14 Ekim 2021 Perşembe

Nigromantia ( Nekromansi / Ölülerin konuşması )

"Nigromantia / Necromantia / Necromancy" ( Ölülerin Konuşturulması ) terimi kaynaklarda "ölmüş kişilerin ruhlarını, ruhsal koruma olarak çağırma olayına verilen ad" olarak tanımlanmaktadır.

Nigro / Necro = Ölü, Tiksinilen
Mantia** = Konuşturma, Konuşma

* Amerikalıların zencileri "Negro" olarak isimlendirmelerinin kökeninde onları "Pis, Tiksindirici" bulma yönündeki sapkın düşünceleri yatmaktadır. arapçadaki "Nukra" ( Kötü, İğrenç ) kelimesi de ortak kökendendir.

** "Mantia" kelimesi Arapçadaki "Mentik" ( Konuşma ) ve batı dillerindeki "Mental" ( Zihni ) kelimelerile ortak MNT köküne sahiptir. Esasen kelime kökü Arapça "Natk / Nutk" ( Konuşma, Telaffuz ) kelimesi olup, başa gelen "M" harfi ile kök kelime "Mentik" olarak isim yapılmaktadır.

İlk kayıtlı nekromansi uygulamaları antik Mısır, Babil, Yunanistan ve Roma'da görülmektedir. Nekromansinin, Kara Büyü ve Cin çağırma satanik ritüelleri kapsamında uygulandığı görülmektedir. Farklı boyut varlıklarıyla temas kurmaya dayalı bu uygulamaların esası kitap ayetlerinin veya ayetlerdeki kelimelerin belirli sayılarda tekrarlanmasına, amaca göre ayetlerin ve kelimelerin düz veya tersten okunmasına dayanmaktadır. Bilindiği üzere halk arasında bu uygulamaların iyi amaçlı olanlarına "Şifacılık", kötü amaçlı olanlarına "Sihir / Büyü" adı verilmektedir. Ancak her iki uygulama vasıtasıyla gerçekleşme sağlanması Allah'ın rızası haricinde mümkün değildir.  

Kur'an ayetlerinde "Ölülerin kur'an ile konuşturulması" hususu En'am ve Ra'd surelerinin aşağıdaki ayetlerinde yer almaktadır. Bu konudaki ilk ayetinde kodunun ( 6/111 ) nümerolojik değerinin "9" ( 6+1+1+1 = 9 ) olması dikkat çekmektedir. Hatırlanacağı üzere 9 sayısı yaratılıştaki negatif frekansın ve sihirin nümerolojik sembolü addedilmektedir. 

Ayrıca bkz.



6/111 Ve lev ennena nezzelna ileyhimul melaikete ve KELLEMEHUMUL MEVTA ve haşerna aleyhim kulle şey'in kubulen ma kanu li yu'minu illa en yeşaellahu ve lakinne ekserahum yechelun

( Ve şayet kesinlikle biz onlara melekleri indirseydik ve ÖLÜLER DE ONLARA KELÂM EDİP SÖZ SÖYLESEYDİ ve onlara önceki herşeyi toplasaydık, Allah' ın dilemesi haricinde inanacak değillerdi. Lakin çoğunluğu cahillik ederler. )

13/31 Ve lev enne KUR'ANEN suyyirat bihil cibalu ev kuttiat bihil erdu ev KULLİME BİHİL MEVTA bel lillahil emru cemia e fe lem yey'esillezine amenu en lev yeşaullahu le heden nase cemia ve la yezalullezine keferu tusibuhum bima saneu kariatun ev tehullu kariben min darihim hatta ye'tiye va'dullah innellahe la yuhliful miad

( Ve şayet kesinlikle Kur'an ki, onunla dağlar gezse veya onunla yer kesilip parçalansa veya ÖLÜLER ONUNLA KONUŞTURULSA. Bilakis tüm işler Allah içindir. O halde o inananlar ümit kesip anlamadılar mı ki Allah dileseydi insanları topluca yönlendirirdi ve o inkar edenleri geri durdurmazdı. O ürettiklerinden dolayı onlara ansızın gelen bela isabet eder veya yurtlarının yakınına konar. Nihayet Allah' ın vaadi gelir. Kesinlikle Allah vaade, vadeye ihtilaf etmez. )

Tevrat'ın 9. suresi olan Samuel'de, cinci bir kadının haberci Saul'un talebine istinaden ölmüş olan Samuel'i çağırması ve konuşturması konu edilmektedir.

9 1 Samuel 28-7 Bunun üzerine Saul görevlilerine, "Bana bir cinci kadın bulun da varıp ona danışayım" diye buyruk verdi. Görevliler, "Eyn-Dor'da bir cinci kadın var" dediler.

9 1 Samuel 28-8 Böylece Saul başka giysilere bürünüp kılığını değiştirdi. Geceleyin yanına iki kişi alıp kadının yaşadığı yere gitti. Kadına, "Lütfen benim için ruhlara danış ve sana söyleyeceğim kişiyi çağır" dedi.

9 1 Samuel 28-11 Bunun üzerine kadın, "Sana kimi çağırayım?" diye sordu. Saul, "Bana Samuel'i çağır" dedi.

9 1 Samuel 28-14 Saul, "Neye benziyor?" diye sordu. Kadın, "Cüppe giymiş yaşlı bir adam yukarıya çıkıyor" dedi. O zaman Saul onun Samuel olduğunu anladı; eğilip yüzüstü yere kapandı.





2 yorum:

  1. Selamün Aleyküm Dost'um. Dünya üzerinde sınava tabii olan insanoğlu, ilahi düzeni toptan değiştiremiyor ama manipüle etmek şeklinde (tabi yardım alarak) kendi amaçları için kullanabiliyorlar diyebilir miyiz. Peygamber efendimiz doğumu ve sonrasında geçen süre içinde nasıl bir gelişme geçirmesi gerekti ki peygamberlik 40 yaşında geldi. Küçük yaşlarından itibaren üst süptil varlıklar tarafından yönlendirilmesi, bizim gibi sıradan insanların başınada gelen normal bir durum mudur? Allah sizden razı olsun...

    YanıtlaSil
  2. Dünyada ve kainatta, insan algısına göre pozitif ( rahmani ) ve negatif ( şeytani ) olarak nitelenen her olay Allahu Teala'nın takdiri ve izni ile vuku bulmaktadır. Dolayısıyla bir varlık veya varlık grubu ilahi nizamı manipüle ettiğini, tuzak kurduğunu zannetse dahi esasen sadece ilahi nizamın kusursuz işleyişinin bir parçası olmaktan öteye geçememekte ve kurduğunu zannettiği tuzaklar da muhatapları için yükselme vesilesi olurken kendisi için alçalma ve helak vesilesi olmaktadır.

    40 sayısı ilahi nümerolojide "olgunlaşmanın" nümerik sembollerindendir. Hz. Musa'ya vadedilen 40 gece ( 2/51 kodlu ayet ), 40 yaşına gelindiğinde kalbin islama ve imana açılması ( 46/15 kodlu ayet ) hususları Kur'an'da 40 sayısı ile ilgili önemli ayetlerdir.

    Tüm varlıklar Allah'ın izni ve rızası doğrultusunda, tekamül derecesi olarak kendilerinden yukarıda olan varlıklar tarafından daima yönlendirilmektedir. Bu ilahi nizamın temel işleyiş ilkesidir. Vazifelendirimiş her varlık haiz olduğu ilahi kozmik bilgileri bir diğerine aktararak kolektif bilincin tesisine ve birlikte( ünite olarak ) yükselişe katkıda bulunmaktadır. Bu vazifenin ismi esasen "Habercilik" ( Peygamberlik )'tir. Elbette ki süreçteki gerekliliklere göre bazı varlıklara yüklenen habercilik vazifesinin kapsamı diğerlerininkinden daha geniş ve kompleks olabilmektedir. Hz. Musa, Hz. İsa, Hz. Muhammed, Hz. İbrahim ve niceleri Allah kelamını ( ilahi kozmik bilgileri ) kendileri için uygun görülen nitelikteki metodlar ve özellikler ile aktarmak üzere vazifelendirilmişlerdir.

    YanıtlaSil