10 Kasım 2021 Çarşamba

Alkol ve Sarhoşluk meselesi

Atatürk'ün vefatının 83. yılının idrak edildiği bugün maalesef ve her zaman olduğu gibi bazıları tarafından milli önderin "alkol" ile ilintilendirildiği mesajlar / haberler sosyal medyada yer almıştır. Atatürk'ün çoklu organ rahatsızlığı olduğu bilinmekle birlikte Hepatit B ve C gibi viral hepatitler, kistik fibrosis, Wilson hastalığı, karaciğer yağlanması, safra kanallarının sertleşmesi ve yaralanması, vücudun karaciğer hücrelerine saldırmasına sebep olan otoimmün hastalıklar, safra kanalının tıkanması ve bazı genetik sindirim bozuklukları da siroz hastalığına sebebiyet veren unsurlardır. Dolayısıyla kök sebep net olarak bilinmeden "alkol" konusunun öne çıkarılması doğru bir yaklaşım değildir. Zira ciddi seviyede alkolizm sorunu olan bir kimsenin böylesine zekice ve mantıklı düşünebilmesi, milli savunma açısından çok doğru stratejik kararlar alması mümkün değildir. Atatürk'ün gerçek ölüm sebebi alternatifleri arasında uygulanan tedavi yönteminin de bulunduğu hatırlanmalıdır.

Alkolün "haram" olduğunu savunan bazı zümreler açısından konu irdelendiğinde ise Kur'an'da alkollü içkinin haram olarak nitelenen unsurlar kapsamında olmadığı aksine "nimetler kapsamında" olduğu ve hatta "cennet tasvirinde, cennet içecekleri arasında" yer aldığı görülmektedir. Ayrıca alkollü içkinin bir akıl, idrak ve nefs sınavı olduğu da ayetlerde belirtilmektedir. Zira alkol tüketimine bağlı potansiyel sorunlar zaten "alkol" kaynaklı değil "insan" kaynaklı olarak tezahür etmektedir. Her ürünün kontrolsüz ve aşırı tüketiminin sorun yarattığı aşikârdır. Alkolün tıbbi faydaları da ( damar açıcı özelliği, diğer kardiyovasküler faydaları vb. ) bilinen gerçekler arasındadır.

Kur'an'da bu konuda "Hamr" ( Mayalanmış, Ekşimiş, Sarhoşluk Veren, Alkollü İçki, Şarap ) ve "Sekeran" ( Sarhoşluk veren ) kelimeleri yer almaktadır. "Hamur" ve "Mahmur" kelimeleri de HMR kökünden olup sırasıyla "Mayalanmış" ve "Sarhoşluk sersemliği içinde olan, Uykulu" anlamlarına gelmektedir.

Nahl suresinin 67. ayetinde "Sekeran" ( Sarhoşluk veren içkiler ), ürün nimetleri arasında sayılmaktadır. 

16/67 Ve min semaratin nehiyli vel a'nabi TETTEHİZUNR minhu SEKERAN ve rizkan hasena inne fi zalike le ayeten li kavmin ya'kilun

( Ve hurmanın ve üzümün meyvelerinden, onlardan SARHOŞLUK VEREN İÇKİLER ve güzel rızıklar EDİNİRSİNİZ. Kesinlikle bunda akıl eden kavim için ayetler vardır. )

Muhammed suresinin 15. ayetinde "Hamr", "Ma" ( Su ), "Leben" ( Süt ) ve "Asel" ( Bal ) ile birlikte cennet içecekleri arasında sıralanmaktadır.

47/15 Meselul CENNETilleti vuidel muttekun fiha ENHARUN MİN MAİN ğayri asin ve ENHARUN MİN LEBENİN lem yeteğayyer ta'muh ve ENHARUN MİN HAMRİN lezzetin liş şaribin ve ENHARUN MİN ASELİN musaffa ve lehum fiha min kullis semerati ve mağfiratun min rabbihim ke men huve halidun fin nari ve suku maen hamimen fe kattaa em'aehum

( Sakınanlara vaad edilen, içinde bozulup pis kokmayan SUDAN NEHİRLER, lezzeti değişmeyen SÜTTEN NEHİRLER, içenler için lezzetli ŞARAPTAN NEHİRLER, saf BALDAN NEHİRLER, onlara içinde tüm ürünlerden, meyvelerden ve Rab’lerinden af olan CENNETİN misali, ateşin içinde ebedi olan ve bağırsaklarını kesen kaynar su içirilen kimseninki gibi midir? )

Kur'an'da "Hamr"'ın, aynı zamanda bir akıl, idrak ve nefs sınavı olduğu, insana fizyolojik ve psikolojik faydalarının bulunduğu ancak kontrolsüzce ve çok miktarda tüketilen alkolün bağımlılık yaratma potansiyeli olduğu ve hem sağlık sorunlarına hem de günahlara vasıta olacağı da Bakara suresinin 219. ayetinde dolaylı olarak bildirilmektedir.

2/219 Yes'eluneke anil HAMRİ vel meysir kul FİHİMA İSMUN KEBİRUN ve MENAFİU LİN NASİ ve İSMUHUMA EKBERU MİN NEF'İHİMA ve yes'eluneke maza yunfikun kulil afv kezalike yubeyyinullahu lekumul ayati leallekum tetefekkerun

( Sana ALKOLLÜ İÇKİDEN / ŞARAPTAN ve kumardan sual ederler. De ki: "ONLARDA İNSANLAR İÇİN BÜYÜK GÜNAH VE FAYDALAR VARDIR. ONLARIN GÜNAHLARI FAYDALARINDAN BÜYÜKTÜR. " Sana neyi harcayacaklarını sual ederler. De ki: "Fazlasını ve iyisini." İşte Allah ayetlerini size böyle açıklar. Umulur ki düşünürsünüz. )

Nisa suresinin 43. ayetinde insanın sarhoşluk deneyimi yaşayabileceği ancak sarhoşluk seviyesinin yükselmesi ve ne dediğini bilemeyecek duruma gelmesi halinde duadan uzak durması gerektiği bildirilmektedir. 

4/43 Ya eyyuhellezine amenu la takrabus salate ve entum SUKARA hatta ta'lemu ma tekulune .....

( Ey o inananlar, sizler SARHOŞKEN ne söylediğinizi bilene kadar duaya yaklaşmayın. .... )

Açıkça görüleceği üzere yukarıdaki ayet bir algı ve anlayış sınavı niteliğindedir. Zira "ne dediğini bilemeyecek" hale gelmiş bir insanın duaya yaklaşmaması gerektiğini idrak edebilmesi çok zordur. Dolayısıyla ayette, idrak mekanizması bloke olacak şekilde sarhoş olma potansiyeli olanların alkolden uzak durmaları gerektiği dolaylı olarak bildirilmektedir.

Maide suresinin 91. ayetinde şeytanın, nefs kontrolü açısından bir sınav olan "Hamr" ( Mayalanmış alkollü sıvı ) ve "Meysir" ( Kumar ) kavramlarını insanlara bir tuzak olarak kullandığı bildirilmektedir.

5/91 İnnema yuriduş şeytanu en yukia beynekumul adavete vel bağdae fil HAMRİ vel meysiri ve yesuddekum an zikrillahi ve anis salah fe hel entum muntehun

( Kesinlikle şeytan, ŞARAP ve kumarla sizin aranıza düşmanlık ve kin sokmayı ve sizi Allah' ı hatırlamaktan ve duadan döndürmeyi ister. Artık vazgeçenler misiniz?  )

"Hamr" ( Alkollü icki ) ve "Meysir" ( Kumar ) eğlence ve keyif vasıtası niteliği de arzeden unsurlar olup aynı zamanda insanın kendini kaptırarak bağımlısı haline de gelebileceği unsurlardır. Şeytan insanın nefsani zafiyetinden faydalanıp onu tahrik ederek bu iki unsuru insanı helake sürükleyecek vasıtalara dönüştürme potansiyeline haizdir. Bu nedenledir ki ayetin sonunda bu iki unsurun bağımlısı haline gelmiş olanlara hitaben "Artık vazgeçenler misiniz?" sorusu yer almaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder