17 Eylül 2017 Pazar

Gökler ve Yer Daim Olduğu Sürece...

Ruh ve Madde içiçe olmayan, bibirlerinden ayrı ancak etkileşim halinde olan iki kavram, iki alemdir. Ruh, gelişimi açısından Madde'ye gereksinim duyar. Madde ise Ruh'un tesiri olmadan yok hükmündedir. Her iki alemin de mevcudiyet süresi sadece Allahü Teala tarafından bilinen gayb ilmi kapsamında olmasına rağmen Hud suresinde bu "süreye" ilişkin bilgi verilmektedir.

Hud suresinin aşağıdaki ayetleri anlamsal mesaj olarak incelendiğinde, insan için "Ebedi" ( Sonsuz ) algısı oluşturan Cennet ve Cehennem süreçlerinin de bir "zaman sınırı" olduğu anlaşılmaktadır. Bu "zaman sınırı" ayetlerde "Göklerin ve yerin daim olduğu süre" olarak tanımlanmıştır.

Hud 11/106 - Fe emmellezine şeku fe fin nari lehüm fıha zefırun ve şehik 

( O bedbaht olanlar ateşin içindedirler. Onlara orada hıçkırıkla nefes vererek inlemeler ve haykırışlar vardır. )

Hud 11/107 - Halidıne fıha madametis semavatü vel erdu illa ma şae rabbük inne rabbeke fe'alün li ma yürıd

( Rab'binin dilemesi hariç, gökler ve yer daimi olduğu sürece onun içinde ebedidirler. Kesinlikle Rab'bin ne isterse yapar. )

Hud 11/108 - Ve emmellezine süıdu fe fil cenneti halidıne fıha madametis semavatü vel erdu illa ma şae rabbük ataen ğayra meczuz

( Ve o mesud olanlar artık bahçenin içindedirler. Rab'binin dilemesi hariç, gökler ve yer daim olduğu sürece, kesintisiz bağış olarak, onun içinde ebedidirler.  )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder