12 Eylül 2021 Pazar

"Korkuvirüs ( KORKU11 )" pandemisi ve Cytokine Fırtınası

"Korku" frekansının, varlıkların maddi ve manevi ( zihinsel ve fiziksel ) yapıları üzerinde hasarlayıcı tesiri olduğu ve şeytanlar tarafından tahakküm ve köleleştirme amaçlı kullanılan yegane faktör olduğuna evvelki bölümlerde defaatle değinilmiştir.

Bir kitlenin aleyhine yönelik olarak planlanmış olan ancak o kitlenin asla kabul etmeyeceği uygulamaların gerçekleştirilebilmesi için kullanılagelen şeytani metod olan "Problem - Reaksiyon - Çözüm" üçlemesi pandemi sürecinde de  gözlemlenmiştir. Anılan taktik üçlemesinin özünde "korku" yayma stratejisi bulunmaktadır. Önce bir problem oluşturularak topluma korku salınır ( Bu korku genelde ölüm korkusudur. ), daha sonra korkan halk tepki gösterip yardım ister ve problemi yaratanlar sanki çözüm bulmuş gibi evvelce planladıkları ve her detayını hazırladıkları uygulamayı gerçekleştirirler.

"Cytokine", immün sistemin ( bağışıklık sisteminin ) hücrelerini düzenleyen küçük düzenleyici proteinlerin her birine verilen isimdir.

"Cytokine Fırtınası" olarak anılan fenomen ise korku duygusu* oluşumu vasıtası ile vücuttaki cytokine miktarının ve dolayısıyla immün hücresi ( bağışıklık hücresi ) miktarının aşırı artmasına verilen isimdir. Cytokine Fırtınası sonucunda miktarsal olarak normal seviyelerinin çok üzerine çıkan bağışıklık hücreleri bu sefer iyileştirmek yerine belirli bir organın veya tüm vücudun hasar görmesine yani hastalanmasına sebebiyet verirler. 

( *  Korku duygusu stres ve depresyonun da kaynağıdır. )

              Cytokine Fırtınası ilüstrasyonu

Artık birçok kişinin farkettiği üzere Coronavirus pandemi sürecinin başından bugüne kadar gerek tıbbi, gerek siyasi merciler ve bunların sesi niteliğinde olan medya tarafından hem yerel hem küresel bazda topluma yönelik yapılan iletişimin özünü "korku" teması oluşturmaktadır. Her gün ölüm tablosunun yayımlandığı ve "Tabloya iyi bakın!" denildiği bu tuhaf süreç içinde sürekli olarak durumun kötü olduğu, daha da kötüye gideceği, vakaların ve ölümlerin arttığı ve daha da artacağı, daha hiçbir şey yaşanmadığı, virüsün sürekli mutasyon geçirerek daha da öldürücü olacağı, yeni virüslerin ortaya çıkacağı, pandeminin aşı ile de bitmeyeceği, pandeminin ve dolayısıyla pandemiye bağlı özgürlük kısıtlama uygulamalarının çok uzun süreceği, öldürücü virüslerin artık yaşamın bir parçası haline geldiği, virüsler ile yaşamak zorunda kalınacağı vb. gibi söylemler hep "korku" kelimesi eşliğinde sarfedilmiş, hiç aralıksız devam ettirilmiş ve ettirilmektedir. Aşağıda bir haber sitesinin bugünkü ( 12.09.2021 ) manşeti yer almaktadır. Sözde Dünya sağlığı ile ilgili kurum olan DSÖ insanlara umut ve moral vermek yerine "korku" pompalamaya devam ediyor.

Oysa ki hastalık süreçlerindeki en önemli husus hastanın psikolojik ( ruhsal ) durumunun daima pozitif olmasının ve frekansının yüksek tutulmasının sağlanmasıdır. Sadece iyi ve güzel kelime telkini ile yani moral düzeltici kelime iletişimi vasıtası ile bile hastalığı atlatan insanların varlığı bir gerçektir. Ancak en başta DSÖ ve onun dünya sathındaki sesi niteliğine bürünmüş olan ülkelerdeki tıbbi ve siyasi merciler tam aksi yönde iletişim yapmışlar ve yapmaktadırlar. Örneğin ülkeler genelinde her gün "ölüm tablosu" yayımlanması ve bir de "Her gün bu tabloya bakın." söyleminde bulunulması, sürdürülmekte olan korku stratejsini açıkça ortaya koymaktadır. ( Tablolardaki sayıların "verisel sağlığı" ise evvelce detaylı olarak analiz edildiği üzere sorgulanabilir niteliktedir. )

Aşağıda afişi yer alan ve 2011 yılında vizyona giren Contagion ( Salgın ) isimli film maruz kalınan Coronavirus pandemisinin kriptosu niteliğindedir. Filmin afişinde yazan "Hiçbir şey korku kadar hızlı yayılmaz." sloganı zaten tüm gerçeği ortaya koyar niteliktedir. Ayrıca filmin gösterime giriş yılı da özellikle 11 sayısını içerecek şekilde planlanmış görünmektedir. ( Coronavirus pandemisinin bir başka 11 ve 9/11 ritüeli olduğu ve süreçteki birçok gelişmeye ilişkin detayın hep 11 sayısı ile uyumlu tezahür ettiği "Coronavirus, Aşı, 11 ve 666" ve "Coronavirus ve 11 ritüeli" başlıklı bölümlerde irdelenmiştir. )


Kur'an ayetlerinde inananlara yönelik en önemli uyarının "La tehaf" ( Korkmayın ) ve "La havfun aleyhim / aleykum" ( Üzerlerine / Üzerinize korku yoktur. ) cümleleri olduğu ve sadece Allah'tan korkulması* gerektiğinin vurgulandığı görülmektedir. ( * "Allah korkusu" ifadesi esasen derin bir içeriğe sahip olup, iyilik, doğruluk, güzellik yolunda yapılmayan faaliyetlerin uhrevi sonuçlarından yani Allahu Teala'ya karşı mahcup olmaktan ve buna göre karşılıklandırılmaktan korkulmasını tanımlamaktadır. ) 

"La tehaf" ifadesinin yer aldığı ilk ayet Al'i İmran suresinin 175. ayetidir. "Tehaf" kelimesinin ayetteki 11. kelime olması da yukarıda anılan 11 nümerolojili şeytani ritüellere işaret eder gibidir.

3/175 İnne (1) ma (2) zalikum (3) eş (4) şeytanu (5) YUHAVVİFU (6) evliyae (7) hu (8) fe (9) LA (10) TEHAFU (11) hum ve HAFUNİ in kuntum mu'minin

( Kesinlikle bu size şeytandır. Dostlarını KORKUTUR. O halde, eğer inananlar iseniz, onlardan KORKMAYIN da benden KORKUN. )

"La havfun aleyhim" ifadesinin yer aldığı ilk ayet ise Bakara suresinin 38. ayetidir. ( 3+8 = 11 )

2/38 Kulnehbitu minha cemia fe imma ye'tiyennekum minni huden fe men tebia hudaye fe LA HAVFUN ALEYKUMla havfun aleyhim ve la hum yahzenun

( "Oradan topluca inin. Eğer benden size kesinlikle yönlendirme gelirse, artık kimler yönlendirmeme tabi olurlarsa, artık onların üzerine korku yoktur. Onlar hüzünlenmezler." dedik. )

Ayrıca Bkz.

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/03/coronavirus-salgn-m-korkuvirus-salgn-m.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2021/06/coronavirus-as-ve-11.html

https://kuranilmi.blogspot.com/2020/05/coronavirus-ve-11-ritueli.html

1 yorum: