30 Aralık 2019 Pazartesi

Azabı ve kötülüğü acele isteyenler

Küresel satanistler inançsızlıkları ve inkarları nedeniyle akıllarınca Allahü Teala'yı sınamak ( haşa ) üzere döngü sonunun gelmesi hususunda cahilce ve gafilce bir meydan okuma içerisindedirler.  Bu nedenle dünyadaki varlıkları helak etmek amacıyla yoğun bir dejenerasyon ( sousuzlaşma ) gayreti içindedirler. Bu durum Bakara suresinin 205. ayetinde bildirilmektedir.

2/205 - Ve iza tevella sea fil erdı li yüfside fıha ve yühlikel harse ven nesl vallahü la yühıbbül fesada
( Ve yüz çevirip başa geçtiğinde, yerde bozgun yapmak, ekini ve nesli helak etmek için çabalar. Allah bozgunu sevmez. )

İblis'in ve cin ve insan şeytanlarının buyruğuna girmiş olan inkarcı müşriklerin mücadelesi insan ileymiş gibi görünse de esas mücadeleleri Allahü Teala ve O'nun vazifelileri ( insanın tekamül etmiş hali olan melekler ) iledir. Neml ve Sad surelerinin aşağıdaki ayetlerinde İblis'in ve ona tabi olan sapık şeytanların bu meydan okumalarından bahsedilmektedir.

38/75 - Kale ya iblısü ma meneake en tescüde li ma halaktü bi yedeyy estekberte em künte minel alın
( "Ey İblis, seni kuvvetimle yarattığım için yere kapanmaktan ne men etti? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa ululananlardan mı oldun?" dedi. )

27/31 - En la ta'lu aleyye ve'tunı müslimın
( Bana ululanmayın ve bana teslim olanlar olarak gelin. )

İnkarcı müşriklerin adeta meydan okurcasına "Azabı acele istemeleri" hususu Kur'an'da 19 ayette yer almaktadır.

6/57 - Kul innı ala beyyinetin min rabbi ve kezzebtüm bih ma ındı ma testa'cilune bih inil hukmü illa lillah yekussul hakka ve hüve hayrul fasılın
( De ki: "Kesinlikle ben Rab’bimden apaçık delil üzerindeyim ve siz onu yalanladınız. O acele istediğiniz benim indimde değil. Kesinlikle hüküm Allah' ındır. Gerçeği anlatır. O ayrıntılandıranların en hayırlısıdır." )

6/58 - Kul lev enne ındı ma testa'cilune bihı le kudiyel emru beynı ve beyneküm vallahü a'lemü biz zalimın
( De ki: "Şayet sizin o acele istediğiniz kesinlikle indimde olsaydı, benimle sizin aranızdaki iş bitirilmiş olurdu. Allah zalimleri bilir."  )

10/50 - Kul e raeytüm in etaküm azabühu beyaten ev neharan maza yesta'cilü minhül mücrimun
( De ki: "Gördünüz mü düşündünüz mü, eğer O’nun azabı size geceleyin veya gündüz gelecek olsa suçlular onlardan hangisini acele isterler?" )

10/51 - E sümme iza ma vekaa amentüm bih al ane ve kad küntüm bihı testa'cilun
( Onun vaki olmasının sonrasında mı ona inanacaksınız yoksa şimdi mi? Ve onu acele isterdiniz. )

13/6 - Ve yesta'ciluneke bis seyyieti kablel haseneti ve kad halet min kablihimül mesülat ve inne rabbeke lezu mağfiratin lin nasi ala zulmihim ve inne rabbeke le şedıdül ıkab
( Ve senden iyilikten önce kötülüğü getirmeni acele istiyorlar. Onlardan önce de misaller geldi geçti. Kesinlikle Rab’bin insanlar için zulümleri üzerine af sahibidir. Kesinlikle Rab’binin azabı şiddetli olandır. )

21/37 - Hulikal insanü min acel se ürıküm ayatı fe la testa'cilun
( İnsan aceleden yaratılmıştır. Ayetlerimi size göstereceğim. O halde acele istemeyin. )

22/47 - Ve yesta'ciluneke bil azabi ve len yuhlifellahü va'deh ve inne yevmen ınde rabbike ke elfi senetin min ma teuddun
( Ve azabı senden acele isterler. Allah vaadine ihtilaf etmez. Kesinlikle Rab’binin indinde bir gün, o sizin saydıklarınızdan bin sene gibidir. )

26/204 - E fe bi azabina yesta'cilu
( Artık azabımızı acele mi isterler? )

27/46 - Kale ya kavmi lime testa'cilune bis seyyieti kablel haseneh lev la testağfirunellahe lealleküm türhamun
( "Ey kavmim, neden güzelliklerden önce kötülükleri acele oluşturmak istiyorsunuz. Allah’tan af istemeniz gerekmez miydi? Umulur ki merhamet edilirsiniz." dedi. )

29/54 - Yesta'ciluneke bil azab ve inne cehenneme le mühıytatüm bil kafirun ( Azabı senden acele isterler. Kesinlikle cehennem inkarcıları kuşatacaktır. )

29/53 - Ve yesta'ciluneke bil azab ve lev la ecelün müsemmen le caehümül azab ve le ye'tiyennehüm bağteten ve hüm la yeş'urun ( Ve azabı senden acele isterler. İsimlendirilmiş belirli vade olmasaydı, onlara azap gelirdi. Ansızın azap kesinlikle onlara gelir de onlar farketmezler. )

22/47 - Ve yesta'ciluneke bil azabi ve len yuhlifellahü va'deh ve inne yevmen ınde rabbike ke elfi senetin min ma teuddun
( Ve azabı senden acele isterler. Allah vaadine ihtilaf etmez. Kesinlikle Rab’binin indinde bir gün, o sizin saydıklarınızdan bin sene gibidir. )

29/29 - E inneküm le ta'tuner ricale ve taktaunes sebıle ve te'tune fı nadıkümül münker fe ma kane cevabe kavmihı illa en kalu'tina bi azabillahi in künte mines sadikın 
( Kesinlikle siz erkeklere mi yeteceksiniz? Ve yol mu keseceksiniz? Ve toplantılarınızda inkarı, kötüyü mü getireceksiniz? Böylece, kavminin cevabı Eğer doğrulardan isen, bize Allah' ın azabını getir." demelerinin haricindeki olmadı. )

29/53 - Ve yesta'ciluneke bil azab ve lev la ecelün müsemmen le caehümül azab ve le ye'tiyennehüm bağteten ve hüm la yeş'urun
( Ve azabı senden acele isterler. İsimlendirilmiş belirli vade olmasaydı, onlara azap gelirdi. Ansızın azap kesinlikle onlara gelir de onlar farketmezler. )

29/54 - Yesta'ciluneke bil azab ve inne cehenneme le mühıytatüm bil kafirun
( Azabı senden acele isterler. Kesinlikle cehennem inkarcıları kuşatacaktır. )

37/176 - E fe bi azabina yesta'cilun
( Artık azabımızı acele mi isterler? )

42/18 - Yesta'cilü bihellezine la yü'minune biha vellezine amenu müşfikune minha ve ya'lemune ennehel hakk e la innellezine yümarune fis saati lefı dalalin beıyd
( Ona inanmayanlar onu acele isterler. O inananlar O’ndan korkanlardır. Onun kesinlikle gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki o saat hakkında tartışanlar, kesinlikle uzak, derin sapıklık içindedirler. )

46/24 - Fe lemma raevhü aridan müstakbile evdiyetihim kalu haza aridun müntıruna bel hüve mesta'celtüm bih rıhun fıha azabün elım
( Böylece, geleceği yönü onların vadileri olan onu, bulut olarak gördüklerinde, "Bu bize yağmur yağdıran buluttur." dediler. Bilakis o, o acele istediğinizdir. İçinde elim azap olan rüzgardır. )

51/14 - Zuku fitneteküm hazellezi küntüm bihi testa'cilun
( Fitnenizi, sınavınızı tadın. İşte o, o acele istemiş olduğunuzdur. )

Dünyayı helak etmek üzere acele bir dejenerasyon gayreti içinde olan şeytanlar ilahi azabın acele gelmesini istemektedirler. Bir başka deyişle akıllarınca Allahü Teala'yı döngü sonuna zorlamaktadırlar. ( Haşa ). Oysa yaratılıştaki herşey ilahi nizam olarak adlandırılan belirli bir kadere ve plana göre vuku bulmakta ve var olabilmektedir. Hiçbir şey Allahü Teala'nın izni dışında gerçekleşemez. Varlıklar iyilik gayreti içinde de olsalar, kötülük gayreti içinde de olsalar düşünce, tutum, davranış ve eylemleriyle Allahü Teala'nın onlar için belirlediği kaderlerine ilerlemekten öteye gidemezler. Kötülük tuzakları kuranların durumu da şu ayetlerde bildirilmektedir.

4/76 - Ellezine amenu yükatilune fı sebılillah vellezine keferu yükatilune fı sebılit tağuti fe katilu evliyaeş şeytan inne keydeş şeytani kane daıyfa
( O inananlar Allah yolunda savaşırlar ve o inkar edenler azgının yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarıyla savaşın. Şeytanın tuzağı kesinlikle zayıftır. )

10/21 - Ve iza ezaknen nase rahmeten min ba'di darrae messethüm iza lehüm mekrun fı ayatina kulillahü esrau mekra inne rusülena yektübune ma temkürun
( Ve insanlara, onlara dokunan darlıktan sonra rahmet tattırdığımızda, o zaman onlar ayetlerimiz hakkında tuzak kurarlar. De ki: "Allah’ ın tuzağı kesinlikle daha hızlıdır." Kesinlikle resullerimiz o tuzak kurmalarınızı yazarlar. )

12/52 - Zalike li ya'leme ennı lem ehunhü bil ğaybi ve ennellahe la yehdı keydel hainın
( Bu, onun gıyabında ona kesinlikle ihanet etmediğimi bilmesi içindir. Kesinlikle Allah hainlerin tuzağını yönlendirmez. )

35/43 - İstikbaran fil erdı ve mekras seyyi' ve la yehıykul mekrus seyyiü illa bi ehlih fe hel yenzurune illa sünnetel evvelın fe len tecide li sünnetillahi tebdıla ve len tecide li sünnetillahi tahvıla
( Yerde kibirlenme ve kötülük tuzağıdır. Kötülük tuzağı sahibinin haricindekinin başına geçmez. Ancak evvelkilerin adetlerini mi gözetiyorlar? Allah' ın adetinde değişim bulamazsın. Allah' ın adetinde dönüşüm, başkalaşım bulamazsın. )

Ancak her türlü tuzağı da kursalar inkarcı suçluların sonları helakin haricindeki olmamaktadır. Zira onların kurdukları tuzaklar inananlara fayda sağlayan unsurlara dönüşürken, kendileri için ise helak vesilesi olmaktadır. Böylelikle "Tuzaklar ancak sahibinin başına geçer." ayeti de gerçekleşmiş olmaktadır. Neml suresinin aşağıdaki ayetleri bu hususa dikkat çekmektedir.

27/69 - Kul sıru fil erdı fenzuru keyfe kane akıbetül mücrimın
( De ki: "Yerde gezin de suçluların sonu nasıl oldu bakın?" )

27/70 - Ve la tahzen aleyhim ve la tekün fı daykın min ma yemkürun
( Ve onlar üzerine hüzünlenme. O hile yapıp tuzak kurmalarından sıkıntı içinde olma. )









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder