6 Eylül 2021 Pazartesi

"Mutsuzluğun mutluluğumdur." sistemi 

Cin ve insan şeytanlarının temel hedeflerinin, nimetleri gasp etmek, ürünlerin ve neslin yapısını, düzenini bozmaya, yaratışı değiştirmeye çalışmak ve bu batıl girişimlerle insanlığı tam bir kölelik ve tahakküm sistemi altında toplamak olduğuna ve bu yöndeki çabalarına son dönemde iyice hız verdiklerine evvelki bölümlerde defaatle değinilmiştir.

Ancak tüm bu eylemlerin temelinde kibir olgusunun negatif tesiriyle tezahür eden tek bir kök düşünce bulunmaktadır. "Sen mutsuz ol ki ben mutlu olayım." düşüncesi.  Yani esasen küresel şeytanların düşüncelerinin temelinde mal mülk çoklamaktan ve zengin olmaktan ziyade tuzaklar kurarak diğer insanları mağdur ve mutsuz etmek, onları yoksun bırakmak, kendilerine imrendirmek, kıskandırmak, korkutmak ve bu yolla acı çektirmek arzusu bulunmaktadır. Bir başka deyişle şeytanlar, şayet insanlar mutsuz olacaklarsa gasp ettikleri tüm dünyevi ve maddi serveti anında bırakmaya hazırdırlar. Dünyanın tarih boyunca daim olmuş ve döngü sonu olan bugünlerde şiddeti daha da artmış kaotik yapısının da sebebini de bu sapık düşünce oluşturmaktadır.

Bu şeytani frekans saldırısı karşısında inanan ve iyi olan insanların yapması gereken ise hak yolunda yılmadan mücadele etmek, doğruyu iyiyi sürekli icra etmek, sabır ve şükür frekanslarını daima aktif tutarak Allah'a tevekkül etmektir. Ve şeytanların kurguladıkları bu tuzak sisteminin esasen kendileri için bir tuzak olduğundan ve onları zaman içinde helâk edeceğinden emin olmaktır.

Al'i İmran ve Sad suresinin aşağıdaki ayetlerinde insanların mutsuzluğu ve mağduriyeti ile tatmin olmaya çalışan gafil zalimlerin durumunu ve inananların yapmaları gerekeni tanımlayan ayetler şöyledir.

3/118 Ya eyyuhellezine amenu la tettehizu bitaneten min dunikum la ye'lunekum habala veddu ma anittum kad bedetil bağdau min efvahihim ve ma tuhfi suduruhum ekber kad beyyenna lekumul ayati in kuntum ta'kilun

( Ey o inananlar, sizin dışınızdakilerden sırdaş edinmeyin. Sizden sıkıntıyı, düzensizliği eksik etmezler. O sizi meşşakkatle helak edeni severler, arzularlar. Ağızlarından kin, öfke, çirkinlik ortaya açığa çıkar. O göğüslerinin gizlediği ise dahabüyüktür. Eğer sizler akıl etmekteyseniz, sizlere ayetleri açıkladık. ) 

3/120 İn temseskum hasenetun tesu'hum ve in tusibkum seyyietun yefrahu biha ve in tasbiru ve tetteku la yedurrukum keyduhum şey'a innellahe bima ya'melune muhiyt

( Size güzellik ve iyilik dokunması, onları üzer, kederlendirir. Oysa, size kötülük isabet ederse, onunla ferahlayıp sevinirler. Eğer sabrederseniz ve sakınırsanız, onların hileleri size şey kadar bile zarar veremez. Kesinlikle Allah o yaptıklarını kuşatandır. ) 

 38/23 İnne haza ehiy lehu tis'un ve tis'une na'ceten ve liye na'cetun vahidetun fe kale ekfilniha ve azzeni fil hitab

( Kesinlikle bu benim kardeşim. Ona doksandokuz dişi koyun ve bana bir dişi koyun. "Onu bana ver." dedi. Beni söylemde yendi. )

Son ayette, 99 koyunu olmasına rağmen kardeşinin 1 koyununa da göz diken insan şeytanından bahsedilmektedir. Bu ayet bu bölümde değinilen ana hususu doğrulamakta ve şeytanların esas amaçlarının mal çoklamak olmadığını, sadece ve sadece diğer insanları mağdur ve mutsuz etmek olduğunu yani nihayetinde "zulmetmek" olduğunu  ortaya koymaktadır. Bu nedenledir ki ayetlerde "Hümüz zalimun" ( Onlar zalimlerdir. ) ifadesi yer alır. Oysa ki ruhsal tekâmülün özünü "Mutluluğun mutluluğumdur." düşüncesi oluşturur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder