29 Mayıs 2020 Cuma

Mal ve Madde obsesyonu

Yunus Emre'ye ait olduğu bilinen şu dörtlük, nefsaniyete yenil düşmesi nedeniyle, kendisini aldatıcı kaba madde alemi dünyaya hapseden ve binlerce yıldır da bu hapishanenin gardiyanlığını yapan insana çok net mesaj içermektedir.

"Mal sahibi, mülk sahibi,
Hani bunun ilk sahibi?
Mal da yalan mülk de yalan,
Var biraz da sen oyalan"

İşin ilginç yanı, birçok insan bu dörtlüğü bilmesine ve hatta diğer insanlarla paylaşmasına rağmen kendi hayatında bu dörtlükle uyum arzeden tek bir düşünce, tutum ve davranış dahi sergilememektedir. İşte bu durum negatif şeytani tesirlerin, ilimden yoksun ve düşük idrakli insan üzerindeki tezahürlerinden kaynaklanmaktadır. Çevresine öğüt verip kendisini unutanların misali Bakara suresinin 44. ayetinde şöyle bildirilir.

2/44 - E te'mürunen nase bil birri ve tensevne enfüseküm ve entüm tetlunel kitab e fe la ta'kılun 
( Kitabı okuduğunuz halde, insanlara iyiliği emredersiniz de nefislerinizi unutur musunuz? O halde akıl etmez misiniz? )

Kaba madde alemi dünyanın bir ilüzyondan ibaret olduğu, gerçek olanın süptil alem olan üst frekanslar ( ahiret ) olduğu Al'i İmran suresinin 185. ayetinde bildirilmektedir. ( "Ahır" ( Diğer, Başka ) ve "at" ( Gibi olan eki ) kelimelerinden oluşan "Ahiret" kelimesi "Ötede olma / Diğer olan / Ötede olan / Diğeri olan ) anlamına gelmekte olup, İngilizce'deki "Other" ( Diğer ), Fransızca'daki "Autre" ( Diğer ) ve Almanca'daki "Ander" ( Diğer ) kelimeleri de aynı köktendir. )

3/185 - Küllü nefsin zaikatül mevt ve innema tüveffevne ücuraküm yevmel kıyameh fe men zuhziha anin nari ve üdhılel cennete fe kad faz ve mel hayatüd dünya illa metaul ğurur
( Tüm nefisler ölümü tadar. Ve ayağa kalkış gününde ödülleriniz kesinlikle size vefa edilir. Kim ateşten uzaklaştırılıp, cennete sokulursa kurtulmuştur. Dünya hayatı aldatıcı fayda haricindeki değildir. )

87/16 - Bel tü'sirunel hayated dünya ( Bilakis dünya hayatını tercih ediyorsunuz. )
87/17 - Vel'ahıretü hayrün ve ebka ( Ve ahiret daha hayırlıdır ve daha bakidir. )

3/185 kodlu ayetteki "Meta" kelimesi "Madde, Fayda" anlamlarını içermekte olup, bu kelime batı dillerinde "Madde" anlamına gelen "Matter" ( İng. ), "Matiere" ( Fra. ), "Materie" ( Alm. ) kelimeleri de "Meta" kökünden gelmektedir. "Meta" kelimesinin kökeni de "Mat / Mevt / Meyyit" ( Ölmek / Ölü ) kelimesiyle  ortaklık arzetmektedir. Zira, Kur'an'da yaşam makamı olan cennetten çıkartılarak ölüm makamı olan dünyaya indirilen insanın aslında "Meyyit" ( Ölü ) olduğu,bildirilmektedir. 

39/30 - İnneke meyyitün ve innehüm meyyitun ( Kesinlikle sen ölüsün ve kesinlikle onlar da ölüler. )

Kur'an'da, insanın kendisine uyguladığı zulümden başka bir şey olmayan "mal obsesyonunu" ve "mal çokluğuna dayalı kibir ve üstünlük yanılgısını" en net şekilde bildiren ayet seti Kehf suresinin aşağıdaki ayetleridir.

18/33 - Kiltel cenneteyni atet üküleha ve lem tazlim minhü şey'en ve feccerna hılalehüma nehara
( İki bahçe de yemişlerini desteyle vermişti. Ondan hiçbir şey eksik bırakılmamıştı. Onlar arasında nehir fışkırtmıştık. )

18/34 - Ve kane lehu semer fe kale li sahıbihı ve hüve yühaviruhu ene ekseru minke malen ve eazzü nefera
( Ve ürün onaydı. Böylece arkadaşına, onunla tartışırken "Ben malca senden çoğum ve kişi olarak da daha yüceyim, şerefliyim." dedi. )

18/35 - Ve dehale cennetehu ve hüve zalimün li nefsih kale ma ezunnü en tebıde hazihı ebeda
( Ve o, kendine zulmederek bahçesine girdi. "Bunun uzaklaşıp kaybolacağını zannetmem, ebedidir." dedi. )

18/36 - Ve ma ezunnüs saate kaimeten ve le in rudidtü ila rabbi le ecidenne hayran minha münkaleba
( Ve "Ayağa kalkış saatinin mevcut olduğunu da zannetmiyorum.* Eğer Rab’bime döndürülürsem, kesinlikle geri dönüş olarak ondan daha hayırlısını bulacağım." )

* Mal obsesyonu öylesine bir seviyeye çıkabilmektedir ki insan kendisini muktedir, ölümsüz ve dokunulmaz hissetmeye başlayabilmekte ve açıkça şirk günahını ( kendisini Allah'a ortak koşma ( haşa ) ) işleyebilmektedir. Bugün küresel şirketlerin sahibi konumunda olan ve günah addedilen her türlü suçu işleyen şeytanların temel düşünce sistematiği de zaten bu obsesyonu yansıtmaktadır. ( "Şirket" kelimesi de zaten "Ortak koşma" anlamını taşımaktadır. )

18/37 - Kale lehu sahıbühu ve hüve yühavirruhu e keferte billezı halekake min türabin sümme min nutfetin sümme sevvake racüla
( Arkadaşı ona, onunla tartışırken "O seni topraktan, sonra su damlasından yaratanı, sonra seni adam olarak düzenleyip şekillendireni inkar mı ediyorsun?" dedi. )

18/38 - Lakinne hüvellahü rabbi ve la üşrikü bi rabbi ehada
( Lakin kesinlikle Rab’bim o Allah' tır. Rab’bime hiçbir kimseyi ortak koşmam. )

18/39 - Ve lev la iz dehalte cenneteke kulte ma şaellahü la kuvvete illa billah in terani ene ekalle minke malen ve veleda
( Ve bahçene girdiğinde, beni malca ve çocukça senden daha az gördüğünde “Allah ne dilediyse. Allah' ın haricinde kuvvet yoktur." demeli değil miydin? )

18/40 - Fe asa rabbi en yü'tiyeni hayran min cennetike ve yursile aleyha husbanen mines semai fe tusbiha saıyden zeleka
( Artık belki Rab’bim bana senin bahçenden daha hayırlısını verir. Onun üzerine gökten azap gönderir de onu yalçın toprak yapar. )

18/41 - Ev yusbiha maüha ğavran fe len testetıy'a lehu taleba 
( Veya onun suyu dibini bulmuş olur da ona talep etmeye istidatın olmaz. )

18/42 - Ve ühıyta bi semerihı fe asbeha yükallibü keffeyhi ala ma enfeka fıha ve hiye haviyetün ala uruşiha ve yekulü ya leytenı lem üşrik bi rabbi ehada
( Ve meyvesiyle kuşatıldı da ona harcadığı üzerine el ayalarını oğuşturur oldu. O, tavanları üzerine çökmüş oldu ve ıssız kaldı. "Ey keşke ben Rab’bime hiçbir kimseyi ortak koşmasaydım."** diyordu.)

** Ayette kibir ve nefsaniyete dayalı şirkin hazin sonucunu idrak eden insanın sözleri yer almaktadır.

Sad suresinin 23. ayetinde de maddi hırsın, açgözlülüğün ve zulmün çok net bir izahı sayısal misalleme yöntemiyle iletilmektedir. Bu ayet, kibir ve nefsaniyet batağına saplanmış olanların esas amaçlarının "mal çokluğu" değil, "başkasını yoksun bırakmak ve bundan keyif alıp tatmin olmak" olduğunu açıkça bildirmektedir. Yani bu zalim şeytanlar "Başkasında hiç olmaması koşuluyla kendilerinde sadece 1 birim olmasına da razıdırlar." 

38/23 - İnne haza ehıy lehu tis'un ve tis'une na'ceten ve liye na'cetün vahıdetün fe kale ekfilnıha ve azzenı fil hıtab
( Kesinlikle bu benim kardeşim. Ona doksandokuz dişi koyun ve bana bir dişi koyun. "Onu bana ver." dedi. Beni söylemde yendi. )

Tekasür ( Çokluk ) suresinin aşağıdaki ayetlerinde ise maddiyat peşinde koşan insanın kendisine bahşedilen hayatı ve tekamül fırsatını nasıl boşa harcadığı bildirilmektedir.

102/1 - Elhakümüt tekasür ( Çokla övünme sizi alıkoydu, oyaladı. )
102/2 - Hatta zürtümül mekabir ( Kabirlere varıncaya kadar. )

Hümeze suresinin aşağıdaki ayetlerinde de yine "mal çokluğunu ebedi yaşamın sırrı sananların " yanılgısı bildirilmektedir.

104/2 - Ellezi cemea malen ve addedeh ( O malı toplayan ve onu adet adet sayan, )
104/3 - Yahsebü enne malehu ahledeh ( Malının onu ebedi kılacağını sanar. )
104/4 - Kella le yünbezenne fil hutameh ( Asla, hutameye atılacaktır. )

Tevbe suresinin 85. ayetinde de mal çokluğunun aslında bir azap vesilesi olduğu, Rab'bi inkâra sevkettiği ve ruhsal tekâmülü engellediği dolaylı olarak bildirilmektedir.

9/85 - Ve la tu'cibke emvalühüm ve evladühüm innema yürıdüllahü en yüazzibehüm biha fid dünya ve tezheka enfüsühüm ve hüm kafirun

( Ve onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Kesinlikle Allah onlara dünyada onlarla azap vermeyi ve nefislerini inkarcılar olarak öldürmeyi ister. )







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder