23 Aralık 2019 Pazartesi

Geniş yerde daralmaya maruz kalanlar

Küresel şeytanların kontrol ve tahakküm planları kapsamında olan önemli hususlardan biri de insanların "şehir merkezi" adı verilen belirli konsantrasyon bölgelerinde ( Human Concentration Zones ) toplanmalarının sağlanmasıdır. Şehirleşme ve modernleşme olarak telkin edilen ve günümüzde konut ve ticaret amaçlı yüksek binaların, AVM'lerin inşası, yaygınlaşan raylı ulaşım altyapısı, gözetleme amacıyla her yere tesis edilen kamera  şebekeleriyle kendini gösteren bu sistem, esas itibarıyla insanların geniş alanlara yayılmalarını engellemeyi, toprak üzerindeki tasarruflarını ortadan kaldırmayı  ve onları 7/24 gözetlenebilecekleri ve kontrol altında tutulabilecekleri ortamlara yığmayı hedeflemektedir.

Bugün şehir insanının en büyük sorunu katlanılamaz hale gelen trafik, güneşin doğuşunu ve batışını görmeyi hatta gökyüzünü dahi görmeyi engelleyen yüksek binalar, kaybolan doğal alanlar ve her türlü ihtiyacın giderilmesi için kalabalık içinde bitmek bilmeyen o sıra ve yer kapma mücadelesidir. Dayatılan bu yaşam formatı ve ortamı insanları strese, depresyona sürüklemektedir. Günümüzde şehir insanlarının en çok sarfettiği söylemler "Daraldım", "Bunaldım", "Sıkıldım", "Bıktım" söylemleridir.

Tevbe suresinin 25. ve 118. ayetlerinde, Allah'ın yüceliğinin idrak edilebilmesi için şeytanların baskısı vasıtasıyla vesile kılınan zorluk sınavındaki "Geniş yerdeyken daralmaya maruz kalma" misali bildirilmektedir. 9/118 kodlu ayette fiziki olduğu gibi insanın deneyimlediği ruhsal daralmadan da bahsedilmekte olup, şeytanlardan gelen her türlü darlığın tevbe ederek Allah'a sığınılması, O'nun yüce isminin zikredilmesi, akılla, ilimle ve sabırla mücadele edilmesi suretiyle aşılabileceği de vurgulanmaktadır.

9/25 - Lekad nasarakümüllahü fı mevatıne kesıratin ve yevme hıneynin iz a'cebetküm kesratüküm fe lem tuğni anküm şey'en ve DAKAT ALEYKÜMÜL ERDU BİMA RAHUBET sümme velleytüm müdbirın ( Allah size birçok yerde yardım etti. Huneyn gününde, o zaman kendi çokluğunuz sizi şaşırtmıştı da size hiçbir şeye fayda vermemişti. YER O GENİŞLİĞİNE RAĞMEN SİZE DAR GELMİŞTİ. Sonra arkasına dönenler olarak yüz çevirmiştiniz. )

9/118 - Ve ales selasetillezıne hulifu hatta iza DAKAT ALEYHİMÜL ERDU BİMA RAHUBET VE DAKAT ALEYHİM ENFÜSEHÜM VE ZANNU EN LA MELCEE MİN ALLAHİ illa ileyh sümme tabe aleyhim li yetubu innellahe hüvet tevvabür rahım ( Ve o geride kalan üç kişi üzerine yemin etti. Nihayet o zaman YER, O GENİŞLİĞİNE RAĞMEN ONLARIN ÜZERİNE DARALIP İNCELDİ. NEFİSLERİ DE ONLARIN ÜZERİNE DARALIP İNCELDİ. ALLAH'TAN, O’NUN HARİCİNDE SIĞINILACAK YER OLMADIĞINI KAVRADILAR. Sonra tevbeyi kabul etmek için üzerlerine tevbe eyledi. Kesinlikle Allah, O tevbeyi kabul edendir merhametlidir. )

Allahü Teala'nın sınav olmak üzere, rızkı genişletip daralttığı da ayetlerde defaatle bildirilmektedir.

39/49 - Fe iza messel insane DURRUN deana sümme iza havvelnahü nı'meten minna kale innema utıtühu ala ılm BEL HİYE FİTNETÜN ve lakinne ekserahüm la ya'lemun ( İnsana DARLIK, SIKINTI dokunduğunda bizi çağırır. Sonra onu bizden nimetle çevrelediğimizde "Kesinlikle o bana ilmim üzere verildi." der. BİLAKİS O SINAVDIR. Lakin onların çoğunluğu bilmezler. )

13/26 - Allahü YEBSÜTUR RİZKA rizka li men yeşaü ve YAKDİR ve ferihu bil hayatid dünya ve mel hayatüd dünya fil ahırati illa meta ( Allah, RIZKI dilediği kimseye GENİŞLETİR ve DARALTIR. Dünya hayatıyla ferahlayıp sevinirler. Oysa dünya hayatı ahiretin yanında fayda haricindeki değildir. )


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder