "Dünyada bırakılmış" varlıklardan bahsedildiği  düşünüldüğünde ayetteki anlam konuyla tam uyum arzetmektedir.

7/179 Ve cinlerden ve insanlardan çoğunu cehennem için bıraktık. Onların kalpleri vardır, onlarla anlamazlar. Onların gözleri vardır, onlarla görmezler. Onların kulakları vardır, onlarla duymazlar. Bunlar hayvanlar gibidirler. Bilakis daha da sapmışlardır. İşte onlar habersizlerdir.  

Benzer şekilde sağlıklı bir vücuda suni mRNA enjeksiyonu vasıtasıyla yapılacak genetik modifikasyonlar da zaman içinde genetik atrofiye, immün sistem yetersizliğine ve hastalıklara kapı açabilecek ve vücudu sürekli mRNA enjeksiyonuna mahkum hale getirebilecektir.

İnsanlık, yukarıda kısaca özetlenmeye çalışılan hususlardan dolayı çok kritik bir karar ve reaksiyon aşamasında bulunmaktadır. Söz konusu reaksiyonlardan en basiti ise anılan teknolojik gelişmelerin sosyal yaşamı kontrol altına almak veya sağlıklı insanları kobaylaştırmak için değil sadece gerçekten ihtiyacı olan insanlara çözüm olmak üzere kullanıma sunulmasını talep etmektir. 

Unutmamak gerekir ki bilim bıçak gibidir. Onunla pasta da kesilebilir, cinayet de işlenebilir. Kritik olan ise bıçağı tutanın niyetidir.

Sevgide "Bir"leşmek ...

Kötülüğün varlığı "Sevgi"nin yokluğundan kaynaklanır.

İki varlık arasındaki "gerçek sevgi", ancak her ikisinin de nefsaniyetlerini yokederek, birbirlerinine kendileri kadar değer vermeleri, birbirlerini kendileri gibi yani "bir" bütün olarak görmeleri durumunda tezahür edebilir. Bunun dışındaki durumlar sevgi olarak tanımlanamaz. Zira "Sevgi" kelimesinin etimolojik ve semantik yapısı yukarıdaki tanımla uyum arzetmektedir. 

"Sevgi" kelimesi "Sev" köküne "-gi" soneki bağlanmasıyla oluşan kök Türkçe bir kelimedir. Bu kelimenin iki bileşeninin anlamları şöyledir.

Sev = Tutmak, Ayırmak, Korumak, Sakınmak, Saklamak, Kurtarmak; Eşit görmek

gi = Fiili isim yapan sonektir.

İngilizce'deki "Save" ve Fransızca'daki "Sauver" kelimeleri de ortak SV kökünden türeme olup "Kurtarmak, Saklamak, Ayırmak, Sakınmak, Korumak" anlamlarını içermektedirler.

Arapça "Seva" ( Eşit ), "Seviye" ( Eşitlik ) kelimeleri de "Sev" ( Eş, Aynı, Bir gibi ) köküne "iye" ( -lik ) soneki bağlanmasıyla oluşmuş olup, "Sevgi" kelimesiyle ortak köken ilişkisi bulunmaktadır.

Sevgi kelimesinin Arapça karşılığı "Hubb" kelimesidir. İngilizce'deki "Hub" ( İlgi merkezi, Bağlantı noktası ) kelimesinin de fonetik ve semantik açıdan ortak kökenden olması muhtemeldir.

Sevginin "Bir"leştirici niteliği, "Hubb" kelimesinin ebced yapısına ve Kur'an'daki tekrar adedine "1" nümerolojisiyle kodlanmış görünmektedir.

- "Hubb" ( حُب ) kelimesinin ebced değeri 10'dur ki bu sayının nümerolojik değeri 1'dir.

Ha 8 + Be 2 = 10 ..... 1+0 = 1

- "Hubb" kelimesinin Kur'an'daki frekansı ( tekrar adedi ) da 10'dur.

- "Hubb" kelimesi ilk kez, en büyük ve gerçek sevgi olan "Hubbillah" ( Allah sevgisi ) ifadesinde olmak üzere Bakara suresinin aşağıdaki ayetinde geçmektedir.

2/165 Ve (1) min (2) el (3) nasi (4) men (5) yettehizu (6) min (7) duni (8) allahi (9) endadey (10) yuhibbune (11) hum (12) ke (13) HUBBİ (14) ALLAH (15) ve (16) ellezine (17) amenu (18) eşeddu (19) HUBBEN (20) li (21) allah (22) ve (23) lev (24) yera (25) ellezine (26) zalemu (27) iz (28) yeravne (29) el (30) azabe (31) enne (32) el (33) kuvvete (34) li (35) allahi (36) cemian (37) ve (38) enne (39) allahe (40) şedidu (41) el (42) azab (43)

( Ve insanlardan kimi Allah’tan başkasını eşi benzeri olarak edinir. Onları ALLAH SEVGİSİ gibi severler. O inananların Allah için SEVGİLERİ daha şiddetlidir. O zulmedenler azabı gördükleri zaman kuvvetin tümüyle Allah için olduğunu keşke anlasalardı. Allah’ın azabı kesinlikle şiddetlidir. )

Ayetin kodundaki ( 2/165 ) rakamlar ile ayetteki ilk "Hubb" kelimesinin sıra numarasını oluşturan rakamların toplamı 19 olmaktadır ki bu sayının numerolojik değeri de 1'dir. ( 2+1+6+5+1+4 = 19 )

İncil'in aşağıdaki ayetinde Gerçek sevginin "insanların tümüne karşı beslenen sevgi" olduğunun yani insanları büyük "Bir" addetmenin dolaylı olarak bildirildiği aşağıdaki ayetin kodunda da 19 sayısı üzerinden 1 nümerolojisi mevcuttur. ( 4+0+5+4+6 = 19 )

40-Matthew-5-46 Eğer yalnız sizi sevenleri severseniz, ne ödülünüz olur? ...

"İnsan" suresinin aşağıdaki ayetinde de verilen zekatın ancak "sevgiyle" icra edilmesi durumunda anlam ifade edeceği dolaylı olarak bildirilmektedir.

76/8 Ve yut'imunel ta'ame ala HUBBİhi miskinen ve yetimen ve esiren

( Ve yoksula, yetime ve esire yemeği SEVGİYLE yedirirler. )

Kur'an'da "Seva" ( Eşit, Bir ) kelimesinin, "rızıklar" ve "rızıkların paylaşımı" konularıyla ilgili olarak yer aldığı ayetlerde de "1" nümerolojisi dikkat çekmektedir.

16/71 Ve (1) allahu (2) faddale (3) ba'da (4) kum (5) ala (6) ba'din (7) fi (8) el (9) rizk (10) fe (11) MA (12) ellezine (13) fuddilu (14) Bİ (15) RADDİ (16) RİZKİ (17) him (18) ala (19) ma (20) meleket (21) eymanu (22) hum (23) FE (24) HUM (25) Fİ (26) Hİ (27) SEVA (28) e (29) fe (30) bi (31) ni'meti (32) allahi (33) yechadun (34) 

( Ve Allah, rızıklarda bazınızı bazınıza üstün kıldı. Ancak o üstün kılınanlar RIZIKLARINI o ellerinin malik olduklarına VERMEZLER Kİ ONDA EŞİT / BİR OLSUNLAR. Yani Allah’ın nimeti ile cihad mı ediyorlar? )

Yukarıdaki ayette yer alan "Seva" kelimesinin sıra numarası 28 olup, bu sayının numerolojik değeri de 1'dir. ( 2+8 = 10 .... 1 )

Yerdeki rızıkların herkese eşit olarak ölçülendirildiğinden bahsedilen ayetin numarası 10'dur.

41/10 Ve ceale fiha ravasiye min fevkiha ve barake fiha ve kaddera fiha akvateha fi erbeati eyyam SEVAEN lis sailin

( Ve "Orada, onun üstünde dağlar oluşturdu. Orada bereket verdi. Orada, gıdaları azıkları, araştıranlar için dört günde EŞİT OLARAK düzenleyerek ölçülendirdi." )

14 Ağustos 2024 Çarşamba

Sahte kanaat önderi Harari ve şirk sözleri!

Yahudi asıllı bir yazar olan Yuval Noah Harari isimli şahıs, şirketleri vasıtasıyla dünyayı sömüren küresel şeytanların, insanlığı tam tahakküm altına alma ve insanlıktan çıkarma projesinin önde gelen sözcülerindendir. Kanaat önderi olarak benimsetilmek istenen Harari'ye her fırsatta kitlelere hitap etme imkanı verilmekte, "Great Reset" ( Büyük Sıfırlama ) ismiyle projelendirilmiş olan şeytani düşüncelerin ve planların insanlara telkin edilmesi, benimsetilmesi ve insanların esasen distopik olan bu sürece psikolojik olarak hazırlanması hedeflenmektedir. Nihai hedefleriyse insanların idrak mekanizmalarını bloke ederek frekans yükselişlerini durdurmak ve ruhsal tekamüllerini engelleyerek onları ebediyen  düşük frekanslı kaba madde planı dünyada ( cehennem ) hapiste tutmaktır. Bunu başarabilmek için de sosyopsikolojik, sosyopolitik, teknolojik ve metafizik tüm vasıtaları seferber ederek insanları birbirlerine bağlayan sevgi esaslı tüm değerleri ( Allah inancı, ahlaki değerler, aile ve millet kavramı, dostluk ve kardeşlik anlayışı vb. ) "sıfırlamak" istemektedirler. 

Eşcinsel olan Harari ( en sağda ) kocasıyla! birlikte katıldığı bir röportajda...

En altta linkleri yer alan bölümlerde, bazı konuşmalarının ( özellikle Davos 2018 konuşması ) analizleri yapılmış olan bu şahıs, son yazdığı "Homo Deus" ( Tanrı İnsan ) isimli kitabında, şirkin en üst seviyesi olan "İnsanın Tanrısallaşması"'nı yani Zionism'in ( Siyonizm / Tanrısalcılık, Tanrı gibi olmacılık ) ana temasını işlemiştir.

Harari'nin 2022 yılında, yukarıda ismi zikredilen kitabının tanıtımı vesilesiyle katıldığı söyleşideki konuşmaları aşağıda yer almaktadır. İnsanları kandırmak ve yanlış yönlendirmek amacıyla sarfettiği bu akıl, mantık, vicdan ve ilim dışı sözlere, içinden gülmüş olması da kuvvetle muhtemeldir. Zira bu küreselci zümre gerçeği çok iyi bilmekte ancak ayetlerde belirtildiği üzere nefsani ve maddi ihtirasları doğrultusunda "gerçeği batıl ile örtmekte" ve kurguladıkları tuzaklarla insanları aldatmaktadırlar.


Konuşmasından alıntılar;

"We don't have to wait until Christ's second coming in order to overcome death. A couple of geeks in the laboratory can do it if you give them enough time and money."

( Ölümün üstesinden gelmek için Mesih'in ikinci gelişini beklememize gerek yok. Laboratuvardaki birkaç tip, onlara yeterli zaman ve para verirseniz bunu başarabilir. )

"You have a lovely passage where you say, looking at the world today, God seems to be making a comeback. But this is a mirage. GOD IS DEAD. IT JUST TAKES A WHILE TO GET RİD OF THE BODY."

( Bugün dünyaya baktığımızda Tanrı'nın geri döndüğünü söylediğiniz güzel bir pasajınız var. Ama bu bir serap. TANRI ÖLDÜ. SADECE CESETTEN KURTULMAK BİRAZ ZAMAN ALIYOR. )

"I DON'T THINK LIFE HAS ANY MEANING. So in that sense, it's not a strong counterargument. I know that many religions and philosophies have based the meaning of life on death and what happens after death. But I think these are all fictional stories that people have invented through history. They are not the truth, because throughout history, death was kind of the great equalizer."

( HAYATIN BİR ANLAMI OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM. Bu anlamda, güçlü bir karşı argüman değil. Birçok DİNİN ve felsefenin hayatın anlamını ölüme ve ölümden sonra ne olduğuna dayandırdığını biliyorum. AMA BENCE BUNLARIN HEPSİ İNSANLARIN TARİH BOYUNCA UYDURDUĞU KURGUSAL HİKAYELER. BUNLAR GERÇEK DEĞİL, çünkü tarih boyunca ölüm bir nevi büyük eşitleyiciydi. )

"I mean, the poor people always told themselves, say in the middle ages, yes, now these rich people, they have all the good things in life, but they will die in the end. At least that. JUST THINK WHAT IT MEANS TO BE A POOR PERSON IN A WORLD WHEN YOU DIE. BUT THE RICH CONTINUE TO LIVE YOUNG AND BEAUTIFUL FOREVER."

( Yani, fakir insanlar her zaman mesela orta çağlarda kendilerine "Evet, şimdi bu zengin insanlar, hayattaki tüm güzel şeylere sahipler, ama sonunda ölecekler." dediler. En azından bunu söylediler. ÖLDÜĞÜNÜZDE DÜNYADA FAKİR BİR KİŞİ OLMANIN NE ANLAMA GELDİĞİNİ BİR DÜŞÜNÜN. AMA ZENGİNLER SONSUZA DEK GENÇ VE GÜZEL YAŞAMAYA DEVAM EDİYORLAR. )

"I mean, that's a cause for a lot of anger if you think about the Bible, for example."

( Yani, örneğin İncil'i düşünürseniz, bu çok fazla öfkeye sebep olur. )

"So in the first book of Genesis, what God does is to create animals and plants and humans. And WE NOW WANT TO gain this ability to ourselves to MANUFACTURE ANIMALS AND PLANTS AND HUMANS. AND WE EVEN GO BEYOND GOD. I mean, even if you believe in. The Bible, the only thing the God of the Bible managed to create is organic beings. He managed to create the cows and the tomatoes and the giraffes and the humans, all organic. Now we try to GO BEYOND THE GOD OF THE BIBLE AND CREATE INORGANIC LIFE, something he never managed to do, either according to the Bible or according to biology. For 4 billion years, all of life was organic. And now we want to create inorganic life. That's really divinity is not far enough to describe what we are trying to do. The soul and the afterlife and things like that...."

( Yani Yaratılış'ın ilk kitabında, Tanrı'nın yaptığı şey hayvanları, bitkileri ve insanları yaratmaktır. VE ŞİMDİ BİZ bu yeteneği kendimize kazandırmak istiyoruz, HAYVANLAR, BİTKİLER VE İNSANLAR ÜRETMEK İSTİYORUZ. VE BİZ TANRI'NIN ÖTESİNE GEÇİYORUZ. YANİ, İNCİL'E İNANSANIZ BİLE, İNCİL'İN TANRI'SININ YARATMAYI BAŞARDIĞI TEK ŞEY ORGANİK VARLIKLARDIR. İnekleri, domatesleri, zürafaları ve insanları yaratmayı başardı, hepsi organikti. Şimdi İNCİL'İN TANRISI'NIN ÖTESİNE GEÇMEYE VE İNORGANİK YAŞAM YARATMAYA ÇALIŞIYORUZ. Bu, İncil'e veya biyolojiye göre asla başaramadığı bir şey. 4 milyar yıl boyunca tüm yaşam organikti. Ve şimdi inorganik yaşam yaratmak istiyoruz. GERÇEKTEN DE İLAHLIK ( kelimesi ), YAPMAYA ÇALIŞTIĞIMIZ ŞEYİ TANIMLAMAK İÇİN YETERLİ DEĞİL. RUH VE AHİRET VE BUNUN GİBİ ŞEYLER... )

"THE MAIN TASK OF GOD WAS TO ENSURE AGRICULTURAL PRODUCTION AND VICTORY IN WAR. If you read really the Hebrew Bible, the Old Testament, it's all about agricultural production. It's about rain, it's about pestilence, it's about fertility. AND NOW WE ARE MUCH BETTER THAN THE GOD OF THE BIBLE. I mean, in the Bible you have these recurring droughts that the people of Israel do something wrong. Gods become angry. Drought, no water. Now, Israel has built in recent years a huge desalinization factory on the shores of the Mediterranean. And most drinking water in Israel today actually come from these plants, from these factories. SO WE CAN MAKE GOD AS ANGRY AS WE LIKE. I MEAN, HE CAN STOP THE RAINS, WE DON'T CARE. We still have water."

( TANRI'NIN ANA GÖREVİ TARIMSAL ÜRETİMİ VE SAVAŞTA ZAFERİ SAĞLAMAKTI. İbranice İncil'i, Eski Ahit'i gerçekten okursanız, hepsi tarımsal üretimle ilgilidir. Yağmurla ilgilidir, salgın hastalıklarla ilgilidir, bereketle ilgilidir. VE ŞİMDİ İNCİL'DEKİ TANRI'DAN ÇOK DAHA İYİYİZ. Yani İncil'de İsrail halkının yanlış bir şey yaptığı tekrarlayan kuraklıklar var. Tanrılar öfkeleniyor. Kuraklık, su yok. Şimdi, İsrail son yıllarda Akdeniz kıyılarında büyük bir tuzdan arındırma fabrikası inşa etti. Ve bugün İsrail'deki içme suyunun çoğu aslında bu bitkilerden, bu fabrikalardan geliyor. BU YÜZDEN TANRI'YI İSTEDİĞİMİZ KADAR KIZDIRABİLİRİZ. YANİ, O YAĞMURLARI DURDURABİLİR, UMURSAMIYORUZ. Hala suyumuz var. )

"Because science has managed to do to go way beyond the expectations of the ancient Hebrews. I think the most interesting place today from a religious perspective, is Silicon Valley. MY BET IS THIS IS WHERE THE NEW RELIGIONS OF THE 21ST CENTURY ARE BEING CREATED, WILL BE CREATED, AND THESE WILL BE KIND OF TECHNO RELIGIONS, RELIGIONS BASED ON TECHNOLOGY, religions that make all the old promises of Christianity and Judaism and Hinduism and so forth. THEY WILL ALSO PROMISE happiness and prosperity and justice and even ETERNAL LIFE. BUT HERE ON EARTH, WITH THE HELP OF TECHNOLOGY, AND NOT AFTER WE DIE WITH THE HELP OF SUPERHUMAN BEINGS."

( Çünkü bilim, eski İbranilerin beklentilerinin çok ötesine geçmeyi başardı. Bence bugün dini açıdan en ilginç yer Silikon Vadisi. İDDİAMDIR Kİ BURASI, 21. YÜZYILIN YENİ DİNLERİNİN YARATILDIĞI YER, YARATILACAĞI YER VE BUNLAR BİR TÜR TEKNOLOJİ DİNLERİ OLACAK, TEKNOLOJİYE DAYALI DİNLER, Hristiyanlık, Yahudilik, Hinduizm ve benzeri tüm eski vaatleri yerine getiren dinler. AYRICA mutluluk, refah, adalet ve hatta SONSUZ YAŞAM VAAT EDECEKLER. AMA BURADA, DÜNYADA, TEKNOLOJİNİN YARDIMIYLA, ÖLDÜKTEN SONRA İNSANÜSTÜ VARLIKLARIN YARDIMIYLA DEĞİL. )

"And in a way, I would say that we've already seen the first big techno religion in history in previous century, and this was socialism. NATIONALISM BREEDS CONFLICT AND WAR WITH OTHER NATIONS. IT'S STILL A DANGER IN THE 21ST CENTURY. But in the 21st century, the much bigger danger is that nationalism will prevent us from countering the global challenges that characterize this century. There is no nationalist answer to global warming. You cannot solve it on a national basis, which is why nationalists, at least sometimes, tend just to deny the problem. There is no global warming. And similarly, with disruptive technologies like bioengineering or artificial intelligence, you cannot confront these problems on a national basis. If you have a ban in the US on genetic engineering humans it won't be effective. If China or Korea is not on board and very quickly the US will break its own ban. Because nobody would like to stay behind. You must have global cooperation to confront these challenges. I think nationalism in the present context it doesn't mean that we want going along that path."

( Ve bir bakıma, daha önceki yüzyılda tarihin ilk büyük tekno dinini gördüğümüzü söyleyebilirim ve bu sosyalizmdi. MİLLİYETÇİLİK, DİĞER ULUSLARLA ÇATIŞMA VE SAVAŞ DOĞURUR. BU 21. YÜZYILDA HALA BİR TEHLİKEDİR. Ancak 21. yüzyılda, çok daha büyük tehlike, milliyetçiliğin bu yüzyılı karakterize eden küresel zorluklarla başa çıkmamızı engelleyecek olmasıdır. Küresel ısınmaya milliyetçi bir cevap yoktur. Bunu ulusal bazda çözemezsiniz, bu yüzden milliyetçiler, en azından bazen, sorunu inkar etme eğilimindedir. "Küresel ısınma diye bir şey yoktur." demek gibi.... Ve benzer şekilde, biyomühendislik veya yapay zeka gibi yıkıcı teknolojilerle, bu sorunlarla ulusal bazda yüzleşemezsiniz. ABD'de genetik mühendisliği konusunda bir yasak varsa ve Çin veya Kore bu yasağa dahil olmazsa bu etkili olmayacaktır. Ve ABD çok kısa sürede kendi yasağını ihlal edecektir. Çünkü kimse geride kalmak istemez. Bu zorluklarla yüzleşmek için küresel bir işbirliğine sahip olmalısınız. Bence milliyetçilik, mevcut bağlamda, bu yolda ilerlemek istediğimiz anlamına gelmiyor. )

"Humans don't always do the right thing. So the 21st century might revolve the round  the fears and problems and hopes and of any MASSIVE USELESS CLASS. PEOPLE WHO ARE USELESS not only view point of their mother or children but useless from the view point of the political and economic system."

( İnsanlar her zaman doğru şeyi yapmazlar. Bu yüzden 21. yüzyıl, BÜYÜK İŞE YARAMAZ SINIFIN korkuları, sorunları ve umutları etrafında dönebilir. İŞE YARAMAZ İNSANLAR sadece annelerinin veya çocuklarının bakış açısından değil, aynı zamanda politik ve ekonomik sistemin bakış açısından da işe yaramazdırlar. )

Yukarıdaki sözler, küresel şeytanların düşüncelerinin beyanı niteliğindedir.

Konuşmanın videosuna aşağıdaki linkten erişilebilir.


Ayrıca bkz.