10 Eylül 2021 Cuma

Dijitalizm ve Etik meselesi

Sosyal iletişimde sıkça duyulan "Ethic" ( Etik ) kelimesi Yunanca'daki "Eth / Ethos" ( Âdet, Gelenek ) kökünden türemiş olan ve "Ahlâki" anlamında kullanılan bir kelimedir. "Ahlâk" kelimesi ise Arapça'daki "Halk" ( Yaratmak ) kelimesinin edilgen hali olan "Hulk" ( Yaratılmış olma, Yaratılış özellikleri, Doğuştan veya sonradan kazanılan ruhî ve zihnî hâller ) kelimesinin çoğul hali olup kaynaklarda "Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları" olarak tanımlanmaktadır. 

Dijital teknolojide ve dijital teknoloji ile entegre olmuş mikrobiyoloji ve genetik biliminde gözlemlenen gelişmeler insanlığı "Etik" kavramı üzerinde düşünmeye ve derin bir değerlendirme yapmaya yönlendirmektedir. Zira insanlık kendi geleceğini ve yaşam koşullarını bu temel kavram üzerinden belirleyecektir. Yani insan "Rab'bin ilahi sisteme mi bağlı kalacaktır? Yoksa şeytanların tuzağı olan dijital sisteme mi bağlanacaktır?" Soru budur.


"Dijitalizm" kavramı adeta yeni bir küresel rejim olarak tanımlanmaya ve telkin edilmeye çalışılmaktadır. Oysa ki teknolojinin amacı sağlık, eğitim, üretim, sanat gibi alanlarda insanlara kolaylıklar ve çözümler sunmaktır. Teknoloji, Allah'ın bahşettiği ilim vasıtasıyla insanın geliştirdiği ve kendi faydası için kullanması gereken bir olgudur. Ancak bugün Yeni Dünya Düzeni idealinin sözcüleri niteliğinde olan bazı şahısların muhtelif ortamlarda yaptıkları konuşmalara bakıldığında teknolojinin çok farklı ve amacından sapmış bir şekilde kullanılmak istendiği ve bunun da açık açık ilân edildiği görülmektedir. Esasen bu tarz iletişimler vasıtasıyla - Great Reset ( Büyük Sıfırlama ) kapsamında - etik ( ahlâki ) kodların / anlayışın, değer yargılarının, yaşam dinamiklerinin, inanç sisteminin ve sosyokültürel kuralların da önce sıfırlanacağı sonra da değiştirilip yeniden düzenleneceği mesajı da verilmektedir.

Oysa insana esasen yüksek etik ( ahlâki ) kodların bahşedildiği de Kalem suresinin 4. ayetinde zikredilir. Şeytanlar bu ahlâki kodları sıfırlamak istemektedirler.

68/4 Ve inneke le ala HULUKİN AZİM

( Ve kesinlikle sen BÜYÜK AHLÂK üzerindesin. )

Bu bağlamda küresel ve yerel bazda olmak üzere bazı şahıslar tarafından yapılmış konuşmaların kritik bölümleri şöyledir. 

Yahudi bir yazarın 2018 yılında Davos'ta yapılan Dünya Ekonomik Forumu toplantısındaki konuşmasından;

- "Veriye sahip olan gezegenin yöneticileri insanlığı ve yaşamı kontrol edecek." *

* "Kişisel Verileri Koruma Kanunu" kavramı ve insanın özgürlük hakkı doğrudan sıfırlanmaktadır. 

- "Birkaç elin hükmündeki veriyle insanlık sınıflara değil türlere ayrılacak."

- "Biyometrik veriler ( beden içindeki ve beyindeki veriler ) ile insanları hackleyeceğiz."**

** "Hacklemek", bilgi sistemlerinde hukuken suç teşkil eder ve cezası vardır. Ancak ilgili şahıs bilgisayardan da değil insandan, insanın hacklenmesinden bahsetmekte ve söylemi suç potansiyeli içermektedir.

- "Bu tanrının akıllı tasarımı değil bizim akıllı tasarımımızdır." ***

*** Açıkça şirk söyleminde bulunmaktadır.

Ve eğitim ile ilgili yetkili pozisyonda bulunmuş yerel bir şahıs da 2018 yılında, yukarıdaki konuşma paralelinde öğrencilere hitaben şu cümleleri kurmuştur.

- "Yani yirmi sene sonra hepinizin vücutlarında chiplerin olacağı, herkesin düşüncesinin uzaydan okunacağı bir çağa doğru gidiyoruz. Bizim bu konularda muhakkak mesafe almamız şart."

Teknoloji şirketleri sahibi bir şahıs da şu sözleri sarfetmiştir.

- "Eğer onları ( yapay zekâlı robotlar ) yenemiyorsan onlara katıl." ****

**** Teknoloji, insan tarafından yine insanın faydasına olmak üzere, Allah'ın bahşettiği ilim vasıtası ile geliştirilen bir olgudur. İnsanın "teknolojiyi yenmek" gibi saçma bir hedefi olamaz. Bu söylem de son derece manipülatif ve kötü amaçlıdır.

- "Yapay zekâ kendisinden asla kaçamayacağımız ölümsüz bir dijital diktatör yaratabilir."

Yukarıdaki söylemler tamamen mahremiyet konusu olup, uygulama ise tam bir zulüm ve zorbalıktan ibarettir. Ancak dikkat edileceği üzere, her zaman olduğu gibi alınan talimata istinaden çok tekrar metodu ile önceden telkin ve alıştırma taktiği izlenmektedir. Amaç zamanı geldiğinde bu zihinsel programlanma ve şartlanma doğrultusunda insanların kendi rızalarıyla sisteme teslim olmaları ( chiplenme vb. ) sağlanmasıdır.

Bir başka deyişle, içeriğini kişisel haklara, özgürlüğe, bedene ve zihine tecavüz, tahakküm ve zulüm unsurlarının oluşturduğu yukarıdaki söylemler yenilik ve gelişim olarak telkin edilmektedir. Bu bağlamda mevcut etik ( ahlâk ), hukuk ve inanç kavramlarının sorgulanmadan ve tartışmaya dahi açılmadan doğrudan hiçe sayıldığı ve geçersiz kılınmaya çalışıldığı görülmektedir. Yani "Dijitalizm"in tüm bu değerleri yok sayacak bir yeni düzen rejimi olduğu mesajı verilmektedir.

Oysa Kur'an ayetlerinde Allah'ın varlıklar için tayin ettiği etik ( ahlâki ) kodların ( bu kavram kitapta "Sünnet" ( Âdet ) olarak geçer ) asla değiştirilemeyeceği "Len tecide li sunnetillahi tebdila ve len tecide li sunnetillahi tahvila" ( Allah' ın adetinde değişim bulamazsın. Allah' ın adetinde dönüşüm, başkalaşım bulamazsın. ) cümlesiyle vurgulanır. ( 35/43, 48/23 )

Dolayısıyla gelişen teknolojinin dijital diktatörlüğe vasıta olmaması için insanların her yenilik diye önlerine sürüleni kabullenmemesi, sorgulaması ve uygulamanın teknik ve etik açıdan amacını aşma potansiyeline göre imkânları nispetinde tepkilerini göstermelerinde, yapabileceklerini hep birlikte ortaya koymalarında fayda bulunmaktadır. Hele tüm projelerin odak noktasında çocukların yani yeni nesillerin olduğu düşünüldüğünde durum çok daha büyük önem arzetmektedir. Zira ebeveynlerin birincil vazifesi topluma karakterini, niteliğini kazandıran kültürel ve etik ( ahlâki ) değerleri çocuklarına aktarmalarıdır. Öte yandan daha birkaç sene öncesine kadar "komplo teorisi" addedilen ve "alaya alınan" birçok konunun tek tek, aşama aşama ve artan bir hızla gerçekleştiği de unutulmamalıdır.

45/23 Fe raeyte men ittehaze ilahehu hevahu ve edallehullahu ala ilmin ve hateme ala sem'ihi ve kalbihi ve ceale ala besarihi ğişaveh fe men yehdihi min ba'dillah e fe la tezekkerun

( Hevesini ilahı edinen kimseyi görmez misin? Allah onu ilim üzerine saptırır. Kulağının ve kalbinin üzerine mühür basar. Gözünün üzerine perde oluşturur. Artık Allah’tan sonra onu kim yönlendirebilir? O halde hatırlamaz mısınız? )



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder