14 Şubat 2019 Perşembe

Mesih - Mehdi Kavramları ve İsa'nın İkinci Gelişi

"Mesih" kelimesi "Okşayan, Mesheden, El Sürüp Ovalayan ), "Mehdi" kelimesi ise "Yönlenmeye, hidayete Vesile Olan" ve "Beşikte Olan" anlamlarını taşımaktadırlar. Kutsal kitaplara göre her iki kelime de Haberci İsa'nın sıfatı durumundadır. 

3/45 - İz kaletil melaiketü ya meryemü innellahe yübeşşiruke bi KELİMETİN minhü ismühül MESIHU IYS ebnü meryeme vecıhen fid dünya vel ahırati ve minel mükarrabın ( Zamanında melekler, "Ey Meryem, kesinlikle Allah sana kendinden KELİMEYİ müjdeliyor ki onun ismi Meryemoğlu MESİH İSA’ dır. Dünyada ve ahirette saygındır ve yakınlaşanlardandır." dediler. )

3/46 - Ve yükellimün nase fil MEHDİ* ve kehlen ve mines salihın ( Ve BEŞİKTE ve erişkinlikte insanlara kelam edip söz söyleyecektir. İyilerdendir. )

*İsa'nın beşikte iken konuşmaya başlaması bu kapsamda özel durum arzetmektedir.

Döngü sonunda yani Kıyamet Günü'nde ( Altın Çağ ) İsa'nın ikinci kez gelerek inananları bu zalim dünya ortamından kurtaracağı bilgisi mevcuttur. Ancak bu noktada önemli bir hususa dikkat edilmesi gerekmektedir. İsa, bir "şahıs" mıdır? 

Kur'an'da Haberci İsa için, diğer hiçbir haberci için olmayan ilginç bir tanımlama yer almaktadır. "Kelime" ve "Ruh"

4/171 - Ya ehlel kitabi la tağlu fı dıniküm ve la tekulu alellahi illel hakk innemel MESIHU IYSebnü meryeme rasulüllahi ve KELİMETÜH elkaha ila meryeme ve RUHUN minhü fe aminu billahi ve rusülih ve la tekulu selaseh intehu hayran leküm innemellahü ilahün vahid sübhanehu en yekune lehu veled lehu ma fis semavati ve ma fil ard ve kefa billahi vekıla ( Ey kitap sahipleri, dininizde azgınlık etmeyin ve Allah üzerine gerçek haricindekini söylemeyin. Meryem oğlu İSA MESİH, kesinlikle Allah' ın resulü, Meryem'e atmış olduğu KELİMESİ ve O’ndan RUHTUR. O halde, Allah’a  ve O’nun resullerine inanın ve üçtür demeyin. Kendi hayrınıza bundan imtina edin, vazgeçin. Kesinlikle ki Allah tek ilahtır. O, çocuk sahibi olmaktan yücedir. Göklerde ne varsa ve yerde ne varsa O’nadır. Vekil olarak Allah kafidir. )

İsa, tüm insanlığı sembolize eden, insanlar arasında kolektif bilincin tesis edilmesini sağlayarak ruhsal tekamüle vesile olan Allahü Teala'nın bahşetmiş olduğu bir bilgi frekansı ( kelime ve ruh ) gibi görünmektedir. "İsa'nın ikinci gelişi" olarak bilinen fenomen de döngü sonunda yani Altın Çağ'da ( Kıyamet Günü ) inananlar arasında oluşan ve onların tekamüllerine vesile olan kolektif bilinci yani onları kaba madde alemi olan dünyadan kurtararak üst boyuta ( Sirius / Cennet ) taşıyacak olan yükselen kitlesel idrak seviyesini / enerjisini temsil etmektedir. Bu bilgiye istinaden, Mehdi veya Mesih sıfatıyla bir "şahısın" fiziki olarak gelişini beklemek doğru bir yaklaşım gibi görünmemektedir.

İsa'nın bir "şahıs" olmak yerine tüm insanlığı etkileyen ve sembolize eden bir "idrak frekansı" olduğu düşüncesini destekleyen en önemli unsur İsa'nın hikayesinin ( Bakireden doğması, 12 havarisi olması, Çarmıha gerilmesi, Ölüp yeniden dirilmesi vb. ) benzerlerinin farklı coğrafyalarda ve kültürlerde de mevcut olmasıdır. Özellikle "Baba, Oğul, Kutsal Ruh" olarak bilinen teslis teşbihi önem arzetmektedir. Bu teşbih, farklı anlamlara çekilerek bir şirk unsuru haline getirilmiş olduğundan Allahü Teala aşağıdaki ayetleri buyurmuştur. 

Yukarıda yer alan 4/171 kodlu ayetteki şu bölüm önemlidir. "O halde, Allah’a  ve O’nun resullerine inanın ve ÜÇTÜR DEMEYİN."

5/73 - Lekad keferallezıne kalu innellahe SALİSÜ SELASEH ve ma min ilahin illa ilahün vahid ve in lem yentehu an ma yekulune le yemessennellezine keferu minhüm azabün elım ( O "Kesinlikle Allah, ÜÇÜN ÜÇÜNCÜSÜDÜR." diyenler inkar etmişlerdir. Tek ilahtan başka ilah yoktur. Eğer o söylediklerinden vazgeçmezlerse, kesinlikle onlardan o inkar edenlere elim azap dokunacaktır. )

Bu kapsamda farklı kültürlerde yer alan ve hikayeleri İsa benzeri olan karakterler şöyledir.

- Mithras ( Roma )
- Tammuz ( Mezopotamya ) ( Isthar, Nimrod, Tammuz üçlemesi ... )
- Dionysus ( Yunanistan )
- Brahma( Hindistan ) ( Brahma, Vishnu, Shiva )
- Adonis ( Suriye )
- Attis ( Frigya / Asya )
- Horus ( Mısır ) ( Osiris, İsis, Horus üçlemesi.... )

Döngü sonu olan Kıyamet Gününde ( Altın Çağ ) tezahür edeceği Kur'an'da bildirilen "Ruh ve Meleklerin inmesi" olgusu Mesih'in insanlık üzerinde yüksek bilinç ( idrak ) frekanslarını tesis etmesini, nefs ile hesaplaşmanın yükselen bu idrak seviyesine ve aktif hale gelen vicdan mekanizmasına bağlı olarak gerçekleşmesini bildirmektedir.

78/38 - Yevme yekümur RUHU vel MELAİKETU saffen la yetekellemune illa men ezine lehür rahmanu ve kale savaben ( O gün RUH ve MELEKLER saflar halinde ayakta dururlar. Rahman' ın kendilerine izin verdiği kimseler haricindekiler kelam edemezler, söz söyleyemezler. Ve o da doğruyu söyler. )

17/13 - Ve külle insanin elzemnahü tairahu fı unukıh ve nuhricü lehu yevmel kıyameti kitaben yelkahü menşura ( Ve her insana, uğursuzluk kuşunu boynuna elzem kıldık. Ayağa kalkış gününde onlara, yayımlanmış olarak atılan kitabı çıkarırız. )

17/14 - İkra' kitabek kefa bi nefsikel yevme aleyke hasıba ( Kitabını oku. O gün nefsin, hesap görücü olarak sana yeter. )

50/22 - Lekad kunte fi ğafletin min haza fe keşefna anke ğıtaeke fe besarukel yevme hadid ( Bundan habersizlik içinde oldun. Üzerinden örtünü kaldırdık. Artık bugün gözün, görüşün keskindir.  )

50/22 kodlu ayette bahsedilen "Göz keskinliği", yükselen bilinç seviyesine paralel olarak aktive olan vicdan mekanizmasını sembolize etmektedir. Buna bağlı olarak insan düşünce ve eylemlerinin gerçekte ne anlama geldiğini, ne sonuçlar doğurduğunu idrak edecek ve 17/14 kodlu ayette bildirildiği üzere nefsi ile bir hesaplaşma yaşayacaktır. Bir başka deyişle kendisinin yargıcı olacaktır.

Ayrıca Nisa suresinin aşağıdaki ayetleri, İsa'nın farklı durumunu yani bir şahıstan öte, döngü sonunda insanları birleştirici ve kurtarıcı bir kolektif bilinç tesiri olduğunu ortaya koyar niteliktedir. Ayette döngü sonunda ( Kıyamet Günü / Altın Çağ ) ilim sahiplerinin İsa'nın birleştirici ve kurtarıcı tesiri altına girecekleri ve O'nun da bunu göreceği ifade edilmektedir.

4/157 - Ve kavlihim inna katelnel mesıha ıysebne meryeme rasulellah ve ma kateluhü ve ma salebuhü ve lakin şübbihe lehüm ve innellezinahtelefu fıhi le fı şekkin minh ma lehüm bihı min ılmin illettibaaz zann ve ma kateluhü yekına ( Ve "Kesinlikle biz Allah' ın resulü Meryem oğlu İsa Mesih' i öldürdük." sözlerinden dolayı. Oysa onu öldürmediler ve asmadılar. Lakin onlara benzetildi. Kesinlikle onun hakkında ihtilaf edenler, ondan şüphe içindedirler. Onlara onun ilminden yoktur. Ancak zanna tabi olurlar. Doğrusu onu öldürmediler. )

4/158 - Bel rafeahüllahü ileyh ve kanellahü azızen hakima ( Bilakis Allah onu kendisine yükseltti. Allah yücedir, hakimdir. )

4/159 - Ve İN MİN EHLİL KİTABİ İLLA LE YÜ'MİNENNE BİHI KABLE MEVTİH ve yevmel kıyameti yekunü aleyhim şehıda ( Ve KESİNLİKLE KİTAP SAHİPLERİNDEN OLANLAR ÖLÜMLERİNDEN ÖNCE MUTLAKA O'NA İNANIRLAR. AYAĞA KALKIŞ GÜNÜNDE O, ONLARA ŞAHİT OLUR. )

İncil’in 44. Suresi olan Elçilerin İşleri isimli surede “İsa’nın ikinci gelişi” sure numarasındaki “8” (44 … 4+4 = 8 ) ve ayet kodundaki (44 1-11 … 4+4+1+1+1 = 11 ) “11” nümerolojisi ile bildirilmektedir.


44 Elçilerin İşleri 1-11 «Ey Celileliler, neden göğe bakıp duruyorsunuz?» diye sordular. «Sizden GÖĞE ALINAN İSA, GÖĞE ÇIKTIĞINI NASIL GÖRDÜNÜZSE, AYNI ŞEKİLDE GERİ GELECEKTİR





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder