13 Ağustos 2024 Salı

Deizm aldatmacası

Allah'a isyanın ve O'nu inkarın masumiyet kisvesine bürünmüş ifadesi olan Deizm ( Tanrıcılık ) kavramının tanımı kaynaklarda şöyle yer almaktadır.

"Deizm, din, peygamber veya vahiy aracı olmaksızın bireyin akıl, gözlem, sezgi gibi yollarla Tanrı'nın varlığına inanmasını, ancak Tanrı'nın evrendeki mucizelerini, meleklerini, habercilerini, kitaplarını, ilahi vahyini ve kader mekanizmasını reddetmesini tanımlayan bir görüştür."

Yukarıdaki tanım esasen satanizmin tanımı olup, açık bir inkar ve şirk manifestosudur. Zira özünde akla ve idrake dayalı bir olgu olan "İnanç" sadece "Allah'ın varlığına" inanmak anlamına gelmemektedir. Zira müşrik inkarcılar da Allah'ın varlığını bilmekte ancak O'nun öğretisine ve ilahi nizamına isyan etmektedirler. Ayrıca en basit yaklaşımla bir kişi, insanın kendi ürettiklerine, yarattıklarına bakarak kendisinin ve içinde yaşadığı evrenin de  bir yaratıcısı olduğu sonucuna hemen varabilmektedir. Dolayısıyla inanç "Allah vardır." demek değildir. Bu zaten malumun ilanı olan bir cümledir.

Bu husus, insani bazda misallenecek olursa bir kişinin bir başka kişiye inancı, o kişinin varlığını bilmesi değil, o kişinin sözüne güven duyması, tutumunu ve davranışını takdir etmesi, onu sevmesi, ona destek olması, yardım etmesi, onun yaptıklarını savunmasıdır. İnancın ispatı bu yaklaşımdır.

Allah kelimesinden dahi Kur'an vasıtasıyla haberdar olanların "Ben Allah'ın varlığına inanıyorum, iyi de bir insanım, gerisi beni ilgilendirmez."  deyip, melekleri ( üst plandan vazifeli varlıkları ), habercileri, kitapları reddetmeleri oldukça ironik bir durum arzetmektedir. Zira "İyilik" kavramının tanımı Bakara suresinin aşağıdaki ayetinde açık ve detaylı olarak bildirilmiştir.

2/177 Yüzünüzü doğu ve batı yönüne, doğrultusuna çevirmenizde İYİLİK yoktur. Lakin İYİLİK, o Allah’a, sonraki güne, meleklere, kitaba, habercilere inananlara, sevdiklerine, yakınlarına, yetimlere, yoksula, yolda kalmışa, dilenenlere, boyunduruk içindekilere sevgiyle mal verenlere, duaya kalkanlara, zekatı verenlere, ahdettiklerinde ahdlerini ifa edenlere, zorlukta, sıkıntıda, darlıkta ve zor savaş zamanında sabredenleredir. İşte onlar doğrudurlar ve işte onlar sakınırlar.

Kur'an'da "Allah inancı" kavramı daima "Allah'a ve ahirete inanç" kelime grubu içinde yer almaktadır. Zira, ahiret inancının olmaması yani dünya hayatındaki amellerin hesabının, daha sonraki bir süreçte ( Ahiret / Yevmel Ahiri ( Sonraki gün ) ) verileceğine inanılmaması Allah'a isyandan, O'nu inkardan başka bir anlam taşımamaktadır. Ahiret inancı olmayan insanların, kendileri aksini düşünseler de gerçek anlamda "iyi insan" olma ihtimalleri maalesef yoktur. 

1 yorum:

  1. üstat hızına yetişemiyoruz. son zamanlarda çok fazla içerik yayınlar oldun. biraz ara ver nazar değecek :))

    YanıtlaSil