10 Mayıs 2019 Cuma

Gökler ve Yer ... İdrakli Varlıklar

Evvelki bölümlerde de değinildiği üzere, yaratılışta 3 ana kavram bulunmaktadır.

1- KELİME : Allahü Teala'nın vahdet makamından ( Ünite ) iletilen asli tesirlerinin tezahürü olup, hem Ruh, hem de Maddeye tesir etmekte ve onların var olmasını sağlamaktadır. )

2- RUH : Kainat aleminden ayrı olan Ruh aleminde bulunan ve tekamül etmek amacıyla kainattaki maddelere bağlanmak ve akabinde onları tesir altına almak suretiyle sınava tabi tutulan olgudur. )

3- MADDE : Kainat olarak adlandırılan madde aleminde farklı frekanslara haiz olmak üzere Kaba, Yarı Süptil ve Süptil olarak kategorize edilen ve Ruhlar için tekamül vasıtası olan olgudur. )

Kainat olarak adlandırılan madde aleminde, doğrudan Asli Tesirler ile veya Ruhtan gelen tesirler ile tezahür eden ( titreşerek yaşayan ) olguya ise "Varlık" adı verilmektedir. Varlıklar da 3 kategoriye ayrılmaktadırlar. 

1- DÜŞÜK İDRAKLİ VARLIK : Sadece Allahü Teala'nın vahdet makamından ( Ünite ) iletilen asli tesirler ile yani otomatizma ( İçgüdü ) ile titreşen, yaşayan varlık. Bu varlıklarda "neden-sonuç" ilişkisi algısının en primitif safhası tezahür etmektedir. Ruhlar bu kategorideki varlıklara bağlanmakta ancak pasif bir konumda kalmak suretiyle madde realitesinin ilk bilgilerini almaktadırlar. ( Örnek : Maddenin özü olan atomdan başlamak üzere bitki ve hayvanlara kadarki silsile )

2- YARI İDRAKLİ VARLIK : Asli Tesirlerle birlikte Ruhtan gelen tesirlerle de titreşen, yaşayan varlık. Bu varlıklarda "neden-sonuç" ilişkisi algısının gelişmiş safhası tezahür etmektedir. ( Örnek : Yıldızlar, Gezegenler, İnsan, Cin ) ( İnsanın anatomik yapısı, iç organları asli tesirler ile devinmekte iken, tutum, düşünce, davranış ve dışsal hareket unsurları ise ruhtan gelen tesirler ile tezahür etmektedir. )

3- TAM İDRAKLİ VARLIK : Asli Tesirlerle birlikte, ağırlıklı olarak Ruhtan gelen tesirlerle titreşen, yaşayan varlık. Örnek : Kaba madde alemi olan dünyadan ayrılarak "insan" safhasını geride bırakmış olan ve ilahi nizam tarafından üst planlarda ( süptil alemler, boyutlar ) görevlendirimiş süptil yapıya haiz Vazifeli Varlık ( Melek ). 

Kur'an'ın aşağıdaki surelerinde, "Yarı İdrakli Varlık" misalleri, net tasvirlerle bildirilmiştir.

44/29 - Fe ma BEKET aleyhimüs SEMAÜ vel ERDU ve ma kanu münzarin ( GÖK ve YER onlar üzerine AĞLAMADI. Gözetilenler, bakılanlar da olmadılar. )

44/29 kodlu ayette, "Göğün ve Yerin ağlaması" kavramı yer almaktadır. "Ağlamak" eylemi ruh kaynaklı ve algıya bağlı olarak oluşan duygu neticesinde ortaya çıkan fiziksel bir fenomendir. Açıkça görülmektedir ki bu ayette, göğün ve yerin de yaşayan ve ruh tesirinde olan yarı idrakli varlıklar oldukları bildirilmektedir.

33/72 - İnna ARADNEL EMANETE emanete ales SEMAVATİ vel ERDI vel CİBALİ fe EBEYNE EN YAHMİLNEHA VE EŞFAKNE minha ve HAMELEHEL İNSAN innehu kane zalumen cehula ( Kesinlikle GÖKLERE, YERE ve DAĞLARA EMANETİ BİZ GÖSTERDİK de onu YÜKLENİP TAŞIMAYA YANAŞMADILAR, DİRETTİLER, ÇEKİNDİLER VE ONDAN KORKTULAR. ONU İNSAN YÜKLENDİ. Kesinlikle o zalimdir cahildir. )

33/72 kodlu ayette "Göklerin, Yerin ve dağların "Görmelerinden", "Diretmelerinden" ve "Korkmalarından" bahsedilmektedir. Ayette algıya bağlı olarak oluşan duygunun neticeleri sıralanmaktadır.

11/44 - Ve kıle ya ERD UBLEIY MAEKİ ve ya SEMAÜ AKLİIY ve ğıdal maü ve kudıyel emru vestevet alel cudiyyi ve kıle bu'den lil kavmiz zalimın ( Ve "Ey YER SUYUNU YUT ve ey GÖK ONU YE." denildi. Su çekildi. İş yapıldı. Cudi'nin üzerine seviyelendi. "Zalimler kavmi uzak olsun." denildi. )

Nuh tufanı bahsi kapsamında olan 11/44 kodlu ayette de tufan sonrasında suların çekilmesi vakası, Yerin ve Göğün yarı idrakli varlıklar oldukları vurgulanmak suretiyle aktarılmaktadır. Zira "Yutmak" ve "Yemek" insanlara ve hayvanlara ait fiziksel ve organik bir eylemdir.

40/57 - Le halkus semavati vel erdı ekberu min halkın nasi ve lakinne ekserannasi la ya'lemun ( Göklerin ve yerin yaratılışı insanın yaratılışından daha büyüktür. Lakin insanların çoğunluğu bilmezler. )

40/57 kodlu ayette ise "Göklerin ve yaratılışının insanın yaratılışından daha kapsamlı ve kompleks" olduğu mesajı verilmektedir. Bu bilgi de göğün ve yerin ruh tesiri altında olmak üzere insan gibi Yarı İdrakli Varlık olduğunu göstermektedir.

41/11 - Sümmesteva iles SEMAİ ve hiye dühanün fe kale leha ve lil ERDI'TİYA TAV'AN EV KERHA KALETE ETEYNA TAİIN ( Sonra GÖĞE seviyelendi. O dumansıydı. ONA VE YERE "İSTEYEREK VEYA ZORLANIP İSTEMEYEREK İTAAT EDİP GELİN." dedi. "İSTEYEREK GELDİK." dediler. )

41/11 kodlu ayette Gök ve Yerin idrakli varlıklar oldukları, Allahü Teala'nın çağrısını iradeleriyle kabul ettikleri bildirilmektedir.

İncil'de yer alan ve Mesih İsa'nın, doğa olaylarına vesile olan Düşük İdrakli Varlıklara müdahale etmesinden ve onları yönlendirmesinden behsedilen ayette, Düşük İdrakli Varlıklara ( Ayette Rüzgar ve Göl örneği ) yönlendirme sağlayan Tam İdrakli Varlık / Vazifeli Varlık ( Mesih İsa ) örneği verilmektedir.

40 Matta 8-26 İSA, "Neden korkuyorsunuz, ey kıt imanlılar?" dedi. Sonra kalkıp RÜZGARI VE GÖLÜ AZARLADI. Ortalık sütliman oldu.

40 Matta 8-27 Hepsi hayret içinde kaldı. "Bu nasıl bir adam ki, RÜZGAR DA GÖL DE O'NUN SÖZÜNÜ DİNLİYOR?" dediler.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder