3 Ocak 2019 Perşembe

Yediden Sekize Geçiş

7 sayısnın bir döngüdeki / devredeki frekansı, 8 sayısının ise yeni döngü başlangıcını ve sonsuz döngüyü sembolize ettiği muhtelif örneklerle belirtilmişti. Bu olgunun hem semantik, hem de nümerolojik açıdan delil niteliğindeki net bir tezahürü 11. sure olan Muhammed suresinin aşağıdaki ayetlerinde yer almaktadır.

47/4 - ....... vellezine kutilu fı sebılillahi fe len yüdılle a'malehüm ( O Allah yolunda öldürülenler, artık onların çalışmalarını saptırmaz. )

"47/5" - Se (1) yehdı (2) him (3) ve (4) yuslihu (5) bale (6) hüm (7) ( Onları yönlendirecek ve durumlarını iyileştirecek. )

"47/6" - Ve (1) yüdhılü (2) hüm (3) el (4) cennete (5) arrafe (6) ha (7) lehüm (8) ( Ve onları, onlara bilgisini verdiği, tanıttığı cennete sokacak. )

- 47/5 kodlu ayette "ölüm" adı verilen Kaba Madde Alemi ( Dünya ) deneyimi sonlanması akabinde yani döngü sonunda inananların yönlendirilecekleri ve durumlarının iyileştirileceği bildirilmektedir. Ayet kodunun ( 47/5 ) nümerolojik değeri "7" ( 4+7+5 = 16 ... 1+6 = 7 ) olmakta ve bu ayette "7" kelime bulunmaktadır.

- 47/6 kodlu ayette ise yeni döngü başlangıcı olarak inananların cennete yani Yarı Süptil Aleme dahil edilecekleri bildirilmektedir. Ayet kodunun ( 47/6 ) nümerolojik değeri "8" ( 4+7+6 = 17 ... 1+7 = 8 ) olmakta ve bu ayette "8" kelime bulunmaktadır.

Muhammed suresinin 11. sure olması ve 38 ( 3+8 = 11 ) ayetten oluşması da "11" nümerolojisi açısından önem arzetmektedir. Zira "11" sayısı da düalitenin ve döngünün sembolü olan bir sayıdır.

Muhammed suresinin son ayeti olan 47/38 kodlu ayette "düalite" ve "döngü" kavramları, "bir kavmin başka bir kavime dönüştürülmesi / döngülenmesi" misali ile bildirilmektedir. ( "Muhammed" kelimesi "8" harften oluşmaktadır. )

47/38 - Ha (1) entüm (2) haülai (3) tüd'avne (4) li (5) tünfiku (6) fı (7) sebıli (8) allah (9) fe (10) min (11) küm (12) men (13) yebhal (14) ve (15) allahü (16) el (17) ğaniyyü (18) ve (19) entüm (20) el (21) fükara' (22) ve (23) in (24) tetevellev (25) YESTEBDİL (26) KAVMEN (27) ĞAYRA (28) KÜM (29) sümme la yekunu emsaleküm ( Ha sizler işte o Allah yolunda harcamaya çağırılanlarsınız. Sizlerden kimileri cimrilik ediyor. Allah ganidir ve sizler fakirsiniz. Eğer yüz çevirirseniz, SİZDEN BAŞKA BİR KAVİME ÇEVİRİR/DÖNDÜRÜR. Sonra sizin aynılarınız gibi olmazlar. )

Ayetin sure numarası (47) ve ayet numarasının (38) nümerolojik değerleri "11" sayısını vermektedir. ( 4+7 = 11 ve 3+8 = 11 )

Ayrıca ayetin "kavmin başka kavime dönüştürülmesi" kavramına kadarki bölümünde 29 kelime bulunmaktadır. 29 sayısının nümerolojik değeri de "11" olmaktadır. ( 2+9 = 11 )

A'raf suresinin 7/8 kodlu ayetinde de liyakat kazanan inananların Kaba Madde Alemi'ndeki döngüden (7) çıkarak Yarı Süptil Alem'e geçişi (8) "7" ve "8" nümerolojisiyle bildirilmektedir. Ayrıca ayette 17 kelime bulunmaktadır. ( 17 ... 1+7 = "8" )

7/8 - Ve (1) el (2) veznü (3) YEVME (4) izin (5) el (6) hakk (7) fe (8) men (9) sekulet (10) mevazınü (11) hu (12) fe (13) ülaike (14) hüm (15) el (16) MÜFLİHUN (17) ( Ve o GÜN ölçü tartı gerçektir. Kimin tartıları ağır gelirse, işte onlar iflah olanlardır. )

Surenin ismi olan “A’raf” kelimesi “Spatyom” anlamında olup, varlığın Dünya’dan ( Kaba Madde Alemi ) Cennet’e ( Yarı Süptil Alem ) geçiş öncesinde içine girdiği ruhsal durumu, kendisiyle hesaplaşması sürecini tanımlamaktadır. 

Türkiye'de Deneysel Ruhçuluğun önderi olan Bedri Ruhselman tarafından 1959 yılında derlenen ve vasiyeti üzerine 2013 yılında yayımlana İlahi Nizam ve Kainat kitabında yer alan ve insan beyninin 7/8'lik kısmından bahseden aşağıdaki bölüm de bu bağlamda dikkat çekmektedir.

"Evvelce de bahsettiğimiz gibi, insan varlığının insan beynine 7/8’i bağlanmıştır. Yâni varlığın yedi kısmı beyne bağlıdır, bir kısmı serbesttir. Beyne bağlı olan kısım, şuur merkezi dediğimiz muayyen beyin hücrelerinden müteşekkil bir lokali işgal eder. Şuur merkezi diğer merkezleri ve onlar da tâli merkezleri idare ederler. Böylece varlığın bedene olan hâkimiyeti, şuur merkezinden itibaren derece derece birbirine tesir eden merkezler ve istasyonlar vâsıtasıyla temin olunur. Evvelce insan varlığının beyne bağlı olan kısmına şuur, serbest kalan kısmına da şuur ötesi demiştik. Şu hâlde varlığın bağlı bulunduğu şuur merkezi beynin, hareketleri en fazla moleküllerden müteşekkil bir lokalidir. Bütün beden bu merkezden idare edilir. Şuur merkezi, daima dışarısı ile, yâni varlıkla münasebet hâlindedir. Bu merkezin faaliyetinin azalması veya çoğalması, kendisine gelecek tesirlerle, hareketlerinin azaltılıp çoğaltılmasına bağlıdır.

Varlığın beyne bağlı olmayan serbest kısmına gelince, buna şuur ötesi demiştik. Şuur ötesini de iki kısma ayırmak lâzım geliyor. Yalnız şunu söyleyelim ki varlık insanların anladığı mânâda parçalanmalara, bölünmelere tâbi tutulamayan süptil bir enerjiler bütünüdür. Binaenaleyh onda, maddelerde yapıldığı gibi kat kat veya iç içe ayrılmış kısımlar düşünülemez, yâni beyinde olduğu gibi lokaliteler tâyin edilemez. Ancak, bizim burada izah etmek durumunda kaldığımız bâzı fonksiyonların ifası bakımından varlıkta böyle ayrı faaliyet hâllerini, lokalite sembolü ile ifade etmek zarureti hâsıl olmaktadır. İşte burada yaptığımız taksimat, verdiğimiz isimler bu fonksiyonları ifade eden hâllere aittir. Yoksa hakikatte varlıkta ayrılmış, bölünmüş kısımlar, parçalar, lokaliteler yoktur. "




























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder