30 Eylül 2017 Cumartesi

Allah'ın Takdiri ... Kader

"İnsan kendi kaderini kendisi yaratır." 
"İnsan şansını kendisi yaratır." 
"Her şeyi Allah'tan beklemek cahilliktir."
"Ben çok iyi olduğum için başarılı oldum." 
.......

gibi sözler, ilim yoksunu insanlardan sıkça duyulan sözlerdir. Ancak, bu tip söylemlere sebebiyet verecek düşünce akışı farklı frekanstan Dünya frekansına Allah'ın kontrolü çerçevesinde müdahil olan şeytan ve ona kulluk eden neferleri tarafından bilinçli olarak insanlara telkin edilmeye çalışılmaktadır. Merkeze Allah'ı değil de insanı koyan, ilahi nizam, hidayet ( yönlendirme ) ve kader gibi kavramları yok etmeye çalışan zihniyet, gerçeği bilmesine rağmen, Allah'a ortak koşan ve O'na isyan eden satanik zihniyettir. 

Allah'ın yarattığı kainattaki her şey, her olgu yine O'nun yönlendirmesiyle varlığını ve davranışını sürdürür. 

"Aklıma bir fikir geldi."
"İçimden oraya gitmek geldi."
"Şöyle düşündüm."
"Böyle olsun istedim."
"Şundan hoşlanmadım."
......

gibi "bencil" ifadeli söylemler ve buna bağlı tutum ve davranışlar daima Allah'ın yönlendirmesi, vahyi ve ilhamı sayesinde gerçekleşmektedir. Dolayısıyla insan, her ne kadar "özgür irade" ile hareket ettiğini düşünse de esas itibarıyla her hareketini Allah'ın yönlendirmesiyle gerçekleştirmektedir. 

Secde 32/5 - Yüdebbirul emra mines semai ilel erdı sümme ya'rucü ileyhi fı yevmin kane mıkdaruhu elfe senetin min ma teuddunGökten yere işleri düzenleyip yönetir. Sonra, o sizin saydığınızdan miktarı bin sene olan bir günde O'na yükselir. )

"Kader" kelimesi "Ölçü / Ölçülendirme" anlamına gelen ve Allahü Teala'nın her şeyi belirli bir ölçü ve sayısallık içinde yarattığını, yönlendirdiğini bildiren bir kelimedir. Allah, bir bilgisayar programı yazılımı gibi kodladığı yaratılışı, yaratılış yazılımını oluşturan kelimeleriyle yönetmektedir. 

Kamer 54/49 - İnna külle şey'in halaknahü bi kader ( Kesinlikle biz herşeyi ölçü ile yarattık. )

Olmuş, olan ve olacak her şey Allah'ın yaratılış yazılımında yer almakta ve O'nun tarafından bilinmektedir.

En'am 6/59 - Ve ındehu mefatihul ğaybi la ya'lemüha illa hu ve ya'lemü ma fil berri vel bahr ve ma teskutu min verakatin illa ya'lemüha ve la habbetin fı zulümatil erdı ve la ratbin ve la yabisin illa fı kitabin mübın ( Ve gaybın anahtarları O’nun indindedir. Onları O’ndan başkası bilmez. Karada ve denizde ne varsa bilir. Yaprak düşmez ki O onu bilmesin. Toprağın karanlıklarında ne bir tohum tanesi, ne yaş, ne de kuru bir şey yoktur ki apaçık kitabın içinde olmasın. )

İnsanın  bir şeyi istemesi, dilemesi ancak Allah'ın ona o hissiyatı ve yönlendirmeyi bahşetmesiyle gerçekleşebilir.

İnsan 76/30 - Ve ma teşaune illa en yeşaallahü innallahe kane alimen hakimen ( Ve Allah' ın dilemesi haricinde dileyemezsiniz. Kesinlikle Allah bilendir hakimdir. )

İnsanların müslim veya müşrik satanist olması yani iyi veya kötü olması da O'nun takdiridir. Bilinç seviyesi, algı kapasitesi ve idrak seviyesi hepsi Allah'ın belirlediği olgulardır.

Secde 32/13 - Ve lev şi'na le ateyna külle nefsin hüdaha ve lakin hakkal kavlü minnı le emleenne cehenneme minel cinneti ven nasi ecmeın ( Ve şayet dileseydik, her nefise yönlendirmesini verirdik. Lakin benden söz gerçektir. "Cehennemi, cinlerden ve insanlardan topluca, tamamen dolduracağım." )

Allahü Teala bir varlığın yaşam sürecinde onun için ne takdir ettiyse o gerçekleşir. İşte ilahi takdir veya "Kader" adı verilen bu gerçeğin değiştirilmesi mümkün değildir.

Zuhruf 43/40 - E fe ente tüsmius summe ev tehdil umye ve men kane fı dalalin mübın ( O halde sağıra sen mi duyduracaksın veya körü ve o apaçık sapıklık içinde olan kimseleri sen mi yönlendireceksin? )

Nisa 4/88 - Fe ma leküm fil münafikıne fieteyni vallahü erkesehüm bima kesebu e türıdune en tehdu men edallellah ve men yudlilillahü fe len tecide lehu sebıla ( O halde size ne oluyor da ikiyüzlüler hakkında iki topluluğa ayrılıyorsunuz. Allah o kazandığından dolayı onları tersine döndürür. O Allah’ ın saptırdığını yönlendirmeyi mi istersiniz? Ve Allah kimi saptırırsa artık ona yol bulamazsın. )

Bugünün ve yarının ilmi Allah'ındır. Kader akışını O bilir.

Lokman 31/34 - İnnellahe ındehu ılmüs saah ve yünezzilül ğays ve ya'lemü ma fil erham ve ma tedrı nefsün maza teksibü ğada ve ma tedrı nefsün bi eyyi erdın temut innellahe alimün habır ( Kesinlikle Allah' ın, saatin ilmi O’nun indindedir. Yağmuru indirir. Rahimlerin içinde ne varsa bilir. Nefis yarın ne kazanacağını idrak edemez, kavrayamaz. Nefis hangi yerde öleceğini de idrak edemez, kavrayamaz. Kesinlikle Allah bilendir haberdardır.  )

Allah'ın dahli olmadan, insanın kendi başına kotardığı hiçbir iş yoktur. Bir insanın çok zeki veya çok bilgili olması da Allah'ın takdiridir. Dolayısıyla bir insanın kuracağı "Bunu ben yaptım." cümlesi sadece bir aldanma cümlesidir.

Kasas 28/78 - Kale innema utıtühu ala ılmin ındı e ve lem ya’lem ennellahe kad ehleke min kablihı minel kuruni men hüve eşeddü minhü kuvveten ve ekseru cem'a ve la yüs'elü an zünubihimül mücrimun ( "Kesinlikle o indimdeki ilim üzerine verildi." dedi. Kesinlikle Allah' ın ondan önce, kuvvet olarak ondan daha şiddetli ve topluluk olarak daha çok olan nesillerden kimseleri helak ettiğini bilmez mi? Ve suçlular günahları hakkında sual edilmezler. )

İnsanın Dünya hayatında sahip olduğu imkanlar da doğrudan Allah'ın takdiridir. Dolayısıyla insanın "Ben istediğim için bu imkanlara sahibim." cümlesi de sadece bir aldanma cümlesinden ibaretttir.

Ra'd 13/26 - Allahü yebsütur rizka li men yeşaü ve yakdir ve ferihu bil hayatid dünya ve mel hayatüd dünya fil ahırati illa meta ( Allah, rızkı dilediği kimseye genişletir ve daraltır. Dünya hayatıyla ferahlayıp sevinirler. Oysa dünya hayatı ahiretin yanında fayda haricindeki değildir. )

İnsanın hayatında karşılaştığı olaylar ve yaşadığı deneyimler de yüce Rab'bin takdirinin, nizamının ve kitabının ( ilahi yazılımın ) delilleridir. Allah, bir insan için nasıl bir süreç öngördüyse o insan o sürece ilişkin deneyimleri yaşar. Bazen insanların "Zamanı geri alabilseydim o durumda öyle değil şöyle yapardım." diyerek hayıflandıkları görülür. Oysa, geçmişe dönüp, farklı bir deneyim de yaşasa onun için belirlenmiş olan kaderi değiştirme imkanı bulunmamaktadır. Zira, kader süreci "Deneyimlenen duygular sürecidir." İnsanın yaşadığı olaylar onda bir "duygu" oluşturur. İşte kader, insanın hayatında yaşayacağı "duygular" bütünüdür. İnsan zamanda geriye gidip yaşadığı olayı, karşılaştığı insanları ve bulunduğu mekanları değiştirebilse bile ilgili zaman diliminde "Deneyimleyeceği duygu" onun için yazılmış, belirlenmiş duygu olacaktır. 

Hadid 57/22 - Ma esabe min musıbetin fil ardı ve la fi enfüsiküm illa fi kitabin min kabli en nebreeha inne zalike alellahi yesir ( Yerde ve nefislerinizde, biz onu yaratmadan önce kitabın içinde olanın haricinde musibet isabet etmez. Kesinlikle bu Allah’a  kolaydır. )

Hadid 57/23 - Li keyla te'sev ala ma fateküm ve la tefrahu bima ataküm vallahü la yühibbu külle muhtalin fehur ( O size kaybettirdiğine, yitirttiğine üzülmeyesiniz. O size verdiğinden dolayı da ferahlayıp sevinmeyesiniz. Allah şımaranların, övünenlerin hiçbirini sevmez. )

Şura 42/27 - Ve lev besetallahür rizka li ıbadihı le beğav fil erdı ve lakin yünezzilü bi kaderin ma yeşa' innehu bi ıbadihı habırun besır ( Ve şayet Allah kullarına rızkı bol verseydi, yerde azarlardı. Lakin dilediğini ölçü ile indirir. Kesinlikle O kullarından haberdardır görendir. )





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder