6 Ekim 2021 Çarşamba

Karşılıksız verebilmek!

Emek sarfederek insanlık için iyi, güzel ve özgün bir fayda üreten birinin aklına ilk olarak şu sorunun gelmesi dünyadaki kaosun ve ıstırabın temel nedeni olarak kabul edilebilir.

"Bundan nasıl para kazanabilirim?" 

İnsanlığa fayda sağlayacak her türlü ürünü paraya yani şahsi veya belirli bir zümrenin menfaate dönüştürme arzusu, özünde kibir olan şeytani frekansların nefs üzerindeki negatif tesirlerinin en helâk edicisidir. Ve dünyadaki aldatıcı sistem bu şeytani düşünce üzerine tesis edilmiştir.

Belirli bir çaba sonucunda maddi veya manevi fayda üreten birinin "O kadar emek verdim. Bir karşılığı olmayacak mı?" diye sorması ve çevresindekilerin de "Öyle bedavaya verme!" telkinleri esasen çok hazin bir durumdur. İnsanların o üründen faydalanmalarına ve daha iyi bir yaşam sürmelerine vesile olmaktan daha büyük bir karşılık olamayacağının idrakinden yoksun olmanın hüznüdür bu... Her insanın bu idrake haiz olması durumunda dünyanın nasıl da gerçek bir bolluk cennetine dönüşebileceğini hayal etmek de zor değildir.

"Ne yapalım sistem böyle!" ifadesi de esasen nefsani arzuların ağır basması nedeniyle, değişim için mücadele etmek yerine, şikâyetçi gibi görünüp, helâke vesile olan bu seytani sistemi gizliden destekleme eğiliminin yansımasıdır. Bu eğilimdeki bir insan, tıpkı sigara alışkanlığı yüzünden kolunu, bacağını kaybetmesine rağmen sigara içmeye devam eden ve "Biliyorum zararlı ama bırakamıyorum." diyen birinin misali gibidir.

Ancak maalesef mevcut sistemin tek başarı ölçüsü "kazanılan para miktarı" olduğundan herhangi bir faydanın insanlara sunulması sonucunda para kazanılmaması sistem tarafından enayilik, beceriksizlik ve başarısızlık olarak nitelendirilmektedir.

Karşılıksız vermeyi akılsızlık, zafiyet ve zarar addedenler Tevbe suresinin 98. ayetinin konusu olmuştur.

9/98 Ve minel a'rabi men yettehizu ma yunfiku mağramen ve yeterabbesu bikumud devair aleyhim dairatus sev' vallahu semiun alim

( Ve Araplardan kimi, o harcadığını borç, zarar addeder ve sizlere devirler gelmesini gözetip bekler. Kötülük devri onların üzerine olsun. Allah duyandır, bilendir. ) 

"Ecir" ( Ödül, Ücret ) beklemeden iyilikler yapmak ve hayırlara vesile olmak hususu ayetlerde, insanlık için en yüce faydanın arzına vasıta olan haberci misaliyle bildirilmektedir.

25/57 Kul ma es'elukum aleyhi min ecrin illa men şae en yettehize ila rabbihi sebila

( De ki: "Onun üzerine, Rab’lerine doğru yol edinmeyi dileyen kimselerin haricinde, size ödül sual etmiyorum." )

26/109 Ve ma es'elukum aleyhi min ecr in ecriye illa ala rabbil alemin

( Ve onun üzerine size ödülden sual etmiyorum. Kesinlikle ödülüm ancak alemlerin Rab’binin üzerinedir. )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder