10 Eylül 2021 Cuma

Tahrif, Tebdil, Tahvil ve Tegayyur

Kitap ayetlerinin "Tahrif"* ve "Tebdil" ** edilmesi girişiminin, evvelki bölümlerde incelenen "insanın genetik kodundaki ( yazılımındaki ) enzimlerin yerlerinin ( dizilişlerinin ) dijital ve mikrobiyolojik metodlarla değiştirilmesi, bozulması" girişiminden farkı yoktur. İkisinde de amaç yaratışı, ilahi nizamı değiştirmek suretiyle bozmaktır. Ancak bu batıl bir girişimdir. Zira ilim üzerine sapmış müşriklerin her girişimi, her eylemi zaten sistemin, ilahi nizamın bir bileşenini oluşturmakta ve Allah'ın belirlediği kaderin, mü'minlerin hayrına, müşriklerin ise helâkine olacak şekilde tamamlanmasına vesile olmaktadır. Yani esasen ilahi sistem kusursuz işlemektedir.

Ayetlerdeki kelimelerin ve kelimelerdeki harflerin dizilimlerinin ( yerlerinin ) değiştirilmesi sonucunda ayetin ve kelimenin anlamı nasıl değişiyor veya ayet / kelime anlamsızlaşıyorsa ( bozuluyorsa ), gen yazılımındaki enzimlerin ( Adenine, Guanine, Cytosine, Thyamine ) dizilimlerinin ( yerlerinin ) değiştirilmesi sonucunda da insanın genetik yapısı değişebilmekte, sağlığı bozulabilmektedir.

4/46 Minellezine hadu YUHARRİFUN* EL KELİME AN MEVADİİHİ ve yekulune semi'na ve asayna vesma' ğayra musmein ve raina leyyen bi elsinetihim ve ta'nen fid din ve lev ennehum kalu semi'na ve eta'na vesma' venzurna le kane hayran lehum ve akveme ve lakin leanehumullahu bi kufrihim fe la yu'minune illa kalila

( O Yahudilerden KELİMEYİ YERİNDEN DEĞİŞTİRENLER, dillerini dürüp eğerek ve din hakkında saldırganlaşarak "Duyduk ve isyan ettik, duy duymaz olası ve bizi gör." derler. Şayet kesinlikle onlar "Duyduk ve itaat ettik, duy ve bize bak." deselerdi onlara daha hayırlı ve daha kuvvetli, sağlam olurdu. Lakin Allah onları inkarları ile lanetler de azı hariç inanmazlar. )

* "Tahrif" ( Harfleri bozmak, Harflerin yerini değiştirmek ) ve ayetteki Yuharrifun" ( Tahrif ederler, Harfleri bozarlar, Harflerin yerini değiştirirler ) kelimelerinin kökünde "Harf" kelimesi bulunmaktadır.

6/34 Ve lekad kuzzibet rusulun min kablike fe saberu ala ma kuzzibu ve uzu hatta etahum nasruna ve LA MUBEDDİLE** li KELİMATİLLAH ve lekad caeke min nebeil murselin

( Ve senden önce de resuller yalanlanmıştı. Onlara yardımımız gelene kadar o yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine sabrettiler. ALLAH' ın KELİMELERİNİ DEĞİŞTİREBİLECEK YOKTUR. Sana, gönderilenlerin haberlerinden gelmiştir. )

** "Tebdil" ( Değiştirme ) ve "Mubeddil" ( Değiştiren ) kelimeleri "Bedl" kökündendir. 

 18/27 Vetlu ma uhiye ileyke min KİTABİ rabbik LA MUBEDDİLE li KELİMATİHİ ve len tecide min dunihi multehada

( Ve sana Rab’binin KİTABINDAN / YAZISINDAN o vahyedileni oku. O'nun KELİMELERİNİ DEĞİŞTİREBİLECEK YOKTUR. O’ndan başka sığınılacak bulamazsın. )

6/115 Ve temmet KELİMETU rabbike sidkan ve adla la mubeddile li kelimatih ve huves semiul alim

( Ve Rab’binin KELİMESİ doğrulukça ve adaletçe tamamlanmıştır. O’nun kelimelerini değiştirebilecek yoktur. O duyandır, bilendir. )

10/82 Ve yuhikkallahul hakka bi KELİMATİHİ ve lev kerihel mucrimun

( Ve suçlular hoşlanmasalar da, Allah gerçeği KELİMELERİ ile gerçekleştirir. )

Nisa suresinin 171. ayetinde ruhun, kelime ( bilinç, bilgi ) olduğu Mesih İsa tanımı ile bildirilmektedir.

4/171 ..... innemel mesihu iysebnu meryeme rasulullahi ve KELİMETUH elkaha ila meryeme ve RUHUN minhu .....

( ..... Meryem oğlu Mesih İsa, kesinlikle Allah' ın resulü, Meryem'e atmış olduğu KELİMESİ ve O’ndan RUHTUR. ..... )

62- 1 John-5-7 Gökte tanıklık edenler üçtür. Baba, KELİME, ve Kutsal Ruh. Bunların üçü birdir.

Zira Mesih İsa aynı zamanda insanlar arasındaki kolektif bilinci ve birliği de temsil etmektedir. Bu nedenle İncil ayetlerinde Mesih İsa, "İnsanoğlu" olarak da zikredilir. 

 Tevrat'ın İbraniler bölümünde de yaratılışın ilahi bir yazılım ve "Allah'ın kelimelerinin yansıması" olduğundan bahsedilmektedir. 

 58-Hebrews-11-3 Alemlerin TANRI'NIN KELİMESİYLE düzenlendiğini, görülen şeylerin görülenlerce oluşturulmadığını imanla anlamaktayız.

Fatir suresinin 43. ayetinde, tuzaklar kurarak yaratışı ve ilahi nizamı değiştirmeye, bozmaya çalışanların tuzaklarına sadece kendilerinin düşeceği ve Allah'ın âdetinde bir değişimin veya dönüşümün ( başkalaşım ) olmadığı bildirilmektedir.

35/43 İstikbaran fil erdi ve mekras seyyi' ve la yehiykul mekrus seyyiu illa bi ehlih fe hel yenzurune illa sunnetel evvelin fe len tecide li sunnetillahi TEBDİLA ve len tecide li sunnetillahi TAHVİLA***

( Yerde kibirlenme ve kötülük tuzağıdır. Kötülük tuzağı sahibinin haricindekinin başına geçmez. Ancak evvelkilerin adetlerini mi gözetiyorlar? Allah' ın adetinde DEĞİŞİM bulamazsın. Allah' ın adetinde DÖNÜŞÜM, başkalaşım bulamazsın. )

*** "Tahvil" ( Dönüşüm ) kelimesi "Havl" ( Dönüşmek ) kökündendir.

Allahu Teala, nizamdaki değişikliğin / bozulmanın ancak ve ancak insanın, kendisine bahşedilen nimetleri ve nimet sistemini değiştirmeye, bozmaya kalkışması sonucunda tezahür edebileceğini Enfal suresinin 53. ayetinde bildirmektedir.

8/53 Zalike bi ennellahe lem yeku MUĞAYYİRAN**** ni'meten en'ameha ala kavmin hatta YUĞAYYİRU**** ma bi enfusihim ve ennellahe semiun alim

( Bu, Allah' ın kesinlikle bir kavime verdiği nimeti, onlar nefislerindekini DEĞİŞTİRMEDİKÇE DEĞİŞTİREN olmamasından dolayıdır. Kesinlikle Allah duyandır, bilendir. )

**** "Muğayyiran" ( Değiştiren ) ve "Yuğayyiru" ( Değiştirirler ) kelimeleri "Gayr" ( Değiştirmek ) kökündendir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder