16 Eylül 2021 Perşembe

Bilimin kaynağını inkâr etmek 

Bilimsel kitaplarda yer alan bilgiler, bilimsel buluşlarını Kur'an ilmi ( Tevrat ve İncil ilmini de kapsar. ) sayesinde gerçekleştirmiş ve biliminsanı niteliği kazanmış araştırmacıların teoremleri ve formülleri ile doludur. Bu ifade anılan biliminsanlarının hepsinin de kutsal kitaplarda uzmanlaşmış oldukları anlamına gelmemektedir. Elbette ki ilahi kozmik sistem kitaplardaki ilmi insanlara farklı yollarla da ( ilham, esinlenme, zihni açılım, rüya vb. ) iletmektedir. Ancak her ne yol ile olursa olsun iletilen ilmin kaynak kodları Kur'an'da yer almaktadır. Ve birçok biliminsanı da, araştırmacı niteliğe sahip olduklarından dolayı, bu gerçeği bilmektedirler.

Her olguyu ve olayı kontrol etmek ihtirasına kapılmış olan küresel şeytanlar bilgiye, bilime dayalı bu kontrolü ve gücü ellerinde tutabilmek için insanları tarih boyunca sonsuz ilim kaynağı olan Kur'an'dan ve diğer kutsal kitaplardan uzak tutmaya, bu ilahi kaynakları itibarsızlaştırmaya çalışmışlar ve tek olan dini bölerek oluşturdukları sözde dini sistemleri bu eşsiz ilim kaynaklarının içeriklerinin anlaşılmasını engelleyecek şekilde kurgulamışlardır. Batıda papanın her sözünün kutsal sayılması, doğuda Kur'an'ın Arapça metninden anlamadan da olsa okunmasının sevap addedilmesi, uyduruk hadislerin ve sistem görevlisi din adamlarının, mollaların, tarikat şeyhlerinin söylemlerinin ayetlerden dahi üstün addedilerek ( haşa ) esas alınması "kitaptan ve kitap ilminden uzak tutma" stratejisinin ürünüdür.

Müşrik elitin kontrolü altında olan birçok biliminsanının bu şeytani sistemin sözcüsü ve kulu haline geldiklerine, esasen insanlığın zararına olacak unsurları faydalıymış gibi  aktardıklarına pandemi süreci kapsamında bir kez daha şahit olunmuştur.

Yeni Dünya Düzeni adı verilen kavram bilgiyi elinde tutanların ilah addedildiği küresel bir sistemi tanımlamaktadır. Bu bağlamda esasen yeni küresel diktatörlüğün ismi olan "Dijitalizm" kavramı da yeni düzenin "tek dini" yani "bilim dini" olarak telkin edilmektedir. Böylelikle, Allah'ın bahşettiği ilmin kendi yeteneklerinin ürünü olduğunu iddia eden gafil müşrikler insanlığın önüne şirkin en güncel versiyonu koymakta ve insanları Allah bilincinden daha da uzaklaştırmaya çalışmaktadırlar. 

Kasas suresinin aşağıdaki ayetlerinde, sahip olduğu dünyevi ve maddi nimetlere kendisine ait ilim nedeniyle sahip olduğunu iddia eden ve bu yolla insanların kendisini ilah addetmelerini uman Karun isimli bir müşrikin misali verilmektedir. 

28/77 Vebteği fima atakellahud daral ahirate ve la tense nesibeke mined dunya ve ahsin kema ahsenellahu ileyke ve la tebğil fesade fil ard innellahe la yuhibbul mufsidin

( Ve Allah' ın o sana verdiklerinde ahiret yurdunu ara. Dünyadan nasibini de unutma. Allah' ın sana o iyilik ve güzellik yapması gibi iyilik ve güzellik yap. Yerde bozgunu arama. Kesinlikle Allah bozguncuları sevmez. )

28/78 KALE İNNEMA UTİTUHU ALA İLMİN İNDİ e ve lem ya’lem ennellahe kad ehleke min kablihi minel kuruni men huve eşeddu minhu kuvveten ve ekseru cem'a ve la yus'elu an zunubihimul mucrimun ( "KESİNLİKLE O İNDİMDEKİ İLİM ÜZERİNE VERİLDİ." dedi. Kesinlikle Allah' ın ondan önce, kuvvet olarak ondan daha şiddetli ve topluluk olarak daha çok olan nesillerden kimseleri helak ettiğini bilmez mi? Ve suçlular günahları hakkında sual edilmezler. )

28/79 Fe harace ala kavmihi fi zinetih kalellezine yuridunel hayeted dunya ya leyte lena misle ma utiye karunu innehu lezu hazzin azim

( Böylece süsleri içinde kavmine çıktı. O dünya hayatını isteyenler "Ey keşke o Karun' a verilenlerin aynısı bize olsaydı. Kesinlikle o büyük pay ve haz sahibidir." dediler. ) 

Casiye suresinin 23. ayetinde de ihtiras ve kibir olguları "Heva" ( Heves ) kelimesiyle temsil edilmekte ve "ilimi sapıklık vasıtası" olarak kullanan inkârcılardan bahsedilmektedir.

45/23 Fe raeyte MEN İTTEHAZE İLAHEHU HEVAHU ve EDALLEHULLAHİ ALA İLMİN ve hateme ala sem'ihi ve kalbihi ve ceale ala besarihi ğişaveh fe men yehdihi min ba'dillah e fe la tezekkerun

( HEVESİNİ İLAHI EDİNEN KİMSEYİ GÖRMEZ MİSİN? ALLAH ONU İLİM ÜZERİNE SAPTIRIR. Kulağının ve kalbinin üzerine mühür basar. Gözünün üzerine perde oluşturur. Artık Allah’tan sonra onu kim yönlendirebilir? O halde hatırlamaz mısınız? )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder