26 Eylül 2020 Cumartesi

Bela getiren sanayi

"San'at" ( Üretme ), "Sınai" ( Üretim ), Sun'i ( Üretilmiş ) kelimeleri "Sun" ( Üretmek ) kök kelimesinden yani "SN" kökünden türemiş olan kelimelerdir. ( Türkçe'de "Endüstri" anlamında kullanılan "Sanayi" kelimesi esasen "Sınai" kelimesidir. ) "Sun" ( Üretmek ) fiili, Kur'an'da "Amel" ( Yapmak ) kelimesinden farklı olarak kullanlmıştır. Zira "Amel" fiili "bir işi yapmak, tamamlamak" anlamını yansıtırken, "Sun" fiili "bir şey üretmek, ortaya çıkarmak" anlamını yansıtmaktadır. Dolayısıyla Kur'an'da "Sun" fiilinin kullanımının amacı iyi veya kötü olarak yapılanların mutlak surette bir olgu, bir durum ortaya çıkardığı ( ürettiği ) ve bunun da ilahi nizamda bir karşılığı olduğudur.

"Sun" kelimesinin ayetlerdeki ayrıştırılmış kullanımına bazı örnekler aşağıda olup, kötü niyetle üretilenin mutlaka bela ve azap getireceği yani esasen "Bela getiren sanayi" olduğu bildirilmektedir.

Maide suresinin 14. ve 63. ayetlerinde zikir sahiplerinin sözlerinden dönmelerinin ve Rab'be adanmışların günah işlemelerinin kendileri için olumsuz sonuçlar üretilmesine sebebiyet vereceği  bildirilmektedir.

5/14 - Ve minellezine kalu inna nesara ehazna mısakahüm fe nesu hazzan min ma zükkiru bihı fe ağrayna beynehümül adavete vel bağdae ila yevmil kıyameh ve sevfe yünebbiühümüllahü bima kanu YASNEUN

( Ve o "Biz kesinlikle Nasıralıyız." diyenlerden sözlerini almıştık. Ama o hatırlatıldıklarından paylanmayı, nasiplenmeyi unuttular. Böylece aralarına ayağa kalkış gününe kadar düşmanlık ve kin saldık. Yakında Allah ÜRETMİŞ olduklarını onlara haber verecektir. )

5/63 - Lev la yenhahümür rabbaniyyune vel ahbaru an kavlihimül isme ve eklihimüs suht le bi'se ma kanu YASNEUN

( Rab’be adanmışların ve bilginlerinin, onları günah sözlerinden ve haram yemelerinden men etmeleri gerekmez miydi? O ÜRETMİŞ oldukları ne kötüdür. )

A'raf suresinin 137. ayetinde de bugünkü tahakküm obsesifi küresel şeytanlar Firavun kavramı ile sembolize edilmiştir. Ve ayette, halkı zayıf, aciz ve çaresiz kılmak için Firavun'un "ürettiklerinden" ve "inşa ettiklerinden" bahsedilmektedir. Ayetteki bu bölüm, bugünkü küreselcilerin  ilim nimetini kötüye kullanarak ürettiklerini ( AI, dijital teknoloji, genetik mühendisliği vb. ) tanımlar niteliktedir.

7/137 - Ve evrasnel kavmellezine kanu yüstad'afune meşarikal erdı ve meğaribehelletı barakna fıha ve temmet kelimetü rabbikel husna ala benı israıle bima saberu ve demmerna ma kane YESNEU fir'avnü ve kavmühu ve ma kanu ya'rişun

( Ve o zayıf düşmüş olan kavmi de yerin bereketlendirdiğimiz doğusuna ve batısına varis kıldık. Rab’binin, İsrailoğullarına olan o güzel kelimesi sabırlarından dolayı tamamlandı. Biz de Firavun' un ve kavminin o ÜRETTİKLERİNİ ve o yapmış oldukları evleri mahvettik. )

Hud suresinn 16. ayetinde "Sun" ve "Amel" fiili birlikte kullanılmıştır. 

11/16 - Ülaikellezine leyse lehüm fil ahırati illen nar ve habita ma SANEU fıha ve batılün ma kanu YA'MELUN

( İşte onlara ahirette ateşin haricinde asla bir şey yoktur. Orada ÜRETİKLERİ boşa gitmiştir. O YAPMIŞ oldukları batıldır. )

"Sun" fiilinin "Amel" fiilinden ayrışmasına en net örnekerden biri de Hz. Nuh'un "gemiyi üretmesinden" bahsedilen Hud suresinin 37. ayetidir.

11/37 - VASNEil fülke bi a'yünina ve vahyina ve la tühatıbnı fillezıne zalemu innehüm muğrakun

( Ve gemiyi gözetimimizle ve vahyimizle ÜRET. Bana o zulmedenler hakkında söylemde bulunma. Kesinlikle onlar boğulacaklar. )

13/31 - Ve lev enne kur'anen süyyirat bihil cibalü ev kuttıat bihil erdu ev küllime bihil mevta bel lillahil emru cemıa e fe lem yey'esillezıne amenu en lev yeşaüllahü le heden nase cemıa ve la yezalüllezıne keferu tüsıbühüm bima SANEU kariatün ev tehullü karıben min darihim hatta ye'tiye va'düllah innellahe la yuhlifül mıad

( Ve şayet kesinlikle Kur'an ki, onunla dağlar gezse veya onunla yer kesilip parçalansa veya ölüler onunla konuşturulsa. Bilakis tüm işler Allah içindir. O halde o inananlar ümit kesip anlamadılar mı ki Allah dileseydi insanları topluca yönlendirirdi ve o inkar edenleri geri durdurmazdı. O ÜRETTİKLERİNDEN dolayı onlara ansızın gelen bela isabet eder veya yurtlarının yakınına konar. Nihayet Allah' ın vaadi gelir. Kesinlikle Allah vaade, vadeye ihtilaf etmez. )

Kehf suresinin 104. ayetinde, İblis'in hipnozu altındaki cinlerin ve insanların, ürettiklerinin iyiye ve güzele vesile olacağını sandıklarından ve hipnotik yanılgıya düştüklerinden bahsedilmektedir. 

18/104 - Ellezine dalle sa'yühüm fil hayatid dünya ve hüm yahsebune ennehüm yuhsinune SUN'A

( O dünya hayatındaki çabaları sapmış olanları. Kesinlikle onlar iyilik güzellik ÜRETTİKLERİNİ sanmışlardır. )

Taha suresinin 69. ayetinde "Sun" ( Üretim ) kelimesiyle "Keydü sahir" ( Sihirbaz / Büyücü tuzağı ) kelimelerinin birlikte kullanılması da bugün teknolojik üretimlerle insanları büyülemeye ve kontrol altına almaya çalışan küreselciler tanımlanmakta gibidir.

20/69 - Ve elkı ma fı yemınike telkaf ma saneu innema SANEU keydü sahır ve la yüflihus sahırü haysü eta

( Ve o sağ elindekini at. Ne ürettilerse yutar. Kesinlikle o ÜRETTİKLERİ sihirbaz tuzağıdır. Her nereye yeterse yetsin sihirbaz iflah olmaz. )

Fatir suresinin 8. ayetinde de "Sun" ve "Amel" fiillerinin ayrı ayrı kullanımı görülmektedir.

35/8 - E fe men züyyine lehu suü AMELİHI fe raahü hasena fe innellahe yüdıllü men yeşaü ve yehdı men yeşaü fe la tezheb nefsüke aleyhim haserat innellahe alimün bima YASNEUN

( Kötü İŞİ kendisine süslenmiş olup da ona güzel görünen kimse de mi? Kesinlikle Allah dilediği kimseyi saptırır ve dilediği kimseyi yönlendirir. O halde, nefsin ona hasretle ayrılıp gitmesin. Kesinlikle Allah o ÜRETTİKLERİNİ bilendir. )




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder